GÜNDEM - 12 Aralık 2025 Cuma 10:11

2 asırdır aynı ailenin sürdürdüğü meslek, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya

A
A
A
2 asırdır aynı ailenin sürdürdüğü meslek, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya

Şırnak’ın Cizre ilçesinde bir zamanlar dokuz ayrı dükkanda sürdürülen demircilik mesleği, bugün yok olma noktasına geldi. İlçede, yaklaşık 200 yıldır aynı aile tarafından sürdürülen bu zanaatı devam ettiren tek kişi kaldı.


Küçük yaşlarda babasının yanında çırak olarak mesleğe adım atan Reşit Demirci (72), o günden beri aynı ocağın başında. Babasının da kendi babasından devraldığı bu mesleği aynı azimle sürdürdüğünü belirten Reşit Demirci, "Ben de bu zanaatı babamdan devraldım. 65 yıldır buradayım. Tahra, satır, kıyma bıçağı, orak ve balta gibi birçok el yapımı demir ürününün üretimini yapıyorum. Zor bir iş, ekmeği de az. Bu yüzden kimse bu mesleğe yönelmiyor. Bizi takip eden kimse yok. Cizre’de geleneksel zanaatların yok olmaması için çırak yetiştirmek çok önemli. Eğer bu meslek ölürse bir daha geri gelmez’’ dedi.



2 asırdır aynı ailenin sürdürdüğü meslek, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Üniversite öğrencileri Eskişehir’in yöresel lezzetleri için mutfağa girdi Hızır Bey Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) Öğrenci Yurdu’nda kalan 4 öğrenci, "Ninemin Tarifleri" etkinliği kapsamında Eskişehir’in yöresel tatları için kollarını sıvadı. Sorpa çorbası, balaban köftesi ve Kızılinler Mahallesi’nde yetişen balkabağından pişirilen coğrafi işaret belgeli kabak tatlısını yapan öğrenciler, hem eğlenceli vakit geçirdi hem de geçmişten gelen lezzetleri, yapım sürecini öğrendi. Eskişehir Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, üniversite öğrencilerinin sosyal ve kültürel gelişimlerine katkı sunmaya yönelik projelerini sürdürüyor. Bu kapsamda farklı illerden Eskişehir’e yükseköğrenimlerini gerçekleştirmek için gelen Muttalip Orta Mahallesi’nde bulunan Hızır Bey KYK Öğrenci Yurdu’nda kalan 4 öğrenci, "Ninemin Tarifleri" etkinliği kapsamında Eskişehir’in coğrafi işaret belgesiyle tescillenen yöresel tatları pişirdi. Yurttaki usta şeflerin yönlendirmesiyle kent belleğinde ait, Kırım’dan Anadolu’ya 18. yüzyılın sonunda göç eden Tatarların yerleştirildiği Eskişehir ile özdeşleşen sorpa çorbası, 1930’lu yıllar itibariyle Eskişehir mutfağına kazandırılan Balaban Köftesi ve Kızılinler Mahallesi’nde yetişen balkabağından pişirilen coğrafi işaret belgeli kabak tatlısını yapmak için Hızır Bey KYK Öğrenci Yurdu mutfağına giren öğrenciler keyifli anlar yaşadı. "Eskişehir’in yöresel yemeği olduğunu bilmiyordum, etkinlikte öğrenmiş oldum" Van’dan Eskişehir’e gelen Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Esmanur Demirhan, "Bugün menümüzde 3 çeşit bulunuyor. Kuzu sorpa çorbamız, balaban köftemiz ve kabak tatlımız var. Burada yapılan yemekler bizim oradakiler ile benziyor. Doğu tarafında da yapılan çorbalar yapılıyor. Doğu tarafında sulu yemekler çok yapılır, benzerlikler var. Annem ve babam çalıştığı için ben daha önceden de yemek yapardım. Köfte olarak benzerliğimiz, bizim de Kürt köftemiz var. Bulgurla ve unla yapılan bir köftemiz var. Şekil aldıktan sonra suda haşlanan ve sarımsaklı yoğurt ile salçalı sos eşliğinde yenilen bir yemeğimiz var. Yurtta hocalarımız özel menüler çıkartıyorlar, onlarla besleniyoruz. Düzenlenen etkinliğin benim için katkıları oldu. Mesela, balaban köftenin, sorpa çorbasının ve kabak tatlısının Eskişehir’in yöresel yemeği olduğunu bilmiyordum. Bunları etkinlik sayesinde bugün öğrenmiş oldum. Bilmediğim şeyler öğreniyorum, bence bu güzel bir şey. Ayrıca, yeni arkadaşlarla tanışıyorum. Burada ilk defa tanıştığım arkadaşlarım var. Sosyalleşiyorum, güzel oluyor" dedi. "Projemizin adı, ’Ninemin Tarifleri’" Eskişehir Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı Hızırbey Yurt Müdürlüğü’nde çalışan Eğitim Sorumlusu Şeyma Yenioğlu, "Aslında bakanlığımızın bir sürü projesi var. Ben 9 senedir kurumdayım ve bir sürü proje yaptık ama bu geleneği, göreneği devam ettirdiğimiz güzel projelerden biri. Kız öğrenciler bu projeyi yapmayı çok seviyorlar. Projemizin adı, ’Ninemin Tarifleri’. Bugün biz de öğrencilerimizle hep beraber Eskişehir yöresine ait kuzu sorpa çorba, balaban köfte ve Kızılinler’in meşhur kabağından tatlı yaptık. Tabii ki uyum sağlamakta zorlanan öğrencimiz de oldu ama zaten kendi yaşadıkları bölgelerde benzer yemekler olduğu için aslında hem deneyim kazanmış hem de kendi yörelerine ait yemeklerle kıyas yapmış oluyorlar. Bence bu 3 yemeği, mutfakta ustamızın da desteğiyle keyifli ve başarılı bir şekilde yaptılar" ifadelerini kullandı. "Beraber güzel yöresel yemekler yaptık" Yurtta görevli Diyetisyen Zeynep Gölcük ise, şunları söyledi: "Bugün ’Ninemin Tarifleri Atölyesi’nde buluştuk. Bakanlık tarafından desteklenen bir proje. Öğrencilerimiz ve ustamızla beraber güzel yöresel yemekler yaptık. Kabaki güzel bir tatlı. Tabii ki içinde şeker içeriyor ama yine tercih edilebilir. Balaban köfteye dönecek olursak; yoğurt ve köfte protein, ekmek karbonhidrat kaynağı. Çorbamızın da terbiyesinde protein bulunuyor, içinde et var. Bu şekilde güzel bir çorba. Yağ ve sos oranına dikkat ettiğimiz sürece güzel yemekler." (BT-Y)
Erzurum Atatürk Üniversitesi ve Huazhong Tarım Üniversitesinden yapay zekâ destekli balık besleme sistemi Atatürk Üniversitesi ile Çin’in önde gelen yükseköğretim kurumlarından Huazhong Tarım Üniversitesi arasında yürütülen ortak araştırma projesi, su ürünleri yetiştiriciliğinde yeni bir dönemi başlatacak nitelikte sonuçlar sunuyor. Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesinden Prof. Dr. Abdulkadir Bayır ve Huazhong Tarım Üniversitesinden Prof. Dr. Chunfang Wang’ın yürütücülüğünü üstlendiği proje, su ürünleri yetiştiriciliğinde sık karşılaşılan yem israfı ve çevresel kirlilik sorunlarına yenilikçi bir çözüm getirmeyi hedefliyor. Proje kapsamında araştırmacılar, balıkların "metabolik geri bildirimi" temel alınarak geliştirilecek yeni bir yemleme sistemi üzerinde çalışıyor. Bu sistem; amino asitler, yağ asitleri ve özellikle glikozun hipotalamus aracılığıyla balıkların beslenme davranışlarını nasıl şekillendirdiğini moleküler düzeyde inceleyen kapsamlı deneysel veriler üzerine inşa ediliyor. Çalışma, büyük ağızlı levrek ve gökkuşağı alabalığında kan şekeri dinamikleri ile beslenme tepkileri arasındaki ilişkiyi nicel olarak ortaya koyacak ve bu biyolojik veriler makine öğrenimi algoritmalarıyla birleştirilerek akıllı yemleme stratejilerine dönüştürülecek. Bu yenilikçi yaklaşımla, geleneksel ve mevcut akıllı yemleme sistemlerinde yaygın olarak kullanılan "tahmine dayalı" modeller yerine, "veriye dayalı" ve yapay zekâ destekli bir balık besleme sistemi geliştirilmesi hedefleniyor. Projenin su ürünleri sektöründe sürdürülebilirlik, verimlilik ve çevresel duyarlılık açısından önemli bir dönüşüme katkı sunması bekleniyor. Elde edilen bu uluslararası nitelikli başarı dolayısıyla Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu’nun tebriklerini iletmek üzere Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Bülent Çavuşoğlu ve Prof. Dr. Hasan Yılmaz, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Telat Yanık, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Gökhan Arslan ile Proje Geliştirme ve Koordinasyon Ofisi Koordinatörü Prof. Dr. Serdar Burmaoğlu proje yürütücüsü Prof. Dr. Abdulkadir Bayır’ı ziyaret etti.