GÜNDEM - 11 Eylül 2025 Perşembe 10:54

Bir gün dahi mahkûmiyet kararı verilmeden tutulduğu cezaevinde 7.5 yıl işkence gördü

A
A
A
Bir gün dahi mahkûmiyet kararı verilmeden tutulduğu cezaevinde 7.5 yıl işkence gördü

Sivas’ta gazeteci Sirer Doğan, 12 Eylül askeri darbesinde ortaokuldan sınıf arkadaşı olan ve hayattayken sürekli temas halinde olduğu Muhsin Yazıcıoğlu’nun 7.5 yıl suçsuz yere cezaevinde tutulduğunu belirtip, "12 Eylül darbesinin bir kara leke olduğunu buradan anlayabiliriz" dedi.

Sivas’ta yaşayan gazeteci Sirer Doğan, 12 Eylül askeri darbesinin mağdurlarından Büyük Birlik Partisi’nin merhum genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu anlattı. Doğan, ortaokuldan sınıf arkadaşı olan ve hayattayken sürekli temas halinde olduğu Muhsin Yazıcıoğlu’nun 7.5 yıl suçsuz yere cezaevinde tutulduğunu belirtip, "12 Eylül 1980 askeri darbesinde ortaokuldan sınıf arkadaşım olan Muhsin Yazıcıoğlu da Ülkü Ocakları Genel Başkanı olarak gözaltına alındı. Daha sonra tutuklanarak Mamak cezaevinde 7.5 yıl yattı. Mamak cezaevinde Muhsin Yazıcıoğlu, Namık Kemal Zeybek ve Ülkü Bir Derneği Başkanı Saffet Beştepe birliktelerdi. Orada ağır işkenceler gördüler. Muhsin Yazıcıoğlu bu işkenceleri görmesine rağmen, 7.5 hapis yatmasına rağmen 1 gün daha hakkında mahkûmiyet kararı verilmedi. 12 Eylül darbesinin bir kara leke olduğunu buradan anlayabiliriz" ifadelerini kullandı.

Bir gün dahi mahkûmiyet kararı verilmeden tutulduğu cezaevinde 7.5 yıl işkence gördü

"Cezaevinden çıktı sağduyu çağrısı yaptı"

Doğan, Yazıcıoğlu’nun cezaevinden çıktıktan sonra sağcı ve solcu gençlere nasihatte bulunduğunu ifade edip, "Muhsin Yazıcıoğlu cezaevinden çıktıktan sonra herkese şunu söylemiştir: ‘Arkadaşlar biz ikişer metre, dörder metre ve altışar metre hücrelerde sağcı, solcu bir araya konulduk. Hepimizin amacı bu ülkeyi iyi yerlere götürmekti. Yanlış yönlendirilerek bizi bir birine kırdırmaya çalıştılar. Bunun için akıllı olmalıyız, uyanık olmalıyız, provokasyonlara gelmemeliyiz’. Bu ifadelerinin en güzel örneğini bize 2 Temmuz Sivas olayları gösterdi" dedi.

Bir gün dahi mahkûmiyet kararı verilmeden tutulduğu cezaevinde 7.5 yıl işkence gördü

"Ben devletimden davacı olmam"

Doğan, Yazıcıoğlu’nun 7.5 yıl hüküm verilemeden ağır işkence altında kalmasına rağmen devletine hiç küsmediğini ifade ederek, "Muhsin Yazıcıoğlu, Mamak cezaevinden çıktıktan sonra ilk olarak Sivas’a geldi. Bir düğün salonunda toplantı yaptık. Mahkûmiyet almadan 7.5 yıl cezaevinde tutulduğu için kendisine söyle bir teklifte bulunuldu. Dediler ki ‘Devlet aleyhinde dava açarsan büyük tazminat alırsın’. Avukatlarında talebi oldu ama Muhsin bey dedi ki, ‘Ben devletimden davacı olmam’. Muhsin Yazıcıoğlu’nun devlet ve vatan sevgisi Londra’da Lortlar karamasında da ortaya konulmuştur, ABD’nin kendine yaptığı teklif karşısında da ortaya koymuştur" şeklinde konuştu.

"Yüzde 1 oy alsa da uçan kuştan haberi olurdu"

Bir gün dahi mahkûmiyet kararı verilmeden tutulduğu cezaevinde 7.5 yıl işkence gördü

Doğan, Yazıcıoğlu’nun Türklerin yaşadığı ve mazlumların olduğu her yerde izi olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi:

"Muhsin Yazıcıoğlu’nun yüzde 1 oy almasına rağmen bu gücünün nereden geldiği merak ediliyor. Ben de iddia ediyorum, Şırnak’ta eğer bir olay oluyorsa, bir mermi atılıyorsa, Genelkurmay başkanından önce Muhsin Yazıcıoğlu’nun haberi olurdu. Sadece Türkiye Cumhuriyeti toprakları içerisinde değil, tüm Türk Cumhuriyetlerinde, Bosna’da, Çeçenistan’da her tarafta izi vardı, her taraftan haberi vardı." 

Yunus Çiftci - Sancar Alp Fırat

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya "Kütahya Veli Buluşmaları" programının beşincisi gerçekleştirildi Kütahya İl Millî Eğitim Müdürlüğü koordinesinde yürütülen "Kütahya Veli Buluşmaları" programının beşincisi, Beylerbeyi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Programa, Şehit Selim Cansız Anadolu İmam Hatip Lisesi ile bünyesinde bulunan İmam Hatip Ortaokulu velileri yoğun ilgi gösterdi. Programda velilere hitap eden İl Millî Eğitim Müdürü Mustafa Yılmaz, çocukların yalnızca akademik başarıyla değil; millî, manevi ve ahlaki değerlerle mücehhez bireyler olarak yetiştirilmesinin önemine dikkat çekti. Dijital çağın beraberinde getirdiği risklere değinen Yılmaz, ekranların ve sosyal medyanın oluşturduğu sahte rol modellere karşı aile, okul ve toplumun birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Çocukların birer emanet olduğunu ifade eden Yılmaz, onların bir fidan gibi özenle yetiştirilmesi gerektiğini belirterek, zor zamanların birlik ve beraberlik içinde aşılabileceğini dile getirdi. Çocukların "Türkiye Yüzyılı" vizyonunun temel taşı olduğunu söyleyen Yılmaz, bu neslin ülkenin değerlerine, gelenek ve göreneklerine, dinî ve millî hassasiyetlerine sahip çıkan bireyler olarak yetişeceğini ifade etti. Konuşmasında, "Daha çok çalışmalı, daha çok yorulmalı ve sesimiz daha gür çıkmalı" vurgusu yapan Yılmaz; kar tanelerinin birleşerek çığları, yağmur damlalarının selleri oluşturduğu gibi, birlik olunduğunda güçlü olunacağını söyledi. Çocukları sosyal medyanın olumsuz etkilerinden ve sahte kahramanlardan korumanın ancak bu anlayışla mümkün olacağını ifade eden Yılmaz, çocukları kaybetme gibi bir lükslerinin olmadığını belirtti. Program, velilerin sorularını doğrudan iletebildiği soru-cevap bölümüyle devam etti. Velilerin eğitim süreçlerine ilişkin görüş ve taleplerinin dinlendiği buluşmada, karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu. Samimi bir atmosferde gerçekleştirilen program, aile-okul iş birliğinin güçlendirilmesine katkı sağlarken, katılımcı veliler tarafından memnuniyetle karşılandı.
Adana Alparslan Türkeş Üniversitesi Türkiye’nin en iyi 20 üniversitesi arasına girdi Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (ATÜ), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" göre, araştırma kalitesinden Ar-Ge yatırımlarına, erişilebilirlikten kütüphane kaynaklarına kadar 4 farklı alanda Türkiye’nin en iyi 20 üniversitesi arasında yer aldı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" yayımlandı. YÖK’ün Türkiye’deki tüm üniversiteleri 67 farklı göstergeye göre titizlikle değerlendirdiği kapsamlı rapor, ATÜ’nün yükselen grafiğini ve "Bilim ve Teknoloji" odaklı vizyonunu tescilledi. ATÜ, raporda öne çıkan şu temel göstergelerde Türkiye genelinde ilk 20 üniversite arasına girerek dikkatleri üzerine çekti. Yayınların atıf alma oranı, bilimsel üretkenliğin niteliğini simgeleyen bu kategoride ATÜ, yüzde 85,4’lük oranla Türkiye’nin en seçkin akademik kurumları arasında yer aldı. Ar-Ge’ye ayrılan bütçe oranında ise geleceğin teknolojilerine yatırım yapma kararlılığını gösteren ATÜ, bütçesinden Ar-Ge’ye ayırdığı yüzde 6,93’lük pay ile zirvedeki yerini korudu. Erişilebilirlik envanteri kategorisinde ise, "Engelsiz Üniversite" vizyonuyla hareket eden ATÜ, 156 erişilebilirlik envanter sayısı ile kapsayıcı kampüs anlayışında fark oluşturdu. Kütüphane kaynak çeşitliliğinde ise sesli kitap ve engelli dostu kaynak sayısı bakımından 329 bin 40 materyal ile bilgiye erişimde engelleri kaldıran ilk 20 üniversiteden biri oldu. Rektör Prof. Dr. Adnan Sözen: "Kalite odaklı büyümemizin tescili" Elde edilen başarıyı değerlendiren ATÜ Rektörü Prof. Dr. Adnan Sözen, üniversitenin araştırma odaklı bir ekosistem kurma yolunda emin adımlarla ilerlediğini belirterek, "YÖK 2025 Raporu’ndaki veriler, üniversitemizin sadece niceliksel değil, asıl önemlisi niteliksel bir gelişim içinde olduğunu göstermektedir. Özellikle yayınlarımızın atıf alma oranındaki yüksek başarı ve Ar-Ge bütçesine ayırdığımız pay, ’Bilim ve Teknoloji’ üniversitesi kimliğimizi akademik sahada ne kadar güçlü temsil ettiğimizin bir kanıtıdır. Bunun yanı sıra, kütüphane kaynaklarımızdan kampüsümüzün erişilebilirliğine kadar her alanda ’insan odaklı’ bir yönetim anlayışı benimsiyoruz. Hedefimiz, bu başarı çıtasını her geçen yıl daha da yukarı taşıyarak hem ülkemizin kalkınmasına katkı sunmak hem de öğrencilerimize dünya standartlarında bir akademik ortam sağlamaktır. Bu başarıda emeği geçen tüm akademik ve idari personelimizi gönülden kutluyorum" dedi.
Konya İsmil GES projesi tamamlandı Konya’nın merkez Karatay İlçe Belediyesi’nin yenilenebilir enerji alanındaki önemli yatırımlarından biri olan İsmil Güneş Enerjisi Santrali (GES) projesinde yapım çalışmaları tamamlanarak tesis devreye alındı. Karatay’ın 5’inci Güneş Enerjisi Santrali olma özelliğini taşıyan proje, enerji üretimine başladı. İsmil Mahallesi’nde 105 bin metrekarelik alan üzerine kurulan ve devreye alınan projede, 6 MW kurulu güce sahip santral enerji üretimine başladı. 13 bini aşkın güneş paneliyle faaliyet gösteren proje, Karatay Belediyesi’nin enerji ihtiyacının 1,5 katını karşılayacak kapasiteye sahip. Milyonlarca liralık katma değer sağlanacak Projenin devreye alınmasıyla birlikte enerji üretimi başladı ve milyonlarca liralık ekonomik değer oluşturulması hedefleniyor. Bu sayede Karatay Belediyesi önemli ölçüde mali tasarruf sağlarken, fazla üretilen enerjiyle şehir ekonomisine katkı sunulacak. İsmil GES, karbon salınımını azaltarak çevre dostu enerji üretimine örnek teşkil edecek. Kılca: "Karatay’ın enerjisini güneşle inşa ediyoruz" İsmil GES’in hayırlı olmasını dileyen Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Karatay Belediyesi’nin enerji alanında kendi kendine yeten bir yapıya kavuşma yolunda emin adımlarla ilerlediğini ifade etti. Başkan Hasan Kılca, "Karatay Belediyesi olarak sürdürülebilir projelerle ilçemizin bugünü kadar geleceğini de planlıyoruz. Yenilenebilir enerji yatırımlarımızı, çevreye duyarlı şehircilik anlayışımızın temel unsurlarından biri olarak görüyoruz. Bugüne kadar hayata geçirdiğimiz dört güneş enerjisi santralimizle önemli bir tecrübe kazandık. İsmil Mahallemizde hayata geçirdiğimiz 5. Güneş Enerjisi Santralimiz ise bu alandaki en büyük yatırımımız olma özelliğini taşıyor. Yeni santralimiz ile tükettiğimiz enerji ihtiyacımızın 1,5 katını güneş enerjisinden karşılayacak bir kapasiteye ulaşmış olacağız" dedi. "Çevre dostu bir kaynak" Yenilenebilir enerji yatırımlarının Karatay’a sağladığı ekonomik ve çevresel katkılara da dikkat çeken Başkan Kılca, güneş enerjisinin belediyeler için stratejik bir kaynak olduğunun altını çizdi. Kılca, "Güneş enerjisi; hem yenilenebilir hem ekonomik hem de çevre dostu bir kaynak. Bu yatırımlarla sadece bugünün enerji ihtiyacını karşılamıyoruz; aynı zamanda belediye bütçemize uzun vadeli katkı sağlayacak, kaynaklarımızı daha verimli kullanacağımız bir altyapı oluşturduk. Enerji maliyetlerini azaltan, karbon salınımını düşüren ve çevreyi koruyan bu yatırımlarımızla Karatay’ı temiz enerji alanında örnek bir ilçe haline getirmeyi hedefliyoruz. GES projelerimiz, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir Karatay bırakma kararlılığımızın somut bir göstergesidir" diye konuştu.