POLİTİKA - 18 Nisan 2018 Çarşamba 13:15

Bakan Soylu: "2017 yılında FETÖ terör örgütüne karşı 20 bin 409 operasyon yapıldı"

A
A
A
Bakan Soylu: "2017 yılında FETÖ terör örgütüne karşı 20 bin 409 operasyon yapıldı"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tekirdağ’da katıldığı "Genel Güvenlik ve Uyuşturucuyla Mücadele" toplantısında, "2017 yılında FETÖ terör örgütüne karşı 20 bin 409 operasyon yapılmış ve 20 bin 478 kişi ise tutuklanmıştır.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tekirdağ’da katıldığı "Genel Güvenlik ve Uyuşturucuyla Mücadele" toplantısında, "2017 yılında FETÖ terör örgütüne karşı 20 bin 409 operasyon yapılmış ve 20 bin 478 kişi ise tutuklanmıştır. Bu yıl içerisinde ise operasyon sayısı 6 bin 742 tutuklu sayısı ise 2 bin 706 olarak gerçekleşmiştir. 15 Temmuz 2016’dan 11 Nisan 2018’e kadar tutuklanan kişi sayısı 77 bin 81 kişidir" dedi.


Tekirdağ’da bir otelde yapılan "Genel Güvenlik ve Uyuşturucuyla Mücadele" toplantısında konuşan Soylu, "Genel Güvenlik ve Uyuşturucu ile Mücadele Toplantısı adı altında daha önce İstanbul, Ankara, İzmir, İstanbul ve Eskişehir’de gerçekleştirilen toplantı dizimizin 5’incisini Tekirdağ’da düzenliyoruz. Bu toplantılar vasıtasıyla şehir güvenliği ve toplamda ülke güvenliği konusunda aslında ne yapmak istediğimizi nasıl bir süreç ortaya koymak istediğimizi gerek kamuoyuyla gerekse şehir güvenliği konusunda sorumluluğu bulunan herkesle paylaşmak. Karşılıklı bir iletişim halinde olmak istiyoruz. Kıymetli arkadaşlar şehir güvenliği konusuna girmeden evvel genel güvenlik fotoğrafımıza ilişkin bir değerlendirme yapmak isterim. Geçen hafta uluslararası bir güvenlik forumu münasebeti ile Ukrayna’daydık. Orada küresel terörden yabancı terör savaşçılarının geçişlerinden, uyuşturucu trafiğinden bahsettik. Bu anlattığım tüm konularda toplantıda bulunan ülkelerden daha fazla faaliyetimiz olduğunu orada bir kez daha müşahede ettik. Uyuşturucu yakalamadan, göç eden insan sayısına, yakaladığımız yabancı terörist sayısına, uğraştığımız terör örgütlerinin sayısına kadar bu konularda hem başarı olarak hem de sorumluluk olarak konferanstaki diğer ülkeler ile tecrübelerimizi paylaştık. Onun öncesinde Afganistan’daydık. Temel olarak aynı konular üzerinde Afganistan’la bazı meseleleri masaya yatırdık. 2 buçuk milyon Afgan İran’da var. Şuanda Afganistan’dan çeşitli yollarla İran’a geçmek isteyenler var. Türkiye üzerinden veya başka rotalarla hem Türkiye’ye hem de Avrupa’ya intikal etmek isteyenler var. Birinci problem alanı bu, ikinci problem alanı 2016 yılında Afganistan’da 4 bin 800 ton Afyon üretildi. 2017’de bu rakam 9 bin tona çıktı. 2016 yılında Türkiye’de 5 bin 500 kilogram civarında eroin yakalandı. Özellikle 2017 yılında gümrük rakamlarını da buna eklediğiniz zaman neredeyse 18 bin kilograma yakın bir önceki yılın 3-4 katı kadar bir artışı sağlamış olduk. Afganistan’da konuştuğumuz üçüncü konu da yabancı terörist savaşçılar konusu. Biliyorsunuz bunlar DEAŞ’e katılmak için önce kuzey ve güneye indiler. Şimdi birkaç farklı rotayla yeniden güneyden kuzeye doğru çıkmaya çalışıyorlar. Ya bir kısmı güneye gidiyor ya da bir kısmı tekrar geldikleri noktalara geri dönerek kuzeye giderek orada kendini muhafaza altına almaya çalışıyor. Bu da bizi tehdit eden bir başka konu" dedi.



"sınır güvenliğimizi temin edebilmek için Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Harekatlarını yapmak durumunda kaldık"


"Ülkemizde 3 buçuk milyon Suriyeli, 1 milyon kadar da diğer bölge ülkelerden çeşitli statüler ile gelen insanlar var" diyen Bakan Soylu, "Kara sınırlarımızı yüzde 44’ünü oluşturan iki ülkede devlet otoritesi yok mesabesinde. Bıçak kemiğe dayandı ve sınır güvenliğimizi temin edebilmek için Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Harekatlarını yapmak durumunda kaldık. Hala orada personelimiz var. Para ve insan kaynağı akıtıyoruz. Büyük oranda azaltmış olsak da hala orada ciddi riskler barındıran bir bölge ve meseleyi ifade etmek isterim. Türkiye’nin kara sınırın uzunluğu yaklaşık 2 bin 950 kilometre kıyı şeridi uzunluğu ise 8 bin 333 kilometredir. Kara sınırının neredeyse üç katına yakın bir mesafe oluşturuyor. Ne yapacaksınız? Denize duvar mı çekeceğiz? Sahil Güvenlik Komutanlığından arkadaşlarımız oraların sınır güvenliğini büyük bir fedakarlıkla tesis etmeye çalışıyorlar. Bir taraftan Ege’yi bir taraftan Akdeniz’i tutuyoruz. Bir gün bakıyorsunuz ki Karadeniz’e yönelmiş bir göç dalgası ve kaçakçılıkla karşı karşıyasınız. Geçen yıl ağustos-eylül arasında bunu yaptılar ama aldığımız önlemlerle burayı bıçak gibi Allah’ın iziyle kestik. Asil bir millet olarak bir mücadele veriyoruz. Elbette görmezden gelinebilir. Hangi ülkeye gidiyorsa orası düşünsün denilebilir ama biliyorsunuz çoluk çocuk ölüme gidiyor. Siz biliyorsunuz ama maalesef Batı bu meseleye duyarsız ve onlar bilmiyor veya uyuşturucu kaçırıyorsa başka bir ülkeye götürür ve oralarda gençleri zehirliyor uyuşturucudan elde ettiği parayla terör örgütüne silah sağlıyor, bize kurşun sıkacak. Hem insani olarak vicdani olarak sorumluluğumuz var hem de fiili bir risk altındayız. Bütün bu anlattığım tablo bizden kaynaklanan bir durum değil. Bize dışarıdan ithal edilen bir tablo" ifadelerini kaydetti.



"PKK yıllardır Avrupa’nın göbeğinden destek alıyor"


PKK’nın yıllardır Avrupa’dan destek aldığını dile getiren Bakan Soylu, "Türkiye hiçbir ülkeye sorun teşkil etmiyor ama komşularımızın yaptıkları ve yapmadıkları bizim için önemli bir sorun oluşturuyor. Türkiye bugün bunu yönetebiliyor. Bunun maddi yükünü de karşılayabiliyor ama neticede bunun için ciddi bir bedel ödüyor. Para konusu hiçbir sorun değil ama şehitlerimiz var. Ülkemizin geleceğine bir taraftan da gençlerimize kast ediyorlar. İçeride mücadele ettiğimiz terör örgütleri var ama bütün bunlar dışarıdan besleniyor. Silah dışarıdan geliyor, para dışarıdan geliyor. PKK yıllardır Avrupa’nın göbeğinden destek alıyor. FETÖ’nün elebaşının nerede bulunduğu hepimizce malum. Çekirdek kadronun da oraya yerleştiği sır değil. Dolayısıyla Türkiye güvenlik sorunlarının neredeyse hemen hepsini maalesef dışarıdan alıyor. Bakanlık olarak bu sorunlarla nasıl bir mücadele ve anlayışla mücadele ettiğimizi ortaya koymak isterim. Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi Cumhurbaşkanımız ve hükümetimizin feraseti, milletimizin cesareti, aziz şehitlerimizin büyük fedakarlığı sayesinde sabaha varmadan bastırdık. Elbetteki bu girişimin kamuda bürokraside yarattığı tahribatı da inkar edemeyiz. Kendi içimizden örnek vereyim emniyet müdürü sayımız 20- 21 binler civarıdaydı. Bu yılbaşı itibariyle 8-9 binler seviyesindedir. İçimize sızan bu hainler aslında kendi içlerinde darbe teşebbüsünü asla elden bırakmadılar. 15 Temmuz sonrasında ülkenin istihbaratının siber kapasitesini elemanları vasıtasıyla dışarı taşımaya çabaladılar. Deşifre edilene kadar bir gayretle ortaya koydular ve kendi yapılanmalarında sürekli formüller ortaya koymaya çalıştılar. Hala daha bir gayret içerisindeler. Bu yapıyı tamamen temizlediğimize kanaat getirmek açık söyleyeyim bize büyük bir zafiyet oluşturur" dedi.



"15 Temmuz 2016’dan 11 Nisan 2018’e kadar tutuklanan kişi sayısı 77 bin 81 kişidir"


2017 yılında FETÖ terör örgütüne karşı 20 bin 409 operasyon yapıldığını ve 20 bin 478 kişinin tutuklandığını belirten Bakan Soylu, "Bu yıl içerisinde ise operasyon sayısı 6 bin 742 tutuklu sayısı ise 2 bin 706 olarak gerçekleşmiştir. 15 Temmuz 2016’dan 11 Nisan 2018’e kadar tutuklanan kişi sayısı 77 bin 81 kişidir. Çoklu güvenlik yönetimi şimdi bütün bu görüntü içerisinde hem de bu 15 Temmuz hadisesinin kamuda yarattığı tahribatı kapatmak hem de içişleri bakanlığının bu yeni mücadele dönemi içerisinde yeniden yapılandırmak durumundayız. Esas itibariyle bizim bu dönemde izlediğimiz politikayı çoklu güvenlik yönetimi olarak isimlendirebileceğimiz bir yöntemi kullandık. Beş temel adımdan oluşan bir strateji doğrultusunda bu yeni yaklaşımı hayata geçirdik. Öncelikle entegrasyon ve koordinasyon ağırlıklı çalıştık. Birimlerimizin teknolojik altyapımızın, bilişim sistemlerimizin, muharebe sistemlerimizin birbirini görebilmesini, birbiri ile bilgi paylaşabilmesini sağladık. Bu sayede suçun ve suçlunun değişik birimlerde kesintisiz takibini sağladık. Hep birlikte ortak operasyon yapma kabiliyetini geliştirdik. Hakkari’de bir yerde yol kontrol noktasında alınan bilgi, Edirne’de hemen jandarmamızın JEMUS’u, polisimizin POLNET’i sayesinde buradaki güvenlik birimimize anında düşüyor. Eğer bir arabanın ikiz plaka olduğu orada belli olmuşsa Niğde’de belli olmuşsa o diğer taraftan Artvin’den, Kars’tan görülebilme fırsatına sahip oluyor" dedi.


Soylu, "Teknoloji kullanımını personel ve kapasite arttırmaya yönelik çalışmalar yapmak oldu. Bu noktada esas bakanlık olarak önemli bir seviye yakaladık. Son 1 buçuk yılda bir tek kuruş harcamadan 114 yerli ve milli yazılımı tamamen kendi imkanlarımızla gerçekleştirdik. İnşallah yakın bir zamanda jandarmamızın polisimizin valilerimizin rahatlıkla kullanabileceği daha kullanışlı daha kaliteli iletişim sistemini de bakanımız çalışanları bu ülkenin üniversitelerindeki evlatlarının katkılarıyla yaptılar. Bütün güvenlik testleri yurt içinde ve yurt dışında gerçekleşti" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Malatya tarımının sorunları konuşuldu Malatya Tarım Platformu üyelerinin katılımı ile gerçekleşen istişare toplantısında kentin tarım sektöründeki sorun ve sıkıntıları konuşuldu. Malatya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğinde gerçekleşen toplantıya Tarım Platformu üyeleri olan birlik başkanları, dernek başkanları, kooperatif başkanları, kadın girişimcileri, örnek yetiştiriciler ve teknik personeller katıldı. Programda bir konuşma yapan Tarım Platformu ve Birlik Başkanı İhsan Akın, "Burada bulunmamızın asıl amacı sorunlarımızı konuşmak, istişare etmek ve çözüm önerileri sunmak. Proje, hibe ve destekler ile ilgili görüşerek üreten ve üretime katkıda bulunan herkesin yanında olmak istiyoruz. Bundan sonraki süreçlerde de her platformda üreticilerimizin yanında olarak onlara destek olmaya devam edeceğiz" dedi. Gıda ve su olmadan hiçbir canlının yaşayamayacağını ifade eden Akın, "İsraf eden iflas eder, üreten hükmeder anlayışıyla üretmemiz ve üretene her alanda ve her anlamda destek olmamız gerekmektedir. Burada bizler bazı zamanlarda olduğu gibi yerel yöneticilerimizden de büyük destekler bekliyoruz. İlgili kurum ve kuruluşlarında elini değil bedenini taşın altına koyması gerekmektedir. Üretime ve üretmeyen insanlarımızı daha çok yönlendirmemiz için her koşulda hangi şartta olursa olsun destek verip yardımcı olmamız gerekmektedir" diye konuştu. Açılış konuşmasının ardından söz alan katılımcılar da yaşadıkları sorun, sıkıntı ve eksiklikleri dile getirdiler. Üreticilere verilmesi gereken desteklerden bahseden katılımcılar, proje ve yapılması gerekenlerle ilgili kurum ve kuruluşların kendilerine destek olmalarını istediler. Başkan İhsan Akın ise gerekli yerlere sorunları ve sıkıntıları ileteceklerini belirterek bu tür konuların yakın takipçisi olacaklarını söyledi.
Malatya Geçit: “Çağdaş yaşam koşullarına sahip bir Yeşilyurt inşa edeceğiz” ‘Başkanım Yanımda’ projesi kapsamında Kaynarca Mahallesi’nde düzenlenen istişare toplantısında mahalle sakinleriyle bir araya gelip, talepleri yerinde dinleyen Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, ilçenin 81 mahallesinin gelişmişlik seviyesini aynı düzeye çekip, tüm vatandaşların yaşam kalitesini artıracaklarını söyledi. Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit’in ev sahipliğinde Sabri Akdağ Kültür ve Sanat Merkezinin ön kısmında düzenlenen istişare ve değerlendirme toplantısına AK Parti Yeşilyurt İlçe Başkanı Ramazan Yaylacı, Yeşilyurt Belediyesi Meclis Üyeleri ve Yeşilyurt Belediyesi Başkan Yardımcıları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, AFAD, MASKİ, AKSA Doğalgaz ve TEDAŞ Yetkilileri, Kaynarca Mahalle Muhtarı Mehmet Güner ile çok sayıda vatandaş katıldı. Toplantının oldukça verimli geçtiğini söyleyen Kaynarca Mahalle Muhtarı Mehmet Güner, “Vatandaşlarla bire bir irtibata geçerek sorunları yerinde dinleyen ve çözüm üretmeye gayret eden Belediye Başkanımıza tüm mahalle sakinleri adına teşekkürlerimi sunuyorum. Mahallemiz İlhan Başkanı seviyor ve kendisine umut bağlamıştır. İnşallah güzel işler yapılacak, bizler buna inanıyoruz” dedi. AK Parti Yeşilyurt İlçe Başkanı Ramazan Yaylacı ise, "İlçemizin her noktasının gelişimi bizim için önemlidir. Çevre yolunun alt tarafı diye tabir edilen tüm yaşam alanlarının hak ettiği değere kavuşması içinde ne gerekiyorsa yapıyoruz” ifadelerini kullandı. Yeşilyurt’ta deprem yaralarını sarmak adına başlattıkları planlı, sistemli ve koordineli çalışmalara vatandaşların taleplerine göre şekil verdiklerini ifade eden Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit ise en büyük hedeflerinin daha güzel ve daha çağdaş yaşam koşullarına sahip bir Yeşilyurt inşa etmek olduğunu söyledi. Yeşilyurt’un her noktasına kaliteli ve kalıcı hizmetler götürmek için özveriyle çalıştıklarını ifade eden Başkan Geçit, ortak amaçlarının 81 mahallenin tamamının yaşam kalitesini aynı düzeye getirmek olduğunu söyledi. “Ayırmadan, ayrıştırmadan, var gücümüzle Yeşilyurt için çalışıyoruz” sözleriyle konuşmasını devam ettiren Başkan Geçit, Yeşilyurt’u yeniden inşa ederken her türlü yenilikçi fikre açık olduklarını hatırlatarak, “İlçemizin 81 mahallesi bizim için ayrı bir değer ve kıymet taşımaktadır. Bizim öncelikli hedefimiz ilçemizin tüm yaşam alanlarının gelişmişlik düzeyini aynı seviyeye getirmektir. 81 mahallemizin aynı kalitede hizmetlere kavuşmasıyla birlikte bütün hemşerilerimizin güzel, modern ve yaşanabilir alanlarda güvenli bir hayat sürmesidir. Belediyedeki ekiplerimizle, il ve ilçe teşkilatlarımızla ve kurum temsilcilerimizle hemşerilerimizin her daim emrindeyiz. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız büyük depremler yüreğimizi dağladı, büyük acılar yaşadık ancak bize radikal dönüşüm fırsatı da getirdi. Deprem bölgelerini önceleyen ve çok büyük yatırımların bu bölgeye gelmesini sağlayan merkezi hükümetimizin de destekleri neticesinde ilçemizin dört bir tarafındaki deprem yaralarını el birliğiyle sararak, gelecek nesillere daha müreffeh, daha yaşanabilir bir ilçe emanet etmek için çalışıyoruz" şeklinde konuştu. Başkan Geçit, hep birlikte hareket ederek güzel işlerin altına imza atacaklarını da ifade ederek, “Kaynarca ile bu bölgemizin sorunlarını ve çözüm yollarını hep birlikte ele aldık, iletilen sorunların çözümü için hemen harekete geçeceğiz. Bu birliktelik ve ortak gayretle Kaynarca Mahallemizi ileriye taşıyarak, daha iyi bir yaşam alanı haline getirmek için kararlıyız. Vatandaşımızın memnuniyeti için ne kadar çalışsak azdır, bize duyulan güveni boşa çıkarmamak için gece gündüz demeden çalışıyoruz. ‘Başkanım Yanımda’ projemiz ile de vatandaşlarımızın ayağına kadar giderek, sorunları bire bir dinliyoruz, hep birlikte çözüm yollarını ele alıyoruz, çok verimli görüşmeler yapıyoruz. ‘Hemşerilerimizle Birlikteyiz’ demek, sadece yan yana olmak değil, birbirimize değer katmayı, zor zamanlarda birlikte mücadele etmeyi ve mutlu anları paylaşmayı içermektedir. Bu birlik, bugün ve gelecekte güç ve kararlılıkla yol almamızı sağlayacaktır, buna eminiz. Çünkü biz bu yola çıkarken Yeşilyurt’u iki yıl içerisinde yeniden ayağa kaldıracağız diye sözler verdik, bu sözü yerine getirmek içinde ne gerekiyorsa yapıyoruz, durmak asla yok haftanın yedi günü 24 saat Yeşilyurt için çaba sarf ediyoruz” diye konuştu. Kaynarca mahalle sakinlerinin taleplerini paylaştıkları ‘Başkanım Yanımda’ projesi çerçevesinde gerek Yeşilyurt genelinde gerekse de Kaynarca bölgesinde yapılacak yeni düzenlemeler, imar plan uygulamaları ve rezerv alanlarla ilgili karşılıklı fikir alış verişin de bulunuldu. Mahalle sakinlerinin tek tek söz alarak talep ve isteklerini paylaştıkları toplantıda Yeşilyurt ilçesindeki rezerv alanları, afet konutları, alt yapı çalışmaları ve imar planlamalarına ilişkin olarak mahalle sakinlerinin taleplerine detaylı yanıtlar verildi.
Bolu Yangından geriye sadece 120 lirası ve 7 köpeği kaldı Bolu’nun Göynük ilçesinde iki katlı ahşap evde çıkan yangında ev ve eşyalar kullanılamaz hale gelirken, kumbara olarak kullanılan pet şişedeki 120 TL zarar görmedi. Maddi kayıp yaşayan ev sahibinin tek tesellisi ise, "Onlar benim dünyam" dediği 7 köpeğin yangından etkilenmemesi oldu. Sünnet köyü Yapraklı Mahallesi’nde ikamet eden Mehmet Alataş’a ait iki katlı ahşap evde gece saatlerinde yangı çıktı. Dumanları fark eden Alataş yangına kendi imkanlarıyla müdahale etti, vatandaşlar ise 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarda bulundu. Adrese gelen itfaiye ekipleri, evde soğutma çalışması yaptı. Ev ve eşyalar kullanılamaz hale gelirken, Alataş’ın kumbara olarak kullandığı ve bir miktar para biriktirdiği pet şişe zarar görmedi. Şişenin içerisinde toplamda 120 TL olduğu öğrenildi. Tüm evi ve eşyaları küle dönen Alataş’ın tek tesellisi ise beslediği 7 köpeğin yangın sebebiyle zarar görmemesi oldu. Gece saatlerinde uyuduğu sırada koku duyduğunu söyleyen Mehmet Alataş, "Dışarıya çıktım. Dışarıda bir şey olmadığını görünce yeniden içeri girdim ve tavanda hafif bir duman fark ettim. Ateşi gördüm. Kesim motoru ile çatıdaki ahşap parçasını kestim. Yangın söndürme tüpleri de vardı. İkisi de doluydu. Yangını söndürmemde tüpler çok etkili oldu" dedi. Yangında eşyalarının kullanılamaz hale geldiğini ancak kumbara olarak kullandığı pet şişesinin yanmadığını ifade eden Alataş, "Mutfak dolabının altında duruyordu. Herhalde mutfak dolabı yanmasını engellemiş. Elime geçen bozuk paraları biriktiriyordum. Paralarım yandı, hiç param kalmamıştı" diye konuştu. "Onlar benim dünyam" Mehmet Alataş bahçesinde 7 köpek beslediğini de belirterek, "Köpeklerin her gün yemeklerini, sularını veririm. Bu memlekette herkes bilir. Bunlar benim çocuklarımdır. Çok şükür köpeklere bir şey olmadı. O zaman çok üzülürdüm. Onlar benim dünyam, her şeyim" ifadelerini kullandı.