EKONOMİ - 01 Nisan 2012 Pazar 10:30

TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOОLU ÇORLU`DA

A
A
A
TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOОLU ÇORLU`DA

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Trakya turu kapsamında Çorlu`ya da geldi. Hisarcıklıoğlu, Türkiye`nin 2023 hedefini ortaya koyduğunu Çorlu`nun da hedefini koyarak 2023`de nerede olacağına karar vermesi gerektiğini ifade etti.
Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası`nda (Çorlu TSO) Meclis Salonu`nda, Meclis Baºkan? ?hsan Erik, Yönetim Kurulu Baºkan? ?smail Gülero?lu ve meclis üyeleri ile bir araya gelen Rifat Hisarc?kl?o?lu, Trakya genelindeki pek çok oday? ziyaret etti?ini bu ziyaretin as?l nedeninin ise odalar birli?inin 60. kuruluº y?l dönümü olmas? oldu?unu belirtti. "İnsan bayramını kiminle kutlar, sevinçli gününü kiminle kutlar ailesi ile kutlar" diyen Hisarcıklıoğlu, "Sizler ve bizler hepimiz bir aileyiz. Odalar birliği
başkanı olarak Türk iş dünyasının başkanı olarak sizlere başkanlık yapmak benim için büyük bir onur, büyük bir şeref. Ben bu bayramımızı, 60. yaş günümüzü sizlerle kutlayayım diye bu ziyareti yapmak istedim. Ayrıca inşallah yazın daha geniş programda Çorlu`da ticaret ve sanayi odamızın düzenleyeceği vergi ödül töreninde sizlerle olacağız" dedi.
Son 10 yılda odalar birliği olarak müthiş bir değişim sağladıklarını kaydeden Hisarcıklıoğlu, "Bunu da hep beraber el birliği ile yaptık. Hep beraber birlik ve beraberlik içerisinde yaptık. 365 odam ve borsamla, başkanlarımla ne yaptıysak birlikte yaptık. Son 10 yılda müthiş bir mesafe kat ettik. Odalar birliği olarak Türk özel sektörü olarak bunu da hep beraber yaptık. Bu eser hepinizin eseri. Bu çerçevede oda ve borsalarımız da çok gelişti. Son yıllarda odalar birliği olarak buna çok önem verdik. Oda
ve borsalarımızda da müthiş bir değişim oldu" diye konuştu.
Çorlu`ya daha evvelki gelişlerinde kendisinden iki ayrı talepte bulunulduğunu da sözlerine ekleyen Hisarcıklıoğlu, "İlk geldiğim zaman benden iki talepte bulunulmuştu. Benden bulunulan talep şuydu, meclis üyelerinin silah ruhsatı alması ikincisi de protokolde bizim başkanların yerinin değişmesi. Silah ruhsatı işini gittik Ankara`da çözdük. Meclis üyeleri de silah ruhsatı alabilir hale geldi. Peki protokoldeki yerimiz değişti mi. Değişmedi ama fiili uygulamada ben dahil olmak üzere hepimiz en sonuncu
sıradayız. Ben devlet protokolünde Ankara`da sizler de burada. Ama fiiliyat böyle değil. Yazılı olan bu. Bugün benim bütün oda ve borsa başkanlarım illerde ilçelerde. Vali, belediye başkanı sonra benim oda başkanım gelir veya kaymakam, belediye başkanı sonra benim oda başkanım gelme noktasına geldi. Bu bizim, hepimizin ortak itibarı sayesinde oldu ve bir çekim merkezi haline geldik. 365 oda ve borsamızdan sadece 5 tane odamız İngilizce konuşuyordu bugün 365 oda ve borsamın içerisinde sadece 10 tanesi
İngilizce konuşmuyor. Eskiden 5`i konuşuyordu şimdi 10 tanesi konuşmuyor. 355`i bugün İngilizce konuşup proje yapar hale geldi. Bu açıdan da hepinizi kutluyorum" ifadelerini kullandı.
Konuşmasında yeni ticaret kanuna değinen ve örneklerle yani kanunun öngördüğü çarpıcı bölümlere dikkat çeken TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, "Yeni ticaret kanunu hapis cezalarını öngörüyor. Bu kanun çıkarken bize verilen söz çerçevesinde bu ayın sonuna kadar bir mühletimiz var bu kanun sadece sizlerin değil bütün Çorlu TSO üyesi arkadaşlarımın okuyor olması lazım. Bunu sizler de okuyun. Sakın `mali müşavirime okuttum bana bir mahsuru yokmuş` demeyin. Mali müşavir ancak kendi açısından bakar o da doğrudur
kendi açısından bakması doğrudur öyle bakıp sizlere yön verir ama sizin kendinizin öğreniyor olması lazım. Bu kitabı bu kanunu okuyun. Odalar birliği web sayfası üzerinde bin 535 maddelik yasanın 92 sayfa özetini çıkartarak koyduk. Bugün gelip birisi iş yerimizi çekle dolandırdığı zaman hapis cezasını kaldırdık. Hapis yok ama sen kendi şirketinden tek kişilik anonim şirketten para çeksen sana hapis var. Adam benim parayı dolandırıyor adam serbest geziyor kendi paramdan ki mali olarak çektiğim zaman buraya
bir de faiz ödemek durumunda kalıyorum ama bana hapis cezası çıkıyor. Halka açık olmayan şirketlerin bütün bilgilerinin web sayfasında yayınlanması gerekiyor. Kasanızdaki paraya, müdürlerinize ödediğiniz maaşa kadar hepsini yayınlamak durumundasınız. Bankadan paranızı koydunuz ne kadar faiz aldınız, kredi kullandınız faiz oranı ne onu bile koyacaksınız. Tamamıyla ticaretin sırrı olan meseleler web sayfası üzerinde yayınlanacak. Dükkana tabela hepimiz asıyoruz. Tesadüfen düştü bir gece, ertesi gün baktılar
ki tabela yok 73 bin lira para cezası var. Birçok iş yerinin sermayesidir 73 bin lira. Onun için benim sizden ricam bu kanunu lütfen iyi okuyun" şeklinde konuştu.
"ÇORLU BUGÜN SANAYİNİN BAŞKENTLERİNDEN BİR TANESİ"
Çorlu`nun Türkiye için önemli bir yer olduğunu da belirten Hisarcıklıoğlu, "Sanayinin başkentlerinden bir tanesi. Alt yapıda maalesef zamanında bizim sahamızı iyi düzenleyemedikleri için sahamızda bozukluklar var. Ama bugün sanayinin başkentlerinden bir tanesi. Çorlu Türkiye için önemli. Sıkıntılarınızdan bir tanesi maalesef bu işin sermayedarlarının yüzde 90 belki 95`i İstanbul`da yaşıyor. Fabrikalar burada ekmek parasını kazandıkları işlerini büyüttükleri yerin merkezi Çorlu, kendileri İstanbul`da onun
için de sizi çok hissedemeyebilirler. Ama burada Çorlu kendi önüne bir hedef koyması lazım. Bu hedef ne olması lazım. 2023`de Çorlu nerede olacak. Türkiye hedefini koydu ama Çorlu nerede olacak. Bu hedefi koymanız lazım. Çorlu`nun zenginliği demek Türkiye`nin zenginliği demektir. Hedef koyun ki siz ne kadar zengin olursanız Türkiye o kadar zengin olur. Şehrinize bir hedef koyun bu vizyon doğrultusunda kaymakam, belediye başkanı, milletvekillerinizi motive etmek görevi de size düşüyor" dedi. Hisarcıklıoğlu
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye, ekilebilir arazi büyüklüğü açısından dünya 9.`su ve önümüzdeki dönemde tarım ve hayvancılık dünyanın en önemli meselesi olacak. Dünya nüfusu yılda 74 milyon kişi artıyor. Artı Asya bölgesinde orta sınıfa yükselen az gelirden orta sınıfa yükselen kişi sayısı son 10 yiordu şimdi 10 tanesi ılda 1,5 milyar kişi arttı. Yani köyden kente geçti ve tüketiyor. 2011 yılında fiyatı en çok artan 10 emtiadan 3 tanesi hayvancılık ürünleri. Onun için tarım bizi gelecekte stratejik olarak sıçratacak işlemden
bir tanesidir. Allah böyle bereketli toprakları vermiş. Fakat Uzunköprü`de gösterdiler geçen gün, Ergene ırmağını. Ergene hepimizin ayıbı haberiniz olsun. Bu bizim ayıbımız başkasının değil. O su kapkara akıyorsa bunun sorumlusu başkası olamaz. Onun sorumlusu biziz başkası kirletmiyor biz kirletiyoruz. Muhakkak buna dikkat ediyor olmamız lazım."
Hisarcıklıoğlu`nun konuşmasının ardından Çorlu TSO Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Güleroğlu günün anısına Hisarcıklıoğlu`na plaket armağan etti. Meclis üyeleriyle toplu halde fotoğraf çektiren Hisarcıklıoğlu, Çorlu TSO çalışanlarıyla da hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra havayoluyla Çorlu`dan ayrıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beşiktaş’ta Dikilitaş Emekli Evi hizmete açıldı Beşiktaş Belediyesi tarafından emeklilerin sosyalleşerek uygun fiyatlarla vakit geçirebileceği Dikilitaş Emekli Evi hizmete açıldı. Merkezde çayın 1 TL’den satılacağı ifade edildi. Beşiktaş Belediyesi, emekli komşularının sosyal hayata aktif katılımını desteklemek amacıyla Dikilitaş Emekli Evi’ni hizmete açtı. Emeklilerin uygun fiyatlarla sosyalleşebileceği, keyifli vakit geçirebileceği bu yeni mekanda çaylar 1 TL’den satışa sunulacak. Açılış programına Beşiktaş Belediyesi Başkan Vekili Ömer Rasim Şişman, CHP Beşiktaş İlçe Başkanı Mehmet Aslan, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı. Merkez, kurdele kesiminin ardından hizmet vermeye başladı. "Emekli evimiz, her komşumuzun buluşma noktası olacak" Burada bir konuşma yapan Beşiktaş Belediyesi Başkan Vekili Ömer Rasim Şişman, "Bizim arkadaşlar burayı 1 TL’ye emeklinin çay içebileceği bir yer olarak duyurdular. Ancak burası bence yalnızca çay içilen bir yer değil, yaş almanın sorumluluğunu ve yaş almanın kıymetini görünür kılan bir buluşma alanı olacak. Çünkü biz bu kentte, büyüklerimizin birikimini ve tecrübesini Beşiktaş’ın ortak aklının en değerli parçası olarak görüyoruz. Sizler bizim akıl fikir deneyim hazinemizsiniz. İşte tam da bu yüzden, bir deneyim hazinesine biz kıymet biçemedik ve temsilen çay 1 TL olacak dedik. Tabii bir de bu meselenin memlekette emekliye verilen kıymet tarafı var. Bir bardak çay temsilidir ve biz o temsili bugün ortadan kaldırmak istedik. Emekli Evimiz, adım atan her komşumuzun nefes alacağı, sabah evden çıkmak için bir sebep bulacağı bir buluşma noktası olacak. Üstelik yenileri için de çalışmalara başladığımızı da buradan duyurmak isterim. Buraya her gelişimde, her köşesini dolaştığımda tek bir şeyi düşündüm. Bu kapıdan giren herkes kendini evinde hissetsin. Çünkü burası sizin eviniz. Siz nasıl isterseniz öyle yaşayacak, sizinle birlikte de şekillenecek" ifadelerini kullandı.
Gaziantep Yılmaz: "Kuzeyşehir’de tüm sorunlar çözüme kavuşacak" Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, Kuzeyşehir Mahallesi’nde vatandaşlarla bir araya geldi. Mahallede yürütülen çalışmaları yerinde inceleyen Yılmaz, bölge esnafını ziyaret ederek hem sorunları dinledi hem de talepleri not aldı, yıllardır süren sorunların çözüme kavuşturulacağının sözünü verdi. Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, beraberinde meclis üyeleri ve birim yöneticileri ile Kuzeyşehir Mahallesi’ni ziyaret etti. Mahalle sakinleriyle samimi bir ortamda sohbet eden Yılmaz, Kuzeyşehir’in yıllardır süregelen altyapı, ulaşım ve çevre düzenlemesi gibi sorunlarının kalıcı şekilde çözüme kavuşturulması için büyük bir gayret gösterdiklerini ifade etti. "Sorunlar çözüme kavuşacak" Mahalle ziyaretinde esnafın işyerlerine tek tek uğrayan Yılmaz, hem "hayırlı işler" dileğinde bulundu hem de esnafın beklentilerini dinledi. Vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılanan Yılmaz, "Sizlerin taleplerini ve yaşadığınız sorunları biliyoruz. Bu bölgenin uzun süredir çözüm bekleyen meseleleri artık son bulacak. Ekiplerimizle birlikte sahadayız ve çözüme odaklanmış durumdayız" dedi. "Kuzeyşehir’de vatandaşlarımızın yaşam kalitesini artıracağız" Yılmaz, Kuzeyşehir Mahallesi’nin hızla gelişen bir bölge olduğunu, buna paralel olarak belediye hizmetlerinin de bölgenin ihtiyaçlarına göre planlandığını belirterek, "Kuzeyşehir’de yıllardır kronik hale gelen sorunların çözüme kavuşturulması için hem planlı hem de kararlı bir şekilde çalışıyoruz. Altyapıdan çevre düzenlemesine, ulaşımdan sosyal alanlara kadar tüm eksiklikleri tespit ettik. Kısa sürede somut adımlar atacağız. Şehitkamil’in her mahallesinde olduğu gibi Kuzeyşehir’de de vatandaşlarımızın memnuniyetini artırmak, yaşam kalitesini yükseltmek için var gücümüzle çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. Ziyaret sonunda mahalle sakinleri, Başkan Umut Yılmaz’a bölgeye gösterdiği ilgi ve samimiyeti için teşekkür etti.
Van Van’da ölümcül damar yırtığı 15 kişilik ekip tarafından ameliyat edildi Muş’tan aort damar yırtığı (Tip 1 diseksiyon) nedeniyle acil olarak Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Merkezine sevk edilen hasta, 8 saat süren başarılı bir operasyonla hayata tutundu. Muş’ta yaşayan 3 çocuk babası İsmail Kalır, kalp rahatsızlığı nedeniyle Van’a sevk edildi. Kalp Merkezi uzmanlarınca yapılan tetkiklerde, aorttaki yırtığın her iki şah damarını da etkilediği belirlendi. Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hülüsi Helvacı, Tahir Olgaç ve Uğur Postal tarafından gerçekleştirilen operasyona 15 kişilik ekip katıldı. Durumun aciliyeti üzerine hastaya cerrahi müdahale uygulandı. Yaklaşık 8 saat süren operasyonda, hastanın aort damarı ve aort kapağı değiştirildi, kalbin sağ koronerine by-pass yapıldı. Ayrıca her iki şah damarına da yapay damar greftleriyle by-pass işlemi gerçekleştirildi. Zorlu ameliyatın ardından İsmail Kalır’ın sağlık durumunun iyi olduğu ve taburculuk seviyesine geldiği bildirildi. "Hastamızı vakit kaybetmeden operasyona aldık" Konuya ilişkin gazetecilere açıklama yapan Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Tahir Olgaç, yapılan incelemeler neticesinde hastanın acil olarak Van’a transferini talep ettiklerini belirtti. Durum müdahale edilmediğinde genellikle 24 saat içinde ölümle sonuçlanabilen son derece kritik bir tablo olduğunu ifade eden Op. Dr. Olgaç, "Ameliyat öncesi tüm hazırlıklarımızı hızla tamamlayarak hastamızı vakit kaybetmeden operasyona aldık. Yaklaşık 8 saat süren bu zorlu ameliyatta, yakın zamanda vefat eden Sırrı Süreyya Önder’e uygulanan operasyonun daha da kompleks bir versiyonunu gerçekleştirdik. Hastamızın aort damarını, aort kapağını değiştirdik; sağ koroner arterine bypass uyguladık. Ayrıca ‘Arkus Replasmanı’ dediğimiz ve total sirkülasyon arresti altında yapılan yöntemi kullanarak, hastayı derin hipotermiye alıp yaklaşık bir saat boyunca 18 derecede tuttuktan sonra ilgili damar segmentini değiştirdik. Yırtığın her iki şah damarına kadar ilerlemesi nedeniyle her iki şah damarına da bypass işlemi uyguladık" dedi. "Birinci günde bilinci açıldı" Zorlu operasyonun yaklaşık 15 kişilik bir ekip tarafından gerçekleştirildiğini dile getiren Olgaç, "Çok şükür ki hastamız ameliyat sonrası birinci günde bilinci açıldı ve herhangi bir nörolojik komplikasyon gözlenmedi. Yoğun bakımda 5 gün takip edilen hastamız daha sonra servise alındı ve burada rehabilitasyon süreci başlatıldı. Yaklaşık bir haftadır serviste izlenen hastamızı, herhangi bir aksilik olmaması durumunda önümüzdeki hafta taburcu etmeyi planlıyoruz" diye konuştu. "Son derece ölümcül bir tablo" Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hülüsi Helvacı ise hastalığın nadir görülmekle birlikte son derece ölümcül bir tablo olduğunu belirterek, "Genellikle bu tür ameliyatlarda aortun belirli bölümlerine müdahale edilir; ancak bu vakada hem iki şah damarını hem de aortun oldukça geniş ve uzun bir bölümünü içeren kapsamlı bir operasyon yapmak zorunda kaldık. Bu nedenle ameliyat, standart uygulamaların ötesinde daha ileri düzey bir cerrahi gerektirdi. Kemoterapi ilaçları ilgili branş hekimleri tarafından sonlandırıldı ve hastamız yakından izlenmektedir. Rehabilitasyon sürecinin tamamlanmasının ardından kendisini evine sağ salim göndermeyi planlıyoruz" şeklinde konuştu.
Kayseri Özdemir’den önemli mesajlar: Terörsüz Türkiye ve gazetecilere hak iyileştirmesi Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; hem Türkiye’nin terörle mücadelesi hem de medya çalışanlarının sorunlarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli’nin başlattığı ’Terörsüz Türkiye’ hedefinin artık bir devlet projesi haline geldiğini belirten Özdemir, PKK’nın silah bırakmasıyla Türkiye’nin küresel güç olma yolunda yeni bir döneme girdiğini söyledi. Özdemir ayrıca; FETÖ kaynaklı uluslararası algı operasyonlarına karşı gazetecilerin yurt dışında daha etkin temsil edilebilmesi için yeşil pasaport düzenlemesi ve Ankara’da basın mensuplarına yönelik konut projesinin gerekliliğini vurguladı. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; hem Türkiye’nin terörle mücadelesine hem de medya sektörüne yönelik dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Medya çalışanlarının özlük haklarına da değinen Özdemir, basın mensuplarına yeşil pasaport verilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca Ankara’da meclis muhabirlerine yönelik TOKİ konut projesinin de gündeme alınabileceğini belirterek medya çalışanlarına destek mesajı verdi. Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin öncülük ettiği ’Terörsüz Türkiye’ hedefinin artık devlet politikası haline geldiğini vurgulayan Özdemir; Türkiye’nin 40 yılı aşkın süredir terörle meşgul edilerek bölgesel ve küresel rekabet avantajlarından uzaklaştırıldığını söyledi. PKK’nın silah bırakmasıyla yeni bir döneme girildiğini belirten Özdemir, hedeflerinin ’Türkiye’nin enerjisini iç meselelerden arındırarak küresel bir güç haline getirmek’ olduğunu ifade etti. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; "Bu işin sonu yalnızca terörsüz bir Türkiye’ye kavuşmakla kalmayacak. Allah izin verirse Türkiye’yi küresel bir güç haline getireceğiz. Çünkü 40 yılı aşkın süredir bu ülke terörle mücadelede çok ağır bedeller ödedi. Milletçe bedel ödedik; güvenlik güçlerimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri, emniyet ve istihbarat teşkilatlarımız ağır kayıplar verdi. Türkiye, bölgesel ve küresel rekabette çok ciddi fırsatlar yakalayabileceği dönemlerde terör meselesiyle meşgul edildi; iç meselelere hapsedilmeye çalışıldı. Bunun arkasında da her zaman olduğu gibi Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen dış odakların yoğun çabaları vardı. PKK terör örgütü 1978’de Diyarbakır’ın Fis Köyü’nde kuruldu ve kurulduğu günden itibaren sözde dört parçalı bir yapı kurmayı hedefledi. Oysa Türkiye Cumhuriyeti’nde vatandaşlık bağıyla bu ülkeye mensup olan herkesin dili, kökeni ne olursa olsun bu vatan üzerinde eşit haklara ve ortak yaşam hakkına sahip olduğu gerçeği ortadadır. Türkiye’nin artık terörle kaybedecek vakti yoktu. Genel başkanımız da PKK’nın ilan ettiği hedefleri gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını belirterek örgütün tamamen feshedilmesi çağrısını yaptı. Terör örgütünün kurucusu Abdullah Öcalan’ın da yakalandığı ilk dönemde ’Verebileceğim bir hizmet varsa veririm’ sözünü hatırlatarak, ’Samimiysen örgütü feshet’ çağrısında bulundu. Öcalan da 27 Şubat’ta PKK’ya kongre çağrısı yaparak ‘Örgütü feshedin; artık federalizm, özerklik, ayrı devlet gibi taleplerimiz yok. Ortak yaşamı arayacağız’ dedi. Bunun üzerine PKK kongresini toplayıp kendini feshettiğini ve silahlarını yok ettiğini açıkladı. Bu sürecin ardından Türkiye’nin her yerini geziyoruz; şehit ve gazi ailelerimizi ziyaret ediyoruz. Ateşin düştüğü ocaklar, ne yapmak istediğimizi en iyi anlayanlar. ‘Başka acılar yaşanmasın, anaların yüreğine ateş düşmesin’ diyerek Milliyetçi Hareket Partisi’ne destek veriyorlar" dedi. "PKK’nın silah bırakmasını istemeyen çevreler de var" PKK’nın silah bırakmasından rahatsız olan çevrelerin bulunduğunu söyleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir; "Ne var ki PKK’nın silah bırakmasını istemeyen çevreler de var. Ortadoğu’da Türkiye’yi, Suriye’yi, Irak’ı, İran’ı bölmek isteyen kim varsa PKK’nın silah bırakmasından rahatsız. Başında da İsrail geliyor. İçeride de bazı unsurları devreye sokmaya çalışıyorlar. Hatta bazı siyasi yapılar da bunlara müzahir hareket ediyor. Bu trajikomik bir durumdur. Çünkü terörün bitmesi Türkiye’nin birliğinin pekişmesi demektir. Biz ‘Terör bitsin, PKK kendini feshetsin, silahlarını yaksın, milli birlik güçlensin’ derken; bazıları kalkıp bunun karşısında duruyor. Hem 2018 hem 2023 seçimlerinde PKK’nın siyasi uzantısıyla ittifak yapanlar, o dönemde PKK’ya ‘Silah bırakın’ demeyenler, bugün Milliyetçi Hareket Partisi’ne söz söylüyor. Bu, kendi siyasi geçmişleriyle çelişmektedir. Türkiye’nin milli üniter yapısına zarar verecek bir konu Milliyetçi Hareket Partisi’nin gündemi olamaz. Ne anayasanın ilk dört maddesi, ne 66. madde, ne milli devlet yapısı tartışma konusu değildir. Çünkü Milliyetçi Hareket Partisi’nin olduğu yerde ezan susmaz, bayrak inmez, vatan bölünmez" dedi. Gazetecilere yeşil pasaport ve konut projesi MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir; medya alanının parti tarafından kendilerine verilen görevlerden biri olduğunu belirterek; 15 Temmuz 2016’dan sonra Türkiye aleyhinde oluşturulan tüm gündemlerin, yurt dışına kaçan ve gazetecilik kisvesi altında faaliyet yürüten FETÖ mensupları tarafından üretildiğini söyledi. Özdemir; "Tabii sorumluluk sahibi partimizde genel başkanımızın bize verdiği görevlerden bir tanesi medya alanı. Medya olunca medyadaki arkadaşlarımızla da hem yerel medyadaki arkadaşlarımız hem ulusal çaptaki çok saygıdeğer medya bir mensuplarımızla medya kuruluşlarımızla yakın ilişki ve aynı zamanda sürekli bir diyalog halindeyiz. Sadece basın mensubu arkadaşlarımızın ihtiyacı olan bir konu değil. Biz zaten bu gerçekle çıktık. Bu husus Türkiye’nin ihtiyacı olan bir konu. Niye? Çünkü 15 Temmuz 2016’dan sonra Türkiye’ye aleyhinde, yurt dışında ve dışarıda oluşturulmaya çalışılan gündemlerin tamamı FETÖ’nün gazetecilik kisvesi altında yetiştirilmiş örgüt elemanları tarafından hayata geçiriliyor. Bugün bakın Amerika’ya kaçmış bulunan çok sayıda FETÖ’cü isim hala Türkiye aleyhinde hem Türkçe yayınlar hem de uluslararası basına ekleyecek faaliyetlerde bulunuyor. Uluslararası basın da belirli ölçülerde ne yazık ki Türkiye’yi bu isimlerden okuma hatasına ve yanlışına düşüyor. Bu yanlışa düşerken resmi kurum ve kuruluşlarımız bir yere kadar etkili olabilir. Resmi kurum ve kuruluşlarımız durumu tespit eder, böyledir der ama diğer cenahta ‘sivil’ olduğunu iddia eden bir terör yapılanması mensupları var. Dolayısıyla sivil toplum kuruluşu dayanışması ve sivil toplum kuruluşlarının uluslararası nitelikteki birbiriyle entegrasyonu ve iletişimi üzerinden de 21. yüzyıl iletişim stratejileri içerisinde bu da vardır. İletişimi üzerinden de gidebilmeniz lazım. Bu kapsamda ne olması gerekiyor? Türkiye’yi yanlış ağızlardan, yanlış dillerden dinleyeceklerine, Türkiye’yi bilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan, Türk Milleti’nin evladı olan, Türk Milleti’nin sevdalısı olan isimlerden dinlesin" dedi. Gazetecilerin yurt dışında mesleki platformlarda Türkiye’yi doğru ifade edebilmesi için yeşil pasaport düzenlemesinin gerekli olduğunu vurgulayan Özdemir, daha önce avukatlara sağlanan benzer hakkın basın mensuplarına da tanınması gerektiğini söyledi. Özdemir; "Bizim gazetecilerimizin bu kapsamda rahatlıkla yurt dışına çıkıp kendi mesleklerini ilgilendiren platformlarda kendilerini ifade edebilmeleri lazım. Ama bunun için seyahat özgürlüklerinin de belirli ölçüde sağlanması gerekiyor. Bu kapsamda da biz tabii daha evvel mecliste avukatlık mesleğine mensup vatandaşlarımız için benzer bir kanun teklifini geçirmiştik. Oysa Türkiye’nin milli güvenliğini de ilgilendiren bir alanda doğrudan sorumluluk sahibi olan ama önünde vize gibi, pasaport gibi engeli bulunan basın mensubu kardeşlerimizin de bu engelini kaldırmak ve rahat seyahat edebilmelerini kolaylaştırabilmek için yeşil pasaport teklifimizi sunmuştuk. Bu teklifimizle alakalı bir önceki iletişim başkanımızla, şimdiki iletişim başkanımızla görüşmelerimiz devam ediyor. Saygıdeğer basın mensupları zaten bu konuyu elinden geldiğince sıcak tutmaya gayret ediyor. Bana sorarsanız bu tanınması gerekir bir hak. Sadece basın mensubu, basın emekçisi kardeşlerimiz için, vatandaşlarımız için değil, dediğim gibi Türkiye’nin milli bir ihtiyacı olarak bu meselenin görülerek bunun üzerine gidilmesi lazım. Rakama vurduğunuzda da bu zaten çok fazla sayıda bir rakama ifade etmiyor. Yani kolaylıkla bu adım atılabilir. Hala bu konuyu Milliyetçi Hareket Partisi olarak gündemde tutmaya devam ediyoruz. Diğer boyutla alakalı da Kayseri’de bunlarının zaten yapıldığı. Gazeteciler cemiyeti üyesi olarak gazeteciler cemiyetinde benzer bir adımın atılması noktasında el ele, omuz omuza vererek ilk projeyi hayata geçirdiniz. İkincisiyle alakalı şimdi çalışma devam ediyor. Dolayısıyla acaba Ankara’da da bilhassa, şimdi yavaş yavaş Ankara’nın kokusunu almaya başlamışsınız siz. Ankara’daki arkadaşlarla muhtemelen istişare etmişsiniz, zaman söylemiştir. Ben meclisteki gazeteci arkadaşlara bunu söyledim. Çünkü sağ olsunlar gecelerini gündüzlerine katıyorlar bizle beraber. Hem meclis gündemini takip ediyorlar. Bir taraftan meclisteler, bir taraftan Cumhurbaşkanlığındalar. Bir taraftan siyasi parti genel merkezinde oluyordular. Sürekli bir koşturmacadalar. Çoğu kirada oturuyor, ’bir proje geliştirirseniz’ dedik. Meclisteki muhabir arkadaşlara söyledim ben bunu. Toplu konut idaresinin Kayseri’de yaptığı benzer bir uygulama var. Bunu neden Ankara’ya kazandırmayalım?" dedi.