TEKNOLOJİ
Elazığ Belediyesinde dijital eğitimler sürüyor 05 Aralık 2025 Cuma - 17:11:39 Elazığ Belediyesi bünyesinde gençlere ve özel bireylere yönelik gerçekleştirilen ‘Bugünün gençleri geleceğin meslekleri’ projesi devam ediyor. Avrupa Birliği finansmanı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) kapsamında Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) iş birliği ile yürütülen ‘Bugünün gençleri geleceğin meslekleri’ projesi devam ediyor. Elazığ Belediyesi Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Engelsiz Yaşam Merkezi’nde Dijital Gençlik Merkezi eğitimleri yoğun bir şekilde gerçekleştiriliyor. Geleceğin meslekleri için dijital kapasite oluşturarak insan kaynağını güçlendirme hedefi ile bilgi teknolojileri, robotik ve kodlama, E-dönüşüm, dijital pazarlama, sosyal inovasyon, çözüm ve tasarım odaklı düşünme gibi alanlarda katılımcılara katkı sunulması hedefleniyor. Projenin amaçlarından bahseden Proje Müdürü Dr. Devrim Şavlı, "Birleşmiş Milletler ve Türkiye Belediyeler Birliği olarak Avrupa Birliği delegasyonunun desteği ile bu projeyi toplam 45 ilde gerçekleştiriyoruz ve bu illerden biri de Elazığ. Dijital Gençlik Merkezi’nin Engelsiz Yaşam Merkezi’nde kurulması bizim için çok önemli. Engelli vatandaşlarımıza ve gençlerimize burada dijital eğitimler veriliyor. Birçok konuda vatandaşlarımızın gelişimini hedefliyoruz. Projemizin amaçlarından biri de bölgemizdeki istihdamı artırarak staj imkanı sağlamaktır" dedi. Elazığ Belediyesi Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Müdürü Mehmet Karaaslan "Elazığ Belediyesi her kulvarda gerçekleştirdiği çalışmalarla vatandaşların yanında olmaya devam ediyor. Hayatın her alanında gençlerimize, dezavantajlı gruplar ve engelli vatandaşlarımıza yönelik hizmetlerimiz devam ediyor. Dijital dünyanın yeniliklerini ve bu dünyanın gençlerimizin hayatına katacağı değerleri yükseltmek adına önemli olan bu projeyi uzun süredir başlatmıştık. Devam eden projemizin tamamlanmasının ardından gençlerimizin alacağı sertifika ile meslek edinme noktasında önemli bir avantaj sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.
05 Aralık 2025 Cuma - 16:38 ASELSAN satha yakın yüksek hızlı hedefi direkt vuruşla imha eden GÖKSUR’un görüntülerini paylaştı ASELSAN, su üstü platformlarına taarruz senaryosu kapsamında satha yakın yüksek hızlı hedefi direkt vuruş ile imha yeteneğine sahip ASELSAN GÖKSUR’un görüntülerini paylaştı. ASELSAN, sosyal medya hesaplarından satha yakın yüksek hızlı hedefi direkt vuruş ile imha eden ASELSAN GÖKSUR’un görüntülerini paylaştı. GÖKSUR, deniz yüzeyine yakın seyreden gemi savar füzelere karşı etkin koruma sağlıyor. Yapay zekâ özellikleriyle geliştirilmiş ileri atış kontrol sistemine sahip olan GÖKSUR, denizlerdeki kabiliyetleri bir üst seviyeye taşıyor. GÖKSUR, 360 derece tehdit imha kabiliyeti, yeni nesil kızılötesi (IIR) arayıcı başlıklı güdümlü mermi, satha yakın uçan tehditlere karşı yüksek etkinlik, çoklu angajman kabiliyeti, yapay zeka destekli atış kontrol sistemi, modüler mimari tasarımı sayesinde farklı boyutlardaki platformlara entegrasyon kolaylığı, müstakilen ve/veya platformun savaş yönetim sistemine entegre çalışabilme kabiliyeti, veri bağı ile uplink/downlink ara safha güdüm yetenekleri ile Türkiye’nin mavi vatanını savunma kabiliyetini üst düzeye taşıyacak. Gemilerin çelik kubbesi olarak atfedilen ASELSAN GÖKSUR’un yakın hava sisteminin dikey atış versiyonu da başarıyla test edildi. GÖKSUR’un modüler yapısı ile pek çok fırkateyn ve korvete uyarlanabilmesi nedeniyle yüksek ihracat potansiyeli de bulunuyor.
05 Aralık 2025 Cuma - 15:23 Ardahan’da "Teknofest Türkiye şampiyonluğu tecrübe paylaşımı" yapıldı Ardahan Üniversitesi, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ve ARÜ Teknofest Topluluğu iş birliğiyle düzenlenen "Teknofest Türkiye Şampiyonluğu Tecrübe Paylaşımı" programına ev sahipliği yaptı. Programa Rektör Prof. Dr. Öztürk Emiroğlu, il protokolü, akademisyenler, eğitimciler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Etkinlikte Millî Teknoloji Hamlesi vizyonu, Türkiye’nin teknoloji geliştirme kapasitesi ve Ardahan’ın Teknofest sürecinde elde ettiği ulusal başarılar kapsamlı biçimde değerlendirildi. T3 Vakfı Ardahan İl Sorumlusu Doç. Dr. Tayfun Yıldız, açılış konuşmasında Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı’nın Türkiye’nin teknoloji üreten bir ülke olma sürecindeki kritik rolüne dikkat çekti. Savunma ve havacılık alanında son yıllarda kaydedilen gelişmeler, Bayraktar KIZILELMA’nın görüş ötesi füze başarısı ve Türkiye’nin ilk hibrit motorlu yörünge transfer aracı Fergani Uluğbey’in uzaya gönderilmesi, Millî Teknoloji Hamlesinin güçlü örnekleri olarak katılımcılarla paylaşıldı. Ayrıca Teknofest’in 2018’de 550 bin ziyaretçiyle başlayan yolculuğunun bugün 12 milyona yaklaşan ziyaretçi sayısı ve 150’yi aşkın kurum paydaşlığıyla dünyanın en büyük teknoloji festivallerinden biri hâline geldiği ifade edildi. Ardahan Üniversitesi bünyesinde 2025 yılında kurulan ARÜ Teknofest Topluluğu, 135 gönüllü öğrencisiyle kısa sürede önemli projelere imza attı. Topluluk tarafından hazırlanan ÜNİDES Projesi, Teknofest’te 75.000 TL destek almaya layık görüldü. SERKA-Ardahan Üniversitesi iş birliğiyle yürütülen Siber Vatan Projesi’nin öğrenci organizasyonu da topluluk tarafından başarıyla yürütülüyor. Savaşan İHA, finansal teknolojiler, blokzincir sistemleri ve diğer yenilikçi alanlarda süren çalışmaların hedefi, Ardahan’da Teknofest başarısını sürdürülebilir bir teknoloji kültürüne dönüştürmek olarak belirtildi. Programın kapanış bölümünde Ardahan’ın teknoloji ekosisteminin güçlenmesine katkı sunan tüm kurumlara teşekkür edildi. Özellikle Ardahan Valiliği, Ardahan Üniversitesi Rektörlüğü, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, İl Millî Eğitim Müdürlüğü ve Deneyap ekibinin destekleri vurgulandı. Konuşmaların sonunda gençler, Millî Teknoloji Hamlesi’nin bir parçası olmaya; üretmeye, yarışmaya ve geleceğin teknolojilerine katkı sunmaya davet edildi.
05 Aralık 2025 Cuma - 13:52 9. Akdeniz Bilişim Zirvesi başladı, geleceğin teknolojisi Antalya’da masaya yatırılıyor Akdeniz Üniversitesi Antalya Teknokent tarafından düzenlenen 9. Akdeniz Bilişim Zirvesi, yoğun katılımla başladı. Geleceğin teknolojilerinin konuşulduğu zirvede Rektör Özkan, yapay zekânın çevresel maliyetine vurgu yaparak en hızlı değil, en sürdürülebilir teknolojiyi geliştirmenin zorunluluk haline geldiğini söyledi. Türkiye’de bölgesel ölçekte başlayan ve yıllar içinde ulusal çapta takip edilen bir teknoloji buluşmasına dönüşen Akdeniz Bilişim Zirvesi, akademisyenleri, sektör profesyonellerini, girişimcileri, yatırımcıları ve öğrencileri aynı platformda buluşturdu. Mimar Sinan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen zirveye Antalya Valisi Hulusi Şahin, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu, Antalya İl Emniyet Müdürü Dr. Sabit Akın Zaimoğlu, Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz, kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri, akademisyenler ile çok sayıda öğrenci katıldı. Yapay zeka dönüşümünün içindeyiz Programda yaptığı konuşmada Akdeniz Bilişim Zirvesi’nin Türkiye’nin en büyük bilişim buluşmalarından biri haline geldiğini belirten Antalya Valisi Hulusi Şahin, "Gençleri herhangi bir ücret ödemeden teknolojinin liderleriyle bir araya getirmek büyük bir mesele ve büyük bir başarı. Genç bir nüfusa sahibiz. Gençlerimiz mücadeleci, çalışkan ve yeniliklere açık. Bu tür çalışmalar ve zirveler onlara ihtiyaç duydukları moral ve motivasyonu sağlıyor. Yapay zekâ dediğimiz olgunun tsunami etkisi oluşturacağını artık çok net görüyoruz. Bazı meslekleri ortadan kaldıracak ama bazılarını da ihya edecek. Hatta bugün olmayan yeni meslekler ortaya çıkaracak. Yani yapay zekâ dönüşümünün, devriminin eşiğinde değil, artık tam olarak içindeyiz. Bu süreci en iyi algılayacak ve yakalayacak olanlar da gençlerdir" dedi. "Katma değer üreterek ülkemizi büyüteceğiz" Kişi başına düşen milli geliri artırmanın en etkili yolunun katma değer üretmek olduğunu vurgulayan Vali Şahin, "Bugün 18 bin dolar seviyesinde olan milli gelirimiz, 20 bin doları aştığında ülkemiz bambaşka bir noktaya ulaşacaktır. Bunu başarmak için katma değeri yüksek işler üretmemiz gerekiyor. Bu işler ancak teknolojiyle, bilişimle ve yapay zekâ gibi büyük sıçramalarla mümkün olur. Dünya büyük bir dönüşümün tam ortasında. İnşallah geleceğin teknoloji devleri, artık Türkiye’nin adıyla anılan şirketler olacak. Savunma sanayiinde bunu hızla başarıyoruz; ancak sadece savunma sanayiinde değil, her alanda bunu gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu zirvenin de bu sürece önemli katkı sağlayacağına inanıyor ve başta Teknokent Genel Müdürümüz olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" ifadelerine yer verdi. Açılışta konuşan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan da, teknolojinin dönüşüm gücüne dikkat çekerek yapay zekânın hem büyük bir fırsat hem de doğru yönlendirilmediğinde bir risk alanı olabileceğine vurgu yaptı. Rektör Özkan, "Bugün burada geleceğin dünyasını, teknolojinin dönüşüm gücünü ve insanlığın yarınlarını konuşmak üzere bir aradayız. Yapay zeka, sağlıktan tarıma, ekonomiden eğitime kadar tüm alanları dönüştürüyor. Bana göre yapay zeka büyük bir fırsat; fakat doğru yönlendirilmezse risk oluşturabilecek bir güç. Onu fırsata da tehdide de dönüştürecek olan yine bizleriz." dedi. Yapay zekanın çevresel maliyeti Yapay zekânın genellikle göz ardı edilen çevresel yüküne dikkat çekerek veri merkezlerinin su tüketimi ve enerji ihtiyacına vurgu yapan Rektör Özkan, "Büyük dil modellerinin çalıştığı veri merkezleri, soğutma için ciddi miktarda su tüketiyor. Tek bir yapay zekâ sorgusunun bardak ölçeğinde su tüketimine yol açtığı, modellerin eğitim süreçlerinde ise milyonlarca litre su kullanıldığı biliniyor. Bu nedenle teknolojik ilerlemeyi hedeflerken doğal kaynaklarımızın sürdürülebilirliğine, su verimliliğine ve çevresel sorumluluğa daha fazla odaklanmamız gerekiyor. Geleceğin yapay zekâsı ancak doğayı koruyarak değer oluşturabilir" diye konuştu. Konuşmasında yapay zekânın iş gücü üzerindeki etkilerine de değinen Rektör Özkan, "MIT’nin Project Iceberg raporu, yapay zekânın iş gücü üzerindeki gerçek etkisinin henüz görünmeyen, yüzeyin altında olan büyük bir kütle olduğunu söylüyor. Özellikle idari işler, finans, hukuk, muhasebe, pazarlama gibi bilişsel mesleklerde değişimin çok daha büyük olacağı öngörülüyor. Bu nedenle bu dönemi doğru okumak hepimiz için kritik." şeklinde konuştu. "Toplumu ve gezegeni gözetmek zorundayız" "Geleceği inşa ederken hem gezegeni hem toplumu gözetmek zorundayız." diyen Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, artık en hızlı teknolojiyi geliştirmenin yeterli olmadığını, en sürdürülebilir olanı geliştirmenin zorunluluk haline geldiğini vurguladı. Rektör Özkan, "Bu tabloyu bir tehdit olarak değil, yeni bir liderlik fırsatı olarak görmeliyiz. Türkiye’nin ve Akdeniz bölgesinin, bilişimde sürdürülebilirlik odaklı bir dönüşüm başlatma şansı var" dedi. Rektör Özkan, "Geleceği konuşmak aynı zamanda sorumluluğu konuşmaktır. Bu zirvede geleceği konuşacağız ve bunu konuşurken insanı, vicdanı, etik değerleri, ahlakı ve doğayı unutmamamız gerekiyor. Ancak maalesef unutuyoruz. Zira şu anda dünyanın dört bir yanında nadir elementler için ciddi savaşlar var. Ancak medeniyetler bir döngü şeklinde var oluyor ve biz bu değerleri unutursak korkarım ki insanoğlu kendini başladığı noktada bulacak" dedi. Akdeniz Bilişim Zirvesi’nin her yıl daha da büyüdüğünü belirten Özkan, Antalya Teknokent başta olmak üzere tüm paydaşlara teşekkür ederek sözlerini tamamladı. Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz ise "Geleceği Kodla, Evreni Keşfet temasıyla gerçekleştirdiğimiz bu zirve, Antalya’nın teknoloji ve bilişim alanında da bir cazibe merkezi olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Antalya Teknokent olarak, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yanı sıra, girişimciliği ve teknolojiyi teşvik eden projelerle de bölgesel kalkınmanın öncüsü olmayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda, üniversitelerimiz, sanayi kuruluşlarımız ve kamu kurumlarımız ile güçlü bir iş birliği içerisindeyiz. Aynı zamanda, teknoloji geliştirme bölgemizdeki firmalarımızı, uluslararası arenada rekabetçi kılmak için destekliyor ve projelerini dünya pazarına taşımalarını sağlıyoruz." dedi. Dr. Yavuz daha sonra Teknokentin projeleri, hedefleri ve vizyonunu anlatan detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Açılış konuşmalarının ardından Vali Şahin ve Rektör Özkan, teknoloji, ticaret, yazılım, AR-GE ve otomasyon alanlarında başarı elde eden firmalara plaketlerini takdim etti. Akdeniz Bilişim Zirvesi, gün boyunca farklı oturumlar, uzman konuşmaları ve teknoloji panelleriyle katılımcılara sektörün geleceğine dair kapsamlı bir perspektif sunacak.
Bir tıkla başlayan dertleşme, büyük sorunlara yol açabilir
02 Kasım 2025 Pazar - 11:11 Bir tıkla başlayan dertleşme, büyük sorunlara yol açabilir Prof. Dr. Tuncay Dilci, yapay zekâyla özel bilgilerin paylaşılmasının tehlikeli olduğunu belirterek, bunun güvenlik riski oluşturabileceğini söyledi. Dilci, bu durumun bireyde depresyon, kimlik karmaşası ve intihara kadar varan psikolojik yıkımlara yol açabileceğini vurguladı. Günlük yaşamda yapay zekâ teknolojilerinin hızla gelişmesiyle birlikte insanlar, yalnızlıklarını gidermek, dertleşmek veya duygusal destek almak amacıyla yapay zekâ uygulamalarına yönelmeye başladı. Özellikle sevgilisinden ayrılan, ailevi sorunlar yaşayan veya stres altında bulunan kişilerin, yapay zekâya özel hayatlarını anlatması dikkat çekiyor. Bu durum kısa vadede kişiye rahatlama hissi verse de uzun vadede ciddi psikolojik ve toplumsal sonuçlar doğurabiliyor. İnsanların duygusal boşluklarını doldurmak için yapay zekâya başvurması, gerçek insan ilişkilerinin zayıflamasına ve bireyin toplumsal hayattan uzaklaşmasına yol açabiliyor. Ancak bu durumun sanıldığı kadar masum olmadığını belirten uzmanlar, yapay zekânın duygusal bir varlık olmadığını ve sadece algoritmalarla programlandığını vurguluyor. Yapay zekânın, insana benzeyen ses tonları ve onaylayıcı cevaplarıyla kişiye yakınlık hissi oluştursa da, bu iletişim gerçek bir empati veya dostluk içermiyor. Bu tür yapay duygusal bağlar zamanla içsel tatminsizlik, kimlik karmaşası ve sosyal izolasyona neden olabiliyor. Gerçek insan ilişkilerinden uzaklaşan bireylerde depresyon, melankoli ve intihara kadar varabilen psikolojik yıkımlar görülebiliyor. Dijital Yaşam Enstitüsü Başkanı, Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Dilci yapay zekâyla kurulan bu sanal ilişkilerin son derece tehlikeli olduğunu belirterek, "Mahrem bilgilerini kesinlikle paylaşmamalıyız. Yapay zekayı bir yoldaş değil ayna olarak görmeliyiz. Bu durum aleyhimize olabilir. Çünkü kullanmış olduğunuz telefon ve bilgisayarların IP adreslerinden zaman ve süre anlamında mekânsal adresleri de tespit edilerek kime ait olduğu çıkabilir" dedi. "Bir algoritma ürünüdür" Tuncay Dilci, yapay zekaya özel hayatı anlatmanın sakıncalı bir durum olduğunu söyleyerek, "Yapay zekanın hayatımıza girmesi ile beraber ciddi sorunlar olacak. Avantajları olduğu kadar sorunlarını da görmezden gelmek insanı yanıltıcı olacak bir durumdur. Dolayısıyla yalnızlığı hafifletmesi, birtakım kendini ifade etme becerileri anlamında bilişsel bir ortaklık sağlayabilir. Uyum sorunlarını da beraberinde getiren bir olguyla karşı karşıyayız. Özellikle gerçek kişi olmadığı için, sadece algoritmalara dayalı insanı andırır bir takım ses ve efektler eşliğinde bilgi vermesi yanılsatıcı bir durumdur. Neticede insana özgü ortaya konan ürünleri taklit eden bir durumla karşı karşıyayız. Bu anlamda özellikle ergen kişilerde, yalnız kişilerde birtakım depresif ya da melankolik özellikli kişilerde ihtiyaca cevap veriyormuş gibi gözükse de uzun vadede ciddi sakıncaları olan bir durumdu. Yapay zeka bir algoritma ürünüdür. Onunla bir duygusallık kurmak onun beni anlıyor şeklinde uzun süreli bir bağ kurma veya hayatta beni tek anlayan o, benimle konuşuyor, bana cevap veriyor yalnızlığı giderici durum gibi yanılgı ileri de gerçek hayata uyumu sorunun da beraberinde getirecektir. Çünkü yapay zeka adı üstünde yapaydır. Dolayısıyla onun vermiş olduğu ses, vurgu, tonlama ya da bilgi bizim için bir dost yerine koyulması mümkün değil. Yani bireyin hayattan kendini soyutlaması gerçeklikten uzaklaşması ve ben artık dijital mecralarda arkadaşlık sistemini kullanıyorum diyerek toplumda yalnızlaşmaya doğru hatta hayatta kendine de yabancılaşmaya doğru giden bir durumla karşı karşıyayız" dedi. "Toplumsal sonuçlar ortaya çıkabilir" Dilci, yapa zeka ile paylaşılan verilerin başkalarının da ele geçirebileceğini söyleyerek, "Kişilerin empatik, terapatik veya birtakım diyalog anlamında ortaya koyacağı hissel bir sonuç elde edilmeyecektir. Özel ve hassas travmatik durumlarımızı bir duygusal boşluk ekseninde yapay zeka ile konuşmak onunla paylaşmak için sunduğumuzda bu verilerin başkalarının eline geçme riski de vardır. Aynı zamanda bu veriler genel anlamda bir eğitimin veya bir paylaşımın aracı haline gelebilir ve toplumsal sonuçları da ortaya çıkarabilir. İnsan psikolojik ve kültürel bir varlıktır. Dolayısıyla insanın kendini ifade etmesi, karşılıklı etkileşim kurması sadece fiziksel bir temas değil aynı zamanda duygusal bağların da güçlenmesini gerektiren bir durumdur. Dolayısıyla insan davranışları birbirine bulaşıcıdır. Bu anlamda dijital nesnelerin ya da yapay zekanın davranışlarının soyut ve yüzeysel kalması kişide içsel bir yoksunluk, beraberinde tatminsizlik getirecektir. Sanallaşan tüm ilişkiler düşünceler bir kimlik erozyonuna dönüşebilecek ve beraberinde varoluşsal anlamda bireyin var olur sorunlarıyla da karşı karşıya kalmasına sebebiyet verecektir. Yapay zeka temelli bir yaşam tarzı, yapay zekayla arkadaşlık, konuşma veya gerçek hayattan uzaklaşarak yapay zeka temelli yorumlar yapma, kendini sürekli onaylama durumu söz konusudur" diye konuştu. "Sürekli pozitif yanıt veriyor" Dijital mecralarda ayak izlerinin olduğunu ifade eden Dilci, "Yapay zekanın soru soran kişiye hep pozitif ve onaylama yönü vardır. Oysa gerçek hayatta öyle değildir. Kişinin kimlik ve karakter aşılmasına bağlı olarak karşılıklı etkileşimden kaçacağı için hayatta var olma sürecini de sabote etmiş olacaktır. Bireyin geçekten uzaklaşması ve gerçek tatmini vermeyeceği için ciddi yıkımlar, hayal kırıklıkları ve bunun sonucunda intihara kadar varabilen bir boşlukta hissetme duygusuyla da karşı karşıya kalabilir. İçsel bir tatminsizliğin sonucu olarak dışavurumu çok sert, ani hatta kendine dönük bir şiddete bile dönüşebilir. İnsan sosyopsikolojik kültürel bir varlıktır. Dolayısıyla sosyal psikolojik kültür yönünden kendimizi besleyici arkadaş, dost, çevre edinmemiz elzemdir. Gerçek anlamda bir dertleşme değildir. Bir insanla hiç konuşmadan bir mekanda olmak bile çok faydalı bir şeydir. İnsan insana muhtaçtır, insan insanın bir nevi dostu, arkadaşı ve yalnızlığını giderici bir aile konumundadır. Duygusal bir arkadaşlıktan öte düşünce partneri ve yine mahrem bilgilerini kesinlikle paylaşmamalıyız. Çünkü dijital mecralarda ayak izlerimiz söz konusudur" şeklinde konuştu.
OMÜ’lü öğrencilerin 6 projesi ÜNİDES desteği kazandı
01 Kasım 2025 Cumartesi - 13:31 OMÜ’lü öğrencilerin 6 projesi ÜNİDES desteği kazandı Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) öğrencileri, toplumsal katkı ve yenilikçilik odaklı projeleriyle dikkat çekti. OMÜ’lü öğrenci toplulukları tarafından hazırlanan 6 proje, Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) kapsamında destek almaya hak kazandı. 16 Eylül-15 Ekim 2025 tarihleri arasında yürütülen başvuru sürecinde 81 ilden toplam 3 bin 764 proje değerlendirildi. Açıklanan sonuçlara göre OMÜ, 6 proje ile ÜNİDES desteği kazanan üniversiteler arasında yer aldı. Bu başarı, OMÜ’nün proje geliştirme kapasitesinin ve öğrenci üretkenliğinin giderek güçlendiğini bir kez daha ortaya koydu. Destek almaya hak kazanan projeler Sosyal Hizmette Dijital Empati-Etik ve Sosyal Hizmet Topluluğu. Samsun Model Fabrika Teknik Gezisi ve Yalın Üretim Eğitimi-Proses Topluluğu. Kampüslerden Filistin’e Dayanışma: Stant ve Duvar (Mural) Projesi – Üniversiteli Akil Gençlik Topluluğu. Rotamız TÜBİTAK-Genomü Topluluğu. Geleceğin Öğretmenlerinin Çocuklarda İhmal ve İstismar Farkındalığını Artırma Paneli-Okul Öncesi Düşler Topluluğu. Kamu Kurumlarında Katılımcı Demokrasi ve Gençlik Diyaloğu: Bakanlık Ziyaretleriyle Uygulamalı Gözlem-Siyaset Bilimi Topluluğu. Farklı fakültelerden öğrencilerin ortak emeğiyle hazırlanan projeler; dijital empati, üretim verimliliği, toplumsal farkındalık, bilimsel araştırma, çocuk hakları ve katılımcı demokrasi gibi temalarda yenilikçi yaklaşımlarıyla öne çıktı. Rektör Aydın: "Öğrencilerimizin üretkenliğiyle gurur duyuyoruz" OMÜ Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın, ÜNİDES 5. Dönem çağrısında destek almaya hak kazanan tüm öğrenci topluluklarını tebrik ederek, "Üniversitemiz öğrencilerinin ortaya koyduğu yenilikçi fikirleri, üretken çalışmaları ve toplumsal yarar sağlamayı hedefleyen projeleri bizleri büyük bir gurur ve memnuniyetle sevindirmektedir. Ondokuz Mayıs Üniversitesi olarak gençlerimizin girişimci ruhunu desteklemeye, vizyonlarını geliştirmeye ve hedeflerine ulaşmalarına katkı sunmaya devam edeceğiz. Bu süreçte emeği geçen tüm öğrencilerimizi, danışman hocalarımızı ve ilgili personelimizi içtenlikle kutluyorum" dedi. OMÜ, öğrencilerini yalnızca akademik olarak değil; aynı zamanda toplumsal katkı, yenilikçilik ve girişimcilik alanlarında da desteklemeyi sürdürerek, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek gençlerin yanında olmaya kararlılıkla devam ediyor.
TUSAŞ baş test pilotundan öğrencilere ’gökyüzü dersleri’
01 Kasım 2025 Cumartesi - 13:26 TUSAŞ baş test pilotundan öğrencilere ’gökyüzü dersleri’ Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) bünyesinde üretilen HÜRKUŞ’un Baş Test Pilotu Murat Özpala, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) öğrencilerine adeta "gökyüzü dersi" verdi. Deneyimli pilot, mühendis adaylarına havacılığın sınır tanımayan dünyasını anlatarak azim, disiplin ve cesaretin başarıdaki yerini vurguladı. Test Pilotu Murat Özpala, OMÜ öğrencileriyle bir araya geldi. OMÜ Endüstri Mühendisliği Mükemmellik Topluluğu tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen "Cross The Limits (CTL’25)" etkinliği, Mühendislik Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Programda konuşan Murat Özpala, havacılık sektöründeki deneyimlerini öğrencilerle paylaşarak test pilotluğu süreci, uçuş güvenliği ve havacılıkta kariyer planlaması konularında bilgi verdi. Özpala, sektörde ilerlemek isteyen gençlere azim, disiplin ve sürekli öğrenme konularında tavsiyelerde bulundu. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Çetin Kurnaz ise etkinliğin anlamına değinerek, "Bu etkinlik, sınırları aşmanın, cesaretle ilerlemenin ve hayal gücünün gücüne inanmanın bir simgesidir" dedi. Kurnaz, Türkiye’nin savunma ve havacılık projelerine dikkat çekerek, "GÖKBEY, HÜRKUŞ, BAYRAKTAR ve Milli Muharip Uçak gibi projeler yalnızca mühendislik başarısı değil, aynı zamanda Türkiye’nin bağımsızlığına, özgüvenine ve teknolojik egemenliğine atılmış stratejik adımlardır" ifadesini kullandı. Türk havacılığının öncülerinden Vecihi Hürkuş’u da anan Kurnaz, "Kariyeri boyunca farklı tipte uçakları uçuran, kendi uçağını üreten büyük öncü Vecihi Hürkuş’u rahmet ve saygıyla anıyorum. Bugün Türk Hava Kuvvetleri’nin yeni nesil eğitim uçağı HÜRKUŞ, onun adını ve vizyonunu yaşatmaktadır" diye konuştu. Kurnaz, Türk havacılığının gelişimine sunduğu katkılar ve öğrencilere aktardığı değerli tecrübeler dolayısıyla Murat Özpala’ya teşekkür etti. Etkinlik sonunda, katkılarından dolayı Murat Özpala’ya teşekkür plaketi takdim edildi. Ayrıca kulüp danışmanı Prof. Dr. Sermin Elevli ve önceki dönem kulüp başkanı Eda Yılmaz’a da desteklerinden ötürü plaket sunuldu. Program, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi. Etkinliğe ayrıca; Rektör Danışmanı Doç. Dr. Begüm Korunur Engiz, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yıldıray Topçu, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Rektör Fatma Aydın: "Bilim, zamanın rehberliğinde yenilenmelidir"
01 Kasım 2025 Cumartesi - 12:04 Rektör Fatma Aydın: "Bilim, zamanın rehberliğinde yenilenmelidir" Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın, Türk Dermatoloji Derneği tarafından düzenlenen "33. Ulusal Dermatoloji Kongresi"ne onursal başkan olarak katıldı. Kongrede konuşan Rektör Fatma Aydın, bilimin sürekli yenilenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Zaman insanlığın en tesirli eğitmenidir" dedi. Kongre, OMÜ Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı’nın ev sahipliğinde Antalya’da düzenlendi. Çok sayıda akademisyen, hekim ve araştırmacının katıldığı etkinlikte dermatoloji alanındaki son bilimsel gelişmeler, yenilikçi tedavi yaklaşımları ve multidisipliner uygulamalar ele alındı. Açılış konuşmasında bilimin dinamizmine dikkat çeken Rektör Aydın, "Bilimsel birikimin zenginleşmesi, mesleki tecrübenin derinleşmesi için zamanın kazanımlarıyla desteklenmesi şarttır. Günümüzde bilgiyi güncellemek ve yeniliklere uyum sağlamak artık bir tercih değil, zorunluluk hâline gelmiştir" diye konuştu. Dermatolojinin modern tıbbın en hızlı gelişen alanlarından biri olduğunu vurgulayan Aydın, "Genetik, immünoloji ve dijital tıptaki ilerlemelerle birlikte disiplinimiz büyük bir ivme kazanmıştır. Yapay zekâ destekli tanı-tedavi uygulamaları, teledermatoloji ve mobil sağlık sistemleri artık günlük pratiğin vazgeçilmez parçalarıdır" şeklinde konuştu. Teknolojik gelişmelerin sağlıkta adalet ve eşitliği güçlendirdiğini belirten Rektör Aydın, şöyle devam etti: "Bir zamanlar yalnızca büyük merkezlerde erişilebilen uzman görüşleri, bugün ülkemizin en uzak noktalarındaki hastalara saniyeler içinde ulaşabiliyor. Bu durum sadece teknolojik değil, aynı zamanda toplumsal bir ilerlemedir." "Çevresel sürdürülebilirlik çağdaş dermatolojinin sorumluluk alanıdır" İklim değişikliği, UV maruziyeti ve çevresel toksinlerin artışı karşısında dermatolojinin sorumluluk alanlarının genişlediğini belirten Rektör Aydın, şunları söyledi: "Artık yalnızca hastalıklarla değil, çevresel sürdürülebilirlikle de ilgilenmek zorundayız. Deri kanserlerinin önlenmesi, güneşten korunma bilincinin artırılması ve kozmetik ürünlerin çevresel etkileri gibi halk sağlığı boyutları da çağdaş dermatolojinin sorumluluk alanına girmektedir." Kongrelerin mesleki dayanışma ve bilimsel etkileşim açısından önemine de değinen Rektör Aydın, "Her oturum yeni bir fikre, her karşılaşma yeni bir paydaşlığa köprü olacaktır. Amacımız, kongremizin yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda güçlü bir topluluk ruhunun yansıması olmasıdır" ifadelerini kullandı. Kongreye, Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ertan Yılmaz, Dernek Yönetim Kurulu üyeleri, Bilimsel Değerlendirme Kurulu, akademisyenler, araştırmacılar ve sağlık profesyonelleri katıldı.
Prof. Dr. Fahrettin Yakupanoğlu; "Bilim makalede kalmamalı, ürüne dönüşmeli"
01 Kasım 2025 Cumartesi - 11:30 Prof. Dr. Fahrettin Yakupanoğlu; "Bilim makalede kalmamalı, ürüne dönüşmeli" Türk bilim insanı Prof. Dr. Fahrettin Yakupanoğlu, bilimsel çalışmaların yalnızca akademik yayınlarda yer almakla sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayarak, "Bilim, ancak ürün haline geldiğinde topluma ve ülkeye gerçek fayda sağlar" dedi. Fırat Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi, Fırat Teknokent’te faaliyet gösteren FYTRONIX Yüksek Teknoloji Şirketi kurucusu, Bilim ve Sanayi İşbirliği Ajansı Başkanı olan Prof. Dr. Yakupanoğlu, yıllardır sürdürdüğü araştırmalarla teoriyi pratiğe dönüştürmenin önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Yakuphanoğlu, " Bilim insanları araştırmalarını uluslararası dergilerde yayımlıyor, ancak bu sonuçların gerçek hayatta kullanılabilir hale gelmesi gerekiyor. Biz bugüne kadar tamamen yerli imkanlarla 45’e yakın cihaz geliştirdik. Tüm bu sistemlerin temelinde fizik formülleri yatıyor. Hatta Albert Einstein’ın Nobel kazandığı foton teorisini, kendi geliştirdiğimiz sistemlerle deneysel olarak doğruladık" diye konuştu. Fotonik sistemler, sensör teknolojileri ve ileri düzey malzeme araştırmaları alanında çalışan Yakupanoğlu, "Üniversitelerdeki bilimsel sonuçlar, laboratuvarlarda kalmamalı. Bu bilgiler girişimcilere ulaşmalı, makaleden prototipe, prototipten ürüne dönüşmeli. Eğer bu adımı atmazsak, bilim sadece kağıt üzerinde kalır ve ülke ekonomisine katkı sağlamaz. Bilimsel araştırmaların ticarileşmesi ve yerli üretime dönüşmesiyle Türkiye, yüksek teknoloji alanında küresel rekabet gücü kazanabilir. Amacımız, yerli imkanlarla geliştirilen sistemleri hem ekonomik hem de teknolojik değere dönüştürmek. Gerçek bilim, ürüne dönüşen bilgidir" ifadelerini kullandı.
BARÜ’nün akıllı tekstil projesi uluslararası iş birliğiyle yürütülecek
31 Ekim 2025 Cuma - 20:43 BARÜ’nün akıllı tekstil projesi uluslararası iş birliğiyle yürütülecek Bartın Üniversitesinin (BARÜ) Almanya-Türkiye ortaklığında geliştirdiği CORNET (Kolektif Araştırma Ağı) projesiyle akıllı tekstiller alanında sürdürülebilirlik hedefiyle yenilikçi yöntemler denenecek. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Müslüm Kaplan’ın yürütücülüğünde TÜBİTAK CORNET Programı (Kolektif Araştırma Ağı) kapsamında Almanya’dan ortakları ile birlikte sunduğu proje desteklenmeye hak kazandı. "Yeni Nesil Tekstiller için İletken Nanokompozit Filamentler" (NanoComTex) projesiyle son yıllarda popülerliği giderek artan giyilebilir elektronik cihazlar ve akıllı tekstillere yönelik uluslararası iş birliğinde çeşitli çalışmalar gerçekleştirilecek. İki ülkeden 16 KOBİ proje çıktılarından faydalanacak Çalışmada proje ortağı olarak Almanya’dan Leibniz Polimer Araştırma Enstitüsü Dresden (Leibniz-Institut für Polymerforschung Dresden e.V-IPF) ve Saksonya Tekstil Araştırma Enstitüsü (Sächsisches Textilforschungsinstitut–STFI) yer alacak. Araştırmacı olarak ise BARÜ Tekstil Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Çağrıalp Arslan görev alacak. Ayrıca Türkiye ve Almanya’dan toplamda 16 KOBİ ölçeğindeki şirket projede "Kullanıcı Grubu" üyesi olarak proje çıktılarından faydalanacak. Türkiye’deki KOBİ’lere Bursa Teknik Üniversitesi Teknopark’ı, Almanya’da bulunan KOBİ’lere ise Tekstil Araştırma Kurulu Derneği (Forschungskuratorium Textil e.V.), "KOBİ Şemsiye Kuruluşu" olarak katkı sunacak. Sürdürülebilir ve dayanıklı tekstil çözümleri geliştirilecek Proje hakkında bilgilendirmelerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Kaplan, "Tekstil ürünleri, insan vücudunu kaplayabilmesi ve toplumdaki bireyler tarafından gün boyu kullanılabilmesi avantajları ile yeni gelişen iletişim cihazlarının, esnek elektroniklerin ve nanomalzemelerin yaygınlaştırılmasında büyük önem taşıyan bir arayüz niteliğindedir. Ancak tekstil liflerini oluşturan polimerler doğası gereği elektrik yalıtkanlığına sahip olması, akıllı tekstil uygulamaları için önemli bir sınırlama oluşturmaktadır. Projemizin temel hedefi, karbon nanotüp (CNT), grafen ve karbon siyahı gibi karbon bazlı nanomalzemeleri termoplastik polimerlere solüsyon halde karıştırarak iletken özellikli nanokompozitler oluşturmak ve bunları solüsyondan çekim yöntemiyle iletken tekstil filamentlerine dönüştürmektir. Geliştirilen iletken filamentler, mevcut piyasadaki alternatiflere göre daha iyi işlenebilirlik, yıkanabilirlik ve uzun süreli dayanıklılık sunacaktır." dedi. NanoComTex projesi kapsamında sürdürülebilirlik perspektifiyle geri dönüştürülmüş polimer malzemelerin kullanımı incelenerek hem çevresel etkileri azaltmayı hem de üreticilere maliyet avantajı sağlanması da hedefleniyor. Çevre dostu ve sürdürülebilir tekstil sektörüne katkı sağlayacak projenin önemine değinen BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya ""Bartın Üniversitesi olarak bilim, teknoloji ve yenilik temelli kalkınma hedeflerimiz doğrultusunda uluslararası projelerde yer almayı sürdürüyoruz. CORNET Programı kapsamında kabul edilen bu proje de araştırmacılarımızın küresel ölçekte yürüttüğü iş birliklerinin somut bir göstergesidir. Bu doğrultuda proje yürütücüsü Dr. Öğr. Üyesi Müslüm Kaplan’ı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Ayrıca TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Orhan Aydın’a ve uluslararası iş birliğine katkı sağlayan kurum ve kuruluşlara teşekkürlerimi sunuyorum." dedi.
Başkan Seçer: "İyi ki cumhuriyet var"
30 Ekim 2025 Perşembe - 16:35 Başkan Seçer: "İyi ki cumhuriyet var" Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Türkiye’nin dünyada söz sahibi ülkeler arasına girebilmesi ve uluslararası rekabette güçlü olabilmesi için bilim insanı, şair, sanatçı ve alanında rüştünü ispatlamış insanlar yetiştirmesi gerektiğini söyledi. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, eşi Meral Seçer ile birlikte Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı tarafından Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi’nde düzenlenen ‘2. Mercan Bilim Şenliği’ne katılarak, geleceğin mühendisleri, doktorları, astronotları, yazılımcıları ve bilim insanları ile dolu dolu bir gün geçirdi. İlk ve ortaokul düzeyindeki 17 okuldan yaklaşık bin öğrencinin katıldığı 2. Mercan Bilim Şenliği’nde, 28 farklı atölye çadırı, bilim show gösterisi, robot kostüm animatör gösterisi, planetaryum gösterimi, yarışma sunumu ve yarışma ödül töreni yer aldı. "İyi ki Cumhuriyet var" Merkezde öğrencilerle buluşan Başkan Seçer, çocuklara ‘Cumhuriyet deyince aklınıza ne geliyor?’ sorusunu sordu. Çocuklardan ‘Atatürk’ yanıtını alan Seçer, "Cumhuriyet deyince benim de aklıma Mustafa Kemal Atatürk; eğitim, çağdaş bireyler, gelecek vadeden çocuklar, özgür kadınlar, bilim, kültür, sanat ve hayata dair iyi olan ne varsa geliyor. İyi ki cumhuriyet var" dedi. Mustafa Kemal Atatürk’ün; ‘Çocuklarımız geleceğimizin güvencesi ve bizim yaşama sevincimizdir’ cümlesini hatırlatan Seçer, "Size çok güveniyoruz ve inanıyoruz. Sizler bizim geleceğimizsiniz. Sizler ülkemizi daha iyi noktalara getireceksiniz" ifadelerini kullandı. "Mercan 2 yılda 167 bin 500 ziyaretçi ağırladı" Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi’nin hizmete açıldığı tarihten itibaren geçen 2 yıl içerisinde 167 bin 500 ziyaretçiye ev sahipliği yaptığını belirten Seçer, velilerin de merkezden oldukça memnun olduğunu söyledi. Mercan’da 119 interaktif deney düzeneği, 13 farklı temada deney atölyeleri, 120 kişilik Türkiye’nin en büyük planetaryumu olduğunu kaydeden Seçer, "Gözlem evimiz ve uzay dürbünümüz var. Oradan gökyüzünü izleyebiliyoruz. Günde 6 farklı seansta bilim turlarımız oluyor ve her seansta 120 kişi oluyor. Bugüne kadar 3 bin 75 okul grubu burada ağırlandı. İlkokul ve ortaokul öğrencilerine yönelik robotik kodlama atölyesi var. Haftada 1 gün toplam 6 saat süren programlarımız oluyor. Güneş gözlem etkinliklerimiz de var" diye konuştu. "Bilim merak ve araştırma işidir" Çocukların bilime olan merakını keşfedebilmeleri adına okul öncesi gruplara yönelik gezi ve atölyelerin olduğunu da belirten Seçer, "Minik bilim meraklıları atölyemiz var. Bilim bir merak ve araştırma işidir. Bilim insanı araştırmayı sever, merak eder, ‘bu nasıl oluyor?’, ‘bunu nasıl böyle yapabilirim?’ der. Bilim insanı olmak için bu merakın olması gerekir" şeklinde konuştu. "Diğer ülkelerle rekabet için bilim insanı, şair ve sanatçı yetiştirmek gerekir" Türkiye’nin dünyada söz sahibi ülkeler arasına girebilmesi ve uluslararası rekabette güçlü olabilmesi için bilim insanı, şair, sanatçı ve alanında rüştünü ispatlamış insanlar yetiştirmesi gerektiğini vurgulayan Seçer, "Çocuklarımızı bilim insanı olarak yetiştirebiliriz. Dünyada 200’e yakın ülke var. Türkiye’nin bu ülkelerle rekabet etmesinin yolu bağırmaktan, çağırmaktan geçmez. Ülke olarak; dünyaya mal olmuş bilim insanı, şair ve sanatçı yetiştirirseniz bu ülkelerle rekabet edebilir, saygın ülke olabilirsiniz. İstediğiniz kadar çalışın, eğer bilimde bir adım atamıyor, bir gelişme sağlayamıyor; çağı takip eden, çağın ruhunu bilen iyi bireyler yetiştiremiyorsanız dünyayla rekabet edemezsiniz" sözlerine yer verdi. Seçer, Büyüksehir Belediyesinin ‘çocuk dostu’ projelerini anlattı Mersin Büyükşehir Belediyesinin kadınlar ve çocuklar için etkin çalışmalar yürüttüğünü hatırlatan Başkan Seçer, "Kadına ve çocuğa ne kadar önem verdiğimizi göstermek, çok daha etkin çalışmalar yapabilmek için özel bir daire oluşturacağız dedik ve bunu gerçekleştirdik. Çocuklarımızın iyi yetişmeleri, geleceğe umut vaat etmeleri, birikimli bireyler olmaları için katkı sunmayı sürdüreceğiz" dedi. Otizm Aile Danışma Merkezi, Engelsiz Yaşam Merkezi ve Engelsiz Park, Kadın ve Çocuk Atölyelerinin faaliyetlerinin süreceğine değinen, El Bebek Gül Bebek ile Yeni Doğan Destek Paketi, okul sütü ve kuruyemiş dağıtımı projelerinin de devam edeceğini belirten Seçer, Çocuk Kampüslerinin de tüm ilçelerde açılacağını kaydetti. Çocukların, Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi aracılığıyla demokrasi ile tanıştığını belirten Seçer, "Demokrasisi olmayan bir ülkede hukuk da barış da refah da olmuyor. Çocuk Meclisimiz yaptığı toplantılar sonucu kente dair bize tavsiye niteliğinde fikirler sunuyor. Çocuk Meclisi üyelerimize buradan teşekkür ediyorum" diye konuştu. "Çocuklarımızı seviyor ve önemsiyoruz" Çocuklara ve gençlere yönelik verdikleri eğitim desteklerine değinen Başkan Seçer, "Hem YKS hem LGS’de eğitim ve öğretimi destekleme kurslarımız devam ediyor. LGS kurslarımıza devam eden öğrencilerimize öğle yemeği desteği de veriyoruz. Hello Mersin ile çocuklarımızın ve gençlerimizin yabancı dil öğrenmelerini istiyoruz. Mersin’de her yıl yaklaşık olarak 36 bin evladımız ilköğretime başlıyor. Her iki çocuktan birinin ilk çantasını ve ilk kırtasiye malzemesini Mersin Büyükşehir Belediyesi hediye ediyor. Çok beğeni toplayan yeni nesil kütüphanelerimizin sayısını da artıracağız. Her alanda çalışmalarımız devam edecek. Çocuklarımızı seviyor ve önemsiyoruz" dedi. Projelerin merkez ilçeler kadar kırsal mahallelere de ulaştığının altını çizen Seçer, "Kırsal mahallelerde yaşayan çocuklarımız buraya gelemiyorsa, biz onların ayağına gidiyoruz. Köylere gidiyoruz; şenlikler, tiyatrolar, oyun grupları, konserler, eğlenceler yapıyoruz. Çocuklarımız için muazzam etkinlikler oluyor ve bunları devam ettireceğiz" ifadelerini kullandı. Başkan Seçer konuşmasının ardından çocuklarla birlikte ‘Bilim Show’ izledi. Çocukların neşeli kahkahaları arasında geçen ‘Bilim Show’ miniklerden de yetişkinlerden de büyük alkış aldı. Başkan Seçer ve Meral Seçer ayrıca çocuklarla birlikte alanda yer alan atölyeleri gezdi ve atölyelerdeki etkinlikleri tek tek deneyimleyerek, program sonunda çocuklarla birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi. Şenlikte toplam 28 atölye yer aldı 2. Mercan Bilim Şenliği’nde toplam 28 atölye yer aldı. Güneş Gözlemi, Mikrodünya, Fosil Atölyesi, 3D Kalem ile Modelleme, Ben Maker ile Ahşap Şekillendirme, Kumaş Tablo Boyama, Rüzgar Gülü ve Periskop Atölyesi, STEAM Atölyesi, Volkanizma Deneyi, İstilacı Balık Türleri, Mercan Sergisi, Mercan Robosergi ve masa oyunlarından astrotabu ile satrancın yer aldığı şenlikte, Büyükşehir Belediyesinin farklı daire başkanlıklarının etkinlikleri ve diğer kurum, kuruluşların aktiviteleri de yer aldı.