Son Dakika
|
Bakan Yılmaz Tunç: " Hep beraber soruşturmanın seyrini takip edeceğiz"
Bodrumda sokaklar göle döndü araçlar sular altında kaldı
İstanbul’da çete operasyonu: 12 gözaltı
Futbolda Bahis Soruşturmaları'nda ikinci dalga operasyon: 35 gözaltı
İmralı tutanağı okundu
Adliyedeki emanet deposu soygununun görüntüleri ortaya çıktı
Emanet kasasından altın çalıp İngiltere'ye kaçmıştı! Kırmızı bülten talebi!
Adalar Adliyesi adli emanetinde soygun
İmamoğlu iddianamesinden yeni detaylar!
Yemek programının şampiyonuna ait hamburgerci kurşunlandı
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
The Voice of the Steppe Lives On in Kyrgyz Craftsmanship
Formula 1’de şampiyon Abu Dabi’de belli olacak
Datça’da sağanak yağış ve fırtına kurumlar teyakkuza geçirdi
11. Yargı Paketi bazı değişikliklerle komisyonda kabul edildi
ABD ordusu, uyuşturucu taşıdığı iddia edilen bir tekneye daha saldırı düzenlendiğini duyurdu
Vicdansızlığı böylesi: Eskişehir’de boş arsada 8 kedi ölü bulundu!
Kapıkule’de tarihi eser operasyonu: Büyük İskender portreli sikkelerle yakalandılar
Rusya’da Snapchat'e erişim engeli getirildi
TEKNOLOJİ
9. Akdeniz Bilişim Zirvesi başladı, geleceğin teknolojisi Antalya’da masaya yatırılıyor
05 Aralık 2025 Cuma - 13:52:19
Akdeniz Üniversitesi Antalya Teknokent tarafından düzenlenen 9. Akdeniz Bilişim Zirvesi, yoğun katılımla başladı. Geleceğin teknolojilerinin konuşulduğu zirvede Rektör Özkan, yapay zekânın çevresel maliyetine vurgu yaparak en hızlı değil, en sürdürülebilir teknolojiyi geliştirmenin zorunluluk haline geldiğini söyledi. Türkiye’de bölgesel ölçekte başlayan ve yıllar içinde ulusal çapta takip edilen bir teknoloji buluşmasına dönüşen Akdeniz Bilişim Zirvesi, akademisyenleri, sektör profesyonellerini, girişimcileri, yatırımcıları ve öğrencileri aynı platformda buluşturdu. Mimar Sinan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen zirveye Antalya Valisi Hulusi Şahin, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu, Antalya İl Emniyet Müdürü Dr. Sabit Akın Zaimoğlu, Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz, kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri, akademisyenler ile çok sayıda öğrenci katıldı. Yapay zeka dönüşümünün içindeyiz Programda yaptığı konuşmada Akdeniz Bilişim Zirvesi’nin Türkiye’nin en büyük bilişim buluşmalarından biri haline geldiğini belirten Antalya Valisi Hulusi Şahin, "Gençleri herhangi bir ücret ödemeden teknolojinin liderleriyle bir araya getirmek büyük bir mesele ve büyük bir başarı. Genç bir nüfusa sahibiz. Gençlerimiz mücadeleci, çalışkan ve yeniliklere açık. Bu tür çalışmalar ve zirveler onlara ihtiyaç duydukları moral ve motivasyonu sağlıyor. Yapay zekâ dediğimiz olgunun tsunami etkisi oluşturacağını artık çok net görüyoruz. Bazı meslekleri ortadan kaldıracak ama bazılarını da ihya edecek. Hatta bugün olmayan yeni meslekler ortaya çıkaracak. Yani yapay zekâ dönüşümünün, devriminin eşiğinde değil, artık tam olarak içindeyiz. Bu süreci en iyi algılayacak ve yakalayacak olanlar da gençlerdir" dedi. "Katma değer üreterek ülkemizi büyüteceğiz" Kişi başına düşen milli geliri artırmanın en etkili yolunun katma değer üretmek olduğunu vurgulayan Vali Şahin, "Bugün 18 bin dolar seviyesinde olan milli gelirimiz, 20 bin doları aştığında ülkemiz bambaşka bir noktaya ulaşacaktır. Bunu başarmak için katma değeri yüksek işler üretmemiz gerekiyor. Bu işler ancak teknolojiyle, bilişimle ve yapay zekâ gibi büyük sıçramalarla mümkün olur. Dünya büyük bir dönüşümün tam ortasında. İnşallah geleceğin teknoloji devleri, artık Türkiye’nin adıyla anılan şirketler olacak. Savunma sanayiinde bunu hızla başarıyoruz; ancak sadece savunma sanayiinde değil, her alanda bunu gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu zirvenin de bu sürece önemli katkı sağlayacağına inanıyor ve başta Teknokent Genel Müdürümüz olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" ifadelerine yer verdi. Açılışta konuşan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan da, teknolojinin dönüşüm gücüne dikkat çekerek yapay zekânın hem büyük bir fırsat hem de doğru yönlendirilmediğinde bir risk alanı olabileceğine vurgu yaptı. Rektör Özkan, "Bugün burada geleceğin dünyasını, teknolojinin dönüşüm gücünü ve insanlığın yarınlarını konuşmak üzere bir aradayız. Yapay zeka, sağlıktan tarıma, ekonomiden eğitime kadar tüm alanları dönüştürüyor. Bana göre yapay zeka büyük bir fırsat; fakat doğru yönlendirilmezse risk oluşturabilecek bir güç. Onu fırsata da tehdide de dönüştürecek olan yine bizleriz." dedi. Yapay zekanın çevresel maliyeti Yapay zekânın genellikle göz ardı edilen çevresel yüküne dikkat çekerek veri merkezlerinin su tüketimi ve enerji ihtiyacına vurgu yapan Rektör Özkan, "Büyük dil modellerinin çalıştığı veri merkezleri, soğutma için ciddi miktarda su tüketiyor. Tek bir yapay zekâ sorgusunun bardak ölçeğinde su tüketimine yol açtığı, modellerin eğitim süreçlerinde ise milyonlarca litre su kullanıldığı biliniyor. Bu nedenle teknolojik ilerlemeyi hedeflerken doğal kaynaklarımızın sürdürülebilirliğine, su verimliliğine ve çevresel sorumluluğa daha fazla odaklanmamız gerekiyor. Geleceğin yapay zekâsı ancak doğayı koruyarak değer oluşturabilir" diye konuştu. Konuşmasında yapay zekânın iş gücü üzerindeki etkilerine de değinen Rektör Özkan, "MIT’nin Project Iceberg raporu, yapay zekânın iş gücü üzerindeki gerçek etkisinin henüz görünmeyen, yüzeyin altında olan büyük bir kütle olduğunu söylüyor. Özellikle idari işler, finans, hukuk, muhasebe, pazarlama gibi bilişsel mesleklerde değişimin çok daha büyük olacağı öngörülüyor. Bu nedenle bu dönemi doğru okumak hepimiz için kritik." şeklinde konuştu. "Toplumu ve gezegeni gözetmek zorundayız" "Geleceği inşa ederken hem gezegeni hem toplumu gözetmek zorundayız." diyen Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, artık en hızlı teknolojiyi geliştirmenin yeterli olmadığını, en sürdürülebilir olanı geliştirmenin zorunluluk haline geldiğini vurguladı. Rektör Özkan, "Bu tabloyu bir tehdit olarak değil, yeni bir liderlik fırsatı olarak görmeliyiz. Türkiye’nin ve Akdeniz bölgesinin, bilişimde sürdürülebilirlik odaklı bir dönüşüm başlatma şansı var" dedi. Rektör Özkan, "Geleceği konuşmak aynı zamanda sorumluluğu konuşmaktır. Bu zirvede geleceği konuşacağız ve bunu konuşurken insanı, vicdanı, etik değerleri, ahlakı ve doğayı unutmamamız gerekiyor. Ancak maalesef unutuyoruz. Zira şu anda dünyanın dört bir yanında nadir elementler için ciddi savaşlar var. Ancak medeniyetler bir döngü şeklinde var oluyor ve biz bu değerleri unutursak korkarım ki insanoğlu kendini başladığı noktada bulacak" dedi. Akdeniz Bilişim Zirvesi’nin her yıl daha da büyüdüğünü belirten Özkan, Antalya Teknokent başta olmak üzere tüm paydaşlara teşekkür ederek sözlerini tamamladı. Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz ise "Geleceği Kodla, Evreni Keşfet temasıyla gerçekleştirdiğimiz bu zirve, Antalya’nın teknoloji ve bilişim alanında da bir cazibe merkezi olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Antalya Teknokent olarak, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yanı sıra, girişimciliği ve teknolojiyi teşvik eden projelerle de bölgesel kalkınmanın öncüsü olmayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda, üniversitelerimiz, sanayi kuruluşlarımız ve kamu kurumlarımız ile güçlü bir iş birliği içerisindeyiz. Aynı zamanda, teknoloji geliştirme bölgemizdeki firmalarımızı, uluslararası arenada rekabetçi kılmak için destekliyor ve projelerini dünya pazarına taşımalarını sağlıyoruz." dedi. Dr. Yavuz daha sonra Teknokentin projeleri, hedefleri ve vizyonunu anlatan detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Açılış konuşmalarının ardından Vali Şahin ve Rektör Özkan, teknoloji, ticaret, yazılım, AR-GE ve otomasyon alanlarında başarı elde eden firmalara plaketlerini takdim etti. Akdeniz Bilişim Zirvesi, gün boyunca farklı oturumlar, uzman konuşmaları ve teknoloji panelleriyle katılımcılara sektörün geleceğine dair kapsamlı bir perspektif sunacak.
05 Aralık 2025 Cuma - 13:43
‘Türkiye İçin Yapay Zekâ’ etkinliğinde Türkiye’nin potansiyeline dikkat çekildi
Türkiye’nin yapay zekâ alanındaki dönüşümünü iş dünyası, bilim, iyilik ve yenilik perspektiflerinden ele alan ‘Türkiye İçin Yapay Zekâ’ etkinliği, Türkiye İş Bankası ve Yapay Zekâ Fabrikası ev sahipliğinde, Türkiye Yapay Zekâ Platformu (AITR) ve Koç Üniversitesi İş Bankası Yapay Zekâ Araştırma Merkezi (KUISAI) desteğiyle gerçekleştirildi. Kurumsal yapay zekâ trendlerinden bilimsel araştırmalara, iyilik için yapay zekâ uygulamalarından yenilikçi girişimlerin üretken yapay zekâ çözümlerine uzanan geniş bir yelpazede yapay zekânın gelişimini ele alan "Türkiye İçin Yapay Zekâ" etkinliği iş dünyası, akademi ve sivil toplum temsilcilerini bir araya getirdi. Etkinlikte Yapay Zekâ Fabrikası 2025 Ödülleri de sahiplerini buldu. Etkinliğin ‘İş Dünyası için Yapay Zekâ’ oturumunda, AITR Eş Başkanı Levent Kızıltan moderatörlüğünde İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sabri Gökmenler, Koç Holding CIO’su Hayriye Karadeniz ve Trendyol CTO’su Cenk Çivici iş dünyasında yapay zekâ uygulamalarının mevcut durumu ve gelecek beklentileri üzerine konuştu. AITR Eş Başkanı Prof. Dr. Altan Çakır moderatörlüğünde gerçekleştirilen "Bilim için Yapay Zekâ" oturumunda ise Vispera Co-CEO’su Prof. Dr. Aytül Erçil, KUIS AI Merkezi Direktörü Prof. Dr. Çiğdem Gündüz Demir, ION AI Kurucusu Doç. Dr. Nazım Kemal Üre ve DataBoss Kurucusu ve CEO’su Prof. Dr. Süleyman Serdar Kozat bilimsel gelişmeler ve uygulama alanları üzerinde değerlendirmelerde bulundu. ‘Yenilik için Yapay Zekâ’ oturumu ise Türkiye Bilişim Vakfı Genel Sekreteri Çağdaş Ergin moderatörlüğünde gerçekleşti. Yapay Zekâ Fabrikası CEO’su Can Bakır, Fribourg Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erdem Büyüksağiş, IBM Türkiye CEO’su Işıl Kılınç Gürtuna ve Yuvam Dünya Derneği Başkanı Kıvılcım Kocabıyık yapay zekânın hukuk, teknoloji, etik ve girişimcilik ekseninde şekillenen yenilikçi uygulamalarını ve geleceğe yönelik fırsatlarını çok yönlü bir bakış açısıyla ele aldı. Ayrıca Google ML Başkan Yardımcısı Dr. Burak Göktürk, ‘Kurumsalda Yapay Zekâ Trendleri’, Türkiye Bilişim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı da ‘İyilik için Yapay Zekâ’ başlıklı sunumlar gerçekleştirdiler. "Türkiye’nin yapay zekâ ekosistemini bir araya getiren güçlü bir topluluğuz" Yapay Zekâ Fabrikası CEO’su Can Bakır, konuşmasında Türkiye’de yapay zekâ alanında oluşan güçlü sinerjiye dikkat çekerek şunları söyledi: "Türkiye’de yapay zekâ alanında çok dinamik, üretken ve etkisi giderek büyüyen bir topluluk oluşuyor. Biz Yapay Zekâ Fabrikası olarak bu topluluğu bir araya getiren, iş birliğini büyüten ve dönüşümü hızlandıran bir rol üstleniyoruz. Yapay zekânın sadece teknoloji değil; insan, toplum ve iş dünyası için ortak bir değer üretme alanı olduğuna inanıyoruz. Bugün burada; iş insanları, akademisyenler, araştırmacılar, sivil toplum temsilcileri ve girişimciler aynı masada buluşarak Türkiye’de yapay zekânın bugününü ve geleceğini değerlendirdik. Türkiye için yapay zekâ vizyonu, ancak böyle kapsayıcı ve güçlü bir ekosistemle mümkün." Bakır, Yapay Zekâ Fabrikası’nın Türkiye’nin bu alandaki ihracat potansiyelini güçlendiren, girişimleri küresel rekabete hazırlayan ve kamu-özel sektör-akademi iş birliklerini artıran stratejik bir merkez olduğunu belirterek; halihazırda veri tabanlarında 3 binin üzerinde kurucuları Türk olan küresel ya da Türkiye merkezli yapay zekâ girişiminin yer aldığını, 30’un üzerinde girişime yatırım yaptıklarını ve yalnızca bu yıl 400’ün üzerinde kurum-girişim iş birliğine öncülük ederek ekosistemin birleştirici gücü olmayı sürdürdüklerini ifade etti. "Yapay zekâyı insanlık için stratejik bir güce dönüştürmek zorundayız" TBV Genel Sekreteri Çağdaş Ergin ise, "Bugün gerçekleştirdiğimiz buluşmada yapay zekâyı yalnızca bir teknoloji olarak değil, insanlığın geleceğini şekillendirecek stratejik bir güç olarak ele aldık. Tartışmalarımızda, yapay zekânın sağlıkta erken teşhisi hızlandırdığı, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdiği ve afet yönetiminde hayat kurtardığı örnekleri masaya yatırırken; aynı zamanda etik, hukuki ve sosyal riskleri de açıkça konuştuk. Bu nedenle ‘AI for Good’ (İyilik için yapay zekâ) yaklaşımının ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gördük: Yapay zekâyı daha hızlı değil daha sorumlu, daha kârlı değil daha adil, daha akıllı değil daha insan odaklı hale getirmek hepimizin ortak hedefi" diye konuştu. Hukuk, endüstri, girişimcilik ekosistemi ve sivil toplumun temsilcilerini bir araya getiren oturumda, yalnızca nelerin yapılabileceğini değil, nelerin yapılması ve hatta nelerin yapılmaması gerektiğini tartışma fırsatı bulduklarını söyleyen Ergin, "Bugünkü değerlendirmelerimiz bize şunu gösterdi: Yapay zekânın toplumsal fayda üreten bir güç haline gelmesi için doğru soruları sormaya devam etmeliyiz. Ve bugün attığımız bu ortak adım, daha iyi bir gelecek için önemli bir başlangıç niteliği taşıyor" dedi. "Akademi-sanayi-kamu üçgeninde yapay zekâ için yeni bir paradigma inşa ediyoruz" AITR Eş Başkanı, İTÜ, Prof. Dr. Altan Çakır, "Yapay zekâ teknolojilerinin son dönemde kaydettiği üstel ivme, akademi, iş dünyası ve kamu üçgenindeki ’verimlilik’ parametrelerini kökten değiştiren yeni bir paradigmayı her geçen gün daha önemli hale getirmektedir. Mevcut konjonktürde, yapay zekâ uygulamalarının yaygınlaşmasıyla eş zamanlı olarak; politika yapıcılar ve regülatif otoriteler nezdinde etik standartların belirlenmesi ve bizim ana başlığımız olan ’Toplum İçin Yapay Zeka’ stratejisinin bütüncül bir yaklaşımla ele alınması elzem hale gelmiştir" şeklinde konuştu. Bu teorik ve pratik gereklilikten hareketle; ekosistemi oluşturan tüm aktörlerin konsolidasyonunu sağlamak amacıyla İstanbul’da gerçekleştirilen 2’nci Türkiye için Yapay Zekâ zirvesinin, stratejik bir uzlaşı platformu işlevi gördüğüne işaret eden Çakır, "Etkinlik kapsamında, alanın kanaat önderleri ve akademinin önemli araştırmacıları ile yeni nesil iş insanları ve genç araştırmacılar, regülasyon ve inovasyon ikilemini aşmak adına disiplinler arası bir diyalog geliştirme imkanı bulmuşlardır. Zirve, teknoloji geliştirme ve ticarileştirme süreçlerindeki farkındalığı maksimize etmenin yanı sıra; geliştirdikleri algoritmik çözümlerle sektörel katma değer oluşturan girişimlerin ödüllendirilmesiyle somut çıktılarını ortaya koymuştur" diye konuştu. "Türkiye’nin yapay zekâ vizyonu, küresel bilgi ve yerel potansiyelin kesişiminde şekilleniyor" AITR Eş Başkanı Levent Kızıltan, "Yapay zekânın dönüştürücü gücünü, Google’dan Stanford’a uzanan global bir perspektifle ve alanının en yetkin isimlerinden dinlemek büyük bir ayrıcalık. Özellikle ’İyilik için Yapay Zeka’ oturumu, teknolojinin insani boyutunu mükemmel bir şekilde ortaya koyuyor. Kurumsal trendlerden bilimsel derinliğe uzanan program, Türkiye’nin yapay zekâ potansiyeli hakkında da fikir veriyor. Hem iş dünyası hem de akademi ile kurulacak temaslar ve paylaşılan içgörüler, önümüzdeki dönem stratejileri için de katılımcılara çok fayda sağlayacaktır" dedi. "Bilimsel keşifleri hızlandıran yapay zekâ için güçlü ve etik bir araştırma kültürü inşa etmeliyiz" KUISAI Direktörü Prof. Dr. Çiğdem Gündüz Demir ise düşüncelerini şöyle paylaştı: "Yapay zekâ, teknik bir yenilik olmanın ötesinde, bilim üretme biçimimizi köklü biçimde dönüştürme potansiyeli taşıyan bir araştırma yaklaşımı olarak karşımıza çıkıyor. ‘Bilim için Yapay Zekâ’ panelinde de vurguladığımız gibi, yapay zekâ birçok disiplinde bilimsel keşifleri hızlandırma gücüne sahip; ancak bu süreçte güvenilirlik ve yeniden üretilebilirlik ilkelerinin titizlikle ele alınması büyük önem taşıyor. KUISAI Center olarak önceliğimiz, bu dönüşümün güçlü bir bilimsel altyapıya, nitelikli insan kaynağına ve etik ilkeleri merkeze alan bir araştırma kültürüne dayanmasını sağlamak. Yapay zekânın ülkemizde gerçek bir ivme oluşturmasının ancak sürdürülebilir bir bilimsel kapasitenin inşa edilmesi ve Ar-Ge ekosisteminin güçlenmesiyle mümkün olduğuna inanıyoruz. Bugün ‘Türkiye için Yapay Zekâ’ etkinliğimizde, bu ekosistemin gelişimine yönelik artan toplumsal ilgi ve kurumsal kararlılığı görmek, geleceğe dair umutlarımızı daha da güçlendiriyor." Yapay Zekâ Fabrikası 2025 Ödülleri sahiplerini buldu "Türkiye İçin Yapay Zekâ" etkinliğinin programında yer alan ve bu yıl ikincisi düzenlenen Yapay Zekâ Fabrikası 2025 Ödülleri de sahiplerini buldu. Yapay zekâ teknolojilerini iş dünyasında, toplumsal fayda alanlarında ve sürdürülebilirlik çalışmalarında etkin biçimde kullanan kurum ve kuruluşların ödüllendirildiği organizasyonda halk oylamasına binlerce kişi katılım gösterdi. Oylama sonucunda belirlenen kısa liste, yapay zekâ ve teknoloji alanında uzman jüri üyeleri tarafından değerlendirildi. Bu kapsamlı değerlendirme sürecinin ardından farklı kategorilerde yılın kazananları seçildi. 2025 kategorileri ve kazananlar YZF İnovasyon ve İş Birliği Ödülü - Borusan Otomotiv Yapay zekâyı iş süreçlerine entegre eden veya yapay zekâ tabanlı yeni iş modelleri geliştiren kurumlara verilir. YZF Ekosisteme Katkı Ödülü - Türkiye Girişimcilik Vakfı (GİRVAK) Yapay zekâ araştırmalarına, girişimcilik ekosistemine, eğitime veya iş birliği modellerine katkı sunan kurumları onurlandırır. YZF Sürdürülebilirlik ve Etki Ödülü - Koç Holding Sürdürülebilirlik veya sosyal fayda alanında yapay zekâ teknolojileriyle anlamlı etki oluşturan projeleri ödüllendirir. YZF Toplumsal Etki Ödülü - Darüşşafaka Cemiyeti Toplumsal fayda oluşturmak için yapay zekâ projeleri geliştiren sivil toplum kuruluşlarına verilir. YZF Özel Ödülü - Google Türkiye Yapay zekâyı hem kurum içi dönüşümde hem de ekosistemle ortak değer üretiminde etkin biçimde kullanan yenilikçi kurumları ödüllendirir.
05 Aralık 2025 Cuma - 10:44
Kayserili genç girişimciler zihnin MR’ını çekecek
Kayseri’de genç girişimciler tarafından Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde insan zihninin bilişsel matematiğini analiz edebilen ve dünyada doğrulanmış zihin odaklı yapay zeka çekirdeği olan Zihinötesi Yapay Zeka Modeli-Clinisyn’i geliştirdi. HSD Core Labs Teknoloji A.Ş. tarafından insan zihninin bilişsel matematiğini analiz edebilen yapay zeka çekirdeğinin tanıtımı yapıldı. Tanıtım programında proje hakkında bilgiler veren firma CEO’su Hasan Aker; "Yaptığımız iş çok değerli bir iş. Tamamen ruh sağlığını etki altına alan fakat birçok noktaya dokunan bir iş. Bugün toplumun birçok noktasında kamu yararına kullanılabileceği gibi ihracat tarafında da dünyanın hemen hemen her ülkesinde kullanılabiliyor. Çalışmamız; ’Bir davranış ortaya çıkmadan görülebilir mi’ sorusu ile başladı. Tıpta görüntüleme tekniklerini izledik; röntgen, MR, EEG gibi. Bu noktada ruh sağlığı anlamında zihni görüntüleyen bir sistem yok. Fakat Clinsiyn ile birlikte artık dünya üzerinde ruh sağlığında da bir görüntüleme sistemi kuruldu diyebiliriz. Davranışın dijital görüntüsünü anlatmamız gerekirse; dil kullanımındaki mikro değişimleri okuyan ve okuduğu mikro değişimleri mikroanaliz sistemiyle birlikte tamamen analize oturtan ve duygusal iniş çıkışları analiz edip burada dürtü kontrolünü değerlendiren bir proje bu. Burada ufak bir ses kaydı ile tamamen duygu zincirini ortaya çıkartabiliyoruz ki bu yine birçok alanda farklı şekillerde bulunabiliyor. Şuan toplumumuzda birçok suça sürüklenen çocuk konusundaki suçlar; tamamen yüzde 65 oranında patolojik tanıyla kaynaklanıyor. Yani bir patolojik tanıya sahip olan kişiler; şuanda toplumda bu sebepten cezaevlerinde olan kişilerin neredeyse yüzde 65’ini oluşturuyor. Bununla ilgili çalışmalarımız halen cezaevlerinde devam ediyor" dedi. Asıl amacın zihnin görüntülenmesi olduğunu aktaran Aker; "Uygulama alanlarına baktığımızda; bağımlılık erken uyarı sistemi var, net olarak bu tanıyı tespit edip ’burada risk var’ uyarısı verebiliyoruz. Şiddet, öfke döngüsü analizine başvurabiliyoruz. Psikolojik travmalarda, psikiyatrik tanılarda yardımcı faktör olarak kullanabiliyoruz. Çelişki, yalan gibi konuların tespitinde değerlendirebiliyoruz. Biz buna her zaman ’Psikolojinin MR’ı’ dedik. Buradaki asıl amaç görüntüleme. Psikolog analizi alsın ki tanıyı daha rahat koyabilsin" ifadelerini kullandı. Projenin henüz Ar-Ge safhasındayken önemlü ülkelerden işbirliği teklifleri aldıklarını da sözlerine ekleyen Aker; "Almanya’dan 2 klinik, Rusya’dan 14 klinik, ABD’den 141 klinik denemek istedi. Almanya, İtalya ve Rusya’dan da teknoloji şirketlerinden direk olarak işbirliği talebi aldık. Bu bizim için onur verici gelişmedir. Dünyanın bir yapay zeka çekirdeğini Türkiye’den talep ettiğini gururla söylemek istiyorum" diye konuştu. "Şehrim adına gurur duydum" Genç girişimcilerin gurur duyulacak bir çalışma ortaya koyduğunu belirten Vali Gökmen Çiçek ise; "CEO’muzun yaptığı sunumda gerçekten çok heyecanlandım. Bunu gerçekten Kayseri’de mi yapıyoruz diyerek konu ilgimi çekmişti. Şehrim adına gurur duydum. Kayseri’de çok güzel şeyler olduğunu hep beraber görüyoruz. Kayseri; hep söylediğim gibi Anadolu’nun ortasında başarı hikayeleri yazmaya devam ediyor. Sanayide yazdığımız başarı hikayesini tarım ve diğer alanlarda da yapmaya devam ediyoruz. Teknolojik yönden yapay zekayla ilgili gelişmeleri çok hızlı takip edip bir adım öne çıkmak için mücadele vermek zorundayız. İşte arkadaşlarımız böyle bir mücadelenin içerisinde şehrimizce gurur duyabileceğimiz bir çalışmaya ortaya koymaya çalıştılar" dedi. Tanıtım programı sonunda projede emeği geçenlere plaket takdim edildi.
05 Aralık 2025 Cuma - 10:35
Bayburt’ta öğrencilere yapay zekanın işleyişi anlatılarak eğitim verildi
Bayburt Gençlik Merkezi tarafından GEN-2030 Dijital Yetkinlikler ve Yapay Zekâ Atölyesi kapsamında iki ayrı eğitim programı gerçekleştirildi. Deneyap Teknoloji Atölyesi’nde ortaokul grubu öğrencilerine ve Bayburt Lisesi öğrencilerine yönelik düzenlenen eğitimlerde, gençler yapay zekâ teknolojileriyle tanıştırıldı. Atölye süresince yapay zekânın temel çalışma mantığı, etik kullanım alanları ve çeşitli yapay zekâ araçları uygulamalı olarak anlatıldı. Öğrencilerin dijital becerilerini geliştirmeye yönelik hazırlanan programda, teknoloji üretimine dair farkındalık oluşturuldu. Bayburt Gençlik Merkezi, 15-25 yaş arası tüm gençleri geleceğin teknolojilerine yönelik düzenlenecek eğitimlere katılmaya davet etti.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
03 Aralık 2025 Çarşamba- 12:23
BTK Başkanı Karagözoğlu: "BTK Akademi ile ülkemizin dört bir yanındaki gençlerimizin hayallerine kavuşması için var gücümüzle çalışıyoruz"
2
04 Eylül 2025 Perşembe- 10:56
Avrupa ve Türkiye'den Google ve servislerine uzun süre erişim sağlanamadı
3
04 Aralık 2025 Perşembe- 10:00
Kütahya’da ’Kalibrasyon ve Sayaç Muayene Merkezi’ projesi Vali Musa Işın’a sunuldu
4
04 Aralık 2025 Perşembe- 14:12
ROKETSAN Yönetim Kurulu Başkanı İkinci: "ROKETSAN, savunma alanında ülkemizin en hızlı büyüyen ikinci şirketi"
5
01 Eylül 2015 Salı- 16:35
Türkiye'deki internet kullanıcılarının en çok aradığı süper kahramanlar
15 Kasım 2025 Cumartesi - 12:24
Küresel rekabetin yeni alanı: Kültür-teknoloji ittifakı
ABD ile Çin arasındaki teknoloji rekabeti küresel diplomasi dengelerini yeniden şekillendirirken, Türkiye savunma sanayii başta olmak üzere teknoloji üretiminde elde ettiği başarılarla küresel güç denkleminde yerini güçlendiriyor. Küresel diplomasi artık klasik müzakere masalarından veri merkezlerine, yapay zekâ laboratuvarlarına ve çip üretim hatlarına taşındı. ABD ve Çin’in küresel üstünlük yarışında kuantum teknolojisi, otonom sistemler, yapay zekâ ekosistemleri ve veri akışının kontrolü ön planda. Bu yeni denklemde teknoloji yalnızca üretim veya güvenlik unsuru değil, aynı zamanda kültürel nüfuzun ve ideolojik yönlendirmenin de temel aracı haline geliyor. Akademisyen ve teknoloji uzmanı Ecehan Ersöz, küresel sistemde yaşanan bu dönüşüm için "Teknoloji artık yalnızca teknik bir alan değil, kültürel ve diplomatik bir güç aracıdır. Teknolojiyi kim geliştiriyorsa, sadece standartları değil; değer setlerini de ihraç ediyor. Bu nedenle kültürel hafızayı korumak, teknoloji çağında en güçlü savunma hattıdır" dedi. Türkiye ise bu güç denkleminde yalnızca teknoloji ithal eden değil, teknoloji üreten ve ihraç eden bir ülke konumuna yükseliyor. Savunma sanayiinde geliştirilen yerli platformlar, sensör sistemleri ve komuta-kontrol yazılımları, Türkiye’nin teknoloji alanında elde ettiği stratejik kazanımların en somut örneklerini oluşturuyor. Ersöz, teknolojik millileşmenin sadece donanım veya yazılım üretmekle sınırlı olmadığını belirterek, "Teknolojiyi kim geliştiriyorsa, sadece standartları değil; değer setlerini de ihraç ediyor. Bu nedenle kültürel hafızayı korumak, teknoloji çağında en güçlü savunma hattıdır. Bugün kimin veri üretme, işleme ve dönüştürme kapasitesi daha yüksekse; o ülke küresel sistemde daha güçlü bir ses çıkarabiliyor. Bu sebeple yapay zeka veri merkezleri giderek artıyor ve birçok küresel markanın sürekli yeni veri merkezleri açtığı haberlerini duymaya devam ediyoruz. Virginia eyaletinde bu sene yapılan veri merkezi başvuru sayısı bir önceki seneye göre yüzde 16 artmış durumda. Bu yüzden veri merkezleri yalnızca teknik altyapılar değil, modern diplomasinin yeni karargahları haline geldi" dedi. Son dönemde sıklıkla gündeme gele "tekno-feodalizm" kavramına da dikkat çeken Ersöz, modern teknolojiyle feodal hiyerarşilerin birleştiği bu yapının, dijital platform devlerinin veri ve davranışlar üzerindeki kontrolünü artırdığını belirterek şöyle devam etti: "Otomasyon sadece üretim hattında değil; artık insan davranışlarının biçimlendirilmesinde de işliyor. Bu da kültürlerin, değer sistemlerinin ve toplumsal koordinasyonun teknoloji aracılığıyla yeniden kurgulandığı anlamına geliyor. Küresel sistemde çok büyük platform şirketlerinin veri üzerinde kurduğu otorite, yeni tip hakimiyet biçimini tetikliyor. Teknolojinin toplum psikolojisine, aidiyet duygusuna, güven inşasına, kültürel altyapıya ve güç ilişkilerine nasıl dokunduğuna dair farkındalığımızı artırmamız gerekiyor". Teknolojik millileşmenin yalnızca donanım ve yazılım üretmekle sınırlı olmadığının altını çizen Ersöz, "değerlerin millileşmesi" ile de anlam kazandığını belirterek, "Teknolojiyi kim geliştiriyorsa, sadece standartları değil; değer setlerini de ihraç ediyor. Bu nedenle kültürel hafızayı korumak, teknoloji çağında en güçlü savunma hattıdır. Teknolojiyi "yerli anlam sistemleriyle" entegre edebilmek, dijital dünyada kendi hikayemizi yazmamızın ön şartıdır. Kültürünü koruyan toplum, teknoloji çağında sadece tüketen değil; kendi hikâyesini de yazan toplum olur. Bugün teknoloji, endüstri politikalarının değil, diplomasinin zemini ve ekonominin sinir sistemi olarak tanımlanıyor. Gelecek kimseye hazır olarak sunulmayacak. Gelecek, onu inşa edenlere ait olacak. ABD-Çin rekabetinin sertleştiği, teknoloji devlerinin güç kazandığı bu dönemde, Türkiye’nin hem üretme hem de üretirken değer koyma iradesi, küresel güç denkleminde belirleyici bir rol üstleniyor" dedi.
14 Kasım 2025 Cuma - 17:01
Tokat Havalimanı yılın on ayında 145 bin yolcuyu ağırladı
Tokat Havalimanı, Ekim ayında 15 bin 623 yolcuya, yılın ilk 10 ayında ise 145 bini aşkın yolcuya hizmet vererek istikrarlı bir artış gösterdi. Tokat Havalimanı’nda 2025 yılı Ekim ayına ilişkin hava yolu istatistikleri açıklandı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü tarafından paylaşılan verilere göre, havalimanı ay boyunca 15 bin 623 yolcuya hizmet verdi. DHMİ’nin açıkladığı rakamlara göre Ekim ayında Tokat Havalimanı’nda iç hat yolcu trafiği 15 bin 452, dış hat yolcu trafiği ise 171 olarak kaydedildi. Aynı dönemde iç hatlarda 173, dış hatlarda 1 olmak üzere toplam 174 uçak iniş-kalkış yaptı. Ekim ayında havalimanında yük trafiği 122 ton olarak gerçekleşti. 10 aylık dönemde 145 bini aşkın yolcu Ocak-Ekim dönemini kapsayan 10 aylık süreçte ise Tokat Havalimanı’nda 145 bin 96 yolcu hizmet aldı. Bu dönemde uçak trafiği bin 660, yük trafiği ise bin 266 ton olarak kayıtlara geçti.
14 Kasım 2025 Cuma - 14:14
"Yapay zekâ çağında ‘gerçeği’ kanıtlamak gerekiyor"
Yapay zekâ çağında dijital şüpheciliğin ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Mehmet Yakın, ’gerçeğin artık kanıtlanması gereken bir şey’ olduğuna dikkat çekti. İstanbul Arel Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Yakın, dijital çağın laboratuvarında, gerçekliğin artık elle tutulur bir olgu değil, bir hissin simülasyonu haline dönüştüğünü belirtti. Bu dönüşümün yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda varoluşsal bir mesele olduğunu söyleyen Yakın, "Yapay zekâ sadece içerik üretmiyor; aynı zamanda gerçeğin sınırlarını bulanıklaştırıyor. Artık bir görüntünün doğruluğu, onu kimin paylaştığına, hangi amaçla kullanıldığına göre değerlendiriliyor" diye konuştu. "Gerçeğin estetiği, algının kurbanı oldu" Doç. Dr. Yakın, "Markalar estetik algıyı korumak isterken, farkında olmadan izleyicinin güvenini kaybedebiliyor. Yapay zekâ ile güzellik, gerçeğin yerine geçti. Artık biz, gerçeğin kendisine değil, onun tasarlanmış bir versiyonuna inanıyoruz" dedi. Reklam kampanyalarında yapay zekâ ile üretilmiş yüzler, mekânlar ve atmosferler, sahici görünüyor. Ancak bunun bir de karanlık yüzü olduğunu belirten Doç. Dr. Yakın, "Bir markanın yapay zekâ görseli paylaşması yenilik olabilir; ama eğer bu yapaylık gizleniyorsa, orada yenilik değil, manipülasyon başlar" diye konuştu. "Yeni okuryazarlık: Dijital şüphecilik" Doç. Dr. Yakın, bugünün iletişim dünyasında en önemli becerinin "dijital şüphecilik" olduğunu vurgularken, "Öğrencilerimize artık yalnızca nasıl mesaj üreteceklerini değil, hangi bilginin gerçek, hangi görselin yapay olduğunu da öğretmemiz gerekiyor. Çünkü geleceğin bireyleri ve iletişim profesyonelleri, yalnızca anlatan değil, aynı zamanda gerçeği koruyan kişi olacak. Medya kuruluşları için bu, basit bir etik mesele olmaktan çok, varlık nedenine dönüşüyor. Görsel doğrulama sistemleri, gazeteciliğin omurgası haline geliyor. Çünkü artık doğru haberi üretmek kadar, doğru görüntüyü ayırt etmek de bir sorumluluk" dedi. "Gerçek, artık kanıtlanması gereken bir şey" "Bir zamanlar insanlar, gördüklerine inanırdı. Şimdi, gördüklerinin kanıtını arıyorlar" diyen Doç. Dr. Yakın bu durumu şöyle özetledi: "Artık gördüğümüze değil, kanıtlayabildiğimize inanıyoruz. Bu, iletişim tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir kırılmadır." Yapay zekâ çağında insanın tehlikeli bir eşikte durduğunu belirten Doç. Dr. Yakın, "Gelecekte bizi meşgul edecek soru ‘Fotoğraf gerçek mi?’ değil, ‘Gerçeği kim daha inandırıcı anlatıyor?’ olacak" diyerek sözlerini noktaladı.
12 Kasım 2025 Çarşamba - 20:42
BARÜTEK ile teknoloji ve girişimcilik altyapısı güçlenecek
Bartın Üniversitesi (BARÜ) Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde bilgi ve teknoloji faaliyetlerinin yönetim ve işletmesinden sorumlu olacak Bartın Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Ar-Ge Anonim Şirketinin (BARÜTEK) kurulması Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından uygun bulundu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle Resmî Gazete’de yayımlanarak Bartın Üniversitesi (BARÜ) Ağdacı Yerleşkesinde belirlenen Bartın Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin faaliyete geçmesi için yeni bir adım daha atıldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge Teşvikleri Genel Müdürlüğü tarafından 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu uyarınca BARÜ Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin yönetilmesinden ve işletilmesinden sorumlu olacak Bartın Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Ar-Ge Anonim Şirketinin (BARÜTEK) kuruluşu uygun bulundu. BARÜTEK, bölgesel kalkınmaya katkı sunacak BARÜTEK ile üniversite-sanayi iş birliği daha ileriye taşınarak girişimcilerin yeni projeler üretmesine imkân tanınacak. Bölgesel kalkınmaya katkı sağlamak amacıyla modern ve donanımlı bir altyapıyla araştırma-geliştirme, girişimcilik, bilgi ve teknoloji faaliyetleri gerçekleştirilecek. Böylece yenilikçi ve katma değeri yüksek ürünler ortaya çıkarılırken Bartın’ın teknoloji odaklı sürdürülebilir kalkınma hedefleri desteklenecek. "BARÜTEK, Bartın’a ve bölgeye değer katacak önemli bir girişimdir" BARÜTEK’in Bartın’a ve bölgeye değer katacak önemli bir girişim olduğunu vurgulayan BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya, "Bu önemli gelişme Üniversitemizin bilgiyi ürüne dönüştüren, bölgesine ve ülkesine değer katan bir yükseköğretim kurumu olma vizyonunu güçlendirecektir. BARÜTEK aracılığıyla Üniversitemizin bilgi birikimi, araştırma altyapısı ve yenilikçi çalışmaları sanayiyle daha etkin bir biçimde buluşacak. İlimizin ve bölgemizin girişimcilik ekosistemi güçlenecek. Bu düşüncelerle süreçteki desteklerinden dolayı Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mehmet Fatih Kacır’a, YÖK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Erol Özvar ile YÖK üyelerimize teşekkürlerimi sunuyorum." ifadelerini kullandı.
12 Kasım 2025 Çarşamba - 10:00
Balıkesir Üniversitesine, ISO 9001 belgesi
Balıkesir Üniversitesi (BAÜN), stratejik hedefleri doğrultusunda yürüttüğü kalite güvence çalışmalarını uluslararası bir standartla taçlandırdı. ’Yüksek Öğrenim ve Eğitim Hizmetleri Sunumu’ kapsamında "Kalite Yönetim Sistemi"ni tüm birimlerinde etkin bir şekilde uygulayan BAÜN, BQS Belgelendirme ve Eğitim Hizmetleri tarafından yürütülen dış tetkik sürecini 10.10.2025 tarihinde başarıyla tamamlayarak ’TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi’ belgesi almaya hak kazandı. Üniversitenin yeni başarı belgesi, Rektörlük makamında düzenlenen bir törenle BQS Belgelendirme Hizmetleri Firması yetkilisi Semih Erkol tarafından Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu’ya takdim edildi. Düzenlenen törende; Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Cevdet Avcıkurt, Prof. Dr. Murat Doğdubay ve Prof. Dr. Fatih Satıl, Genel Sekreter Yemliha Yanar, BQS Belgelendirme Hizmetleri Firmasından Esin Tuksal, BAÜN Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Nuray Gedik, Koordinatör Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Caner Börekci, Kalite Koordinatörlüğü personelleri Öğr. Gör. Damla Kütüklü, Şeref Akyol, Muhammet Çimen ve Av. Hilal Sert Kaya da yer aldı. Belge takdim töreninde bir değerlendirmede bulunan Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu, göreve geldikleri günden bu yana kalite süreçlerini üniversitenin ana gündem maddelerinden biri olarak belirlediklerini ifade ederek; "Bizim hedefimiz, Balıkesir Üniversitesinin tüm kademelerinde şeffaf, hesap verebilir ve sürekli iyileşmeyi esas alan bir mükemmeliyet kültürü oluşturmaktır" dedi. Rektör Oğurlu, Kalite Koordinatörlüğüne de özverili çalışmalarından dolayı özel olarak teşekkür etti. BQS Temsilcisi Semih Erkol da, yaptığı değerlendirmede, Balıkesir Üniversitesinde güçlü bir liderlik ve takım ruhu gördüklerini dile getirerek, Rektör Oğurlu, ekibini ve Kalite Koordinatörlüğünü tebrik etti.
12 Kasım 2025 Çarşamba - 09:36
Uludağ Üniversitesi, ilk elektrikli formula aracını OTTOSEM Zirvesi’nde tanıtacak
Bursa Uludağ Üniversitesi öğrencileri, ilk elektrikli formula aracını tanıtacağı OTTOSEM Otomotiv Zirvesi için gün sayıyor. Uludağ Üniversitesi Otomotiv Topluluğu öğrencileri tarafından bu sene 4’üncüsü düzenlenecek olan OTTOSEM Otomotiv Zirvesi çalışmaları titizlikle sürdürülüyor. Tanıtımda, ilk elektrikli formula aracı UR-06E’de olmak üzere Türkiye de tek bulunan Alfa Romeo 4C ve ralli araçları da sergide yerini alacak. Zirveye katılacak firmalar arasında Mercedes-Benz, Bosh ve Oskim bulunuyor. Ayrıca Castrol Ford Team Türkiye pilotlarından Ali Türkan ve Castrol Ford Team Türkiye Co-pilotu Oytun Albayrak da programda yer alacak. Geniş sponsor yelpazesi bulunan etkinlik 18 Kasım Salı günü saat 10.00’da Prof. Dr. M. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek.
12 Kasım 2025 Çarşamba - 09:27
ADÜ’den öğretmen eğitiminde sanal gerçeklik dönemi başladı
ADÜ Eğitim Fakültesi bünyesindeki e-BİDALAB, Masaryk Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleştirdiği ilk pilot çalışma ile sanal gerçeklik temelli öğretmen eğitiminde Türkiye’de öncü adım attı. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Eğitim Fakültesi bünyesinde kurulan Bilişsel, Davranışsal Uygulama ve Araştırma Laboratuvarı (e-BİDALAB), uluslararası akademik iş birliği ağına önemli bir adım attı. Laboratuvarda, Çekya Masaryk Üniversitesi öğretim üyeleriyle birlikte ilk pilot uygulama çalışması başarıyla gerçekleştirildi. ADÜ Eğitim Fakültesi bünyesinde faaliyet gösteren e-BİDALAB, öğretmen eğitimi alanında yenilikçi yaklaşımları desteklemeye devam ediyor. Bu kapsamda, üniversiteye konuk olan Masaryk Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. enk ainka ve Doç. Dr. Zdenk Stacho ile birlikte laboratuvarın ilk pilot uygulaması hayata geçirildi. Pilot çalışmaya, proje yürütücüsü Arş. Gör. Dr. Alaattin Arıkan’ın yanı sıra Eğitim Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Yalçın Özdemir, Prof. Dr. Sultan Baysan, Doç. Dr. Emrah Hiğde, Arş. Gör. Dr. Lütfi Budak ile çok sayıda lisans ve lisansüstü öğrenci katıldı. İş birliği kapsamında Masaryk Üniversitesi tarafından geliştirilen eDIVE platformu ve immersive VR (Sanal Gerçeklik) uygulamaları, öğretmen adaylarının sınıf içi dikkat yönetimi, sosyal etkileşim ve duyuşsal tepkilerinin çok boyutlu biçimde incelendiği senaryolarda kullanıldı. Uygulamalarda veri toplama ve öğretim etkinliklerinin tasarımı süreçleri eşzamanlı olarak test edilirken, Türkçe arayüz güncellemeleri ve farklı eğitim senaryolarına uyarlamalar da gerçekleştirildi. Ayrıca taraflar, öğretmen eğitiminde immersive VR kullanımına yönelik yeni araştırma ve uygulama projelerinin ortak yürütülmesi konusunda karşılıklı mutabakata vardı. Proje yürütücüsü Arş. Gör. Dr. Alaattin Arıkan, e-BİDALAB’ın uluslararası araştırma iş birlikleri açısından önemli bir dönüm noktasına ulaştığını belirterek "Bu pilot uygulama, e-BİDALAB’ın yenilikçi öğretmen eğitimi vizyonunun somut bir göstergesidir. Sanal Gerçeklik ortamlarında yürütülen otantik görevler sırasında Göz İzleme (Eye-Tracking), Galvanik Deri Tepkisi (GSR) ve Elektrokardiyografi (EKG) sistemlerinden elde edilen verilerin eşzamanlı kaydedilmesiyle öğretmen adaylarının dikkat kontrolü, bilişsel yük yönetimi ve duygu düzenleme süreçleri çok yönlü olarak incelenebilecektir" dedi.
12 Kasım 2025 Çarşamba - 09:26
Garajda başlayan hayal, dünya sahnesinde gerçek oldu
Kısıtlı imkanlarla Salihli’nin Kabazlı Köyü’ndeki bir garajda çalışmalarına başlayan Lavender Robotics Takımı, "Fırsat verilirse biz de yapabiliriz" diyerek hem Türkiye’de hem uluslararası arenada ödüller kazandı ve STEM alanında örnek gösterilen bir topluluk haline geldi. 30 Eylül 2023’te kurulan Manisa merkezli Lavender Robotics Takımı, kısa sürede elde ettiği başarılarla dikkat çekiyor. Kısıtlı imkanlarla bir garajda çalışmalarına başlayan ekip, bugün dünyanın en büyük robotik organizasyonlarında boy gösteriyor. Bilim ve teknolojide fırsat eşitliğini savunan gençler, başarılarıyla yalnızca Salihli’yi değil, Türkiye’yi de gururlandırıyor. Bu sezon FIRST Tech Challenge (FTC) Türkiye’nin 1., 2., 3. ve 4. Piri Reis Turnuvalarına katılan Lavender Robotics, dört ayrı ödül kazandı. Takım, ilk turnuvada Think Award, ikinci turnuvada Reach Award, üçüncü turnuvada Sustainability Award ve dördüncü turnuvada yeniden Reach Award ödülünü aldı. Kısıtlı imkânlarla geliştirdikleri robotlarla 3. turnuvada yarı finale, 4. turnuvada ise çeyrek finale kadar yükselen ekip, Türkiye Şampiyonası’na katılma hakkı kazandı. Turnuvalara katılım sürecinde Manisa Büyükşehir Belediyesi ve Manisa Kent Konseyi’nin sağladığı ulaşım desteğiyle önemli bir giderden kurtulan Lavender Robotics, aynı zamanda yerel halkın da büyük desteğini gördü. 24 Ekim 2024’te Salihli Demokrasi Meydanı’nda düzenlenen etkinlikte öğrenciler, "Fırsat verilirse biz de yapabiliriz" diyerek hem halktan hem de sponsorlarından gördükleri desteğe teşekkür etti. Takım, bu süreçte Disera, Gazi Kimya, Neontek, İz Tıbbi Cihazlar ve Günebakan Vakfı’nın katkılarıyla güç kazandı. Uluslararası arenada adından söz ettirdi Lavender Robotics yalnızca Türkiye’de değil, yurt dışında da başarılarıyla adından söz ettirdi. FTC Greece National Championship’te Design Award ve Promote Award, FTC Italy Regional’de ise Compass Award ve Connect Award kazanan takım, bu ödülleri Türkiye’ye kazandıran tek Türk ekip olma başarısını gösterdi. Ayrıca FIRST Robotics Competition (FRC) alanında da Türkiye’nin gururu olan Lavender Robotics, Türkiye’deki bölgesel yarışmalardaki üstün performansıyla 16–19 Nisan 2025 tarihlerinde ABD’de düzenlenen Dünya Şampiyonası’na katılan tek Manisa takımı unvanını elde etti. Küçük bir garajda başladılar Kabazlı Köyü’nde küçük bir garajda başlayan Lavender Robotics’in hikayesi, bugün Türkiye’nin dört bir yanına ilham veren bir başarı öyküsüne dönüştü. Sadece Salihli’den değil; İstanbul, Aydın, Akhisar ve Adıyaman gibi farklı illerden gelen öğrencilerin katılımıyla büyüyen takım, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla robotlarını tasarımdan üretime kadar kendi atölyelerinde geliştiriyor. Gençler, "Fırsat verilirse sen de yapabilirsin" diyerek dezavantajlı okullara gidiyor, öğrencilere STEM eğitimleri veriyor ve bilime adım atmalarını sağlıyor. Türkiye Şampiyonası hazırlıkları başladı Lavender Robotics, 13–14 Aralık 2025 tarihlerinde düzenlenecek FTC Türkiye Şampiyonası için hazırlıklarını Kabazlı Mahallesi’ndeki atölyesinde sürdürüyor. Takım, önceki turnuvalarda kazandığı deneyimlerle şampiyonada güçlü bir performans sergilemeyi hedefliyor. Ancak çalışmalarını sürdürürken lazer CNC makinesi, freze, torna gibi üretim ekipmanlarına ve LEGO Spike setlerine acil ihtiyaç duyuyor. Şu anda ödünç alınan LEGO Spike setleriyle eğitimlerine devam eden Lavender Robotics, sürdürülebilir bir çalışma ortamı oluşturmak ve daha fazla öğrenciye ulaşmak için kendi ekipmanlarına sahip olmayı hedefliyor. Lavender Robotics’in hikayesi, yalnızca bir garajda başlayan bir başarı öyküsü değil; aynı zamanda Türkiye’nin dört bir yanındaki gençlere "Fırsat verilirse sen de yapabilirsin" mesajı veren bir umut hikayesi olarak da örnek gösteriliyor.
11 Kasım 2025 Salı - 16:27
Bakan Kacır: "Ekonomik değere dönüştürülmesini sağlayacak platformları hayata geçireceğiz"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Kocaeli Üniversitesi Bilimpark ve TÜBİTAK Milli Teknoloji Atölyesi’nin açılış töreninde yaptığı açıklamada, "Önümüzdeki dönemde, yapay zeka, sağlık, kuantum teknolojileri, uzay, nükleer, çip ve yarı iletkenler gibi yüksek teknoloji alanlarında üniversitelerimizde gerçekleştirilecek çalışmaların ekonomik değere dönüştürülmesini sağlayacak platformları hayata geçireceğiz" dedi. Kocaeli Üniversitesinde (KOÜ), araştırma, geliştirme ve inovasyonu tek çatı altında buluşturacak olan KOÜ Bilimpark ve TÜBİTAK Milli Teknoloji Atölyesi’nin açılış töreni gerçekleştirildi. Törene, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da katıldı. "Bu vizyonun en güçlü dayanağı, hiç şüphesiz üniversitelerimizdir" Bakan Mehmet Fatih Kacır, açılışta yaptığı konuşmada, küresel dönüşüm çağında bilim ve teknolojinin önemine dikkati çekti. Kacır, "Küresel ölçekte dönüşümün ivme kazandığı bir çağdayız. Bu dönemde devletlerin gücü coğrafi büyüklükle veya doğal kaynak zenginliğiyle değil, bilimsel bilgi üretme kapasitesiyle; bu bilgiyi teknolojiye, yeniliğe ve yüksek katma değere dönüştürebilme becerisiyle ölçülüyor. Teknolojinin yenilikçi sahalarında kapasite ve yetkinlik inşa eden ülkelerin, sadece günümüzün değil, geleceğin dünyasını da şekillendirme gücüne sahiptir. Bu çerçevede, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 23 yılda bilimi ve teknolojiyi kalkınma anlayışımızın ana ekseni haline getirdik. Bu vizyonun en güçlü dayanağı, hiç şüphesiz üniversitelerimizdir" dedi. "76’dan 208’e çıkardığımız üniversitelerimizle bilimsel araştırma ve eğitim kapasitemizi yükselttik" Geçmişte bilimsel üretim bakımından kısıtlı imkanlara sahipken, bugün çok daha güçlü bir konuma ulaşıldığını vurgulayan Bakan Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayılarını 76’dan 208’e çıkardığımız üniversitelerimizle bilimsel araştırma ve eğitim kapasitemizi yükselttik. Üniversite sayımızdaki artışla birlikte bilimsel bilgi üretme yetkinliğimizi de katladık. Bir yılda yapılan Türkiye kaynaklı bilimsel yayınların sayısını 9 binden 52 bine yükselttik. Dünyada en fazla bilimsel yayın üreten ülkeler arasında 22’inci sıradan 14’üncü sıraya çıktık. Ülkemizde uluslararası işbirliği yayın sayısını 9 kattan fazla artırdık. Son 23 yıl içinde yıllık yerli patent başvuru sayımızı 414’ten 10 bin 186’ya, yerli patent tescil sayısını ise 73’ten 3 bin 390’a çıkardık. Tam bağımsız ve müreffeh Türkiye için eğitimden nitelikli insan kaynağına, araştırma altyapısından girişimcilik ve ticarileşmeye uzanan zincirin her halkasında, üniversitelerimizin rolünü perçinleyecek kararlı ve sonuç üreten adımlar attık." "20 yüksek teknoloji platformu, Ar-Ge faaliyetlerinin ticarileşmesine liderlik ediyor" Üniversite-sanayi işbirliğini güçlendirmek için teknopark sayısını 2’den 113’e çıkardıklarını kaydeden Kacır, Uluslararası Lider ve Genç Araştırmacılar Programları ile dünyanın dört bir yanından bilim insanlarının Türkiye’de çalışmasının önünü açtıklarını ifade etti. Bakan Kacır, "Eklemeli imalat, yerli ilaç ve aşı, sürdürülebilir tarım, elektrikli araç, yenilenebilir enerji, döngüsel ekonomi, kuantum gibi stratejik alanlarda kurduğumuz 20 yüksek teknoloji platformu, Ar-Ge faaliyetlerinin ticarileşmesine liderlik ediyor. 6550 sayılı Kanun kapsamında bugüne kadar 7,2 milyar lira kaynak sağladığımız 12 ulusal araştırma altyapısı; biyotıp ve genom, nano malzemeler, MEMS, astrofizik, güneş enerjisi, raylı sistemler ve finans teknolojilerinde nitelikli araştırmalar gerçekleştiriyor" diye konuştu. "Kocaeli, Türkiye’nin bilim yolculuğuna güç katıyor" Kocaeli’nin, yüksek araştırma yetkinliğine sahip 3 üniversitesiyle, Türkiye’nin bilim ve araştırma yolculuğuna güç kattığını dile getiren Bakan Kacır, "Mevcut üretim kapasitesiyle özellikle otomotiv, metal ve kimya sanayimize yön veriyor. 141 Ar-Ge ve 15 tasarım merkezi ile 5 teknoparkıyla üniversite sanayi işbirliğinin başarılı örneklerine ev sahipliği yapıyor. Bugün şehrimizin sanayi ve teknoloji gücünü Kocaeli Üniversitemizin köklü akademik birikimiyle daha sıkı uyum içine alan yeni bir adımı atıyor; Kocaeli Üniversitesi Bilimpark’ın açılışını gerçekleştiriyoruz. 3 bin metrekarelik kapalı alana sahip bu yeni nesil araştırma üssü araştırmacılarımıza, girişimcilerimize ve öğrencilerimize sadece bir bina değil; aynı zamanda bilim, teknoloji ve inovasyon ekosistemi sunuyor" ifadelerini kullandı. "Kocaeli Milli Teknoloji Atölyesi gençler için önemli bir merkez olacak" Bakan Mehmet Fatih Kacır, şöyle devam etti: "Geçtiğimiz yıl üniversitelerimiz ve bilim merkezlerimiz bünyesinde milli teknoloji atölyeleri kurmak üzere ilk çağrımıza çıkmıştık. Bu yıl ve geçen yıl açtığımız çağrılarla ilk etapta 50 atölyenin kurulumu için süreci başlattık. Bunlardan biri de TÜBİTAK’ın 3 yıllık dönemde 30 milyon lira desteğiyle Bilimpark bünyesinde hayata geçirilen Kocaeli Milli Teknoloji Atölyesidir. Burada gençlerimiz; tasarımdan üretime, yapay zekadan robotik sistemlere kadar birçok alanda fikirlerini gerçeğe dönüştürmek için ihtiyaç duydukları ekipmanlara erişebilecek. Bu süreci danışmanlık ve eğitim programlarıyla destekleyeceğiz." "Ekonomik değere dönüştürülmesini sağlayacak platformları hayata geçireceğiz" Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, Türkiye’nin nitelikli insan kaynağı havuzunu genişletmeyi sürdüreceklerini bildiren Bakan Kacır, "Üniversite öğrencilerimizin bilimsel ve teknolojik gelişmelere daha aktif katılımını sağlamak üzere başlattığımız Milli Teknoloji Kulüpler Birliği Programı bunun somut bir örneğidir. Önümüzdeki dönemde, yapay zeka, sağlık, kuantum teknolojileri, uzay, nükleer, çip ve yarı iletkenler gibi yüksek teknoloji alanlarında üniversitelerimizde gerçekleştirilecek çalışmaların ekonomik değere dönüştürülmesini sağlayacak platformları hayata geçireceğiz. Kritik alanlarda araştırmaların sanayiye entegrasyonunu hızlandırırken, derin teknoloji girişimciliğini daha güçlü şekilde destekleyeceğiz. Derin teknoloji alanındaki patentlerin ticarileştirilmesine yönelik yeni uygulamaları devreye alacağız" şeklinde konuştu. "Üniversitelerimiz bu vizyonun en güçlü dayanağı" Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk de "Sektör Kampüste" programı ile öğrencilerin sektör profesyonellerinden güncel bilgilerle eğitim aldığını belirterek, ayrıca dünyanın dört bir yanından bilim insanlarının da Türkiye’de çalışmalar yürüttüğünün altını çizdi. Cantürk, "Bu program kapsamında ülkemize gelen 261 bilim insanımızın projelerinde, çoğunluğu lisansüstü öğrenci olmak üzere 1500’e yakın bursiyer görev aldı" dedi. Açılış törenine, Vali İlhami Aktaş, AK Parti Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu, Deniz Eğitim Öğretim ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Selçuk Akarı, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Bilişim Vadisi Genel Müdürü Erkan Tüzgen, TÜBİTAK Bilim ve Toplum Başkanı Ömer Kökçam, Milli Teknoloji Genel Müdürü Sadullah Uzun, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Orhan Aydın, Rektör Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, eşi Prof.Dr. Zeynep Cantürk, Ak Parti İl Başkanı Şahin Talus, MHP İl Başkanı Tuncay Batı, rektör yardımcıları ve belediye başkanları katıldı.
11 Kasım 2025 Salı - 15:01
GEKA’dan ‘Türkiye Siber Vatan’ için önemli imza
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda faaliyet gösteren Güney Ege Kalkınma Ajansı (GEKA), "Türkiye Siber Vatan Programı" kapsamında önemli bir protokole imza attı. GEKA, "Türkiye Siber Vatan Programı" kapsamında işbirliği protokolü imzaladı. Güney Ege Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Ümit Gülyağı ve Rektör Prof. Dr. Mahmud Güngör tarafından imzalanan protokol kapsamında, Türkiye Siber Vatan Programı 2026 dönemi çerçevesinde, Siber Güvenlik Eğitimi faaliyetleri üniversitede yürütülecek. Protokol kapsamında, Türkiye’nin siber savunma kapasitesini güçlendirilmesi, gençlerin siber güvenlik alanına olan ilgisini artırmak ve bu alanda nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi hedefleniyor.
11 Kasım 2025 Salı - 13:36
Digihack4anatolia’da büyük ödüller sahiplerini buldu
Adana Sanayi Odası (ADASO), Adana Sanayi Kampüsü, Çukurova Teknokent ve Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) iş birliğindeki "Eğitimin Dijital Geleceğini Şekillendirmek" temalı DigiHack4Anatolia Hackathon’u, heyecan dolu iki günün ardından sonuçlandı. Etkinlik, geleceğin öğrenme modellerine yön verecek yenilikçi çözümlerin yarıştığı görkemli bir ödül töreniyle sona erdi. Etkinlikte Edu Rise takımı birinci olarak 90 bin TL’lik büyük ödülün sahibi oldu. Adana Sanayi Kampüsü’nde gerçekleştirilen etkinliğe Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş, MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, Yüreğir İlçe Milli Eğitim Müdürü İzzettin Aydın, Adana Sanayi Odası Genel Sekreteri Veli Oğuz, Çukurova Teknokent ve Adana Sanayi Kampüsü Genel Müdürümüz Bora Kocaman ve 60’dan fazla yarışmacı katıldı. Etkinliğin açılışında konuşan Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, hackathonun vizyoner misyonunu vurgulayarak, "Hepimizin bildiği gibi, eğitime yapılan yatırım, ülkeye yapılan en büyük hizmettir. Bugün burada toplanmamızın temel nedeni de bu bilinci dijital dünyanın araçlarıyla güçlendirmektir" dedi. "Girişimcilik için paraya değil, iyi bir fikre ve çok çalışmaya ihtiyaç var" Eğitimin artık yapay zeka ve teknolojilerle şekillenen dinamik bir macera olduğunu belirten Başkan Kıvanç, hackathonun amacını; öğrenme deneyimini iyileştirmek, beceri gelişimini hızlandırmak ve eğitim ile sanayi arasındaki iş birliği kültürünü kalıcı olarak güçlendirmek olarak özetledi. Başkan Kıvanç, sözlerini şöyle sürdürdü; "Unutmayın ki, girişimcilik için paraya değil, iyi bir fikre ve çok çalışmaya ihtiyaç vardır. Bu yarışmada kod yazıp prototip geliştirmekle kalmayın; hayal kurun, yüksek bir hedef koyun, yenilikçi ve değişim getiren fikirler peşinde koşun. Zorlandığınızda, hatta kaybettiğinizde bile pes etmeyin. Herkesin kendi hikayesinin kahramanı olması gerekir. Başkasının hikayesini taklit etmek yerine, bu platformda kendi hikayenizi, kendi dijital çözümünüzü yazın." "21. yüzyıl tam bir değişim çağı" Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş ise konuşmasına değişimin boyutlarına değinerek; "Dünya değişiyor, bu artık dilimize pelesenk olmuş bir kelime. Değişmeyen tek şey değişimdir denir. Ancak artık o değişimin çapını, hızını çok aşmış vaziyetteyiz. 21. yüzyıl tam bir değişim çağı. Geleneksel bütün yöntemleri terk etmek durumundayız. Geleneksel öğretim yöntemlerini de revize etmek durumundayız" dedi. Açılış konuşmalarının ardından, MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, Beta Enerji Yapay Zeka Mühendisi Umut Güler ve Görüntü Yönetimi Ozan Sihay gibi uzmanlar, dijitalleşmenin ve yapay zekanın yükseköğretime etkileri üzerine ilham verici sunumlar gerçekleştirdi. Katılımcılar, kişiselleştirilmiş öğrenme, ölçme-değerlendirme ve öğretmen destek araçları gibi temalar çerçevesinde 36 saat boyunca yoğun bir tempoyla çalışarak 18 proje hazırladı. Birinci Edu Rise takımı, 90 bin TL’lik ödülün sahibi oldu. İkinci Lumos takımı 65 bin TL, üçüncü Mergen takımı ise 45 bin TL ödül kazandı. Birinci olan Edu Rise ekibi, büyük para ödülünü kazanmanın yanı sıra projesini Avrupa’da eş zamanlı düzenlenen hackathonların kazananlarıyla uluslararası platformda yarıştırma imkanı elde etti.
11 Kasım 2025 Salı - 11:57
Teknolojide Kasım ayı fırsatları
Kullanıcılarını her zaman en son teknolojilerle buluşturan Casper, "Kasım Kampanyası" ile cazip alışveriş fırsatları sunuyor. Yenilikçi teknolojileri ve güçlü tasarımıyla dikkat çeken Casper, geniş ürün gamındaki bilgisayar modelleriyle kullanıcılarına yüksek performans imkanı sağlıyor. Kasım ayına özel indirimlerle Casper.com.tr’de satışa sunulan Nirvana bilgisayarlar hem oyunseverlerin hem de iş dünyasında verimlilik odaklı performans arayanların tercihi olarak öne çıkıyor. Seçili Excalibur modellerinde yüzde 10, Nirvana ürünlerinde ise yüzde 7’ye varan indirimlerle, kullanıcılar kasım boyunca avantajlı fiyatlardan yararlanabiliyor. Kasım ayı boyunca geçerli kampanya kapsamında, anlaşmalı kredi kartlarına vade farksız taksit imkanı sağlanıyor. Bu sayede kullanıcılar, yüksek performanslı ürünlere avantajlı fiyatlarla sahip olurken ödemelerini daha esnek şekilde planlayabiliyor. Kampanyadan faydalanmak için, indirimli ürünlerden birini seçerek uygun kartla ödeme yapmak yeterli oluyor. Oyun tutkunlarına Excalibur, verimliliği odağına alanlara Nirvana Casper’ın performans odaklı oyun bilgisayarı serisi Excalibur, yüksek işlem gücü, gelişmiş soğutma teknolojileri ve etkileyici tasarımıyla oyun tutkunlarına üst seviye bir deneyim sunuyor. Gücünü en yeni donanımlardan alan Excalibur, rekabetçi arenada sınırları zorlamak isteyenler için ideal bir çözüm sağlarken; verimlilik ve konforu ön plana çıkaran Nirvana serisi ise şık tasarımı ve hafif yapısıyla hem iş hem de eğlence ihtiyacını karşılıyor. Sessiz, hızlı ve dayanıklı yapısıyla Nirvana, teknolojiyi yaşamın her anına pratik bir şekilde taşıyor.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder