SPOR - 01 Aralık 2018 Cumartesi 15:31

Ahmet Ağaoğlu ve yönetim kurulu mali ve idari yönden ibra edildi

A
A
A
Ahmet Ağaoğlu ve yönetim kurulu mali ve idari yönden ibra edildi

Trabzonspor’da Ahmet Ağaoğlu, başkanlığındaki yönetim kurulu, mali ve idari yönden oy çokluğuyla ibra edildi.

Trabzonspor’da Ahmet Ağaoğlu, başkanlığındaki yönetim kurulu, mali ve idari yönden oy çokluğuyla ibra edildi.


Hayri Gür Spor Salonu’nda gerçekleştirilen ve yarın yapılacak seçimle tamamlanacak olağanüstü genel kurulda, dilek ve temenniler bölümünde genel kurul üyelerinin yaptığı konuşmaların ardından, denetleme kurulu adına İsmet Keskin, bordo-mavili kulübün borcunun 987 milyon 698 bin 806 TL olduğunu açıkladı.


Denetleme raporunun okunmasının ardından konuşma yapan Trabzonspor Kulüp Başkanı Ahmet Ağaoğlu, kürsüde engelli merdiveninin bulunmamasına tepki gösterdi. Kendisinin oturduğu sandalyenin de ayağının kırılmasına vurgu yapan Ağaoğlu, "Bu nedenle bugün burada yer alan Emre kardeşimizden özür diliyorum. Ama başkanının altına ayağı kırık sandalyeye koyan düşünce yapısından bu inceliği beklemek biraz saflık olurdu" dedi.



Ağaoğlu teşekkür etti


Yeni yönetim listesinde yer almayan isimlere teşekkür eden Ağaoğlu, "Asbaşkanımız Hayrettin Hacısalihoğlu, Zeyyat Kafkas, Cahit Erdem, Çağlar Bozoğlu ve Faruk Kanca’ya teşekkür ediyorum. Çok zorlu bir süreçte ailelerinden, işlerinden, uykularından hatta huzurlarından zaman ayırarak Trabzonspor Kulübü’ne hizmet etmek onuruna eriştik. Kendilerine teşekkür ediyorum" diye konuştu.



"Tarihte ilk kez taahhütname imzaladık"


Mali konularda sıkıntı yaşaya yaşaya bir sürece geldiklerini belirten Ağaoğlu, "Uzun uğraşlar sonucunda çıkarttığımız yeni tüzüğümüz, özellikle mali konularda sıkıntı yaşaya yaşaya bu sürece gelmiş olan kulübümüzün mali konulardaki sıkıntıları ortadan kaldırmak için yapıldığını hepimiz biliyoruz. Oraya bir 84’üncü madde ekledik. Bu madde onaylanan bütçenin yüzde 10’undan fazlasını aştığı zaman yönetim kurulu başkanı ve üyelerinin sorumlu olduklarını ifade eden bir madde. Biz de bununla alakalı olarak tarihte ilk. Önünüze gelen bütçede 550 milyon ve 770 milyon yazıyor. Gösterilecek olan hassasiyet bu mu olması gerekirdi? Şu anda halihazırda 256 kişi var. 200 özel güvenlik görevlisi, 350 jandarma var. Trabzonspor Kulübü’ne bunu yakıştıramadım. Hassas olmamız gerekir. Çünkü 84’üncü madde ne yazarsa yazsın, biz ne söylersek söyleyelim. Bu bütçenin onaylanacağı yer genel kurul. Ben bunu iki şekilde yorumluyorum. Ya gerçekten ilgi göstermekten uzağız, ya da bize ve yönetim kuruluna o kadar güveniyorsunuz ki daha fazla katılıma gerek görmediniz. İnşallah ikincisidir. Ama her zaman söylüyorum Trabzonspor Kulübü’nde her konunun konuşulacağı yer genel kuruldur. Buraya gelip eleştireceksiniz, hatalarımız varsa onları söyleyeceksiniz. Biz ancak genel kurulun uyarılarını ciddiye alırız. Bunu 150 kişiyle yapmaya kalkarsak Trabzonspor Kulübü’ne yakışmaz. Biz de dört dörtlük insan değiliz. Bizim de hatalarımız var. Onunda söyleneceği yer burası. Konuşan arkadaşlara teşekkür ediyoruz. Bütün eleştiriler ciddiye alınacaktır" ifadelerini kullandı.



"Frene sağlam bastık"


890 milyon borçla kulübü teslim aldıklarını kaydeden Ağaoğlu, şöyle devam etti:


"Bugün geldiğimiz noktada 987 milyon borç var. Yani 107 milyonluk bir artış var. Bu borçlanmanın 171 milyonu kur farkı ve faiz giderinden oluşuyor. Bunu çıkardığımızda aslında frene sağlam bastık. 70 milyon artıdayız. Yani hemen hemen hiç harcama yapmadık. Aldığımız zaman 34 milyon Euro’luk bir profesyonel futbol kadro maliyeti vardı. Bugün profesyonel kadro maliyetimiz 26 milyon Euro civarında, bu demektir ki, rakam 8 milyon Euro aşağıya çekildi. Tabi ki bu yetmez, Trabzonspor için ideali 15-20 milyon Euro’dur."



"Fenerbahçe maçı bir galibiyetten daha büyük anlam taşıyor"


Fenerbahçe maçının bir galibiyetten daha fazla anlam taşıdığını söyleyen Başkan Ağaoğlu, "Fenerbahçe maçı 8 yıl sonra sahanızda kazandığımız maçın skorundan daha ziyade, Trabzonspor o maçta 4 tane altyapıdan yetiştirdiği futbolcuyla oynaması çok önemli. Yaş ortalamaları 20. Ama asıl dikkat çeken sahadaki 11’in maliyeti 11 milyon Euro. 11 milyon Euro ile yaptığın işe niye 34 milyon Euro harcıyorsun? İşte bizim plan projemiz bu. Şu anda da 24 milyon Euro’ya çektiğimiz profesyonel kadro maliyetini önümüzdeki sene 16-17 milyon Euro seviyesine çekeceğiz. Biz sattığımız oyunculardan 9 milyon Euro gelir elde ederken, alınan oyunculara 2 milyon Euro ödedik. Alınan oyuncuların oynamadığı yönündeki eleştiriler doğru değil, aldığımız 5 oyuncunun hepsi de oynuyor. Bunlar oynayan oyuncular. Artık Trabzonspor’da milyonlar telaffuz edilen transfer dönemi kapanmıştır. Bu böyle biline. Bu politikamızdan da asla taviz vermeyeceğiz. Bunlar genel kurulda dikkat edilmesi ve üzerinde soru sorularak eleştiri yapılması gereken konular" sözlerini sarf etti.



"Futbolda eski dönem kapanmıştır"


Futbolda eski dönemin kapandığını belirten Ağaoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Sürekli söylenen bir söz vardı, yıldız transferi. Futbol endüstriyeldir, artık eski dönem kapanmıştır futbol bir şov işidir. Onun için borçlanarak büyümekten korkmayın. Bu aynı zamanda ciddi bir algı operasyonuydu. Bugünkü piyasa için yapılan bir operasyondu. Özellikle toplum ve gençlerimiz bu doğrultuda yönlendirildiler. Bugün öyle bir noktaya geldik ki, Trabzonspor kulübü değil, takımı değil, yıldız futbolcu hayranlığı ve bağımlılığı maalesef karşımızda ciddi bir problem olarak çıkmaya başladı. Onlara söyleyeceğimiz tek şey, yıldız futbolcu yoktur, tek yıldız var, o yıldız da Trabzonspor. Trabzonspor bu borçların altından kalkar mı zaten 8 ayda yaptığımız uygulamalar çok açık ve net bunu ortaya koyuyor. Çok ucuz maliyetli oyuncu alacağız, Trabzonspor futbolcu satarak gelir elde edecek. Ziraat Bankası ile çok ciddi bir yeniden yapılanma sürecine girdik. Ziraat Bankası, Denizbank ve Halk Bankası konsorsiyumuna çok ciddi kredi borcumuz var. 2030 yılına kadar borç ödüyoruz tam 550 milyon ödüyoruz, yine de 350 milyon lira borç kalıyor. Bugünkü faiz hadleri ve kur artışı bunu etkiliyor. Yeniden yapılandırmayla ve farklı sektörlere girip orada ticaret yapmakla bir futbol kulübünün borcu ödenmez, futbol kulübü oyuncu alırken kazık yemeyecek, oyuncu satarak ve düşük maliyetli oyuncu alarak kazanacak. Örneğin Benfica kulübünün futbolcu satışından elde ettiği gelir 90 milyon Euro, ödediği ise 400 bin - 1.5 milyon Euro arası. 90 milyon Euro’yu oyuncu satışından elde ediyor, biz de 100 milyon Euro’yu oyuncu alarak batıyoruz."



"5-6 senede bu borç ödenir"


Trabzonspor’un 5-6 sene içerisinde borçlarından kurtulmasının mümkün olabileceğine vurgu yapan Başkan Ahmet Ağaoğlu, şöyle devam etti:


" 8 ayda 16 milyon Euro bu şartlara rağmen kar elde etmişsem ben bunu sene geneline yaydığımızda 25-30 milyon Euro’lara ulaşır. Bu da ciddi bir gelirdir. Futbol kulübü futbolcu aldığı ve sattığı zaman para kazanır. Önce parayı batırmayacaksın, parayı batırdıktan sonra o parayı oradan çıkarmak için farklı mecralara başvurmak da Trabzonspor Yönetim Kurulu’na yakışmaz."




"Bir insanı hırsızlıkla suçlamak suçların en büyüğüdür"


Şike davasına ilişkin kendisine ve yönetim kuruluna haksız eleştiriler yapıldığını söyleyen Ağaoğlu, sert açıklamalar yaparak, "Şike davası geldiğimizden beri eleştirildiğim tek konu. Özellikle sosyal medyadan ’Ahmet Ağaoğlu, şike davasını sattı, 48 saat içerisinde ne kadar para ve kimlerden aldığını şok olarak açıklayacağım’ şeklinde söylemler oldu. Peki, 148 gün geçti açıkla da kimden ne kadar aldığımızı biz de bilelim. Şike davası 8 senedir devam eden bir süreç. Kurumsal olarak verilen bir mücadele, hiçbir şekilde arkası bırakılmayan ama onun arkasına sığınmadığımız için de hırsızlıkla itham edildiğimiz bir konu. Çok basit olarak şunu da söyleyebilirdim; o kupayı alıp getireceğiz, uluslararası hukuk neyi emrediyorsa, ülkedeki hukuk neyi emrediyorsa. Bu konuda görevlendirilmiş arkadaşımız Önder Bey var, 15 Aralık’ta davamız var. İnsan biraz elini vicdanına koyar, kul hakkı diye bir şey var. Bir insanı hırsızlıkla suçlamak suçların en büyüğüdür. Bu konuda elinde delil olan, bilip de söylemeyen, bir daha da kendisine ben Trabzonspor adına mücadele ediyorum demesin lütfen. Geldiğimizden beri eleştirildiğimiz tek konu bu. ’Şike davasını sattı, Fenerbahçe maçını da Ali Koç’a satacak’, bunlar yazıldı. Spor ahlakından vazgeçtik mi, kendi kulübünün başkanına, kendi yöneticisine böyle bir şeyi nasıl yakıştırabilir? Belki suçumuz şu oldu, bunun arkasına saklanıp asli görevlerimizden uzaklaşmadık biz" dedi.



"2010-11 şeref ve namus davamız"


Başkan Ahmet Ağaoğlu, 2010-11’in Trabzonspor’un şeref ve namus davası olduğunu dile getirerek, "O sene bir uluslararası ve ulusal radyoda, televizyonda ve 2 ulusal gazetede yazı yazıyordum. 3 Temmuz’un ortaya koyduğu deliller benim programlarım ve yazılarımla birebir aynısıdır. Ben Trabzonspor için özelinde o mücadeleyi verirken ne olduğunun farkında bile olmayan insanlar beni o davayı satmakla suçlayamazlar. Her şeyden önce insanın kulübünün başkanına saygısı olmalı. Ahmet Ağaoğlu’na istediğinizi söyleyebilirsiniz ama Trabzonspor Kulübü Başkanı’na ve yönetim kurulu üyelerine hakaret etmek kimsenin haddine değildir. Eleştirinin her türlüsüne açığım. Ama ’kulüp başkanını şike davasını sattı’ diye hırsızlıkla suçlamak ahlaksızlıkların en büyüğüdür. Hani 48 saat sonra açıklayacaktınız, bekliyorum. Bırakın işimizi yapalım. Burada herkes özveri ile çalışıyor. 8 ay önce konuştuğum ve bugünkü suratımın haline bakın. Herkes burada cansiperane çalışıyor. Geldiğimiz zaman 8 oyuncumuzdan kulübe ihtar geldi. Ve oyuncularımızdan bazıları paramızı ödemiyorsanız sahaya çıkmıyoruz dediler. Bugün aynı kadro ne şekilde mücadele ediyor görüyorsunuz. Önce güveni sağladık. Futbolcular, yönetime ve yöneticisine güvenir hale geldi" diye konuştu.



"Kaynak ararken gururumuzu bir kenara bıraktık"


Trabzonspor’da oynayan oyuncular nezdinde güven duygusunu sağladıklarını ve bunun önemli bir olay olduğunu söyleyen Başkan Ağaoğlu, "Bugün 11 ayrı milletten oluşan bir takımımız var. Trabzonspor 2000 yılındaki takım değil o zaman yerli oyuncular çoğunluktaydı ve onlar alacakları için belki 6-8 ay beklerlerdi. Ama bugün 11 ayrı milletteki oyuncu buraya oynayıp parasını almak için geldi. Bugün futbolcularla aramızda o güven bağı oluştu. Görmüş olduğunuz yönetim kurulu arkadaşlarımızın hepsi cansiperane çalıştılar. Gururumuzu, onurumuzu kişiliğimizi Trabzonspor için para istemeye gittiğimiz, kaynak bulmaya gittiğimiz zaman bir kenara koyduk. Aşağılandığımız yerler oldu. Bize ciddi destek veren yerler de oldu. 15 yaşındaki Serdar babasından aldığı harçlığını kulübe başladı. Yeşilyurt’ların Sani Şener’in Metin Güneş’in Cemal Kalyoncu ve diğer bütün arkadaşlarımızın bizimle beraber bu kulüp için yaptıkları her türlü takdirin üzerindedir" dedi.


Trabzonspor’un içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları bildiklerini ve bilerek bu göreve talip olduklarını da hatırlatan Başkan Ahmet Ağaoğlu, "Bizi hiç kimse davetiye ile buraya davet etmedi. Biz arkadaşlarımızla beraber yapacağız bu işi, başaracağız, bu kulübü bu borçtan kurtarıp düzlüğe ve ligde yarışır bir kulüp haline getireceğiz diye geldik. Bu süreçte sinir harbi oldu, sağlığımızdan olduk, mücadele verdik vermeye de devam edeceğiz. Hem de 3 senelik süre için. Sayın genel kurul, sizlerden ricam, lütfen doğruyla yanlış birbirinden ayrılsın. Bugün Trabzonspor Kulübü resmi ve gayri resmi 3 milyon İsviçre Frangı para harcadı şike davasında. Bir de olaya bu tarafından bakın" şeklinde konuştu.



"Klavye delikanlılığı ile olmaz"


Başkan Ağaoğlu, yapılan eleştirilerin konuşulacağı yerin genel kurul olduğunun altını çizerek, özellikle sosyal medyadan yapılan eleştirilere tepki gösterdi. Ağaoğlu konuşmasına şöyle devam etti:


"İşin en acı tarafı kuru mücadeleyi verip Trabzonspor bu mücadeleyi veremiyor bu mücadele bireyler nezdinde verilemiyor, kulübün başkanını, yönetimini beceriksizlik ve davayı satmakla suçlayıp kenara çekilmeyeceksiniz. O iş bu kadar ucuz değil. Bugüne kadar konuşmadım. Hep şunu söyledim, genel kurul... Bu gibi konuların konuşulacağı yer Trabzonspor genel kuruludur. Klavye delikanlılığı ile bu iş olmaz, buyurun söyleyin kime, kaça sattım davayı. Bunlar Trabzonspor’a yakışan ifadeler değildir. Hepinizden özür diliyorum. Belki de bazılarınız şaşkınlık içerisindesiniz. İlk defa sesimin tonu bu derece yükseldi. Ama hayatı boyunca dürüstlükten ödün vermemiş ve gelmiş olduğum yaşa rağmen, şu sıkıntılı süreçte kulübüme hizmet etmek isteyen bir adama hırsız damgasını yapıştırmak büyük haksızlık. Kaldı ki kendim hiçbir kulübün başkanı ve yöneticisi için bu tabiri kullanmadım, kendime hakaret ederim ama bunları kullanmak rahmetli Süleyman Demirel’in ifadesiyle abesle iştigaldir."



"Örnek bir camia olmalıyız"


Trabzonspor’un farklı ve bir o kadar da örnek bir camia olduğunu, bu yönüyle de örnek olmaya devam etmesi gerektiğini söyleyen Ağaoğlu sözlerini şöyle tamamladı:


"Biz farklı, büyük, örnek bir camiayız. Büyüklerimize saygılı, küçüklerimize sevgi duyan bir camiayız. Genel kuruldan 6 aylığına bu kulübü layıkıyla yönetme adına emanet aldık. Ekonomisini en azından işleyebilir, dönebilir bir hale getirme görevi verdi ve şunu söyledi, bu kulüp şartlar ne olursa olsun, bu takım yarıştan asla kopamaz. Bugün yarıştan koptuğumuz söylenebilir mi, bugün oynadığımız futbolla Trabazonspor taraftarının utandığı söylenebilir mi? O zaman camia olarak birlik, beraberlik ve desteğe her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Biz görevimizi yapıyoruz, biz buraya hizmet etmeye geldik. Ben bu kulübün hizmetçisiyim, hizmetkarıyım dedim. Camia olarak birleşelim. Aramızda küskünlükler dargınlıklar var. Hala niye birbirimize küskünüz, dargınız. Biz bu görüntüyü verirsek, takım derli toplu mücadele edebilir mi? Bütün camiaya şükranlarımı sunuyorum, bu sıkıntılı süreç içerisinde çok büyük anlayış gösterdiniz, moral verdiniz. Dizlerimizin üzerine çöktüğümüz zaman verdiğiniz destekle ayağa kalktık. Her şeyin ötesinde vermiş olduğunuz moral hem üzerimizdeki sorumluluğu bir kat daha artırdı hem de bir sonraki günü daha büyük bir şevkle sıkıntıların üzerine gitmemizi sağladı. Gelen 256 delegemize de teker teker şükranlarımı arz ediyorum."



Yönetim kurulu ibra edildi


Trabzonspor’da başkan Ahmet Ağaoğlu’nun konuşmasının ardından yönetim kurulunun mali ve idari yönden ibrasına geçildi. 256 delegenin katıldığı genel kurulda üyeler yönetimi mali ve idari yönden oy çokluğuyla ibra etti. Genel kurulun ilk günü sona ererken ikinci günde ise yapılacak olan oy kullanımının ardından sona erecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten ‘enflasyon’ değerlendirmesi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz” dedi. Avdagiç, yaptığı açıklamada, iş dünyasının enflasyon ve döviz kuru beklentilerini değerlendirdi. Avdagiç, Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladığını, tahmin aralıklarında bunun yüzde 40-42’lere çıkabileceğini ifade ettiğini hatırlatarak, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki korelasyonun kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsur olacaktır. Bu da hep üzerinde çalıştığımız dış ticaret açığımızı olumsuz etkileyecektir" değerlendirmesinde bulundu. Döviz kurunun, enflasyonla korelasyonunun kopmamasının önemli olduğunu belirten Avdagiç, “İlk çeyrekte dolar kuru yüzde 9, enflasyon yüzde 14,3’ün üzerinde arttı. İlk 3 ayda 5,3 puanlık bir fark var” ifadesini kullandı. “Hazine ve Maliye Bakanlığı yapılması gerekenleri titizlikle yapıyor” Avdagiç, Türkiye’nin FATF Gri Listesi’nden çıkacağını öngördüklerini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hem ulusal hem de uluslararası anlamda yapılması gerekenleri titizlikle yaptığını ifade etti. Avdagiç, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 300 puan seviyesine inmesinin ekonomi yönetiminin ve hükümetin çabalarının önemli bir sonucu olduğunu söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Ekonomi yönetiminin adımları pozitif sonuçlarını vermeye başladı. Bu memnuniyet verici. İş dünyası açısından CDS kadar daha önemli bir unsur da bankaların sendikasyon kredileri. İkisi arasında bir korelasyon var. En son bankaların sendikasyonlarına baktığımız zaman Euribor+yüzde 2,25 ile borçlandıklarını görüyoruz. Bankaların sendikasyon maliyetlerini takip etmek lazım.” Banka kredisi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanması piyasanın bir gerçeği. Ağırlıklı olarak günlük ticari faaliyetleri devam ettirmek için kredi kullanımı gündemde. Beklentimiz enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesidir. Kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır."
İstanbul Üniversite ve lise öğrencileri sürdürülebilirlik öğrenci kongresinde buluşuyor Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları tarafından düzenlenen I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi için geri sayım başladı. Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşecek olan kongrede; Sağlık, Teknoloji, Çevre ve Eğitim başlıklarına yer verilecek. 10-11 Mayıs tarihlerinde Fenerbahçe Üniversitesinde düzenlenecek olan I. Ulusal Sürdürülebilirlik Kongresinde Medicana Grup üst düzey yöneticileri, Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Karataş ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Muhammet Saymaz üniversite ve lise öğrencileriyle bir araya gelerek daha iyi bir dünyaya değerli paylaşımlarıyla ilham olacak. Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise hazırlık, 9, 10, 11, 12. sınıf öğrencileri gerçekleştirilecek kongrede sunum, poster sunumu ya da dinleyici olarak yer alarak bilgi paylaşımlarında bulunabilecek. I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi ile öğrenciler için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde farkındalık oluşturacak olan Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları, gençlerin geleceğin liderleri olarak sürdürülebilirlik alanında bilinçlenmesi, küresel sorunları anlamak ve sürdürülebilir çözümler üretmesi için yenilikçi bir öğrenme platformu oluşturmayı hedefliyor.
İstanbul “Yaza formda girmek için haftada 150 dakika yürüyün” Yaz mevsimine formda girmek adına şimdiden dengeli beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Su içmeyi ihmal etmeyin, günde ortalama 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Tükettiğiniz meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın” dedi. Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlığın temeli olduğunu ancak bunun nasıl sağlandığı konusunda bilgi kirliliği olduğunu ifade eden VM Medical Park Pendik Hastanesi’nden Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Beslenme açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canının çektiği şeyleri yemek içmek değildir. Besin öğeleri vücudun ihtiyaç duyduğu düzeyde alınamadığında yetersiz beslenme oluşur. Beslenme; sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır” şeklinde konuştu. “İnsan 50’ye yakın besin öğesine gereksinim duyar” İnsanın yaşamı için 50’ye yakın besin öğesine gereksinimi olduğunun altını çizen Diyetisyen Kara, “İnsanın sağlıklı büyüme ve gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için bu öğelerin her birinden günlük ne kadar alınması gerektiği belirlenmiştir. Bu öğelerin herhangi biri alınmadığında ya da gereğinden az ya da çok alındığında, büyüme ve gelişme engellenir, sağlık bozulur. Gereğinden fazla besin tüketilirse, çok alınan bazı öğeler vücutta yağ olarak depolandığından sağlık için zararlı olur. Bu duruma dengesiz beslenme denir. Dengesiz beslenmenin önlenmesinde beslenme eğitimi ile sağlıklı beslenme bilincinin kazandırılması büyük bir önem taşır” ifadelerini kullandı. “Dengeli beslenen kişiler sık hastalanmaz” Yeterli ve dengeli beslenen kişilerin belli özellikleri olduğunu dile getiren Diyetisyen Kara, bunları şöyle sıraladı: “Dengeli beslenen kişi sağlam ve sağlıklı bir görünüştedir. Hareketli ve esnek bir bedene, muntazam bir cilde, canlı ve parlak saçlara ve gözlere, kuvvetli, gelişimi normal kaslara sahiptir. Ayrıca çalışmaya istekli kişiliğe, boy uzunluğuna uygun vücut ağırlığına, normal zihinsel gelişme, sık sık hasta olmayan bir yapıya da sahiptir.” “Sürekli baş ağrısı dengesiz beslenme işareti” Yetersiz ve dengesiz beslenenlerin hareketlerinin de ağır ve isteksiz olduğunu işaret eden Diyetisyen Kara, “Dengesiz beslenenler sağlıksız genel görünüşte (aşırı zayıf veya şişman), pürüzlü, kuru, sağlıksız cilt yapısına, şişman veya çok zayıf vücut yapısına, sık sık baş ağrısından şikâyet eden, iştahsız, yorgun, isteksiz bir yapıya sahiptir” dedi. “Yaza formda girmek için beslenme önerileri” Yaz mevsimine formda girmek adına beslenme önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı: “Su içmeyi ihmal etmeyin ve günlük 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Her zaman hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Mutlaka bir diyetisyen gözetiminde ideal kilonuza ulaşın. Medyatik ve bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Yazın tüketilen meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Kronik hastalığınız yoksa taze meyve -sebze suları tüketin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın. Kendinize mutlaka hobi ve aktivite edinin.” “Yeşil egzersiz kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa iyi gelir” Günümüzün dijitalleşen dünyasında günlük işlerimiz fiziksel olarak hareket etmeksizin kolay bir şekilde gerçekleştirilebilse de, fiziksel aktiviteden yoksun bir yaşam tarzının birçok hastalığı da beraberinde getirdiğini işaret eden Diyetisyen Kara, şu önerilerde bulundu: “Fiziksel aktivitenin vücudun bütün sistemleriyle ilişkili olduğu ve birçok hastalığın tedavisinde destekleyici rolü bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Son zamanlarda ‘yeşil egzersiz’ olarak adlandırılan ve insan sağlığına daha çok olumlu katkıda bulunan, doğal ortamda gerçekleştirilen fiziksel aktivite yeşil egzersiz olarak adlandırılmaktadır. Yeşil egzersizin kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa olumlu etkileri vardır. Kolay erişilebilen, biyoçeşitliliği fazla olan doğal ve hoş ortamlarda vakit geçirmenin fizyolojik, psikolojik ve sosyal refahı sağladığı, yaşam kalitesinin artmasında etkili olduğu görülmektedir. Yeşil egzersiz ayrıca insanların çevreye karşı olumlu tutumlarının da gelişmesine katkı sağlamaktadır. Yapılan çalışmalarda yeşil egzersizin psikolojik, hormonal ve nöroimmünolojik çok boyutlu yararlar sağladığı, biyopsikososyal yaklaşımla uyumlu bir yöntem olduğu açıkça görülmektedir. Sonuç olarak, sürdürülebilir sağlığa ve çevreye katkısı olan bu egzersiz yaklaşımının yeşil egzersiz reçeteleri, doğal ortamların korunması, kanıta dayalı araştırmalar ve teşviklerle daha çok desteklenmesi gerektiği ortaya konmuştur.” “Bahar aylarında tüketilebilecek sebze ve meyve önerileri” Bahar aylarında tüketebileceğimiz sağlıklı sebze ve meyve önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, “Hücrelerin yenilenmesi, dokuların onarımı, hastalıklara karşı direnç sağlaması gibi sayısız faydası ile sebze ve meyveler her daim beslenmemizde öncelik kazanıyor. İlkbaharda tüketebileceğimiz bazı önemli sebze ve meyveler havuç, enginar, turp, bezelye, kuşkonmaz, maydanoz, marul, roka, taze yeşillikler, bakla, taze soğan, taze sarımsak, kiraz, çilek, erik, elma, yenidünya ve çağladır” dedi. Diyetisyen Kara, yaza formda girmek isteyenlerin tercih edebileceği metabolizma hızlandıran çay ve çorba tarifini ise şu şekilde paylaştı: “Zencefilli metabolizma çayı” “Malzemeler: 1 litre su, 1 nohut tanesi büyüklüğünde zencefil, 4-5 dilim elma, 1 top karabiber, 1 adet karanfil, limon dilimleri Hazırlanışı: Tüm malzemeleri doğrayıp suda 10 dakika dinlendirip, yemeklerden 20 dakika sonra gece ara öğününde tüketin.” “Metabolizma hızlandıran kabak çorbası” Malzemeler: 2 orta boy kabak, 1 adet soğan, 1 diş sarımsak, 1 orta boy domates, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, tuz, karabiber. Hazırlanışı: Küçük doğranmış soğan, sarımsak, kabak 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile pişirin. Malzemeler yumuşayınca üzerine rendelenmiş domates ekleyin. Domates pişince üzerine 5 bardak su koyun. Su kaynayınca en son üzerine küçük doğranmış dereotu ve maydanoz ilave edin. Sıcak servis yapıp tuz ve karabiber ekleyip afiyetle tüketebilirsiniz.”