SPOR - 12 Şubat 2019 Salı 10:38

Ekuban: "Ligi ve kupayı en iyi noktada tamamlamak istiyoruz"

A
A
A
Ekuban: "Ligi ve kupayı en iyi noktada tamamlamak istiyoruz"

Trabzonspor’ur forvet oyuncusu Caleb Ekuban, Süper Lig’i ve Ziraat Türkiye Kupası’nı bitirebilecekleri en iyi noktada tamamlamak istediklerini söyledi.

Trabzonspor’ur forvet oyuncusu Caleb Ekuban, Süper Lig’i ve Ziraat Türkiye Kupası’nı bitirebilecekleri en iyi noktada tamamlamak istediklerini söyledi.


Trabzonspor’un Ganalı forvet oyuncusu Caleb Ekuban, kulüp dergisine açıklamalarda bulundu. Topla ilgilenmeye elleriyle başladığını ifade eden Ekuban, "Ziraa en sevdiğim spor dalı basketboldu. Sonra küçük kardeşim futbola merak sardı ancak tek gidemeyecek kadar çekingendi. Ben de ağabey olarak üzerime düşeni yaptım ve kardeşimin yanında yer aldım. Onunla birlikte antrenmanlara katıldım. Bu şekilde futbol hayatım başlamış oldu. Sonuçta kardeşime bu katkısından dolayı müteşekkirim. O olmasaydı bugün bulunduğum noktada olamazdım" dedi.



"Büyük bir takıma transfer olacağını anlamıştım"


Trabzonspor’dan teklif aldığında büyük bir kulübe ve iyi oyunculardan kurulu bir takıma transfer olacağını anladığını belirten Ekuban, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Takımın forvet oyuncuları Rodallega ve Burak’tı. İkisi de çok iyi futbolcu. Buraya futbolcu arkadaşlarımdan yeni şeyler öğrenip takıma katkı sağlamak için geldim. Hep bunun mücadelesini verdim ve vermeye devam ediyorum. Türkiye’ye geldikten sonra beni en çok ligin kalitesi şaşırttı. İngiltere’ye benzeyeceğini tahmin ediyordum ama hem teknik hem taktik hem de mücadelenin beklediğimden daha üst düzeyde olduğunu gördüm. Futbolcuların bu ligde yer alabilmesi için birçok açıdan iyi ve kendilerini hazır tutmaları gerekiyor."



"Ligi ve kupayı en iyi noktada tamamlamak istiyoruz"


Mücadele ettikleri iki kulvarda da yarışı en iyi yerlerde bitirmek istediklerini dile getiren başarılı futbolcu, "İyi oyunculardan kurulu iyi bir takımımız var. Sezon içinde bazı talihsiz sakatlıklar oldu. Ancak bunlar futbolun içinde var. Sakatlanan arkadaşlarımızın yerini alan oyuncular da çok kaliteli. Sahaya çıkan, o formayı giyen herkes hocamızın ne istediğini, sahada ne yapması gerektiğini çok iyi biliyor. Bu nedenle şanslıyız. Bizim takımımızın ismi Trabzonspor. Bu nedenle katıldığı her organizasyonda en iyisini hedefler. Ligi ve kupayı en iyi noktada tamamlamak istiyoruz. Futbolcular olarak bunun bilincindeyiz ve hedefimiz belli" ifadelerini kullandı.



"Kulübüm benden memnunsa devam etmek isterim"


Kişisel olarak en büyük hedefinin maksimum seviyede takımına katkı vermek olduğunu vurgulayan Ekuban, "Kendi performansımı an itibarıyla yüzde 60’larda görüyorum. Çünkü yavaş yavaş alışıyorum. Kafamda atacağım gollerle ilgili bir sayı yok. Sadece çok çalışıyorum. Lig bitince kontrat konusu gündeme gelecek. Sezon ortasında böyle konuları asla düşünmem. Çünkü futbol oynuyoruz ve futbol bir bilinmezler oyunu. Her gün farklı bir gelişme yaşanabilir. Bundan dolayı işime konsantre olmuş durumdayım. Sezon sonu olduğunda Trabzonspor Kulübü beni görüşmek için çağırırsa çok mutlu olurum. Çünkü Trabzon’da çok mutluyum ve bu takımda olmak çok iyi hissettiriyor. Kulübüm benden memnunsa devam etmek isterim. Yine vurgulamam gerekirse benim önceliğim her zaman çok çalışmak ve işimi düzgün yapabilmek" dedi.



"Ünal hocanın yüzüne baktığınızda size samimiyetini ve tutkusunu aktarabiliyor"


Ekuban, Teknik Direktör Ünal Karaman ve takımdaki arkadaşlıkla ilgili olarak ise şunları söyledi:


"Hocamızın en beğendiğim özelliği tutkusu. Bence onu diğerlerinden ayıran en önemli özellik bu. Onun yüzüne baktığınızda size samimiyetini ve tutkusunu aktarabiliyor. Farklı diller konuşsanız da bunu anlayabiliyorsunuz. Takımdaki arkadaşlık da gerçekten mükemmel. Herkes birbirini anlamaya ve yardım etmeye gayret ediyor. Yaptığımız işten birlikte zevk almaya çalışıyoruz."



"Kolbastı ve taraftarımız harika"


Trabzonspor’da kazanılan maçların ardından oynanan kolbastı ve taraftarlarla ilgili de açıklamalarda bulunan forvet oyuncusu, "Kolbastının gerçekten harika olduğunu söylemeliyim. Hatta tüm bunları arkadaşlarımın görmesi için sosyal medya hesaplarımdan paylaşımlar yaptım. O anlarda şehrin ve takımın nasıl bütünleştiğine tanık oluyorsunuz. Umarım bu dansı her maç sonrası yaparız ve taraftarlarımızla birlikte bütünleşiriz. Taraftarlarımız gerçekten harika. Bizi müthiş bir şekilde destekliyorlar. Hatta örnek vermem gerekirse; Başakşehir maçında geride olmamıza ve maçın sonları gelmesine rağmen desteklerini kesmediler. Hep arkamızda durdular. Bu durum takımlarını ne kadar sevdiğini ortaya koyuyor. Ayrıca harika koreografilere imza atılıyor. Gerçekten çok etkileyici. Özellikle Fenerbahçe maçında şaşkına döndüm. Büyüleyiciydi. Biz hafta içi antrenman yaparken taraftarlarımız da bunlar için çalışıyor, Bu da şehir ve takımın nasıl bir bütün olduğunu gösteriyor" ifadelerini kullandı.



"Hulk da benim gibi güçlü ve işini asla yarıda bırakmayan bir karakter"


Taraftarların kendisine Hulk diye seslenmesiyle ilgili olarak da Ekuban, "O kadar çirkin olduğumu düşünmüyorum. İşin şakası bir yana bu tarz durumlar insanların gözünde nasıl bir imaj çizdiğinizi ortaya koyuyor. Hulk da benim gibi güçlü ve işini asla yarıda bırakmayan bir karakter. Taraftarlarımızın beni bu şekilde görmesi mutluluk verici" diye konuştu.



"Annem her zaman mücadele etmemi isterdi"


Annesini kaybetmesine rağmen Kayserispor maçında attığı galibiyet golüyle ilgili olarak da golcü futbolcu, şöyle konuştu:


"Benim için çok zor zamanlardı. Annemin vefatı sonrası geri dönüp oynama kararı aldığımda babam da dahil birçok kişi tekrar düşünmemi tavsiye etti. Ancak ben annemin bana öğrettiği gibi hareket ettim. Her zaman işime gereken önemi vermemi, durum ne olursa olsun mücadeleye devam etmemi söylerdi. Ben de golü atıp anneme hediye ettim. O an beni izlediğini düşündüm. Onu çok seviyorum ve asla unutmayacağım."



"Beni Onazi ile karıştırıyorlar"


Taraftarlar tarafından genelde Onazi ile karıştırıldığını belirten ve Trabzon’da başından geçen ilginç bir olayı da anlatan Ekuban, "Bir salı günüydü. Trabzon’da bankaya gittiğimde Trabzonspor formasının üstüne ceket giyen birisini gördüm. Onu görünce çok şaşırmıştım ve o gün maçımızın olup olmadığını düşünmeye başladım. Çünkü İtalya’da insanlar formayı sadece maç günleri giyerler. Ertesi gün bankaya gittiğimde aynı kişinin bu kez farklı bir formamızı giydiğini gördüm. İnsanların takımlarına karşı aşkı tarif edilebilir bir şey değil. Ayrıca Trabzon’da sıkça yaşadığım bir durum daha var. Taraftarlarımız beni genelde Onazi ile karıştırıyor. İlk zamanlar Onazi olmadığımı anlatıyordum ama sonraları hiç bozmadan Onazi gibi davranmaya devam ettim" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten ‘enflasyon’ değerlendirmesi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz” dedi. Avdagiç, yaptığı açıklamada, iş dünyasının enflasyon ve döviz kuru beklentilerini değerlendirdi. Avdagiç, Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladığını, tahmin aralıklarında bunun yüzde 40-42’lere çıkabileceğini ifade ettiğini hatırlatarak, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki korelasyonun kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsur olacaktır. Bu da hep üzerinde çalıştığımız dış ticaret açığımızı olumsuz etkileyecektir" değerlendirmesinde bulundu. Döviz kurunun, enflasyonla korelasyonunun kopmamasının önemli olduğunu belirten Avdagiç, “İlk çeyrekte dolar kuru yüzde 9, enflasyon yüzde 14,3’ün üzerinde arttı. İlk 3 ayda 5,3 puanlık bir fark var” ifadesini kullandı. “Hazine ve Maliye Bakanlığı yapılması gerekenleri titizlikle yapıyor” Avdagiç, Türkiye’nin FATF Gri Listesi’nden çıkacağını öngördüklerini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hem ulusal hem de uluslararası anlamda yapılması gerekenleri titizlikle yaptığını ifade etti. Avdagiç, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 300 puan seviyesine inmesinin ekonomi yönetiminin ve hükümetin çabalarının önemli bir sonucu olduğunu söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Ekonomi yönetiminin adımları pozitif sonuçlarını vermeye başladı. Bu memnuniyet verici. İş dünyası açısından CDS kadar daha önemli bir unsur da bankaların sendikasyon kredileri. İkisi arasında bir korelasyon var. En son bankaların sendikasyonlarına baktığımız zaman Euribor+yüzde 2,25 ile borçlandıklarını görüyoruz. Bankaların sendikasyon maliyetlerini takip etmek lazım.” Banka kredisi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanması piyasanın bir gerçeği. Ağırlıklı olarak günlük ticari faaliyetleri devam ettirmek için kredi kullanımı gündemde. Beklentimiz enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesidir. Kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır."
İstanbul Üniversite ve lise öğrencileri sürdürülebilirlik öğrenci kongresinde buluşuyor Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları tarafından düzenlenen I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi için geri sayım başladı. Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşecek olan kongrede; Sağlık, Teknoloji, Çevre ve Eğitim başlıklarına yer verilecek. 10-11 Mayıs tarihlerinde Fenerbahçe Üniversitesinde düzenlenecek olan I. Ulusal Sürdürülebilirlik Kongresinde Medicana Grup üst düzey yöneticileri, Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Karataş ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Muhammet Saymaz üniversite ve lise öğrencileriyle bir araya gelerek daha iyi bir dünyaya değerli paylaşımlarıyla ilham olacak. Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise hazırlık, 9, 10, 11, 12. sınıf öğrencileri gerçekleştirilecek kongrede sunum, poster sunumu ya da dinleyici olarak yer alarak bilgi paylaşımlarında bulunabilecek. I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi ile öğrenciler için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde farkındalık oluşturacak olan Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları, gençlerin geleceğin liderleri olarak sürdürülebilirlik alanında bilinçlenmesi, küresel sorunları anlamak ve sürdürülebilir çözümler üretmesi için yenilikçi bir öğrenme platformu oluşturmayı hedefliyor.
İstanbul “Yaza formda girmek için haftada 150 dakika yürüyün” Yaz mevsimine formda girmek adına şimdiden dengeli beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Su içmeyi ihmal etmeyin, günde ortalama 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Tükettiğiniz meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın” dedi. Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlığın temeli olduğunu ancak bunun nasıl sağlandığı konusunda bilgi kirliliği olduğunu ifade eden VM Medical Park Pendik Hastanesi’nden Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Beslenme açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canının çektiği şeyleri yemek içmek değildir. Besin öğeleri vücudun ihtiyaç duyduğu düzeyde alınamadığında yetersiz beslenme oluşur. Beslenme; sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır” şeklinde konuştu. “İnsan 50’ye yakın besin öğesine gereksinim duyar” İnsanın yaşamı için 50’ye yakın besin öğesine gereksinimi olduğunun altını çizen Diyetisyen Kara, “İnsanın sağlıklı büyüme ve gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için bu öğelerin her birinden günlük ne kadar alınması gerektiği belirlenmiştir. Bu öğelerin herhangi biri alınmadığında ya da gereğinden az ya da çok alındığında, büyüme ve gelişme engellenir, sağlık bozulur. Gereğinden fazla besin tüketilirse, çok alınan bazı öğeler vücutta yağ olarak depolandığından sağlık için zararlı olur. Bu duruma dengesiz beslenme denir. Dengesiz beslenmenin önlenmesinde beslenme eğitimi ile sağlıklı beslenme bilincinin kazandırılması büyük bir önem taşır” ifadelerini kullandı. “Dengeli beslenen kişiler sık hastalanmaz” Yeterli ve dengeli beslenen kişilerin belli özellikleri olduğunu dile getiren Diyetisyen Kara, bunları şöyle sıraladı: “Dengeli beslenen kişi sağlam ve sağlıklı bir görünüştedir. Hareketli ve esnek bir bedene, muntazam bir cilde, canlı ve parlak saçlara ve gözlere, kuvvetli, gelişimi normal kaslara sahiptir. Ayrıca çalışmaya istekli kişiliğe, boy uzunluğuna uygun vücut ağırlığına, normal zihinsel gelişme, sık sık hasta olmayan bir yapıya da sahiptir.” “Sürekli baş ağrısı dengesiz beslenme işareti” Yetersiz ve dengesiz beslenenlerin hareketlerinin de ağır ve isteksiz olduğunu işaret eden Diyetisyen Kara, “Dengesiz beslenenler sağlıksız genel görünüşte (aşırı zayıf veya şişman), pürüzlü, kuru, sağlıksız cilt yapısına, şişman veya çok zayıf vücut yapısına, sık sık baş ağrısından şikâyet eden, iştahsız, yorgun, isteksiz bir yapıya sahiptir” dedi. “Yaza formda girmek için beslenme önerileri” Yaz mevsimine formda girmek adına beslenme önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı: “Su içmeyi ihmal etmeyin ve günlük 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Her zaman hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Mutlaka bir diyetisyen gözetiminde ideal kilonuza ulaşın. Medyatik ve bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Yazın tüketilen meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Kronik hastalığınız yoksa taze meyve -sebze suları tüketin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın. Kendinize mutlaka hobi ve aktivite edinin.” “Yeşil egzersiz kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa iyi gelir” Günümüzün dijitalleşen dünyasında günlük işlerimiz fiziksel olarak hareket etmeksizin kolay bir şekilde gerçekleştirilebilse de, fiziksel aktiviteden yoksun bir yaşam tarzının birçok hastalığı da beraberinde getirdiğini işaret eden Diyetisyen Kara, şu önerilerde bulundu: “Fiziksel aktivitenin vücudun bütün sistemleriyle ilişkili olduğu ve birçok hastalığın tedavisinde destekleyici rolü bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Son zamanlarda ‘yeşil egzersiz’ olarak adlandırılan ve insan sağlığına daha çok olumlu katkıda bulunan, doğal ortamda gerçekleştirilen fiziksel aktivite yeşil egzersiz olarak adlandırılmaktadır. Yeşil egzersizin kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa olumlu etkileri vardır. Kolay erişilebilen, biyoçeşitliliği fazla olan doğal ve hoş ortamlarda vakit geçirmenin fizyolojik, psikolojik ve sosyal refahı sağladığı, yaşam kalitesinin artmasında etkili olduğu görülmektedir. Yeşil egzersiz ayrıca insanların çevreye karşı olumlu tutumlarının da gelişmesine katkı sağlamaktadır. Yapılan çalışmalarda yeşil egzersizin psikolojik, hormonal ve nöroimmünolojik çok boyutlu yararlar sağladığı, biyopsikososyal yaklaşımla uyumlu bir yöntem olduğu açıkça görülmektedir. Sonuç olarak, sürdürülebilir sağlığa ve çevreye katkısı olan bu egzersiz yaklaşımının yeşil egzersiz reçeteleri, doğal ortamların korunması, kanıta dayalı araştırmalar ve teşviklerle daha çok desteklenmesi gerektiği ortaya konmuştur.” “Bahar aylarında tüketilebilecek sebze ve meyve önerileri” Bahar aylarında tüketebileceğimiz sağlıklı sebze ve meyve önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, “Hücrelerin yenilenmesi, dokuların onarımı, hastalıklara karşı direnç sağlaması gibi sayısız faydası ile sebze ve meyveler her daim beslenmemizde öncelik kazanıyor. İlkbaharda tüketebileceğimiz bazı önemli sebze ve meyveler havuç, enginar, turp, bezelye, kuşkonmaz, maydanoz, marul, roka, taze yeşillikler, bakla, taze soğan, taze sarımsak, kiraz, çilek, erik, elma, yenidünya ve çağladır” dedi. Diyetisyen Kara, yaza formda girmek isteyenlerin tercih edebileceği metabolizma hızlandıran çay ve çorba tarifini ise şu şekilde paylaştı: “Zencefilli metabolizma çayı” “Malzemeler: 1 litre su, 1 nohut tanesi büyüklüğünde zencefil, 4-5 dilim elma, 1 top karabiber, 1 adet karanfil, limon dilimleri Hazırlanışı: Tüm malzemeleri doğrayıp suda 10 dakika dinlendirip, yemeklerden 20 dakika sonra gece ara öğününde tüketin.” “Metabolizma hızlandıran kabak çorbası” Malzemeler: 2 orta boy kabak, 1 adet soğan, 1 diş sarımsak, 1 orta boy domates, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, tuz, karabiber. Hazırlanışı: Küçük doğranmış soğan, sarımsak, kabak 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile pişirin. Malzemeler yumuşayınca üzerine rendelenmiş domates ekleyin. Domates pişince üzerine 5 bardak su koyun. Su kaynayınca en son üzerine küçük doğranmış dereotu ve maydanoz ilave edin. Sıcak servis yapıp tuz ve karabiber ekleyip afiyetle tüketebilirsiniz.”