GENEL - 20 Ekim 2019 Pazar 13:37

Eğitim-Bir-Sen 8. Bölge Toplantısı Trabzon’da yapıldı

A
A
A
Eğitim-Bir-Sen 8. Bölge Toplantısı Trabzon’da yapıldı

Eğitim-Bir-Sen 8.

Eğitim-Bir-Sen 8. Bölge Toplantısı, Trabzon, Giresun, Gümüşhane, Rize ve Artvin teşkilatlarının katılımıyla Trabzon’da yapıldı. Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, eğitimde sorunları görmenin yetmediğini, sorunları çözmek gerektiğini belirterek, eğitim çalışanlarının eğitimin asli unsuru olduğunu söyledi.


Eğitim-Bir-Sen 8. Bölge Toplantısı’nda konuşan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, eğitim çalışanlarının sorunları tam manasıyla çözülmedikçe sistem ne kadar iyi olursa olsun istenilen başarının elde edilemeyeceğini, hedeflerin tutturulamayacağını belirtti. Yalçın, “O nedenle eğitim politikasının ilk sırasına eğitim çalışanlarının memnuniyeti, eğitim çalışanlarının temel sorunlarının çözümü ve talepleri konulmalıdır” dedi.


Yalçın,“Biz, 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’nin sorunları gördüğünü ve tespit ettiğini ifade ettik. ‘Başlıklar tamam, boşluklar da tamamlansın’ dedik. Ama gelinen noktada görüyoruz ki başlıklardan hiçbirine çentik atılmamış, boşluklar da tamamlanmamış. Dolayısıyla eğitim çalışanları, temel sorunları bakımından sabır kotasını tüketmiş, talepleri bakımından umut sınırının sonuna gelmiştir” ifadelerini kullandı.


Yalçın, daha fazla zaman geçirilmeden el atılması, çözüme kavuşturulması gereken pek çok sorun bulunduğunu ifade ederek, “Anayasal ve yasal hakları kısıtlanmış, aile bütünlüğü bozulmuş sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmeli ve sözleşmeli istihdamdan derhal vazgeçilmelidir. Yüz binlerce öğretmen adayı atanmayı beklerken, öğretmen açığını, ucuz iş gücü olarak görülen, ücretli öğretmenlerle kapatmaya çalışmak kabul edilemezdir. Ücretli öğretmenlik, insan haklarına ve çalışma ahlakına aykırı bir uygulamadır” şeklinde konuştu.


“Kurum yöneticiliği ikincil görev kapsamından çıkarılmalı, münhasır bir kadro verilmelidir“ diyen Yalçın, “Kurum yöneticiliğinin ikincil görev kapsamından çıkarılması, yöneticilere münhasır bir kadro ihdas edilmesi gerekir. Eğitim yönetiminde liyakat ve kariyer esaslarına uygun bir sistem hayata geçirilmelidir. Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkarılmalı; öğretmenlik, kariyer mesleği hâline getirilmeli ve böylece mesleğin saygınlığı artırılmalıdır. Okullara yeterli ödenek verilmeli, okul yöneticileri finansman bulma töhmetinden kurtarılmalıdır, eğitimin kalitesine yoğunlaşmaları sağlanmalıdır. Bağış tartışmalarıyla, yöneticilerle velileri karşı karşıya getiren, yöneticilerin enerjisini emen ödenek sorunu bir an evvel çözülmelidir ”dedi.


Atama ve yer değiştirme takviminin ürettiği sorunların giderilmesi gerektiğini kaydeden Yalçın, “Sorun üreten uygulamalar gözden geçirilmeli. Atama ve yer değiştirme takviminin ürettiği sorunlara çözüm bulunmalıdır. Bakanlık, eğitimin esas meselelerine odaklanmalı; eğitim çalışanlarının taleplerini azami ölçüde karşılayan, mağduriyetleri önleyen, adil ve sürdürülebilir bir atama ve yer değiştirme politikası izlemelidir” diye konuştu.


“Eğitim bir bütündür, hiç kimsenin katkısı, emeği yok sayılamaz” diyen Yalçın, “Ek ders esaslarındaki adaletsizliklerin giderilmesi, ek ders ücretlerinin artırılması, eğitim çalışanlarına yönelik giderek artan şiddetin önlenmesi için caydırıcı tedbirlerin alınması, bakanlığın bu konuda öncü rol üstlenmesi, başta hizmetli, memur, şefler olmak üzere genel idare hizmetleri ve yardımcı hizmetler sınıfı personelinin mali ve özlük haklarında iyileştirmeler yapılması gerekir. Nitekim eğitim bir bütündür. Hiç kimsenin katkısı, emeği yadsınamaz, yok sayılamaz” dedi.



“Yükseköğretimde iş güvencesinin esas alındığı, katılımcı yönetimin öncelendiği yeni bir anlayışa ihtiyaç var“


Yükseköğretimde iş güvencesinin esas alındığı, katılımcı yönetimin öncelendiği yeni bir anlayışa ihtiyaç olduğunun altını çizen Yalçın, şunları söyledi:


“Akademik özgürlüğün, hukuka bağlılığın ve çalışma barışının esası için üniversitelerimizde rektörlerin yetkileri sınırlandırılmalı, idari iş ve tasarrufları denetlenmelidir. Yükseköğretim sistemi oligarşik yapıdan artık kurtarılmalı; yasakçı, baskıcı, keyfî uygulamalara son verilmelidir. Akademik yükselmede adil bir sistem tesis edilmelidir. Kadro alımlarında keyfîlik ortadan kaldırılmalı, norm kadro uygulamasından doğan mağduriyetler giderilmelidir. İdari personel, akademik personele tanınan yükseköğretim tazminatı, geliştirme ödeneği gibi temel bazı mali ve sosyal haklardan faydalandırılmalıdır. Üniversitelerimizde aynı statüye sahip personel arasında liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde adalete ve hakkaniyete uygun görevde yükselmenin önü açılmalıdır. Üniversitelerarası naklen atama ve yer değişikliğine imkân tanıyan ulusal bir sisteme ihtiyaç vardır” diye konuştu.



“Üç soruna dikkat çektik, eylem kararı aldık”


Eğitim-Bir-Sen’in tarihinin haksızlıklar ve yasaklarla mücadele tarihi olduğunu belirten Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı:


“Biz mücadele azmini hiçbir zaman yitirmedik, yitirmeyeceğiz. Bu mücadele ruhu; bizi biz kılan, bize teveccühün sebebi olan, tarih ve medeniyetimizin yüklediği misyondur. Bu amaçla üç ayaklı bir eylem planı devreye koyduk. Üç temel sorunu etiketledik ve afişleyerek eylemimizi ilan ettik. 6 yıldır serbest kılık ve kıyafet eylemi yapıyoruz. Haftada birden fazla nöbet görevini yerine getirmiyoruz. Mesai dışı zorunlu mesleki çalışmalara katılmıyoruz. Nice yasakları, nice dayatmaları, sizlerin iradesiyle, layık oldukları yere, tarihin kirli çöp tenekesine yolladık. Kamusal alan yalanını sizlerin büyük azim ve gayretiyle topladığımız 12 milyon 300 bin imzayla tarihe gömdük. Bin yıl sürecek denen 28 Şubat vesayetini 10 yılda yok ettik. Turnikeleri de, onların faşist bekçilerini de kaldırıp attık. Eğitim-Bir-Sen, hak, adalet ve insaniyet mücadelesi demektir” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya ALKÜ’lü profesörden alzheimer ilaç tedavisinde 3 faz çalışma müjdesi Avrupa Nörostimülasyon Derneği’nin Türkiye temsilciliğine seçilen Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Yuluğ, alzheimer hastalığının tedavisi için faz 2 ilaç çalışmasının başarıyla tamamlandığını ve faz 3 çalışmasına geçildiğini açıkladı. Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji ve Nörobilim Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Burak Yuluğ, başarılarına bir yenisini daha ekledi. 2023 yılında üyeleri arasında Albert Einstein, Enrico Fermi, Richard Feyman ve Jennifer Doudha gibi Nobel ödülü sahibi bilim insanlarının yer aldığı dünyanın en prestijli bilim topluluklarından birisi olan Sigma Xi’ye tam üye olarak kabul edilen Prof. Dr. Yuluğ; son olarak yaptığı bilimsel çalışmalarla Avrupa Nörostimülasyon Derneğinin Türkiye temsilciliğine seçildi. Alzheimer hastalığının tedavisi için faz 2 ilaç çalışmasını başarıyla tamamlayan, ardından faz 3 uluslararası çalışmanın da liderliğini üstlenen Prof. Dr. Burak Yuluğ’un İngiltere King’s College ve İsveç Karolinska Enstitüsünde görev yapan Prof. Adil Mardinoğlu ile yaptığı ilaç çalışmaları; etkinlik değeri yüksek birçok uluslararası dergilerde yayınlanarak yabancı medyada geniş yankı uyandırdı. 2023 ve 2024 yıllarında Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi akademik başarı ödüllerini art arda kazanan Prof. Yuluğ, özellikle alzheimer hastalığında beyin stimülasyonu girişimlerinin tedavide etkili olabileceğini ve araştırmaların bu konuda yoğunlaştığını vurguladı. Ayrıca Prof. Yuluğ; bu bağlamdaki geniş çaplı araştırmaların ancak ekip çalışması ile mümkün olabileceğini belirterek ALKÜ Nöroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyeleri, araştırma görevlileri ve farklı merkezlerden uluslararası araştırmacıların yer aldığı güçlü bir araştırma ekibinin olduğunu söyledi. Yuluğ, ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan’a desteklerinden dolayı teşekkür etti. Rektör Türkdoğan’dan tebrik Avrupa Nörostimülasyon Derneğinin Türkiye temsilciliğine seçilmesinden ve Alzheimer hastalığının tedavisi için ilaç çalışmasında faz 3 aşamasına geçilmesinden dolayı Prof. Dr. Burak Yuluğ’u tebrik eden Rektör Türkdoğan, “Değerli hocamızın başarılarından dolayı üniversitemiz adına büyük mutluluk duyuyoruz. Kendisiyle gurur duyduğumuz hocamız daha de önce Sigma Xi gibi dünya çapında prestijli bir bilim topluluğuna tam üye olarak kabul edilmişti. Şimdi de Avrupa Nörostimülasyon Derneğinin Türkiye temsilciliğine seçilerek yeniden bizleri gururlandırdı. Bu gelişmeyle birlikte bilim camiasında ALKÜ’nün konumu daha da pekişerek, üniversitemizin adı dünyada daha da yukarılara taşındı. Alzheimer hastalığında beyin stimülasyonu girişimlerinin tedavisinde etkili olabileceği yönündeki araştırmaların bilim dünyasında yeni ufuklar açmaya devam edeceğine inanıyorum. Hocamızın çalışmalarının üniversitemize ve bilim dünyasına katkılarından dolayı teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim” diye konuştu.
Kayseri Büyükşehir’den ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ paneli Kayseri Büyükşehir Belediyesi, 21-27 Mayıs Türk Mutfağı Haftası dolayısıyla 21 Mayıs Salı günü Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ Paneli düzenliyor. Pastırmasından sucuğuna, mantısından yağlamasına, nevzinesinden gilaburusuna çeşit çeşit lezzetleri ile Kayseri’yi gastronomi alanında da dünyaya tanıtmak için Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç’ın girişimleri ve talimatları doğrultusunda önemli çalışmalara imza atmaya devam ediyor. Bu çerçevede, binlerce yılı aşan kültür, gelenek, toplumsal miras ve köklü bir tecrübenin birikimi ve mirası olan zengin Türk Mutfağı, 21-27 Mayıs tarihleri arasında yeniden bereketli sofrasının eşsiz serüvenini ve lezzetini dünya ile paylaşırken, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kayseri Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi bu özel hafta dolayısıyla ‘Asırlık Tariflerle Türk Mutfağı’ Paneli düzenliyor. Türk mutfağı konusunda farkındalık oluşturmak, markalaşmak ve Türk mutfağının sağlıklı, geleneksel ve atıksız özelliklerini yurt içi ve yurt dışında vurgulamak, bilinirliğini, sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla her yıl kutlanan Türk Mutfağı Haftası’nın üçüncüsü bu yıl 21-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında kutlanacak. Bu yıl 3’üncüsü kutlanacak Türk Mutfağı Haftası’nda, Gastronomi Günleri etkinliği ile tanıtımı yapılan ve hizmete giren, Türkiye’nin en büyük millet bahçelerinden biri olan Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde düzenlenecek panel, birbirinden değerli konuşmacıları ağırlamaya hazırlanıyor. Erciyes Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Ülker Moderatörlüğünde "Türk Mutfağında Modern Yaklaşımlar” konusu ile gerçekleştirilecek panele sektöründe uzman kişiler konuşmacı olarak katılacak. Ana teması "Sürdürülebilir, Atıksız Türk Mutfağı" olan etkinlik haftasının yurt içinde uygulanacak faaliyet konsepti "81 İlin Coğrafi İşaretli Ürünleriyle Türk Mutfağı Kutlaması", yurt dışında uygulanacak faaliyet konsepti ise "Tarih, Kültür ve Doğanın Buluşması: Turkaegean Lezzetleri" olarak belirlendi. Türk Mutfağı Haftası’nın, valilikler ve yerel yönetimler tarafından düzenlenecek gastronomi temalı etkinliklerle tüm paydaşların katkısı ile kutlanması hedefleniyor.
Ankara Bakan Tunç: "Netanyahu ve Gallant için yakalama kararı başvurusunda bulunması, gecikmiş ancak olumlu bir karardır" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısının, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant için işledikleri savaş ve insanlık suçları nedeniyle yakalama kararı başvurusunda bulunması, gecikmiş ancak olumlu bir karardır" dedi. Bakan Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısının, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant için işledikleri savaş ve insanlık suçları nedeniyle yakalama kararı başvurusunda bulunması, gecikmiş ancak olumlu bir karardır. İsrail, 7 Ekim’den bu yana Gazze ve Refah bölgesinde yaptığı saldırılarla uluslararası hukuku ayaklar altına almakta, en temel insan hakları olan yaşam hakkını, mülkiyet hakkını, güvenlik hakkını, din ve vicdan özgürlüğünü yok saymaktadır. Masum insanları hedef alan İsrailli yetkililer, en kısa sürede hukuk önüne çıkarılmalıdır ve hesap vermeleri sağlanmalıdır. Türkiye olarak, daima işgalci İsrail’in adaletsizliklerini, yaptığı soykırımı, işlediği insanlık suçlarını gündemde tutmaya devam edecek, Filistinli kardeşlerimizin haklı davasında yanında olmayı sürdüreceğiz. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığının kabul edilmesi ve Filistinli kardeşlerimizin kendi ülkelerinde özgürce ve insan onuruna yakışır bir şekilde yaşaması için çaba göstermekten geri durmayacağız" ifadelerine yer verdi.