GENEL - 24 Ekim 2020 Cumartesi 08:49

Pandemide Türkiye’nin en büyük minyatür kadırgasını yaptı

A
A
A
Pandemide Türkiye’nin en büyük minyatür kadırgasını yaptı

Trabzon’da ahşap model gemi eğitmeni Metin Kurtoğlu, Korona virüs pandemisi sürecinde geçen yaklaşık 8 ayda şu ana kadar Türkiye’de yapılan en büyük ahşap Kadırga Gemisi minyatürünü yaptı.

Trabzon’da ahşap model gemi eğitmeni Metin Kurtoğlu, Korona virüs pandemisi sürecinde geçen yaklaşık 8 ayda şu ana kadar Türkiye’de yapılan en büyük ahşap Kadırga Gemisi minyatürünü yaptı. Yaklaşık 20 yıldır 400’den fazla Karadeniz Takası, 100’ün üzerinde de ahşap vapur yapan Kurtoğlu, son olarak en zor modeller arasında yer alan Kadırga Gemisini yaparak evinin bir köşesinde gözü gibi bakıyor.


Şu ana kadar yaptığı en zor modeller arasında kadırga gemisinin bulunduğunu belirten Kurtoğlu, geminin en çok küreklerini yaparken zorlandığını söyledi.


Yaklaşık 600 parçadan oluşan kadırga gemisini farklı ağaçlar kullanarak yaptığını kaydeden Kurtoğlu, “Yaklaşık 20 yıldır model gemi yapıyorum. Osmanlı Kasırgası’nı yeni bitirdim. Bu Kadırga, Osmanlı döneminde 15 ve 18. Yüzyıllar’da donanmanın savaş gemilerinden bir tanesi olarak kullanılmış ,sürat ve manevra bakımından kabiliyeti oldukça yüksek bir donanma gemisi. Asıl hareketi, kürekleriyle verilmekte olup yelkenleri de buna katkı sağlamakta. 15 ve 18. yüzyıllarda kullanılması vesilesiyle boyu yaklaşık 60-75 metre eni ise 9-11 metre arasında. 60 adet küreği mevcut olup her kürek 4 tane kürekçi tarafından çekilirmiş. Üzerinde 8 kalibrelik 4 tane yanlarında ise 24 kalibrelik 1 adet baş topu var. Bunu 1/70 ölçek olarak yaptık. Boyu 122 santimetre civarında. Bunu yaparken farklı ağaçlar kullandık. Çok sert olmamak kaydıyla özellikle ıhlamur ve ayous ağacının yanı sıra küreklerinde gürgen ağacı kullandık. Farklı materyaller de kullandık. Yaklaşık olarak 550-600 parça olduğunu düşünüyoruz. Çünkü oldukça karmaşık bir iç donanımı var” dedi.



"En fazla küreklerinin yapımı beni zorladı"


Yaptığı eserin Türkiye’de minyatür kadırgalar arasında en büyüğü olduğunu belirten Kurtoğlu, “Pandemi sürecinde evde olunca yaklaşık olarak 7,5-8 ayda tamamlayabildim. Evde yaptım, yalnız çalıştığım için yapılışı çok uzun sürebiliyor. Minik bir atölyem var. Kadırgayı ders verdiğim öğrencilerime detaylı olarak nasıl yapıldığını anlatıyorum. Türkiye’de, İstanbul’da bir ağabeyimiz bundan bir tane yapmış. O, baştarda yapmış, ben ise kadırga yaptım. İkisinin arasındaki fark, ölçülerinde ve ebatlarında. Bizdekinin kürek sayısı daha fazla. Onun yaptığı yaklaşık olarak 70-72 santimetre civarında bizim ki ise 122 santim. Beni en çok zorlayan tarafı iç donanımı ve oturma grubu oldu. Bunun yanı sıra küreklerinin yapımı da zor oldu çünkü; her bir küreğe 5 defa ayrı ayrı işlem uyguluyorsunuz. 60 tane küreği bir haftada yapabildim. Hepsi aynı özellikte olmalı, aynı aksesuarları taşımalı, birbirinden hiç ayırt edilmemeli, yerlerine çok iyi oturmalı. Dolayısıyla kürekleri de beni oldukça zorladı” diye konuştu.



"Yüzlerce model gemi yaptım"


Yaptığı model gemilerden Hollanda’nın Amsterdam ve Yunanistan’ın Atina kentinde de bulunduğunu kaydeden Kutoğlu, “Yaklaşık 20 yıldır aralıksız olarak bu işi yapıyorum. Şu ana kadar 400 üzerinde Karadeniz Takası yaptım. Bu tarz gemi, vapur olarak da 100’e yakın. Çeşitli kurumların yanı sıra yurt dışında Amsterdam, Atina gibi bazı yerlere gemilerimizi, teknelerimiz gönderdik. Yaptığım işten keyif alıyorum, bu iş benim için hobi. İnsanlar bir şekilde kendine hobi edinmeli diye düşünüyorum. Emekli de olsa çalışan da olsa bir şeyler üretmek isteyen bunları çok rahat bir şekilde yapabilir. Bunu yapmak bir özellik bir meziyet değil. Herkes çok rahatlıkla yapabilir. Bunların kursları açılıyor. Meraklısına Trabzon Ortahisar Halk Eğitim Merkezi’nde kurs veriyorum. İlk etapta bu kadar büyük gemiler, vapurlar yapamayabilirler yavaş yavaş minik ölçeklerde olmak kaydıyla çok rahat ilerleyebilirler. Bunlar çok maliyetli de değil sonuçta ağaç, ahşap kullanıyoruz. Genelde yurt dışına yapıyorum. Yurt içinde müzelere yapıp gönderiyorum. Görseli iyi olduğu için insanlar çok güzel tepkiler vererek çok beğeniyorlar” diye konuştu.


Yaptığı eserlerin bir kısmı yurt dışında, bir kısmı da yurt içinde müzelerde sergilendiğini belirten Kurtoğlu, önemli eserleri arasında yer alan Gülcemal Vapuru’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a 2018 yılında Trabzon’da hediye edildiğini belirtti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten ‘enflasyon’ değerlendirmesi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz” dedi. Avdagiç, yaptığı açıklamada, iş dünyasının enflasyon ve döviz kuru beklentilerini değerlendirdi. Avdagiç, Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladığını, tahmin aralıklarında bunun yüzde 40-42’lere çıkabileceğini ifade ettiğini hatırlatarak, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki korelasyonun kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsur olacaktır. Bu da hep üzerinde çalıştığımız dış ticaret açığımızı olumsuz etkileyecektir" değerlendirmesinde bulundu. Döviz kurunun, enflasyonla korelasyonunun kopmamasının önemli olduğunu belirten Avdagiç, “İlk çeyrekte dolar kuru yüzde 9, enflasyon yüzde 14,3’ün üzerinde arttı. İlk 3 ayda 5,3 puanlık bir fark var” ifadesini kullandı. “Hazine ve Maliye Bakanlığı yapılması gerekenleri titizlikle yapıyor” Avdagiç, Türkiye’nin FATF Gri Listesi’nden çıkacağını öngördüklerini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hem ulusal hem de uluslararası anlamda yapılması gerekenleri titizlikle yaptığını ifade etti. Avdagiç, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 300 puan seviyesine inmesinin ekonomi yönetiminin ve hükümetin çabalarının önemli bir sonucu olduğunu söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Ekonomi yönetiminin adımları pozitif sonuçlarını vermeye başladı. Bu memnuniyet verici. İş dünyası açısından CDS kadar daha önemli bir unsur da bankaların sendikasyon kredileri. İkisi arasında bir korelasyon var. En son bankaların sendikasyonlarına baktığımız zaman Euribor+yüzde 2,25 ile borçlandıklarını görüyoruz. Bankaların sendikasyon maliyetlerini takip etmek lazım.” Banka kredisi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanması piyasanın bir gerçeği. Ağırlıklı olarak günlük ticari faaliyetleri devam ettirmek için kredi kullanımı gündemde. Beklentimiz enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesidir. Kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır."
İstanbul Üniversite ve lise öğrencileri sürdürülebilirlik öğrenci kongresinde buluşuyor Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları tarafından düzenlenen I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi için geri sayım başladı. Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşecek olan kongrede; Sağlık, Teknoloji, Çevre ve Eğitim başlıklarına yer verilecek. 10-11 Mayıs tarihlerinde Fenerbahçe Üniversitesinde düzenlenecek olan I. Ulusal Sürdürülebilirlik Kongresinde Medicana Grup üst düzey yöneticileri, Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Karataş ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Muhammet Saymaz üniversite ve lise öğrencileriyle bir araya gelerek daha iyi bir dünyaya değerli paylaşımlarıyla ilham olacak. Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise hazırlık, 9, 10, 11, 12. sınıf öğrencileri gerçekleştirilecek kongrede sunum, poster sunumu ya da dinleyici olarak yer alarak bilgi paylaşımlarında bulunabilecek. I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi ile öğrenciler için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde farkındalık oluşturacak olan Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları, gençlerin geleceğin liderleri olarak sürdürülebilirlik alanında bilinçlenmesi, küresel sorunları anlamak ve sürdürülebilir çözümler üretmesi için yenilikçi bir öğrenme platformu oluşturmayı hedefliyor.
İstanbul “Yaza formda girmek için haftada 150 dakika yürüyün” Yaz mevsimine formda girmek adına şimdiden dengeli beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Su içmeyi ihmal etmeyin, günde ortalama 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Tükettiğiniz meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın” dedi. Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlığın temeli olduğunu ancak bunun nasıl sağlandığı konusunda bilgi kirliliği olduğunu ifade eden VM Medical Park Pendik Hastanesi’nden Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Beslenme açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canının çektiği şeyleri yemek içmek değildir. Besin öğeleri vücudun ihtiyaç duyduğu düzeyde alınamadığında yetersiz beslenme oluşur. Beslenme; sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır” şeklinde konuştu. “İnsan 50’ye yakın besin öğesine gereksinim duyar” İnsanın yaşamı için 50’ye yakın besin öğesine gereksinimi olduğunun altını çizen Diyetisyen Kara, “İnsanın sağlıklı büyüme ve gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için bu öğelerin her birinden günlük ne kadar alınması gerektiği belirlenmiştir. Bu öğelerin herhangi biri alınmadığında ya da gereğinden az ya da çok alındığında, büyüme ve gelişme engellenir, sağlık bozulur. Gereğinden fazla besin tüketilirse, çok alınan bazı öğeler vücutta yağ olarak depolandığından sağlık için zararlı olur. Bu duruma dengesiz beslenme denir. Dengesiz beslenmenin önlenmesinde beslenme eğitimi ile sağlıklı beslenme bilincinin kazandırılması büyük bir önem taşır” ifadelerini kullandı. “Dengeli beslenen kişiler sık hastalanmaz” Yeterli ve dengeli beslenen kişilerin belli özellikleri olduğunu dile getiren Diyetisyen Kara, bunları şöyle sıraladı: “Dengeli beslenen kişi sağlam ve sağlıklı bir görünüştedir. Hareketli ve esnek bir bedene, muntazam bir cilde, canlı ve parlak saçlara ve gözlere, kuvvetli, gelişimi normal kaslara sahiptir. Ayrıca çalışmaya istekli kişiliğe, boy uzunluğuna uygun vücut ağırlığına, normal zihinsel gelişme, sık sık hasta olmayan bir yapıya da sahiptir.” “Sürekli baş ağrısı dengesiz beslenme işareti” Yetersiz ve dengesiz beslenenlerin hareketlerinin de ağır ve isteksiz olduğunu işaret eden Diyetisyen Kara, “Dengesiz beslenenler sağlıksız genel görünüşte (aşırı zayıf veya şişman), pürüzlü, kuru, sağlıksız cilt yapısına, şişman veya çok zayıf vücut yapısına, sık sık baş ağrısından şikâyet eden, iştahsız, yorgun, isteksiz bir yapıya sahiptir” dedi. “Yaza formda girmek için beslenme önerileri” Yaz mevsimine formda girmek adına beslenme önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı: “Su içmeyi ihmal etmeyin ve günlük 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Her zaman hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Mutlaka bir diyetisyen gözetiminde ideal kilonuza ulaşın. Medyatik ve bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Yazın tüketilen meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Kronik hastalığınız yoksa taze meyve -sebze suları tüketin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın. Kendinize mutlaka hobi ve aktivite edinin.” “Yeşil egzersiz kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa iyi gelir” Günümüzün dijitalleşen dünyasında günlük işlerimiz fiziksel olarak hareket etmeksizin kolay bir şekilde gerçekleştirilebilse de, fiziksel aktiviteden yoksun bir yaşam tarzının birçok hastalığı da beraberinde getirdiğini işaret eden Diyetisyen Kara, şu önerilerde bulundu: “Fiziksel aktivitenin vücudun bütün sistemleriyle ilişkili olduğu ve birçok hastalığın tedavisinde destekleyici rolü bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Son zamanlarda ‘yeşil egzersiz’ olarak adlandırılan ve insan sağlığına daha çok olumlu katkıda bulunan, doğal ortamda gerçekleştirilen fiziksel aktivite yeşil egzersiz olarak adlandırılmaktadır. Yeşil egzersizin kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa olumlu etkileri vardır. Kolay erişilebilen, biyoçeşitliliği fazla olan doğal ve hoş ortamlarda vakit geçirmenin fizyolojik, psikolojik ve sosyal refahı sağladığı, yaşam kalitesinin artmasında etkili olduğu görülmektedir. Yeşil egzersiz ayrıca insanların çevreye karşı olumlu tutumlarının da gelişmesine katkı sağlamaktadır. Yapılan çalışmalarda yeşil egzersizin psikolojik, hormonal ve nöroimmünolojik çok boyutlu yararlar sağladığı, biyopsikososyal yaklaşımla uyumlu bir yöntem olduğu açıkça görülmektedir. Sonuç olarak, sürdürülebilir sağlığa ve çevreye katkısı olan bu egzersiz yaklaşımının yeşil egzersiz reçeteleri, doğal ortamların korunması, kanıta dayalı araştırmalar ve teşviklerle daha çok desteklenmesi gerektiği ortaya konmuştur.” “Bahar aylarında tüketilebilecek sebze ve meyve önerileri” Bahar aylarında tüketebileceğimiz sağlıklı sebze ve meyve önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, “Hücrelerin yenilenmesi, dokuların onarımı, hastalıklara karşı direnç sağlaması gibi sayısız faydası ile sebze ve meyveler her daim beslenmemizde öncelik kazanıyor. İlkbaharda tüketebileceğimiz bazı önemli sebze ve meyveler havuç, enginar, turp, bezelye, kuşkonmaz, maydanoz, marul, roka, taze yeşillikler, bakla, taze soğan, taze sarımsak, kiraz, çilek, erik, elma, yenidünya ve çağladır” dedi. Diyetisyen Kara, yaza formda girmek isteyenlerin tercih edebileceği metabolizma hızlandıran çay ve çorba tarifini ise şu şekilde paylaştı: “Zencefilli metabolizma çayı” “Malzemeler: 1 litre su, 1 nohut tanesi büyüklüğünde zencefil, 4-5 dilim elma, 1 top karabiber, 1 adet karanfil, limon dilimleri Hazırlanışı: Tüm malzemeleri doğrayıp suda 10 dakika dinlendirip, yemeklerden 20 dakika sonra gece ara öğününde tüketin.” “Metabolizma hızlandıran kabak çorbası” Malzemeler: 2 orta boy kabak, 1 adet soğan, 1 diş sarımsak, 1 orta boy domates, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, tuz, karabiber. Hazırlanışı: Küçük doğranmış soğan, sarımsak, kabak 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile pişirin. Malzemeler yumuşayınca üzerine rendelenmiş domates ekleyin. Domates pişince üzerine 5 bardak su koyun. Su kaynayınca en son üzerine küçük doğranmış dereotu ve maydanoz ilave edin. Sıcak servis yapıp tuz ve karabiber ekleyip afiyetle tüketebilirsiniz.”