SAĞLIK - 14 Mayıs 2021 Cuma 08:00

Ramazan’dan sonra beslenmeye dikkat

A
A
A
Ramazan’dan sonra beslenmeye dikkat

Özel İmperial Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayca Yılmaz Kaya, Ramazan ayının bitmesiyle gün boyu tek çeşit beslenme programından uzak durulması gerektiğini belirterek bütün besin gruplarını içeren besinlerin menülere ilave edilmesi gerektiğini söyledi.

Özel İmperial Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayca Yılmaz Kaya, Ramazan ayının bitmesiyle gün boyu tek çeşit beslenme programından uzak durulması gerektiğini belirterek bütün besin gruplarını içeren besinlerin menülere ilave edilmesi gerektiğini söyledi.


Ramazan ayı beslenme düzeninden sağlıklı beslenme düzenine geçiş zamanının geldiğini kaydeden Özel İmperial Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayca Yılmaz Kaya, "Ramazan ayı boyunca oruç tutan kişilerin öğün sayısında azalma meydana geldi, bayramın başlamasıyla beraber azalan öğün sayısı yerine 3 ana 3 ara öğün şeklinde beslenme planı yapılmalıdır. Oruç tutan bireyler gece beslenmeye alıştığı için gece acıkmaları yaşanabilir bu durum, gün içinde yeterli ve dengeli beslenerek ve uyku düzeni sağlanarak düzeltilebilir" dedi.


Hafif kahvaltı ile güne başlanması gerektiğinin altını çizen Kaya, "Ramazan boyunca kahvaltı yapılmadığı için alışılmış bu düzende bayram sabahı kahvaltı yapma isteksizliği olabilir, bilindiği üzere kahvaltı en önemli öğünümüzdür. Bu sebeple ramazan bayramını karşılarken güne süt, yumurta, peynir, salatalık, domates gibi hafif kahvaltıyla başlanmalı. Gün boyu tek çeşit beslenme programından uzak durulmalı ve bütün besin gruplarını içeren besinleri menümüze ilave etmeliyiz. Ara öğünlerimiz süt/ yoğurt ve meyveden oluşabilir. Ramazan ayı boyunca oruç tutma nedeniyle yaşanan kabızlığın önlenmesi için bol sebze ve meyve tüketilmeli. Posalı ürünleri tek başına almak bağırsak hareketlerini yeteri kadar artırmaz. Posanın etkinliğinin artırılması için günde 8-10 bardak su tüketilmesi gerekmektedir" şeklinde konuştu.



"Egzersiz programları sağlığımız açısından faydalı olacaktır"


Sokağa çıkma yasağının olduğu günler ev içinde egzersiz hareketleri yapılmasının sağlık için faydalı olacağını dile getiren Kaya, "Ramazan boyunca tutulan oruç nedeniyle hareket seviyesi azalıyor bir de karantina günleri ilave olunca iyice hareketsiz kalındı. Bilindiği üzere yapılan egzersizler alınan enerji ve harcanan enerji arasındaki dengeyi kurmaya yardımcı olacak ve kilo artışı önlenecektir. Hareketsiz yaşamın neden olduğu bedensel ve ruhsal sorunların kaygı verici olduğu kabul edilmektedir. Fiziksel aktivite birçok hastalık için önleyici hem de iyileştirici etkiye sahiptir. Karantinada kalsak bile ev içinde yapılmaya uygun egzersiz programları sağlığımız açısından faydalı olacaktır" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Anadolu Üniversitesi ekibinden öğrencilerin eğitim hedefleri için TÜBİTAK projesi Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Büyük’ün yürüttüğü ’Türk Yükseköğretim Sisteminde Mikro-Yeterliliklerin Kredilendirilmesi İçin Gereksinimlerin Belirlenmesi’ projesi TÜBİTAK tarafından desteklenmeye hak kazandı. Projeleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Köksal Büyük, “Mikro-yeterlilikler ya da diğer bir ismi ile mikro krediler öğrenme kazanımlarını, iş yükünü ve kredi değerini içeren kısa süreli eğitim programlarıdır. Öğrenciler, kendi eğitim hedeflerine uygun yeterlilikleri seçebilir ve alacakları krediyi önceden bilebilirler. Yüksek öğretim kurumları, öğrenme kredisi karşılığı olmayan okul dışı eğitim faaliyetlerini akademik krediye dönüştürmek için bugüne kadar yeterince çaba sarf etmediler. Ancak, geleceğin başarılı üniversitelerinin okul dışı öğrenmeye imkan tanıyan kurumlar olacağını net bir şekilde ifade etmeliyim. Bu açıdan, mikro-yeterlilikler büyük bir fırsattır. Konu ile ilgili olarak Avrupa Komisyonu, mikro-yeterlilikler için ortak tanımlar ve standartlar geliştirmeyi hedeflerken, Avrupa Birliği Konseyi ise hayat boyu öğrenme ve istihdam edilebilirlik adına bu yaklaşımı destekleyen kararlar almıştır. Türkiye’de ise, son zamanlarda bu yeterliliklerin yükseköğretim sistemine entegrasyonu ve uygulanması üzerine yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Bu süreçler, uluslararası öğrenci hareketliliğini destekler ve öğrenenlere kişisel ve profesyonel gelişimleri için esnek eğitim imkanları sunar" dedi. “Daha etkin bir uygulama modeli tasarlanabilecek” Projenin kapsamına da değinen Prof. Dr. Köksal Büyük, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’deki mikro-yeterlilik uygulamalarının mevcut durumunu ve modellerini belirlemek, farklı ülkelerdeki benzer uygulamalarla karşılaştırmalı analiz yapmak, Türkiye’nin eğitim sistemi özellikleri ve ihtiyaçlarına uygun mikro-yeterlilik ilke ve esaslarının oluşumuna katkı sağlamak önemli çıktılarımız arasındadır. Bu süreçte öğrencilerin, öğretim elemanlarının ve iş dünyasının mikro-yeterliliklere bakış açıları ve beklentileri araştırılacak, böylece daha etkin bir uygulama modeli tasarlanabilecektir. Yükseköğretimdeki tüm paydaşların yani Yükseköğretim Kurulu, üniversite yönetimleri, öğretim elemanları, idari personel, öğrenciler ve sektör temsilcilerinin mikro-yeterliliklere ilişkin hazır bulunma düzeyleri belirlenecek ve bu konudaki potansiyel direnç noktaları tespit edilecektir. Ayrıca, mikro-yeterliliklerin kredi değerlerinin belirlenmesi, kontrol edilmesi ve kabul süreçlerini içeren bir sistem tasarımı yapılacak, bu süreçlerin yükseköğretime entegrasyonu sağlanarak sistemin uygulanabilirliği arttırılacaktır. Son olarak hem eğitim sistemimize hem de öğrencilerimize katkı sağlayacak olan proje ekibimizde Anadolu Üniversitesi’nden değerli araştırmacılarımız Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, Doç. Dr. Murat Akyıldız, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Nurcan Deniz ve ASBÜ’den Doç. Dr. Ahmet Yusuf Yılmaz yer almaktadır.”