SAĞLIK - 21 Kasım 2014 Cuma 16:09

24. Ulusal Patoloji Kongresi Trabzon’da Başladı

A
A
A
24. Ulusal Patoloji Kongresi Trabzon’da Başladı

Kanserin gelişimini tek bir nedenle örneğin sadece Çernobil Felaketi’ne bağlamanın bilimsel açıdan doğru olmadığı belirtildi.
Patoloji Dernekleri Federasyonu ve Anadolu Patoloji Derneği işbirliği ile bugün Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Prof. Dr. Osman Turan Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 24. Ulusal Patoloji Kongresi öncesi basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında konuşan Patoloji Dernekleri Federasyonu Üyesi Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdener Özer, Türkiye’de 2002 yılında yüz binde 133 olan kanser görülme sıklığı, 2012 yılında yüz binde 266’ya yükseldiğini söyledi. Kanserler arasında akciğer kanserinin başı çektiğini belirten Özer "Kanser son 40 yılda ölüm nedenleri arasında 4 sıradan, kalp ve damar hastalıklarından sonra 2 sıraya yükseldi. TUİK verilerine göre 2002 yılında 175 bin kayıtlı ölümün 25 bin kadarında ölüm nedeni kanserden. 2002 yılında yüzde 14 olan bu oran 2012 yılında yüzde 18 olmuş durumda. Yine akciğer kanseri kansere bağlı ölüm nedeni olarak ilk sırada yer alıyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak 2012 yılında kanser ilaçları için yaklaşık 457 milyon lira ödedik. Bu rakam Sağlık Bakanlığı’nın yıllık bütçesinin neredeyse beşte birine denk geliyor" ifadelerini kullandı.
TRABZON’DA MEME KANSERİ İLK SIRAYI ALIYOR
Hastane arşiv kayıtlarında elde edilen verilere göre kadınlarda meme kanseri yüzde 18 ile başı çektiğin belirten Özer, “Erkeklerde ise yüzde 28 ile akciğer kanseri. Her iki grupta mide kanseri ikinci sırada geliyor. Tiroid bezi kanseri sadece kadınlarda ilk beşe giriyor” dedi.
Kanserin genetik bir hastalık olduğuna dikkat çeken Özer, “Kanser genetik bir hastalıktır. Özetle mutasyon denen genlerimizdeki değişiklikler ile ortaya çıkıyor. Anne ve babamızdan gelen bu değişiklikler, kimi durumda da ileri yaşlarda sigara gibi kimyasal ve radyasyon gibi fiziksel etkiler, hatta virüslerin etkileri ile oluşuyor. Kanserin gelişimini tek bir nedenle örneğin sadece Çernobil felaketine bağlamak bilimsel açıdan doğru değil" diyerek kanserden hayatını kaybeden Kazım Koyuncu’nun söylediği "Beni Çernobil değil, Türkiye’deki sistem kanser etti" sözlerini hatırlattı.
Özer, konuşmasında kanserde erken teşhisin önemine işaret ederek kanser hastalığında patolojik incelemenin çok önemi olduğunu sözlerine ekledi.
VÜCUTTAN ÇIKARILAN HER PARÇA MUTLAKA İNCELENMELİ
Patoloji Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Yılmazbayhan da tıbbi patoloji ile hastalığın neden ortaya çıktığının belirlendiğini ifade ederek patoloji incelemesinin doğru tanı için mutlaka gerekli yöntem olduğunu söyledi. Vücuttan çıkartılan her parçanın mutlaka patolog tarafından incelenmesi gerektiğini hatırlatan Yılmazbayhan, tedavinin buna göre şekillendiğini belirterek kanserle mücadelede kayıtın yapılarak buna göre bölgesel risklerin belirleneceğini söyledi.
Patoloji Dernekleri Federasyonu önceki Başkanı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kutsal Yörükoğlu ise kanserin tanısında patolojik incelemenin gerekli olduğunu ifade ederek Kanser hastalığının tanısında, riskli hasta gruplarının belirlenmesinde ve kişiye özel kanser tedavisinin belirlenmesinde patoloji raporlarının bilimsel öneminin çok büyük olduğuna işaret eti.
Patoloji raporlarında kanserin tipi, derecesi ve evresinin yanı sıra hastanın tedavi seçimini belirleyeceğini ifade eden Yörükoğlu, kanserin dışında birçok hastalık için de patolojik incelemenin gerekli olduğunu belirtti.
Anadolu Patoloji Derneği Başkanı ve Avrasya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Özoran de kanserle mücadelede toplumun farkındalığının artırılmasının önemine vurgu yaptı.
Bu anlamda sivil toplum örgütleri ile meslek örgütlerine büyük görev düştüğünü ifade eden Özoran, bu kapsamda önce kanserin bulgularına ve tarama yöntemlerine ilişkin bilincin artırılması gerektiğini belirterek Türkiye’nin bilinç düzeyinin artırılması için medyaya da görev düştüğünü dile sözlerine ekledi.
Öte yandan, kongrede 926 bildiri yer alacağı 109 konuşmacı ve 32 oturum başkanının görev üstlendiği belirtilirken 46 oturum gerçekleştirilecek
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Burdur Burdur’da dikkatsiz sürücülerin neden olduğu kazalar kameralara yansıdı Burdur’da mart ayında dikkatsiz sürücülerin neden olduğu kazalara ait KGYS görüntüleri yayınlandı. Kazaların birinde, park halindeyken arkasını kontrol etmeden yola fırlayan sürücünün kullandığı otomobile çarpıp, refüj taşına vuran motosikletli ağır yaralandı. Burdur’da geçtiğimiz Mart ayında meydana gelen ve KGYS kameraları tarafından kaydedilen trafik kazaları Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayınlandı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından “Biraz daha dikkatli olsalardı, bu kazalar olmayabilirdi” mesajıyla yayınlanan görüntülerde, 4 kazanın da sürücü dikkatsizliğinden kaynaklandığı görüldü. Görüntülerdeki birinci kaza, Necati Bey Mahallesi Manastır kavşağında meydana geldi. Kavşak içerisinde bekleyen otomobilin, Tugay istikametinden Antalya kavşağı istikametine doğru sağ şeritte seyir halinde olan otomobili beklemeyip, bir anda sağ şeride atlaması sonucu, iki otomobil birbirine çarptı. Görüntülerdeki ikinci kaza yine Manastır kavşağında meydana geldi. Şehir içinden kavşağa kontrolsüz giren otomobile; Antalya kavşağı istikametinden gelip Tugay istikametine doğru seyir halinde olan başka bir otomobilin çarpması sonucu, iki otomobilin de sürücüsü kazayı hafif şekilde yaralı olarak atlatıyor. Üçüncü kaza ise Bülent Ecevit Bulvarı Vali Konağı kavşağında oluyor. Nene Hatun Caddesi üzerinden kontrolsüz bir şekilde kavşağa çıkan minibüse, Tugay kavşağından Fethiye istikametine seyir halindeki otomobilin yandan çarpması sonucu, iki otomobilde de maddi hasar meydana geliyor. Otomobile çarptıktan sonra refüj taşına vuran motosikletli ağır yaralanıyor Görüntülerdeki son kaza ise Özgür Mahallesi Gazi Caddesi üzerinde meydana geliyor. Arkadaşına ait 15 ACK 022 plakalı motosiklet ile cadde üzerinde süratle ilerleyen E.E. (22), yol kenarında park halindeyken yola çıkmak üzere hamle yapan E.D. idaresindeki 15 ER 060 plakalı Honda marka otomobile sol kapı kısmından çarpıp yola savrulduktan sonra, motosikletten düşüp refüje vuruyor. Kaskı olmayan E.E., kafasını yere çarptığı için ağır yaralanıyor. Savrulan motosiklet ise karşı şeride geçip, park halindeki 15 LK 808 plakalı Kia marka otomobile çarparak duruyor. Hastaneye kaldırılan motosiklet sürücüsü E.E.’nin ehliyetinin olmadığı öğrenilirken, E.E.’ye ehliyetsiz motosiklet kullanmaktan, motosiklet ruhsat sahibine ise ehliyetsiz birine araç vermekten, toplamda 25 bin 954 TL para cezası uygulandı.
Antalya Yaya önceliği olan yerlerde araç kullananlara 37 bin TL ceza Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde özellikle sahil yürüyüş yolları, kaldırımlar ve trafiğe kapalı bölgelerde yasak olmasına rağmen bisiklet ile motosiklet kullanan 17 sürücüye, "motosikleti yayaların kullanımına ayrılmış yerlerde sürmek" ve "saygısızca araç kullanmak" maddelerinden toplam 37 bin 332 lira ceza uygulandı. İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği Jandarma ve Zabıta ekipleri, özellikle akşam saatlerinde çocuk, yaşlı ve ailelerin park ve yeşil alanlarda gönül rahatlığı ile vakit geçirebilmeleri için sürekli devriye halinde oluyor. Ekipler, yaya güvenliğini bozacak şekilde kuralları ihlal eden motosiklet ve bisiklet kullanıcılarını affetmiyor. Ekipler, yayaların kullanımında olan ya da yaya önceliği olan alanlarda bisiklet ile motosiklet kullanılmaması ve kurallara uyulması konusunda sürücüleri uyarıp, kurallara uymayanlara ise para cezası uyguluyor. 37 bin 332 lira ceza yazıldı Ekipler, gerçekleştirdikleri denetimlerde ise Gazipaşa’da sahil yürüyüş yolları, park, yeşil alanlar, kaldırımlar ile trafiğe kapalı bölgelerde yasak olmasına rağmen bisiklet ve motosiklet kullanan 17 sürücüye; "trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan yönetmelikte gösterilen diğer kurallara uymamak" maddesinden 690 lira, "saygısızca araç kullanmak" maddesinden 690 lira ve "motosikleti yayaların kullanımına ayrılmış yerlerde sürmek" maddesinden ise bin 506’şar lira toplam 37 bin 332 lira para cezası uyguladı.
Niğde Niğde’de baharın gelişini müjdeleyen Hıdırellez düzenlenen etkinlikle kutlandı Tabiatın canlanması, toprağın bereketlenmesi ve Hazreti Hızır ile İlyas peygamberlerin buluştuklarına inanılan ’Hıdırellez’ Niğde’nin Yeşilburç Köyü’nde düzenlenen etkinlikle kutlandı. İl Kültür Müdürlüğü ve Yeşilburç Muhtarlığı işbirliğinde organize edilen Hıdırellez Şenliği renkli görüntülere sahne oldu. Şenliğe, Niğde Valisi Cahit Çelik’in eşi Nermin Çelik, Niğde İl Kültür ve Turizm Müdürü Elif Belkıs Baştürk, Yeşilburç köyü sakinleri ve il merkezinde yaşayan vatandaşlar katıldı. Köy sokaklarında temizlik yapılması ile başlayan kutlama programında köydeki evlerin kapılarına çiçekler asıldı, köy halkı tarafından misafirlere ikramlarda bulunuldu. Şenlik alanında bir araya gelen köy sakinleri müzik eğlence eşliğinde sohbet edip renkli yumurta tokuşturdular, ateş üzerinden atladılar. Şenlikte konuşan Niğde Valisi Cahit Çelik’in eşi Nermin Çelik burada yaptığı konuşmada şunları söyledi; "Bilindiği üzere Hıdrellez, dünya tarihinin en eski mevsimlik bayramlarından biri olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde de bu bayram, baharın başlangıcının kutlatması ve doğanın uyanışını, canlanışının simgelenmesi olarak değerlendirilmektedir. Hıdrellez, aynı zamanda hoşgörü, yardımlaşma ve doğa sevgisi gibi değerleri pekiştirmek için önemli bir fırsattır. 2017 yılında ülkemiz tarafından UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Miras Temsili Listesine kaydettirilerek insanlığın ortak mirası ilan edilen ’Bahar Kutlaması Hıdrellez’ her yıl 6 Mayıs’ta yurt genelinde kutlanmaktadır. Bugün bizler de kültürel faaliyetleri ve tarihi dokusuyla ön plana çıkan Şehrimizin güzide köyü Yeşilbuç’ta kıymetli hemşerilerimizle Baharın gelişini müjdeleyen Hıdrellez etkinliklerine katılmanın mutluluğunu paylaşıyoruz. Hıdrellezin, doğanın uyanışıyla birlikte insanların da ruhsal ve fiziksel olarak yenilenmeye ihtiyaç duyduğu bir döneme denk gelmesi, bu tür etkinliklerin önemini daha da arttırmaktadır. Bu vesileyle, geleneksel kültürümüze sahip çıkmak ve doğayı koruma bilincini yaygınlaştırmak adına düzenlenen Hıdrellez’ in anlam ve önemini vurgulayan bu programa katılmaktan memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum."