KÜLTÜR SANAT - 20 Temmuz 2023 Perşembe 11:15

Kadırga Yaylası’na yaptığı iki minarenin onun için anlamı çok büyük

A
A
A
Kadırga Yaylası’na yaptığı iki minarenin onun için anlamı çok büyük

Gümüşhane’nin Kürtün ilçesi Özkürtün Beldesi sınırlarındaki Kadırga Yaylası’nda Fatih Sultan Mehmet Han’ın ordusu ile Cuma namazı kıldığı yere 22 yıl önce üstü açık camiyi yapan 83 yaşındaki minare ustası Mehmet Diner, yaptığı minareler içinde en çok bu iki minareyi seviyor. Mehmet Diner, üstü açık camide namaz kılmanın insanın sıkıntılarını giderdiğine ve ferahlattığına inanıyor.


Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaylacılık kültürünün yaşatıldığı ender bölgelerden olan ve denizden 2 bin 200 metre yüksekte olan Kadırga Yaylası’nda kubbesi ve çatısı olmayan 2 minareli camiyi görmeye ve Cuma namazı kılmaya her yıl binlerce vatandaş geliyor.


Yaylanın sembolü olan üstü açık caminin 22 yıl önce yapımında görev alan Trabzon Şalpazarlı minare ustası Mehmet Diner, yaptıkları bu minarelerin kendisini için anlamının çok büyük olduğunu söyledi. Diner, 1461 yılında bölgeyi Osmanlı topraklarına katan Fatih Sultan Mehmet Han’ın ordusu ile geçtiği Kadırga Yaylası’nda cuma namazı kıldığını ve namaz kıldığı alanın taşlarla çevrilerek yüzyıllar boyunca yaz aylarında aynı yerde Cuma namazlarının eda edildiğini hatırlattı.



"Minareleri yaparken rüyada anlatılan iki suyu bulduk ve camiyi o iki su arasına yaptık"


Kenarları hayvanların girmemesi için bir adam boyunda kalın duvarla çevrili alana 22 yıl önce hayırseverlerin yardımı ile bir çift minare yaptıklarını belirten Diner “Ben çocukluk çağlarımda yaşıtlarımla beraber oyun oynamayı sevmezdim. Hep benden büyük yaşlıların sohbetlerine kulak misafiri olurdum. Üstü açık caminin yeri yıllar geçtikçe kaybolmuş, bilinmez olmuş. Yörede ismini bilemediğimiz bir alim zat varmış. Vefatından sonra bir gece rüyasında hanımına ‘Sen git bir dağa cami yap’ demiş. Kadın rüyasındaki eşinin söylemi üzerine bir ekip ile beraber buralara geliyor, geziyor buraları cami yapılacak yer olmadığından köyüne dönüyor. Evine dönen kadın o akşam vefat eden eşini yine rüyasında görüyor ve ‘O dolaştığın dağlarda iki tane su var, O iki suyun olduğu alana yapılacak cami’ diyor. Kadın ekibiyle beraber buraya tekrar geliyorlar. Burada cami yapılacak alanı keşfederek çalışmaya başlıyorlar. Zengin olan kadın kocasının vasiyeti üzerine bu çimene yapılmasına karar verdikten sonra taş toplatarak bu açık camiyi buraya yapıyor. Bu olaydan yıllar yıllar sonra biz buraya minareleri yaparken tıpkı bu anlatılan hikayede olduğu gibi minare yapmak için kazdığımız yerlerde kaynak suyu bulduk. Ona göre o iki minareyi öyle yaptık. Çıkan o sular için de su deposu inşa ederek üstü açık caminin ve minarelerinin inşaatını sorunsuz şekilde 2001 yılında 1 yıl içinde tamamladık. Bundan yıllar önce ‘O iki suyun arasına camiyi yapın’ denilmesinin manasını anlamış ve görmüş oldum” dedi.



"Bu minaler yaylanın sembolü oldu"


Mehmet Diner, yaylanın sembolü olan caminin ve minarelerin yapımında görev yapmanın kendisi için bir gurur kaynağı olduğunu da ifade ederek “Bu yaylaya bu minareler güzel bir görüntü kattı. Bizde bu eserin ustalığını yaptığımızdan dolayı gururluyuz. Burada namaz kılmak insanın içindeki sıkıntıları atıyor insan ferahlıyor. Hava bozuk olduğu zamanlar namazı kılıp selam verene kadar yağan yağmur seni ıslamıyor ancak namaz bittikten sonra ise yağmur kendini bir anda bırakıyor. Burası böyle bir yer var, Allah’ın bir hikmeti var. Şuana kadar yurdun her yerinde sayısını bilmediğim kadar minare yaptım ama bu minarelerin hiçbiri beni bu iki minare kadar mutlu etmedi. Son 30 yıldır hep burada yaylada yaşıyorum. Elimden geldiği kadar bu camiye buraya hizmet ediyorum. İnşallah benden sonrada buraya bir hizmet eden olacaktır” ifadelerini kullandı.


Yaz mevsimiyle birlikte Cuma günleri yaylada kurulan halk pazarı nedeniyle Kadırga Yaylasına Gümüşhane, Trabzon ve Giresun illerinden yaz aylarında yoğun talep oluyor. Yüzyıllardır her Temmuz ayının üçüncü cuma günü şenlik ve otçu göçünün yapıldığı yaylada tabanı doğal çimden oluşan, etrafında sadece duvar olan ve 2 minaresi bulunan üzeri açık camiye giren vatandaşlar ayakkabılarını duvarların üzerine koyduktan sonra çim üzerinde namazını kılıyor.


Kadırga Yaylası’na yaptığı iki minarenin onun için anlamı çok büyük

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasında Semerci istikrarı Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Köksal Semerci, üyelere sağlanan imkanlarının devamlılığı ve Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasındaki 3 dönemlik istikrarı sürdürmek için yönetimiyle birlikte yeniden göreve talip olduklarını belirtti. Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasında 3 dönemi geride bırakan Başkan Köksal Semerci ve yönetimi, 11 Ocak 2026 tarihinde mülkiyeti Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasına ait olan eski adıyla Vera Düğün Salonunda yapılacak olan seçim de 4. dönem için 3 bin 86 üyesi ile seçime hazır olduklarını belirtti. 1984-2003 yılları arasında Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasında Muhasebe Müdürü ve Genel Sekreter, 2014 yılından bu yana ise başkanlık görevine devam eden Başkan Köksal Semerci, aynı zamanda Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ile Denizli Esnaf Kefalet Kredi Kooperatifi Başkan Yardımcılığı görevlerini de görevlerini başarıya sürdürüyor. Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Köksal Semerci, taksici, minibüsçü, nakliyeci, kamyoncu, kurye, araç kiralama ve galericilik yapan 3 bin 86 oda üyesinden 4 dönem için tam destek aldıklarını belirtti. Üyeleri tarafından sevilen, oda yöneticiliğin her biriminde görev yapmış olan Başkan Köksal Semerci, aynı zamanda yürüttüğü Esnaf Kefalet Kredi Kooperatifi Başkan Yardımcılığı ile Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği görevleri ile oda üyelerinin temsil yetkisi haklarını elinde bulundurduklarını, bundan önce olduğu gibi bundan sonra ki dönemde de tüm üyelerinin haklarını korumak ve en iyi şekilde temsil etmek için gayret edeceklerini kaydetti. Üyelere sağlanan imkanlarının devamlılığı, Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasının gücünü kaybetmemesi için yeni döneme aday oldukları ifade eden Başkan Semerci, 11 Ocak 2026 tarihinde Vera Düğün Salonunda yapılacak olan genel kurula tüm üyelerini beklediklerini ifade etti.
Adana HAVAMAŞ, 2026 için hazır 2025 yılında 1 milyon 200 bin yolcuyu havalimanına taşıyan HAVAMAŞ’ın, 2026 yılı içinde yeni destinasyonlar ve yeni araç filosuyla güvenle hizmet vermeye devam edeceği belirtildi. Türkiye’nin gökyüzüne açılan 58. kapısı olan Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın yolcu taşımacılığını yapan HAVAMAŞ, modern araç filosu, deneyimli sürücü kadrosu ve yolcu güvenliğini önceleyen hizmet anlayışıyla faaliyetlerini sürdürüyor. 2025 yılında yaklaşık 1 milyon 200 bin yolcuyu Adana, Mersin, Niğde, Nevşehir, Osmaniye ve Hatay’dan güvenle Çukurova Uluslararası Havalimanı’na taşıyan firma, 2026 yılında da yeni araç filosuyla güvenle hizmet vermeye devam edecek. "Çukurova ilçesinden artık HAVAMAŞ otobüslerimiz hareket edecek" Konuyla ilgili HAVAMAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Polat, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Polat, "2025 yılı bizler için iyi geçti. Ticari taksilerimiz, VIP araçlarımız ve otobüslerimiz ile hizmet vermekteyiz. 2026 yılı için hem yeni araçları destinasyonlarımıza ekleyeceğiz. Adana’nın Çukurova ilçesinden de artık HAVAMAŞ otobüslerimiz hareket edecek. Güzergah başvurularımız yapıldı. Birkaç tanesi onaylandı. Zamanla geri kalan destinasyonlar da onaylanacak ve vatandaşlarımız artık daha çabuk havalimanına ulaşacak" ifadelerini kullandı. Ayrıca Polat, https://havamas.com/ adresinden yolcuların kolaylıkla bilet alıp belirtilen saatte, belirtilen durakta olmasının yeterli olacağını, ayrıca havalimanı içerisindeki KİOSK’lar aracılığıyla da kolaylıkla biletlerini alabileceklerini belirtti.
İstanbul Yanlış kanın telafisi yok: Uzmanlardan sıfır hata uyarısı ‘Damardan Damara Kan Transfüzyonu’ konferansı, İstanbul’da gerçekleştirildi. Kanın tek kaynağının insan olduğunun vurgulandığı konferansta; gönüllü kan bağışı, hasta kanı yönetimi ve transfüzyon güvenliği ele alındı. Kan transfüzyonunun hayati önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Damardan Damara Kan Transfüzyonu" konferansı, BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi’nde gerçekleştirildi. Alanında uzman hekimler, hemşireler ve sağlık teknikerlerinin katıldığı konferansta, kanın akılcı kullanımı ve yanlış transfüzyonun geri dönüşü olmayan sonuçları vurgulandı. Konferansa; Prof. Dr. Mustafa Zahir Bakıcı, Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Uzun, Dr. Öğr. Üyesi ve Başhekim Ajlan Kasabalıgil, Uzm. Dr. İlhan Birinci ile çok sayıda hemşire ve sağlık teknikeri katıldı. "Kanın tek kaynağı insan" Türkiye Kan Merkezleri ve Transfüzyon Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hülya Bilgen, ameliyatlardan organ nakillerine kadar sağlık hizmetlerinin her aşamasında kana ihtiyaç duyulduğunu belirterek gönüllü ve karşılıksız kan bağışının önemine dikkat çekti. "Bu konuda tek kaynak insan. Bu yüzden kan bağışı çok önemli. Herkesi gönüllü ve karşılıksız şekilde kan bağışçısı olmaya davet ediyoruz" dedi. "Hasta kanı yönetimi hayat kurtarıyor" Dr. Bilgen, kanın gereksiz ve kontrolsüz kullanımının ciddi riskler taşıdığını belirterek bireylerin kendi kan değerlerini takip etmesinin ve hastanelerde hasta kanı yönetimi anlayışının benimsenmesinin hayati önem taşıdığını ifade etti. Bilgen, "Kimse kansız gezmemeli. Kan sayımı yapılmalı, eksiklikler tedavi edilmeli. Böylece ihtiyaç halinde başka birinin kanına bağımlılık azalır" uyarısında bulundu. "Yanlış kanın telafisi yok" Transfüzyon süreçlerinde sıfır hata ilkesinin altını çizen Bilgen, yanlış kan verilmesinin ölümcül sonuçlara yol açabileceğini söyledi. Bilgen, "Yanlış kanın geri dönüşü olmaz. Bu nedenle transfüzyon, sıfır hatayla yürütülmesi gereken en riskli alanlardan biridir" diyerek sözlerini sonlandırdı.