KÜLTÜR SANAT - 24 Ekim 2017 Salı 11:52

Tunceli’de önemli arkeolojik bulgular tespit edildi

A
A
A
Tunceli’de önemli arkeolojik bulgular tespit edildi

Tunceli’de, Bitlis Eren Üniversitesi akademisyenleri tarafından “Demir Çağ ve Helenistik Dönem Tunceli Yüzey Araştırması-2017” projesi kapsamında yapılan çalışmada önemli tarihsel değerlere sahip arkeolojik kalıntılar tespit edildiği bildirildi.

Tunceli’de, Bitlis Eren Üniversitesi akademisyenleri tarafından “Demir Çağ ve Helenistik Dönem Tunceli Yüzey Araştırması-2017” projesi kapsamında yapılan çalışmada önemli tarihsel değerlere sahip arkeolojik kalıntılar tespit edildiği bildirildi.


Bitlis Eren Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Serkan Erdoğan, Sanat Tarihi Bölümü Araştırma Görevlisi Korkmaz Şen, Mimar Merve Bahur, Kültür ve Turizm Bakanlığı temsilcisi ile birlikte Tunceli’nin Pertek ve Çemişgezek ilçelerinde 15 gün süren yüzey çalışması gerçekleştirdi.


Yüzey araştırmalarında önemli bulgulara ulaştıklarını belirten Fen-Edebiyat Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü’nden Dr. Serkan Erdoğan, “Pertek İlçesi Akdemir (Avşeker) Köyü yakınlarında Ortaçağ kaynaklarında da anılan ve 13. yüzyılda önemli bir merkez olduğu anlaşılan bir kale tespit ettik. Günümüzdeki adı Kurmizak ya da Kurbizak olarak anılan kalenin sur duvarlarının bir kısmı sağlam olmakla birlikte kalenin içindeki yapılar iyi korunmuş. Bu sağlam yapılar taştan tonozlu olarak yapılmış. Kalenin yamaçlarında biri inşa, ötekisi ise tamirat kitabesi olduğunu düşündüğümüz anıtsal yazıt parçaları bulduk. Yazıtların Osmanlı öncesi Türk İslam Dönemi’ne ait olduğu kesinleşti. Bazı isimler okunabiliyor. Bizans Dönemi’nde de önemli bir yer olduğu anlaşılıyor. Kale, tarihsel kaynaklarda ’Harbizag’ adıyla geçiyor ancak henüz tescillenmemiş. Oldukça büyük bir kale. Tarihsel geçmişi Urartu Dönemi’ne kadar gidiyor. Sonrasında da Roma - Bizans ve Türk- İslam dönemlerine ait yapılar üzerine binmiş olmalı. Sur duvarları ve seramik kırıkları buna işaret ediyor. Osmanlı öncesi Türk İslam Dönemi yazıtları bölgenin Orta Çağ tarihi için çok önemli. Merkeze bağlı Rabat köyünde bulunan kaleden daha geniş bir alana yayılmış. Eteklerinde mezarlık alanları var. Sadece yerleşimin güney ve güneydoğu yönünü gezmemize rağmen kısmen toprak altında bulunan çok sayıda kemerli ve tonozlu yapı tespit ettik. Kalede ayrıca Urartu Dönemi’ne ait olduğunu düşündüğümüz basamaklı bir tünel ve bir açık hava tapınağı var. Kalenin güneydoğu eteklerinin madenin ergitildiği bir alan olarak kullanılmış olması da muhtemel. Burası aynı zamanda Murat Nehri’nden Tunceli’ye girişte stratejik öneme sahip bir yer. Söz konusu kale, Çemişgezek, Ulukale, Pertek ve Mazgirt kalelerinin oluşturduğu yerleşim ve savunma ağı ile bağlantılı olarak uzanmakta” dedi.



Höyükte, Eski Tunç Çağı’na ait mezarlık alan bulundu


Yüzey araştırmalarında Çemişgezek İlçesi Pulur (Sakyol) köyü yakınlarında Eski Tunç Çağı’na ait mezarlık alanı keşfettiklerini ifade eden Erdoğan, “Çemişgezek İlçesi’ne bağlı Pulur (Sakyol)’da suların çekilmesiyle höyük suyun üzerinde kalmış. Ancak daha önce kazısı yapılmış bu höyüğün yakınlarında baraj suyunun geri çekilip toprağı aşındırmasıyla ortaya çıkan takriben M.Ö. 3 bin yıllarına tarihlenebilen Eski Tunç Çağı’na ait bir mezarlık alanı keşfettik. Bu mezarlık alanında kabaca yontulmuş dört blok taş ve üzeri sal taşıyla örtülerek yapılmış çok sayıda mezar var. Üzerinde bulunan seramik kırıklarından dolayı Eski Tunç Çağı’na ait olması gerektiğini düşünüyoruz” diye bilgi verdi.


Çemişgezek İlçesi’ne bağlı Cihangir köyünde de araştırma yaptıklarını aktaran Erdoğan, “Bu köy, 19. yüzyılın sonunda adeta donmuş kalmış gibi. Köyde kitabeli iki tarihi çeşme, Osmanlı Dönemi’ne ait bir mektep mevcut. Bunların yanı sıra köydeki evler de oldukça tarihi ancak kayıt altına alınmayı bekliyor” ifadelerini kullandı.




Yakın doğunun en büyük kaya tapınağı


Daha önce Çemişgezek ilçe merkezinde bulunan in deliklerinde çalışma yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, “Son çalışmada in deliklerinin ulaşılması zor olan kısımlarına gittik. Buranın esasen dört katlı ve beş bölümden oluşan Helenistik Dönem dediğimiz zaman diliminde kurulmuş büyük bir tapınak olduğuna yönelik kanaatlerimiz pekişti. Bey odası denilen yere girildi. Kaya koridorları metreleri bulan kaya merdivenleri arasında iletişim sağlayan büyük kompleks bir yapı. Burası, büyüklük açısından Anadolu’nun ve belki de yakın doğunun en büyük kaya tapınağı. 20-25 odadan oluşuyor. Çemişgezek, Erken Bizans Dönemi’nde Hierapolis diye anılan kutsallığı olan bir yerleşim. İn Delikleri, buraya neden kutsal şehir dendiğini de açıklayabilecek bir yer. Yine Çemişgezek Kale Mahallesi’nde Roma-Bizans Dönemi’ne ait sur duvarlarını görmek mümkün. Burası in deliklerinin karşısına düşüyor. Kale Mahallesi denilen bu yerde Ortaçağ öncesi kaya mezarları da mevcut. Az sayı da bulduğumuz seramik parçaları Geç Antik Çağ dediğimiz döneme ait. İn delikleri daha sonraki dönemlerde farklı amaçlarla kullanılmış olabilir. Bazı odalarda grafiti denilen tarzda sonradan kazınmış Ermenice bir takım isimlere de rastladık. Anahit veya Anahita diye tapınım gören tanrıçanın bu bölgede tapınım gördüğünü tarihsel kaynaklarda doğrulamakta. Tapınak Tağar Çayı ile de ilişkili olduğundan burası su tanrıçası olan Anahit’e adanmış olabilir. Ama hangi tanrı veya tanrıçaya ait olarak yapıldığını şu anki verilerle söylemek mümkün değil. Buranın bir an önce koruma altına alınarak turizme kazandırılması ve gelecek kuşaklara sağlam bir şekilde aktarılması gerekiyor. Tehlike arz edecek kaya blokları için sağlamlaştırma ve çıkılamayan mekanlar için merdiven ve uygun bir yolun yapılması lazım. 1930’lu yıllarda yapılmış ahşap merdivenin yenilenmesi gerekiyor. Sonuç olarak burası tek tanrılı dinler ile tanışmadan önce kapladığı alan açısından Helenistik ve Roma Dönemi için önemli bir yer olduğu anlaşılmaktadır” diye konuştu.


Bölgenin her tarihi döneme ait maddi izler taşıdığına vurgu yapan Erdoğan, önümüzdeki yıllarda da bu çalışmaları sürdürmeyi planladıklarını da kaydetti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Cumhurbaşkanlığı Yat Yarışları başladı Cumhurbaşkanlığı 5. Uluslararası Yat Yarışları Bodrum’dan başladı. Yarışlarda 16 ülkeden 26 teknede, yaklaşık 300 sporcu mücadele ediyor. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Muğla Valiliği’nin katkılarıyla İstanbul Açıkdeniz Yat Yarış Kulübü tarafından organize edilen ve DHL Express ana sponsorluğunda düzenlenen Cumhurbaşkanlığı 5. Uluslararası Yat Yarışları, bu yıl Halikarnas, İstanbul ve Cumhuriyet kupaları olmak üzere 3 ayrı etapta düzenleniyor. Yarışlar, bugün Bodrum etabıyla başladı. Tüm ekipler, “Coğrafi Rota Yarışı”nda Bodrum’un en güzel kıyılarında yarıştılar. 21 Mayıs Salı günü ise en zorlu parkur olan açık deniz yarışı başlayacak. Ekipler, sınıflarına göre Rodos ve Simi adasının etrafında dönerek, Yalıkavak Marina’ya gelecekler. Denizde birkaç gün sürecek büyük mücadelenin ardından kazananlar 25 Mayıs’ta Bodrum Kalesi’nde düzenlenecek törenle ödüllerine kavuşacak. İlk gün yarışlarının startına Muğla Valisi İdris Akbıyık, Bodrum Kaymakamı Mustafa Çit, Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, Muğla Gençlik ve Spor İl Müdürü Kazım Açıkbaş ile İlçe Müdürü Oktay Dumruk, İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Gökhan Kurgan ile İlçe Emniyet Müdürü Ali İhsan Başaşçı da katıldı. Vali Akbıyık: "Muğla sporun da bir merkezi" Muğla’nın sporun başkenti olma yolunda ilerlediğini söyleyen Muğla Valisi İdris Akbıyık, şunları dile getirdi; “Bu yarışlar, Bodrumumuza, Muğla’mıza inanılmaz katkı yapıyor, hem tanıtım anlamında hem turizm anlamında. Muğla gerçekten bir yeryüzü cenneti. Bu cennetin de en güzel yeri hiç şüphesiz Bodrum. Muğla, sporun başkenti olma yolunda ilerliyor aslında. Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu yapılıyor ki inanılmaz ilgi alaka oluyor. Geçtiğimiz 58’incisinde sadece Babadağ etabını 1 milyar kişi izledi. Yine The Bodrum Cup Yelken Yarışları, artı bizim Köyceğiz’de su sporları merkezimiz var; çocuklarımız kanoda, yelkende çok başarılılar. Muğla sadece denizin, güneşin, kumun başkenti değil, sporun da bir merkezi, sporda da bir marka olma yolunda ilerliyor” dedi. Yemlihaoğlu: "16 ülkeden 300 sporcu ter dökecek" İstanbul Açık Deniz Yat Kulübü Başkanı Ekrem Tolga Yemlihaoğlu ise “Yalıkavak’tan bu sene start aldık. Hava oldukça hafif ama öğleden sonra gittikçe hızlanacak, şiddeti artacak. 5-6 saatlik bir rotada ekipler bu yarışı salimen tamamlayacaklar. Yine yarın sabah, esas açık deniz yarışı özelliği taşıyan 250 deniz millik, Rodos Adası’nı dönecekleri ve çok da zorlu olacağını düşündüğümüz uzun mesafeli bir açık deniz yarışına başlayacaklar. Yaklaşık 16 ülkeden 300’ün üzerinde sporcu bu yarışta ter dökecekler. Biz de bu mücadelenin galiplerini 25 Mayıs tarihinde Bodrum Kalesi’nde düzenleyeceğimiz ödül töreniyle mükafatlandıracağız” şeklinde konuştu.
Eskişehir ’Dönem Sonu İngilizce Proje Sergisi’ Turizm Fakültesi’nde sergilendi Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 2’nci sınıf öğrencileri için düzenlenen, ’Dönem Sonu İngilizce Proje Sergisi’ açılışı Turizm Fakültesi Fuaye Alanı’nda gerçekleştirildi. İkinci sınıf öğrencileri, Anadolu Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Temel Yabancı Diller Bölümü Öğretim Elemanları Öğr. Gör. Dr. Emel Akay ve Öğr. Gör. Burcu Yılmaz danışmanlığında dönem boyunca öğrendiklerini projelerine aktardılar ve çalışmalarını sergi katılımcılarına İngilizce konuşarak sundular. “Yenilikçi projelerinizi bizlere sunduğunuz için hepinizi tebrik ederim” Serginin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Semra Günay, “Öncelikle bu yenilikçi projelerinizi bizlere sunduğunuz için hepinizi tebrik ederim. Ayrıca sizlere bu çalışmalarınızı yapmanızda yardımcı olan öğretmenlerime de ayrıca teşekkür ediyorum. Ders çerçevesinde oluşturduğunuz bu projeler eminim ki profesyonel hayatınıza da yaptığınız çalışmalara da katkı sağlayacaktır. Hepinizin başarılarının devamını diliyorum” dedi. Sergi açılışına Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semra Günay, Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hilmi Rafet Yüncü başta olmak üzere öğretim üyeleri ve öğrenciler katılım gösterdi.