GÜNDEM - 21 Eylül 2025 Pazar 10:32

Kadınların kurduğu sofrada hem gelenek hem de sağlık var

A
A
A
Kadınların kurduğu sofrada hem gelenek hem de sağlık var

Tunceli’de 7 kadın girişimcinin kurduğu Zembul Kadın Kooperatifi, yöresel yemeklerle birlikte çölyak hastalarına uygun glütensiz lezzetler de sunuyor.


Tunceli’de 7 kadının girişimiyle kurulan Zembul Kadın Kooperatifi, kentin mutfak kültürünü yaşatmak ve kadınların üretime katılımını artırmak amacıyla 2020 yılında resmi olarak faaliyete geçti. Kooperatif, hem kente özgü yemekleri tanıtarak yerel lezzetlerin korunmasını sağlıyor hem de glütensiz mutfakla çölyak hastalarının ihtiyaçlarına yönelik hizmet sunuyor. Kooperatif çatısı altında hazırlanan ürünler, Tunceli’nin özgün yemeklerini geniş kitlelere ulaştırmayı hedeflerken, aynı zamanda sağlık odaklı bir yaklaşımı da beraberinde getiriyor. Glütensiz üretim, özellikle çölyak hastalarının güvenle tüketebileceği alternatifler oluşturuyor. Kadınların emeğiyle büyüyen kooperatif, bugün 11 kişiye istihdam sağlıyor. Yerel yemeklerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için çalışan kooperatif üyeleri, hem kültürel mirasın yaşatılmasına katkı sunuyor hem de kadın dayanışmasının somut örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.


"Kendiliğinden gelişen bir süreç oldu"


Kadınların kooperatifi kurmadan önce yaklaşık bir yıl birlikte çalıştığını, bu sayede hem birbirlerini hem de yaptıkları işi daha iyi tanıdıklarını ifade eden Zembul Kadın Kooperatifi Başkanı Yıldız Gündüz, 7 kişi olarak kurdukları kooperatifin kuruluş dönemini anlattı. Başkan Gündüz, "Biz, kooperatifi kurmadan önce kadınlarla birbirimizi tanımayı tercih ettik. 2019’da başladık, 2020 yılının Ocak ayına kadar bir çalışma yürüttük. Bu çalışma neticesinde kimin bu yapı içerisinde hangi işi yapabileceğine, nasıl çalışacağına, yetenek alanına ve en önemlisi neler yapmak istediğine baktık. Üretmek istiyor mu, çalışmak istiyor mu? Önünde bir engel var mı? Bu noktalarda ortaklaştık. Kendiliğinden gelişen bir süreç oldu. Zamanla kimin hangi işi yapabildiğini kendimiz de gördük, o da kendini gördü. Kendinin hangi yeteneklere sahip olduğunu bilmeden bir evin içerisinde zaman geçiren, bir işletmeye gidip gelen, aslında iletişim yeteneği yüksek olmasına rağmen mutfakta çalışan bir kadınla da karşılaştık. Çok iyi tatlı yapmasına rağmen bunu bilmeden sadece temizlik alanında çalışan bir kadınla da karşılaştık. En nihayetinde bu karşılaşmalar bizi ‘Zembul’ noktasına taşıdı. O yapının içerisinden bir aşçı çıktı, bir hamur ustası çıktı, bir tatlıcı, bir yönetici, bir pazarlamacı, bir servis elemanı çıktı. Yani o yapı 7 kişilik bir ana kadroyla Zembul Kadın Kooperatifini kurdu" dedi.


"İmkansızlıkların imkana dönüştüğü bir yer oldu"


Kooperatif çatısı altında yöresel yemeklerin yanı sıra çölyak hastalarına ve glüten hassasiyeti sorunu yaşayan vatandaşlara da hizmet ettiklerini belirten Başkan Gündüz, "Çölyak hastaları için her şey parasal temelde değil. Ama bu toplumda yaşayan bir rahatsızlığı olan çölyak hastaları ve glüten alerjisi olanlar için de üretime geçmeye başladık. Atıl olan alanlarımızın hepsini kendimize ve topluma faydalı olacak şekilde nasıl revize edeceğimizi ve bu noktada neler yapabileceğimizi çok düşündük. O alanlarda eğitimler aldık. Bugün bir çocuğun glüten alerjisi varsa ailesiyle yemeğe çıkamıyor. Ailesi de onun için özel bir mutfak kurmak zorunda. Herkesin böyle bir imkanı yok ve bu ürünlere ulaşmak gerçekten çok zor. Her anne evde her ürünü yapamaz. Dolayısıyla biz bu noktada böyle bir rahatsızlığı olan insanlar için bir mutfak kurduk. Bugün çocuğu çölyak olan bir anne de gelip burada çocuğu ile birlikte hamburger yiyebiliyor. Çölyak olan ve olmayan aynı masada oturabiliyor. Zembul da bu yüzden imkansızlıkların imkana dönüştüğü bir yer oldu" diye konuştu.


"Yemeğimizin porsiyonu küçüktür ama paylaşmadaki gücü büyüktür"


Tunceli’nin yemek kültürünün korunmasına verdikleri önemi anlatan Kooperatif Başkanı Gündüz, atalarından aldıkları bilgileri masalarına eklediklerini, her kesimden insana hitap etiklerini ifade etti. Başkan Gündüz, "Kendi mutfaklarımızda doyduğumuz, çocuklarımızı doyurduğumuz bir yemeğimiz vardı. Yemek, kültürümüzün çok önemli bir parçası. Dolayısıyla en iyi bildiğimiz işi Zembul’un mutfağına koyduk. Tunceli çokça turizme açılan ve turizmin odak alanına alındığı bir şehir. Şehirde turizm vizyonunun olduğunu ifade eden birçok noktamız var. Bölge planlarımız, toplantılarımız ve ekonomi çalıştaylarımızın hepsinde bunu duyduk ve deneyimledik. Ancak bu turizmin de bir adı vardı, kültür ve doğa turizmiydi. Doğa zaten vardı, buralardaydı. Kültür de vardı ama o kültürün bir de korunması, geliştirilmesi ve tanıtılması gibi bir durum söz konusu. Biz kadınlar olarak yüz yıllardır mutfağımızda olan, atalarımızdan aldığımız yemekleri bu noktada sahiplendik. Yemeklerle tekrardan kucaklaştık. Mutfaklardan kokusu çıkan, damaklardan tadı giden yemeği bir noktada tekrar sofralara taşıdık. Bugün 7’den 70’e herkesin Zembul’e gelip bu yemekleri yediğini görüyoruz. Bunu da masalarımıza baktığımızda fark ediyoruz. Her kesimden insana bu yemekleri yedirdiğimiz için çok mutluyuz. ‘Yemeğimizin porsiyonu küçüktür ama paylaşmaktaki gücü büyüktür’ diyoruz. Dolayısıyla yemeğimize sahip çıktık. Yemeği iyi yapıyorduk ve iyi yapmaya devam ediyoruz" şeklinde konuştu.


Tunceli’de girişimci kadınların ellerindeki imkanlarla yetinmediğini, sık sık çeşitli alternatif arayışına girdiklerini ve kentteki kadın girişimciliğin çok iyi bir noktada olduğunu belirten Başkan Gündüz, "Kadın zaten girişimci doğmuş, ben böyle görüyorum. Çünkü yaratıcılık özelliğini yaşamın her alanında kullanıyor. Biz de böyle bir noktadayız. Bir şeyi yapmak istiyoruz ve onun yöntemini bulmaya çalışıyoruz. Elimizdeki imkanlara sığınarak değil, alternatif geliştirme noktasında çok detaylı düşünen, kafa yoran kadın yapısı hakim Tunceli’de. Tunceli’deki kadın girişimciliğin çok iyi bir noktada olduğunu düşünüyorum. Çünkü kadınlar burada çok girişimci" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Düzce Belediyesi’nden musiki ziyafeti Düzce Belediyesi, Türk sanat müziğinin yaşayan efsanesi Amir Ateş’i sanatseverler ile buluşturdu. Konserde, Ayşe Taş şefliğindeki Türk Sanat Müziği Korosu ile birlikte sahneye çıkan Amir Ateş, sevilen bestelerini seslendirerek sanatseverlere unutulmaz bir gece yaşattı. Türk musikisinin yaşayan en önemli bestekarlarından Amir Ateş’in birbirinden kıymetli eserleri, Ayşe Taş Sanat Akademisi Türk Sanat Müziği Korosu’nun icrasıyla Düzce’de sanatseverlerle buluştu. Prof. Dr. Erol Güngör Kültür Merkezi’nde düzenlenen konser, izleyenlere unutulmaz bir musiki gecesi yaşattı. Konsere; Vali Selçuk Aslan, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Ayşe Taş Sanat Akademisi Korosu Başkanı Birgül Devrim, onur konuğu Amir Ateş ve eşi ile çok sayıda davetli katıldı. Ayşe Taş şefliğinde sahne alan koro, Türk sanat müziğinin yaşayan çınarı, son mevlidhan ve bestekar Amir Ateş’in hafızalara kazınan eserlerini seslendirdi. Sahneye davet edilen Amir Ateş koroya eşlik ederken, sanatseverler usta bestekârı canlı dinlemenin mutluluğunu yaşadı. Konserin ardından Düzce Valisi Selçuk Aslan ve Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü tarafından Ayşe Taş ve Amir Ateş’e çiçek takdim edildi. Programda konuşan Düzce Valisi Selçuk Aslan, Amir Ateş’i Düzce’de ağırlamaktan büyük gurur duyduklarını belirterek, "Amir Ateş hocamızı bugün Düzce’mizde misafir etme noktasında gösterdiği özveri ve ev sahipliği noktasında Sayın Başkanımız Dr. Faruk Özlü’ye teşekkür etmek istiyorum. Gelişen büyüyen bir Düzce’miz var, iddialıyız. Türkiye’de birçok sosyo ekonomik parametrede önde giden bir vilayetiz. Kültür sanat noktasında da Düzce Belediyemizin, sayın bakanımızın liderliğinde kültüre, sanata, estetiğe vermiş olduğu değer her türlü takdirin üzerinde ve alkışı hak eden bir değerdir. Ben tekrar Amir Ateş hocamıza vilayetimize hoş geldiniz diyor, emek veren Ayşe Taş hanımefendiye, Birgül Devrim hanımefendiye ve koroda ve sazende heyette yer alan arkadaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum" dedi. Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü ise Amir Ateş’i Türk sanat müziğinin günümüzde yaşayan en büyük ustalarından biri olarak nitelendirerek, "Hocamız yaşayan son hafız bestekar, çok kıymetli, çok değerli. Hocam Düzce’mize şeref verdiniz, sağ olun" ifadelerini kullandı. Ayşe Taş, Amir Ateş’in eserlerini seslendirmenin kendileri için büyük bir onur olduğunu vurgulayarak, sanata ve sanatçıya verilen destekten dolayı teşekkür etti. Geceye duygusal sözlerle katkı sunan Amir Ateş ise, Düzce’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Musikimizi seven, destekleyen insanlar oldukça Türk Sanat Müziği yeniden güçlenecek ve ülkemizin dört bir yanına yayılacaktır" dedi. Sanatseverlerin yoğun ilgisiyle gerçekleşen konser, izleyicilerden aldığı uzun süreli alkışlarla taçlandı.
İstanbul Büyükçekmece Belediyesi’nden sosyal tesis ve anıt açılışı Büyükçekmece Belediyesi tarafından Demokrasi Parkı Çınaraltı Sosyal Tesisi ile Adalet ve Özgürlük Anıtı’nın açılışı yapıldı. Büyükçekmece Belediyesi tarafından Büyükçekmece Sahil’nde Demokrasi Parkı Çınaraltı Sosyal Tesisi açılışı ve Büyükçekmece Belediye Meclisi tarafından ilan edilen 2026 yılı Adalet ve Özgürlük Yılı kapsamında, ‘Adalet ve Özgürlük Anıtı’ açılış törenleri gerçekleştirildi. Törene, Büyükçekmece Belediye Başkanvekili Hakan Çebi, hakkında açılan soruşturma kapsamında görevden uzaklaştırılan ve cezaevinde tutuklu bulunan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün eşi Hatice Akgün ve çok sayıda vatandaş katıldı. İlk olarak Çınaraltı Sosyal Tesisi açılışı kurdele kesimi ile yapıldı. Ardından Adalet ve Özgürlük Anıtı açılışı gerçekleştirildi. Açılışta Hasan Akgün tarafından cezaevinden gönderilen mektup okundu. Açılış töreninde konuşan Büyükçekmece Belediye Başkan Vekili Hakan Çebi, "Büyükçekmece Belediye Meclisimizde aldığımız kararla 2026 yılını ‘Adalet ve Özgürlük Yılı’ ilan ettik. Bugün burada açılışınızı yaptığımız bu eser işte bu ortak değerlerin ortak vicdanın somut ifadesindir. Bu heykelin kanatları kapalıdır. Çünkü özgürlük her zaman uçmak değildir. Bazen dimdik ayakta durmak sabırla beklemek inandığın yoldan sapmamaktır. Bu heykel susmayanları vazgeçmeyenleri zor zamanlarda adalet talebini diri tutan halkın duruşunu temsil ediyor. Bu heykel özgürlükten ve halkın iradesinden yana olan herkesin simgesidir. Bugün burada bir de sandığımız var. Bu sandığa mektuplarınızı atarak kendi sesinizi kendi yüreğinizi umutlarınızı doğrudan bu meydanda görünür kılabilirsiniz. Bu sandık halkın iradesinin adalet ve özgürlük talebinin yaşayan bir simgesidir" dedi.