YEREL HABERLER - 19 Ağustos 2016 Cuma 12:11

Kalbindeki deliği ameliyatsız kapattılar

A
A
A
Kalbindeki deliği ameliyatsız kapattılar

Uşak’ın Bozkuş köyünde yaşayan 20 yaşındaki İbrahim Kambur’un doğuştan delik olan kalbi Uşak Medical Park hastanesinde anjiyo yöntemiyle kapatıldı. Açık ameliyat olmadan gerçekleştirilen operasyonda Kambur’un kalbindeki deliğe şemsiyeye benzeyen küçük bir cihaz yerleştirildi.
Yirmi yıldır kalbindeki delik ile yaşayan İbrahim Kambur yapılan operasyondan sonra sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor.
Medical Park Uşak Hastanesi Kardiyoloji Kliniği hekimlerinden Doç. Dr. Ali Cevat Tanalp ve Uzm. Dr. Erdem Türkyılmaz, tarafından gerçekleştirilen operasyonun ardından Kambur sağlıklı bir şekilde taburcu edildi. Anne Ayşe Kambur, doğuştan kalp deliği olan oğlu İbrahim’in çeşitli tedavileri için yirmi yıldır İzmir’e gidip geldiklerin bu zaman zarfında maddi ve manevi olarak yıprandıklarını belirtti. Kambur; "Geçtiğimiz haftalarda tekrar bizi şehir dışı bir hastaneye yönlendirmişlerdi, doktor Erdem Bey’e annemim rahatsızlığından dolayı sürekli geliyorduk, oğlumun durumunu kendisine danıştığımızda, istersek doktor Cevat Bey ile bu işlemi burada gerçekleştirebileceklerini söyledi. Önce Allah’a sonra doktorlarımıza güvenerek tedavimizi olduk. Kendilerinden ve Medical Park Uşak Hastanesi yönetiminden çok memnunuz çok teşekkür ediyoruz, şehrimize böyle hizmetler getirenlerden de Allah razı olsun’’ dedi.
"YAKLAŞIK 1000 SAĞLIKLI DOĞUMUN BİRİNDE GÖRÜLÜYOR"
Kalp deliği hakkında bilgiler veren Uzm. Dr. Erdem Türkyılmaz konuyla ilgili olarak şunları söyledi; "Doğuştan kalbin delik olması yani Atrial Septal Defekt (ASD), kalp kulakçıkları arasındaki duvarda açıklık bulunması durumu. Bu yüzden akciğerlerde oksijenlenmiş kanın bir kısmı kısa devre yaparak sağ kalbe geçiyor. Bu olay yıllar içinde akciğere giden kanın artmasına, akciğer damarlarında basınç yükselmesine, kalp kasında hasara, nefes darlığına, ritim bozukluklarına ve kalp yetmezliğine neden olabiliyor. Hastalık, çocuklukta belirti verebildiği gibi uzun yıllar hiç bir şikâyete neden olmadan da varlığını sürdürebiliyor. Yaklaşık 1000 sağlıklı doğumun birinde görülen ASD, diğer kalp delikleri kadar haşin bir üfürüm yapmadığından çok sayıda hastaya erişkin yaşa kadar tanı konamıyor."
"BU TÜR DELİKLERİN EN GEÇ 10 YAŞINDAN SONRA KAPATILMASI GEREKİR."
İlerleyen zamanlarda herhangi bir müdahale yapılmazsa deliğin kapanma olasılığının gittikçe düştüğüne dikkati çeken Uzm. Dr. Erdem Türkyılmaz; “Kulakçıklar arasında olan delikler düşük basınçlı yerde olduğu için kalpteki hasarı daha geç ortaya çıkarıyor. 40 yaşından sonra kalbi ve akciğeri bozuyor. O zamana kadar kapatılması lazım. Karıncıklar arasında olan daha ciddi bozukluktur. Bazı tipleri kendi kendine kapanıyor. Bu tür deliklerin en geç 10 yaşından sonra kapatılması gerekir. Deliğin çapı çok genişse zaten kalp yetmezliğine sebep olabilir. Kalbin boşluklarının basıncını yükselterek ameliyat olsa bile bozabilir, kalp kapağını olumsuz etkileyebilir, kapakta yetmezliklere sebep olabilir. Olay basit bir ameliyatla çözülebilecekken geri dönüşsüz bir bozukluk haline gelebilir” dedi.
ÜÇ TÜR ’ADS’ VAR
ASD’lerin ameliyatsız kapatmaya uygun olup olmadığına yönelik değerlendirmede birkaç kriteri göz önünde tuttuklarını vurgulayan Doç. Dr. Ali Cevat Tanalap; "Öncelikli olarak deliğin duvardaki yerleşimine göre 3 türde ASD söz konusu. Cihazla kapama bu gün için ancak sekundum tipte ASD denilen, deliğin kulakçıklar arasındaki duvarın tam ortasında yerleşmiş olduğu durumlarda mümkün olabiliyor. Ancak tüm ASD’lerin yaklaşık yüzde 60-70’inin sekundum tipte olduğu göz önünde tutulduğunda çoğunlukla hastalar bu kriteri karşılıyorlar. Başka bir kriter deliğin büyüklüğü. Çok küçük
deliklerde cerrahi ya da ameliyatsız kapatma yöntemleri çoğunlukla hayat boyu gerekli olmuyor ve bu hastalar ömür boyu rahatlıkla sorunsuz izleniyorlar. Çok büyük deliklerde de özellikle 30 mm’den daha geniş bir ASD söz konusu ise ameliyatsız kapatma şansı azalıyor. Kalp duvarında deliğin çevresinde en az 4-5 mm sağlam bir doku parçası bulunması da kapatma için kullanacağımız cihazın duvara tam yerleşmesi için diğer bir önemli faktördür." şeklinde konuştu.
"DELİĞİN AMALİYATSIZ KAPATMAYA UYGUNLUĞUNU EKOKARDİYOGRAFİYLE ANLIYORUZ"
Kalpteki deliğin anatomisinin tam tespiti ve ameliyatsız kapamaya uygun olup olmadığını ise transözefageal ekokardiyografi yöntemiyle belirlendiğini söyleyen Doç.Dr.Tanalp konuyla ilgili olarak şu bilgileri verdi; "(TÖE) dediğimiz, hastanın yemek borusuna yerleştirilen özel bir ultrason cihazı ile yapılan inceleme sonucu karar verebiliyoruz. Bu yöntemlerle kesin karar veremediğimiz çok nadir olgularda anjiografi laboratuarında kalp kateterizasyonu ve kalbin MR incelemesi de sağlıklı bilgi verebilmektedir. Hastamız İbrahim’in de kalbindeki delik yapılan tetkiklerden sonra şemsiyeye benzer birkaç milimlik bir cihazın anjiyoyla yerleştirilmesi sayesinde kapatıldı ve bir gün sonra sağlıkla taburcu ettik.’’
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon "Neden olmasın" dedi, 45 yaşında üniversite hayaline kavuştu Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde eğitim gören 45 yaşındaki Gönül İnan, yıllar boyunca içinde büyüttüğü üniversite hayalini ertelemesine rağmen vazgeçmedi. 3 çocuk annesi İnan, 45 yaşında girdiği sınavı kazanarak üniversite sıralarındaki yerini aldı. Trabzon’da yaşayan 3 çocuk annesi 45 yaşındaki Gönül İnan, bir arkadaşının "Neden olmasın" sözüyle cesaret buldu. Bu teşvikle üniversite sınavına girmeye karar veren İnan, zorlu hazırlık sürecini ev ve çocuk sorumluluklarıyla birlikte yürüttü. "Kadın isterse her yaşta başarır" sözünü yaşayarak gösteren Gönül İnan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandı. Birinci sınıfta eğitime başlayan Gönül İnan, genç arkadaşlarıyla aynı sırayı paylaşmaya başladı. Derslere olan ilgisi, disiplini ve kararlılığı takdir toplayan İnan, yarım kalan hayalini tamamlayarak pek çok kadına umut oldu. Yıllarca çocuklarının okul heyecanını yaşayan Gönül İnan, şimdi kendi sınav stresini, ders telaşını ve başarı sevincini yaşıyor. "Çocuklarım çok büyük destekçim oldu" Çocuklarından birinin Ankara’da psikoloji, diğerinin Samsun’da makine mühendisliği en küçük çocuğunun ise ilkokulda eğitimine devam ettiğini belirten Gönül İnan, "Televizyonda yaşı büyük hanımların bir girişimde bulundukları gördüğüm zaman hayranlık duyuyordum. Tekrar üniversite sınavlarına girmeme vesile olan aslında arkadaşım Gülcan. Deneyelim bence yapabiliriz dedi. Bende çok ümitle olmayarak deneyelim dedim. Sonuçlar açıklandığında kazandığımı gördüm. Asıl hedefim aslında Almanca öğretmenliğiydi. Almanya geçmişim olduğu için bir şeyler başarırım diye düşündüm. Maalesef Trabzon’da Almanca öğretmenliğine dair bir bölüm olmadığı için İngilizce’yi tercih ettim. Bir baktım ki sıradayım. Nasip oldu şu anda İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyorum. Çocuklarım çok büyük destekçim oldu. Kızım Ankara’da psikoloji okuyor, oğlum Samsun’da makine mühendisliği okuyor. Onlarla istişare ediyorum. Aslında onlar biraz benim velim gibi oldular. Kayıt işlerini hep kızım yaptı. Normalde veliler çocuklarını kaydeder bizde ters oldu. Artık üniversite hayatından bahsediyoruz. Vizyonu açık gençlerle tanışmak benim için çok güzel bir duygu. Hep çok saygılılar. Güzel anlaşıyoruz, ben hepsini ayrı ayrı seviyorum. Çocuklarım uzakta olduğu için hepsini evladım yerine koydum. Onların da beni sevdiğini görüyorum" dedi. "Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum" Sınıf arkadaşlarının motive edici cümleler kurduğunu kaydeden İnan, "İlk sınıfa girdiğim an biraz sessizdim analiz ettim ama sonra günler geçtikçe baktım gençlerde benim için ‘Bu yaştan sonra nereden geldi’ şeklinde bakmadılar. Bir ara ümitsizliğe kapıldım; ’Acaba yapabilecek miyim?’ ’Her şeyi unuttum tekrar baştan hatırlayamıyorum’ gibi baktım motive edici cümleler kurdular. ’Olur mu abla devam et iyi gidiyorsun’ şeklinde bu bana çok iyi geldi. Benim de çocuklarım uzakta olduğu için empati yapıyorum. Bir anne olarak düşünüyorum. Her zaman bir sıkıntınız olduğunda beni arayabilirsiniz diyorum. Öğrenmenin ve eğitimin yaşı yoktur. Hiçbir zaman geç değil. Ev hanımlarına sesleniyorum tabii ki evi toparlamak düzeltmek güzel şey ama her gün aynı iş aynı hiç kimse madalya takmıyor. Bu işler bitmiyor, kendi kültürünüzü geliştirin. Mutlu olduğunuz şeyleri yapın. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır derler en azından çabalıyorum. Henüz bir plan yapmadım ama tercümanlık veya öğretmenlik yapabilirim. Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum. Benim için bu bile yeterli" şeklinde konuştu. "İyi ki benim annem" Gönül İnan’ın Ankara’da Psikoloji eğitimi gören kızı Cemre İnan ise "Çok gururlu ve mutluyum. İyi ki benim annem. Başaracağını biliyordum. Güveniyordum o yüzden şaşırmadım. Her zaman yanında bulunacağım. Sınıf arkadaşları ile diyaloglarına şahit oldum. Bu beni çok mutlu etti. Hepsi çok değerli ve kıymetli insanlar. İyi ki annemin yanındalar. Aynı sınıfta annemle eğitim görseydik eğlenceli olabilirdi" diye konuştu. "Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor" Gönül İnan’ın sınıf arkadaşı Arda Akgün de, "Bu kadar genç öğrencinin arasında bizim iki katımız yaşa sahip bir öğrencinin olması elbette alışagelmiş bir durum değil. Hepimiz bu duruma şaşırmıştık ancak Gönül ablanın bize olan tutumu, bize yaptığı ablalık görevi gerçekten bizim için çok değerli. Kendisi tüm sınıf tarafından sevilen çok önemli bir insan. Kendisini çok seviyoruz. Derslerde de çok aktif. Buraya bir öğrenci bilincinde gelmiş. Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor. Öğrenme hırsı bizimki gibi kendisini çok taktir ediyorum" ifadelerini kullandı.
Samsun Dünya halıları bu koleksiyonda Samsun’da görev yapan bir öğretmen, 25 farklı ülkeden topladığı 150 duvar halısından oluşan koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Müzik öğretmeni olarak görev yapan Seçkin Esen (55), şimdiye kadar edindiği kazanımını farklı bir amaç uğrunda kullanıyor. Dünyanın birçok kıtasına giderek kültürel değeri olan duvar halılarını toplayan Esen, 25 farklı ülkeden onlarca halı satın aldı. Halıları koleksiyon hâline getiren Seçkin Esen, yurt içi ve yurt dışından topladığı 150 halıdan 40’ına hikâye yazarak proje oluşturdu. Geçen yıl 120 halısını Mersin’de sergileyen Esen, koleksiyonuna dünyadan birçok halı daha ekledi. Esen ayrıca göz bebeği olarak gördüğü halıların satılık olmadığını ancak sürekli olarak koleksiyonunu genişlettiğini sözlerine ekledi. Müzik Öğretmeni Seçkin Esen, "Koleksiyonumuzu imkânlar dâhilinde genişletmeye çalıştık. Yine yurt dışından bulduk, yurt içinden bulduk, yurt dışından gelenleri bulduk ve koleksiyonumuz genişledi. 25 tane daha koleksiyonumuza halı kattık. 150’ye yakın halımız var. Çok değerli duvar halılarımız mevcut. Bu halıları ülkemize yakışan bir şekilde sergiye çıkaracağız. Koleksiyonu gelecek kuşaklara aktarılacak bir miras olarak değerlendiriyoruz. Yani bir araba olsa, ev olsa, tarla olsa değer verebiliriz. Bizim için ülkemizde böyle bir çeşitliliğin olması, böyle bir koleksiyonun olması her şeyden daha değerli" dedi. "Japonya’dan Almanya’ya, Çin’den İspanya’ya birçok ülkenin halısı bu koleksiyonda" Doğudan başlayarak birçok kıtadan o yöreye ait duvar halılarını topladığını dile getiren Esen, "Halı koleksiyonuna doğudan başladık biz. Öncelikle Türk cumhuriyetlerinden, Çin’den, Japonya’dan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan oralardan duvar halıları aldık. Daha sonra İran, Irak kısmından aldık. Savaştan önce gittiğimizde Ukrayna’dan aldık. İtalya’dan var, İspanya’dan var, Hindistan’dan var, Almanya’dan var. Yaklaşık 25 ülkeden halı topladık. Koleksiyondaki halılarda değişik güzellikte ve ender olan halılar var. Türkmenistan’dan ipek dokuma halılar ender halılardır. Bizi bilenler çeşitli ülkelerden önce halının fotoğrafını atıyor. Kriterlerimize uyuyor mu, ender mi bunlara bakıp sonra da gidip alıyoruz" diye konuştu. "Koleksiyondaki tüm halılar benim göz bebeğim" Tüm halılarını göz bebeği olarak gördüğünü de sözlerine ekleyen Esen, "Tüm halılar benim göz bebeğim. Oğlum da tüm bu eserlere, mirasıma sahip çıkacak" dedi. Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda lisans, İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde de yüksek lisans yapan Seçkin Esen, en büyük hobisinin duvar halılarını izlemek olduğunu sözlerine ekledi.