- 11 Aralık 2019 Çarşamba 10:43

Eşiyle başladığı oto yıkama işinin patronu oldu

A
A
A
Eşiyle başladığı oto yıkama işinin patronu oldu

Uşak’ta yaşayan Hülya Sezer (37), eşiyle başladığı oto yıkama işini 10 yıldır tek başına devam ettiriyor.

Uşak’ta yaşayan Hülya Sezer (37), eşiyle başladığı oto yıkama işini 10 yıldır tek başına devam ettiriyor. Oto yıkama sektöründe Uşak’ta ilk kadın girişimcilerden olan Sezer, ev ekonomisine katkı sunmanın yanı sıra pek çok kadına örnek oluyor.


Uşaklı 37 yaşındaki Hülya Sezer, 10 yıldır oto yıkama işi yapıyor. Başta eşiyle başladığı oto yıkama işini tek başına devam ettiren Sezer, kendi işinin patronu olarak sektörde başarıyla ilerliyor. Oto yıkama işinde Uşak’taki ilk kadın girişimcilerden olan Sezer ilk işletmesini kapatıp yenisini açarak müşterilerine hizmet veriyor. Kendisini görünce ön yargılı yaklaşanların sonrasında devamlı müşterileri olduğunu ifade eden Hülya Sezer, erkek işi denilen her işi kadınların da yapabileceğini dile getirdi. İşletmesinde henüz çalışanı bulunmayan Sezer çoğu zaman annesinin de yardımını alarak faaliyet gösteriyor.



"Ailem en büyük destekçim”


Oto yıkama işinin yorucu olduğunu ancak sevdiği işi yaptığı için üstesinden gelebildiğini belirten Sezer, “10 yıldır bu işi yapıyorum. Başta eşimle başlamıştım. Sonra kendim devam ettim. Şimdi eski işletmemi kapattım, yeni bir yer açtım. Ailem benim her zaman en büyük destekçim. Gelen müşterilerim, eski mahalledekiler alışmışlardı. Şu anki mahallemdeki müşterilerim ilk etapta ‘Acaba yapabilir misin?, Bayansın, araba kullanabiliyor musun?’ gibi tepkilerle geliyorlar. Ama memnun olarak geri dönüyorlar. İlk defa gelen müşterilerim devamlı gelmek istiyorlar” diye konuştu.



“Kadınlar istedikten sonra her şeyi yapabilir”


Girişimci kadınlara ilham olan Hülya Sezer, “Kadınlar korkmasınlar hedeflerinin arkasından gitsinler. Biz muhteşem varlıklarız. İstedikten sonra her şeyi başarabilirler. Hedeflemeye devam etsinler. Kadınlar istedikten sonra her şeyi yapabilirler” dedi.



“İşini özenle yapıyor”


Sezer’in devamlı müşterilerinden biri olan Hasan Çakar, “Aracımı yaklaşık 3 yıldır getiriyorum. İlk başta şaşırmıştım ama işini gerektiği gibi özenle yaptığı için memnunum ve her zaman memnun bir şekilde ayrılıyorum. Genelde erkeklere alışkın olduğumuz için ilk başta şaşırdım ama sonrasında da memnun kaldığım için devamlı geliyorum” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Bitki özlerinden ekmekte küflenmeyi geciktirecek katkı maddesi ürettiler Zonguldak’ta 6. sınıf öğrencisi Ayşe Eslem Yangın, bitkilerin küflenme üzerindeki etkisine bakmak için çalıştığı projesiyle, TÜBİTAK Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’nda bölge birinciliği kazandı. Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı Bilim ve Sanat Merkezi 6. sınıf öğrencisi Ayşe Eslem Yangın, ekmeklerin daha geç küflenmesini sağlayacak doğal bir madde üretti. Danışman öğretmeni Burcu Atabey Özdemir ile birlikte çalışmaya başlayan Yangın, doğadaki bitkileri ve özelliklerini araştırdı. Yangın, çevresinden öğrendiği tüketilebilir bitkilerin özelliklerine yoğunlaşarak bitki özütleri elde etti. Bu özütleri kullanarak ekmekler hazırladı. Özütlerin bitkilerde küflenme süresi üzerindeki etkisini inceledi. Ot çayı özütünün küflenmeyi geciktirdiğini gözlemleyen Yangın, aynı özütleri kullanarak oluşturduğu biyobozunur ambalajlarında ekmeklerde aynı etkiyi gösterdiğini gözlemledi. Ayşe Eslem Yangın, projesiyle TÜBİTAK 2204-B Ortaokul Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması Ankara Bölge Finali’nde 1. olarak Türkiye Finali’ne katılmaya hak kazandı. Projesini gazetecilere anlatan Yangın, “Doğal gıda katkı maddeleriyle küflenmeyi önleyelim adlı proje yaptım. Bu projeyi yapmamın sebebi de bitkilerin küflenmeye olan ilgisine bakmak. Küflenme dünyanın bir sorunu olduğu için ben bu sorunu biraz da olsa engellemek istedim. Bazı bitkileri kullanarak bunların özlerini çıkartıp hem biyobozunur ambalaj hem de bunlardan ekmek yaptım. Bitki özütlerini soxhlet ekstraksiyon cihazında özütledim. Özütleme işlemi sonunda da özütleri kahverengi cam şişelere koyarak +4 derecede buzdolabında sakladım. Sonra bunlardan ekmek yaptım. Ekmekte sadece su yerine bitki özütlerini kullandım. Kullandığım bitkiler ot çayı, kuşburnu, ayva yaprağı, çakal eriği bu bitkilerin özütleriyle hazırlanan ekmekleri streç filme sararak her hafta boyunca ne kadar küflenip küflenmediğine baktık. Sonra bunları bir grafik haline getirdik. Ot çay özütü katkılı ekmek üç hafta boyunca küflenmeden dururken diğerleri küfleniyor. Ot çayı özütü katkılı ekmek dördüncü hafta başlarında küfleniyor. Ekmekleri desteklemek için biyobozunur gıda ambalajları yaptık. Biyobozunur gıda ambalajlarının içerisine gliserin, saf su, bitki özütü ve jelatin kattık. Bunları yaptıktan sonra kalıplara dökerek 24 saat boyunca oda koşullarında beklettik. Katkısız ekmekleri bunların içerisinde iki hafta boyunca beklettik. Ne kadar küflenip küflenmediğine baktık. Ot çayı özütü katkılı biyobozunur ambalajına sarılı ekmek dilimlerinde hiç küflenme olmuyorken katkısız biyobozunuru gıda ambalajına sarılı ekmek diliminde küflenme en fazla oluyor. Benim önerilerim ot bitkisinin kimyasal içeriği konusunda üst derece bilimsel araştırmalar yapılabilir. Küflenmeyi önleme mekanizması anlaşılabilir. Hem sadece ekmekte değil diğer gıdalar ve raf ömrünün arttırılıp arttırılmayacağına bakılabilir. Ben bu projem ile TÜBİTAK Ankara bölge birinciliğini elde ettim” dedi. Projesinin ekmek israfına da olumlu katkılarının olabileceğini sözlerine ekleyen Yangın, “İnsanlar ekmeği çok alıyor. Çok alınınca da yenmeden çöpe atılıyor. Ayrıca bu bitki özütlerini katarak ekmeğin ömrünü uzattıkça yenme süresini arttırıyor. Bu bitkileri ben amcamla yazın tarlaya çıktığımda topluyordum. Bu bitkilerden ot çayı bölgemize has bir bitkidir” ifadelerini kullandı.