- 28 Aralık 2019 Cumartesi 10:33

‘Kitre bebek’ yaparak terapi oluyor

A
A
A
‘Kitre bebek’ yaparak terapi oluyor

Uşak’ta emekli olduktan sonra boş zamanlarını “kitre bebek” yaparak değerlendiren ve bunun terapi olduğunu dile getiren Şengül Ayçiçek (50), kaybolmaya yüz tutan el sanatını gelecek nesillere aktarmak istiyor.

Uşak’ta emekli olduktan sonra boş zamanlarını “kitre bebek” yaparak değerlendiren ve bunun terapi olduğunu dile getiren Şengül Ayçiçek (50), kaybolmaya yüz tutan el sanatını gelecek nesillere aktarmak istiyor. Hummalı çalışmanın ardından hazırlanan kitre bebekler ise 150 lira ile 700 lira fiyatları arasında satışa sunuluyor.


Uşaklı memur emeklisi Şengül Ayçiçek 27 yıllık çalışma hayatının ardından evde geçirdiği boş vaktini değerlendirmek amacıyla girişimde bulunarak “kitre bebek” yapımı kursuna gitti. Geven otunun gövdesinden çıkan kitreden elde edilen yapıştırıcıyı pamukla birlikte kullanarak üretilen kitre bebekleri yapmanın kendisi için terapi olduğunu dile getiren Ayçiçek, el emeği göz nuru olan ve zahmetli işlemlerden geçen bebekleri yaklaşık bir haftada son görünümüne kavuşturuyor. Hobi amaçlı yaptığı işte günden güne kendisini geliştiren Ayçiçek, bebeğin gövde kısmını hazırladıktan sonra artık kumaş parçalarından giysiler yaparak kitre bebeklere giydiriyor. Eski zamanlarda ortaya çıkan ve giderek önem kazanan el sanatının özellikle gençler tarafından bilinmesi gerektiğini vurgulayan Ayçiçek, sanatını gelecek nesillere aktarmak istiyor.


Heykele benzer görünümleriyle beğeni toplayan kitre bebeklerin tamamen doğal malzemelerden üretildiğinin altını çizen Ayçiçek, bebeklerin oyuncaktan ziyade dekoratif amaçlı da kullanılabileceğini belirtti.



“Sorunlarımı kitre bebek yaparak atlattım”


Gününün neredeyse tamamını el sanatını yapmaya harcayan Şengül Ayçiçek, “Emekli olduktan sonra bir boşluğa düşmüştüm. ‘Ne yapabilirim’ diye düşünürken kitre bebek olayını öğrendim ve kursuna gittim. O dönemde kendimi çok kötü hissediyordum. Kitre bebek yapımını öğrendiğimde günlerimi aldı ve ‘depresyon belirtileri’ diye geçen şeylerin hiçbiri kalmadı. Çok mutlu oldum. Sinir stresimi onda attım” dedi.



“Gençlerimiz tanımalı”


Sevdiklerine bu tür hediyeler vermenin kendisini mutlu ettiğini belirten Ayçiçek, “Özellikle kimi yapmak istiyorsam, ailemden birinin resmini önüme koyup baka baka yapıyorum. Saatlerin nasıl geçtiğini bilemiyorum. Yaptığım şeyleri satış olarak değil, sadece paylaşmayı istiyorum. Ama bunu gençlerimizin de tanımasını istiyorum. Özellikle Uşak’la ilgili, mesela ‘halı dokuyan bir kız figürü’ tarzı şeyler yapılıp üretilirse yardımcı olmak için elimden geleni yaparım” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul Digital Art Festival’e geri sayım başladı Türk Telekom, teknoloji ve sanatı buluşturan etkinliklere katkı sunmayı sürdürüyor. Dünya çapındaki sanatçıları ve dijital sanat eserlerini bir araya getiren İstanbul Digital Art Festival bu yıl şirketin teknoloji desteğiyle 2-5 Mayıs tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) gerçekleşecek. Türk Telekom, ana destekçisi olduğu Atatürk Kültür Merkezi’nde yüksek teknoloji ve dijital dönüşüm deneyimini kültür-sanat alanına da aktarmayı sürdürüyor. Teknoloji ve sanatı buluşturan birçok etkinliğe katkı sunan şirket, bu yıl 4’üncüsü düzenlenen İstanbul Digital Art Festival’de (IDAF) teknoloji sponsoru oldu. 2-5 Mayıs tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile düzenlenen IDAF, dijital sanatlar alanında yurt içinden ve yurt dışından önemli isimleri sanatseverlerle buluştururken, çocuk ve gençlik atölyelerine, panellere, görsel ve işitsel performanslara ev sahipliği yapacak. Fiber kablolar sanat eserine dönüşüyor Bu yıl ‘Search Reality’ (Gerçekliği Ara) temasıyla düzenlenen festivalde yaklaşık 55 sanatçının dijital sanat eserleri sergilenirken, şirket sanatseverlere farklı bir dijital deneyim sunmayı amaçlıyor. Festival boyunca AKM’nin içinde bir buluşma ve deneyim noktası olarak kurgulanan Türk Telekom Lounge alanında her gün paneller düzenlenecek. Ziyaretçiler, artırılmış gerçeklik ile hazırlanan Yeşilçam sergisinde teknolojik bir nostalji yaşayacak. Ayrıca, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) iş birliği ile gerçekleştirilecek Fiber İleri Dönüşüm Atölyesi’nde atık fiber kabloları kullanarak bir sanat eseri yapılacak. Yapay zekâ destekli moda tasarımı ve çocuklara özel tiyatro IDAF süresince, yapay zekâ destekli moda tasarımları festivalde sergilenecek. Uygur Tiyatrosu’nun da yer alacağı festivalde, birçok önemli sanatçıyla podcast yayınları gerçekleştirilecek. Festival süresince, şirket, uluslararası dijital sanat festivalinde sanatseverlerin dijital dünyayı keşfetmeleri için sergi alanları başta olmak üzere tüm teknolojik ihtiyaçlarını karşılayarak farklı bir deneyime katkı sağlayacak.
Muğla Minik Cansu’nun İstiklal Marşı sevgisi Muğla’nın Yatağan ilçesine bağlı Bahçeyaka İlkokulu’nda anasınıfı öğrencisi olan 6 yaşındaki Cansu Şimşek, okuma yazma öğrenmeden İstiklal Marşı’nın 10 kıtasını ezberledi. Cansu’nun 9 yaşındaki ablası Defne Şimşek İstiklal Marşı yarışmasına hazırlandığı sırada, minik Cansu ablasının yanında söylediklerini tekrar etmesi sonucunda İstiklal Marşı’nı ezberledi. Minik Cansu’nun henüz okuma yazma öğrenmeden İstiklal Marşı’nı ezberlemesi, ailesinin ve çevresinin takdirini kazandı. İstiklal Marşı’nı ezbere bilen Cansu Şimşek, "Ablam İstiklal Marşı yarışmasına gidecekti, sonra ben de çalıştım ve öğretmenim beni görünce bana İstiklal Marşı’nı okuttu" dedi. Ablası Defne ise, "Ben önce İstiklal Marşı yarışmasına gitmek için çalışıyordum, kardeşim de çok sıkılıyordu ve yanıma geldi. Ben okurken hep o da dinledi, sonra o da okumaya başlayacağı zaman ben de onu hep çalıştırdım, bu sayede İstiklal Marşı’nı ezberledi" şeklinde konuştu. Cansu’nun annesi Burcu Şimşek, "Benim çocuğumun zaten küçüklüğünden beri bir hevesi vardı, o da bayağı iştahlı ve istekli okuyor. Çocuğumla gurur duyuyorum" ifadelerini kullandı. Baba Şükrü Şimşek ise, "Ben de her baba gibi çocuğumla gurur duyuyorum, bu bize mutluluk veriyor. Başta ablası, sonra annesi ve öğretmenleri olmak üzere hepsine teşekkür ediyorum" dedi.
Van Van’da yayla sezonu başladı: Besiciler ile çobanların sıkı pazarlığı başladı Küçükbaş hayvan varlığında Türkiye’nin ilk sırasında yer alan Van’da, baharın gelişiyle birlikte besicilerle çobanlar arasında sıkı pazarlıklar yaşanıyor. Havaların ısınmasıyla beraber Van’da koyunlar yaylaya çıkmaya başladı. Besiciler, 30-40 bin TL’ye sürülerine bakacak çoban bulamıyor. İpekyolu ilçesi Bahçıvan Mahallesi Hacı Osman Camii’nin önünde toplanan çobanlar, gelen sürü sahipleriyle uzun süren bir pazarlığa giriyor. Gün boyu cami ve çevresinde gruplar halinde bekleyen çobanlar ile besiciler uygun şartlarda anlaşmaya çalışıyor. Birçoğu Van’ın ilçeleriyle çevre illerden geldiklerini belirten çobanlar, istedikleri fiyatların çok görülmesine anlam veremiyor. Çobanlar, güvenceleri olmadan koyun sürülerine aylarca dağlarda baktıklarını, yaşanan olumsuzluklara rağmen istedikleri rakamın çok görülmesine dikkat çekti. Besiciler ise 30-40 bin TL vermelerine rağmen çoban bulamadıklarını fazlasını vermenin de zor olduğunu dile getirdi. “Koyunların yarısını sana vereyim yarısı da bana kalsın” Sürüsüne çoban arayan Besici Tayyip Karabalık, Özalp’ın Hacıali Mahallesinde 300 koyun 300 de kuzusunun olduğunu belirtti. Çobanların kendisinden 65 bin istediğini ifade eden Karabalık, “Ben de çobanlara o parayı size nasıl vereyim dedi. Koyunların yarısını sana vereyim yarısı da bana kalsın. Bu böyle olmaz ki. Ben ayda 30-40 bin veririm. 5-6 ay boyunca yaylaya çıkaracak. Oğlum da yanında gidecek, yardım edecek” dedi. Besicilerin tekliflerinin çok düşük bulduğunu dile getiren Şeref Teke ise “Biz 70 bin diyoruz, 65’e anlaşırız ama onlar fazla buluyor ve bize 30 bin teklif ediyor. Tabii biz de kabul etmiyoruz. Yarı yarıya bir fark var. Dağda, yaylada kalıyoruz, devamlı dışarıdayız. O fiyata gitmeyiz. Sigorta yok, izin 6 ayda 7 gün veriyor. 2 çoban gidiyoruz ama hasta olduğumuz zaman bir kişi kalıyor. 20 günde bir elbiselerimiz yıkanıyor. Yani çok zor bir meslek” diye konuştu. Öte yandan, besiciler; çobanların süt, peynir, sigara ve yemek gibi ihtiyaçlarını da karşılıyor.