GENEL - 13 Şubat 2020 Perşembe 15:27

Rektör Savaş: " Türkiye’nin adından söz ettiren, saygın üniversitelerinden birisi konumuna geldik"

A
A
A
Rektör Savaş: " Türkiye’nin adından söz ettiren, saygın üniversitelerinden birisi konumuna geldik"

Uşak Üniversitesi Rektörü Prof.

Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Savaş, Uşak Üniversitesi’nin 30 bine yakın öğrencisi ve çok sayıda akademik personeliyle, Türkiye’nin adından söz ettiren, saygın üniversitelerinden birisi konumuna geldiğini kaydetti.


Uşak Üniversitesi kalite çalışmaları çerçevesinde gerçekleştirilen, ‘Genel Öz Değerlendirme Toplantısı ve Akademik Ödül Töreni’ yapıldı. Recep Tayyip Erdoğan Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya Rektör Savaş, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Metin Gümüş, Prof. Dr. Adem Duru ile Prof. Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu, fakülte dekanları, yüksekokul ve meslek yüksekokulu müdürleri, akademik ve idari personel katıldı. 3 oturumda gerçekleştirilen programda Uşak Üniversitesi’nin tüm fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokullarının öz değerlendirme sunumları gerçekleştirildi.


Programda konuşan Rektör Savaş, Uşak Üniversitesi’nin kurulduğu günden bu zamana hızlı bir ilerleme kaydettiğini söyleyerek, “Üniversiteler, ülkemizin geleceğini şekillendirecek genç nesilleri yetiştirerek, yaptıkları projeler, yayınlar ve aldıkları patentlerle bölgelerine ve ülkelerine ekonomik-sosyal katkı sağlama görevini yerine getirmektedir. Uşak Üniversitesi 30 bine yakın öğrencisi ve çok sayıda akademik personeliyle, bugün Türkiye’nin adından söz ettiren, saygın üniversitelerinden biri konumundadır” dedi.



“Önemli olan coğrafya değil, ülke yararına katkıdır”


Uşak Üniversitesi’nin öğrenci ve akademik personel sayılarının orantılı büyümesi için gayret ettiklerini anlatan Rektör Savaş, “Üniversite bünyemizde 69 profesör, 64 doçent ve 290 dr. öğretim üyesinin yanı sıra 190 Öğretim Görevlisi ve 150 Araştırma Görevlisi bulunuyor. Üniversitemiz tüm personeliyle, ülkemizin ve bölgemizin gelişimi adına çalışmaktadır. Öğrenci sayısı konusunda artık arzumuz yatay büyümeden ziyade dikey büyümedir. Çünkü üniversiteler, tercih edilebilmek için bazı alanlarda kendilerini ön plana çıkarmalıdır. Üniversitenin bulunduğu konum, yer aldığı coğrafyayla değil, yaptıklarıyla doğru orantılıdır. Önemli olan üniversitenin hangi coğrafyada olduğu değil, akademisyenlerimizin yaptığı bilimsel çalışmalar ve aldıkları patentler sayesinde ülkenin yararına işler yapabildiğiyle doğru orantılıdır” ifadelerini kullandı.



“Bizzat yurt dışındaki bazı üniversitelerle kontak kurarak anlaşmalar imzaladım”


Bu yıl Erasmus ve Mevlana Değişim Programı için önemli adımlar atıldığına dikkat çeken Rektör Savaş, “Özellikle bugüne kadar hareketlilik bulunmayan Mevlana Değişim Programı için bir şeyler yapılması gerekiyordu. Bu kapsamda bizzat yurt dışındaki bazı üniversitelerle kontak kurarak anlaşmalar imzaladım. Pakistan başta olmak üzere, dünya sıralamalarında önemli yerlere sahip olan üniversitelerle artık Mevlana anlaşmalarımız bulunuyor. Program kapsamında 2019 yılında ilk defa 15 uluslararası öğrenciyi ve 23 akademisyeni üniversitemize getirdik. Bu öğrencilerden bazıları, üniversitemizde aldıkları eğitim süresini, kendi hükümetlerinden aldıkları destekle uzatarak, eğitim almaya devam ediyorlar. Uluslararasılaşmaya büyük önem veriyoruz. Bu kapsamda girişilen tüm çabaları destekliyoruz. Uluslararası İlişkiler Ofisi Koordinatörlüğü çalışanlarımız bu konuda özverili çalışmalar gerçekleştiriyor ve takdiri hak ediyorlar” diye konuştu.



“Kalite çalışmalarımız tüm hızıyla sürecek”


Kalite çalışmaları konusunda önemli bir aşama kaydettiklerini belirten Rektör Savaş konuşmasını şöyle sonlandırdı:


“Kalite Koordinatörlüğümüz koordinasyonunda tüm birimlerimizin öz verileriyle gerçekleştirdikleri çalışmalar, üniversite misyonumuzun gerçekleştirilmesine önemli katkıda bulunmakta. Bu çalışmaları öz veriyle gerçekleştiren koordinatörlüğümüze ve tüm çalışma arkadaşlarımıza sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum. Bizler çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bütün arkadaşlarımızdan Uşak Üniversitesi’ni ileriye götürecek fikir ve öneriler bekliyorum.”


Oturumların tamamlanmasının ardından, yaptıkları yayınlar ve sağladıkları başarı dolayısıyla ödüle layık görülen akademisyenlere beratları takdim edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Nakipoğlu Mahallesi’ndeki evlerin restorasyonu tamamlanıyor Konya’nın merkez Karatay ilçesinin geçmişini yansıtan ve ilçenin çeşitli noktalarında bulunan 100 yılı aşkın tarihe sahip yapılar, Karatay Belediyesi’nin çalışmalarıyla bir bir yeniden ayağa kaldırılıyor. Söz konusu yapıların korunup geleceğe taşınması amacıyla Nakipoğlu Mahallesi’nde devam eden restore çalışmalarını yerinde inceleyen Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca; “Tarihimizi korumaya ve yaşatmaya devam ediyoruz” dedi. Konya’ya özgü mimari özellikleri yansıtan; kerpiç, ahşap ve taş kullanılarak inşa edilen tarihi yapılar, Karatay Belediyesi’nin yürüttüğü restorasyon çalışmalarıyla eski günlerine yeniden döndürülüyor. Bu çerçevede Nakipoğlu Mahallesi’nde 125 yıllık geçmişe sahip iki tarihi ev, Karatay Belediyesi ekipleri tarafından restore ediliyor. Söz konusu yapıların restorasyon çalışmalarında artık sona gelinirken; Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, çalışmaları yerinde inceledi. “Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz” Konya ve Karatay’ın yüzlerce yıllık geçmişini yansıtan tarihi evleri gelecek kuşaklara aktarmak için yürüttükleri restorasyon çalışmalarının başarılı bir şekilde sürdüğünü söyleyen Başkan Kılca, “Konya’mızın tarihi mimari özelliklerini taşıyan ve zaman içinde tahribata uğrayan evlerimizi tek tek tespit ederek önce korumaya alıyoruz. Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz. Şu anda tarihi bir Konya evindeyiz. Bu tür evlerimizi kamulaştırarak, restore ediyoruz. Nakipoğlu Mahallemizde tarihi bir evimizin restoresini tamamlamak üzereyiz. Burada eski yüklüklerimiz, aynalıklarımız ve sahanlıklarımız var. Ahşaptan ve hepsi el emeği ürünler. Bunları gelecek nesillerimize taşımış oluyoruz. Eski evlerimizde kerpiç ve ahşap malzemeler ve hasır tavanlardan oluşan bu yapıyı gelecek kuşaklara aktarmamız önemli. Bu tür yapılara sahip çıkacağız. Evde detaylar çok etkileyici. 125 yıl öncesine ait bir aynalığımız var ve bunu koruma kurulunun da görüşünü alarak eski haline uygun restore ediyoruz. Karatay Belediyesi olarak bu tür projelerimize sahip çıkarak Konya’mızın ve Karatay’ımızın kadim geçmişini yüzyıllar ötesine aktarmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Diyarbakır Uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle göz sağlığını tehdit eden güneş gözlüğüne dikkat çekti Diyarbakır’da uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle gözlük tercihi ve kullanımında dikkat edilmediğinde göz sağlığını tehdit eden sağlık sorunlarına dikkat çekti. Güneş gözlüğü, genellikle havaların ısınmasıyla birlikte yaz aylarında ağırlıklı olarak kullanımı tercih ediliyor. Uzmanlar ise, güneş gözlüğünün her mevsim göz sağlığı için önemli olduğuna dikkat çekerken, gözlük tercihinde standartlara uyulmadığı taktirde göz sağlığında ciddi sağlık sorunları ile karşılaşacağını vurguluyor. Diyarbakır’da Memorial Hastanesi’nde Op. Dr. Belgin Ekmekçiler, güneş gözlüklerinin çoğunlukla aksesuar amaçlı düşünüldüğünü ve bunun tam tam tersi bir şey olduğunu söyledi. Güneş gözlüklerini koruyucu bir tedavi olarak uyguladıklarını belirten Dr. Ekmekçiler, çünkü güneş ışınlarında göze zarar ultraviyole dedikleri gözle görülmeyen ışıkların olduğunu kaydetti. Bu ışıkların gözün birçok yapısına hasar verdiğinin altını çizen Dr. Ekmekçiler, şöyle konuştu: "Ciltten başlayıp retinaya kadar. Örneğin cildimizde kırışıklıkları artırıyor, et büyümesi yaparak görmemizi etkiliyor. Yine lensimiz dediğimiz gözümüzün merceğinde proteinleri de denature ederek katarak oluşmasını hızlandırıyor. Ve en önemlisi de gözümüzün arkasındaki fotoğraf filmi dediğimiz retinada sarı nokta oluşmasına sebep olarak da geri dönüşümü olmayan ciddi görme kayıplarına sebep oluyor. Biz de bu sebepten dolayı hastalarımızı ışıklardan korumak için güneş gözlükleri öneriyoruz." Güneş gözlüklerinin birçok yerde aksesuar olarak alınabildiğine dikkat çeken Dr. Ekmekçiler, “Ama güneş gözlüğünün asıl özelliği ultraviyole blokajının olması gerekiyor. Bu blokaj olmadan sadece renkli olmasında hiçbir anlamı olmuyor. Hatta siyah camlar göz bebeğimizi büyüterek gözümüze ultraviyole ışınlarının daha çok girmesine sebep olarak hasarı daha da katlayarak artırabiliyor. Bu sebepten güneş gözlüğü alacağımızda bunun aksesuardan çok koruyucu bir tedavi olduğunu bilmemiz gerekiyor. Ve aldığımızın camları hangi özellikte olduğunu, daha iyi bilmemizi gerektiriyor dedi. "Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları" “Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları” diyen Dr. Ekmekçiler, “Bunu da ancak nasıl anlayabiliriz? Gözle anlayabileceğimiz bir özellik değil. Ancak aldığımız gözlüklerin garanti belgelerinde ultraviyole yüzde 100 koruma şeklinde yazar. Ya da güneş gözlüklerinin CE belgesi dediğimiz denetlenmiş, kurumlar tarafından verilen özellikleri vardır. Bunun mutlaka olması gerektiğini kontrol etmemiz gerekiyor ki gözümüzü bu yüksek doz ultraviyoleden koruyabilelim” şeklinde konuştu. 21. Bölge Güneydoğu Optisyenler Gözlükçüler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahim Erdoğan ise, güneş gözlüğü mevsimsel olarak kullanılabilecek bir gözlük olmadığını, ultraviyole denilen olayın her ne kadar yaz aylarında özelikle bölge itibariyle güneş ışınlarının dik geldiği dönemlerde daha çok gözde ve ciltte hasara sebebiyet verse de, yılın geri kalan periyodlarında da ultraviyole yoğunluğu olduğu dönemler olduğunu söyledi. Güneş ışınların en dik geldiği baharın sonları ve yaz aylarının başlangıcına denk gelen mevsimde ultraviyole özellikli güneş gözlüğü takılması göz ve görme sağlığı adına ciddi bir önem arz ettiğini kaydeden Erdoğan, “Tüketicilerimizin dikkat etmesi gereken en önemli hususlardan biri her koyu renkli gözlük korucuyu bir güneş gözlüğü değildir. Bunu kesinlikle bilmemiz lazım. Hatta güneş gözlüğü camları ultraviyoleden değil de, boyadan elde edildiği takdirde daha koyu bir hal alır. Bu koyu cam rengi gözbebeğinin olağandan daha çok büyümesi, dolayısı ile ultraviyole dediğimiz sarı nokta görme alanlarına daha çok gelmesi, daha çok zarar vermesine sebebiyet verir. Bir güneş gözlüğü muhakkak suretle Sağlık Bakanlığının denetimi altında olan optisyenlik müesseselerinden temin edilmesi gerekir. Çünkü rutin olarak bakanlık ve sağlık müdürlüğü denetimi altında. Buna bağlı olarak ultraviyoleden elde edilen Avrupa standartlarına uyumlu güneş gözlükleri satışı mevcut” ifadelerine yer verdi. Müşterilerden Çağrı Eren, yaz aylarında genelde Diyarbakır çok sıcak olduğu için maalesef takmak zorunda olduklarını söyleyerek, “Gözlerimizi de güneş ışınlarından korumamız gerekiyor. O yüzden gözlüğümü tamire getirmiştim ve yenisini de almayı düşünüyorum” dedi.