GENEL - 20 Mart 2020 Cuma 13:01

Korona virüsüne karşı ’tarhana çorbası’

A
A
A
Korona virüsüne karşı ’tarhana çorbası’

Türkiye’de korona virüs vakalarının artması sonrası salgına karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyen vatandaşların tarhanaya ilgisi arttı.

Türkiye’de korona virüs vakalarının artması sonrası salgına karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyen vatandaşların tarhanaya ilgisi arttı. Uşaklı 50 yıllık tarhana üreticisi, tescilli lezzetlerden biri olan Uşak tarhanasının içerisinde bulundurduğu zengin besinler açısından tam da bu dönemde sıkça tüketilmesi gerektiğini kaydetti.


Dünyada yayılan yeni tip korona virüsün (Covid-19) Türkiye’de de görülmesinin ardından önlem alan vatandaşlar, uzmanların önerileri doğrultusunda bağışıklık sistemini güçlendirici yiyeceklere yöneldi. Tescillenmiş lezzetler arasında yerini alan Uşak tarhanası da besleyici olması ve güç vermesi nedeniyle salgına karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek amacıyla vatandaşların tercihi oldu. Uşak’ta 50 yıldır tarhana üretimi ve imalatını yapan İsmail Yeldanlı, tarhananın içerisinde 18 doktorun olduğunu belirterek bağışıklık sistemini korumaya birebir olduğunu anlattı.



“Virüslerden korunmaya birebir”


Virüslerden korunmak için bağışıklık sisteminin güçlü ve canlı tutulması gerektiğini belirten Yeldanlı, “Özellikle günümüzde korona virüsüyle ilgili bağışıklık sistemimizi korumamız lazım. Virüslerden korunmak için de tarhanayı tüketmemiz lazım. Çünkü bağışıklık sistemine en iyi çare fermantasyonlu gıdalar. Bu fermantasyonlu gıdaların başında da tarhana geliyor. Tarhanayı özellikle günümüzde tüketirsek bağışıklık sistemini de çok canlı tutmuş oluruz” diye konuştu.


Tarhananın doğal şifa deposu olduğunun altını çizen Yeldanlı, “Neden tarhana çorbası? İçerisinde biber, domates, soğan, yoğurt, nane ve daha birçok şey var. Onun için bu tarhana bin bir derde deva diyoruz. Doktorlar alınmasın ama tarhana 18 tane doktora bedel. Dolayısıyla içerisinde bu şifa kaynakları varken bu tarhanadan bırakın vazgeçmeyi, çok güzel sarılmamız lazım. Tarhanaya gerekli önemi özellikle bu günlerde vermemiz ve bol bol tüketmemiz lazım” şeklinde konuştu.



“Lezzetli bir önlem”


Her gün sabahları tarhana çorbası içerek güne başladığını dile getiren Yusuf Yeşilkuşak, vatandaşların tarhanayı sıkça tüketmesi gerektiğini belirterek, “Herkese tavsiye ederim, insanların bunu her sabah değil her akşam da içmesi gerek. Önlem için güzel ve lezzetli bir çözüm olduğunu düşünüyorum. Bağışıklık için birebir bir çorba” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.