- 04 Ağustos 2020 Salı 12:03

Beyin tümörünü yenen Devrim, yetenekleriyle dikkatleri çekiyor

A
A
A
Beyin tümörünü yenen Devrim, yetenekleriyle dikkatleri çekiyor

Henüz 6 yaşındayken beyninde tümör olduğu fark edilerek birçok beyin ameliyatı olan Devrim, 18 yaşına gelmeden özel yetenekleriyle dikkat konusu oluyor.

Henüz 6 yaşındayken beyninde tümör olduğu fark edilerek birçok beyin ameliyatı olan Devrim, 18 yaşına gelmeden özel yetenekleriyle dikkat konusu oluyor. Devrim, film ve çizgi film karakterlerinin sesini çıkarmasının yanı sıra tersten okuma ve özel hareketleriyle de gözleri üstüne çekiyor.


Devrim Kadir Önal (17), Uşak’ta özel bir iyileştirme merkezinde öğrenim gören bir öğrenci. Henüz 6 yaşındayken beyninde çıkan tümör sonucunda 11 yılda 5 riskli beyin ameliyatı geçirdi. Başından dramatik olaylar geçen Devrim, yaşadıklarının aksine hayata neşeyle bağlanarak, kendisine has özel yetenekleriyle çevresindeki vatandaşların dikkatini çekiyor. Bulunduğu çevreye enerji katan Devrim, dizi ve çizgi film karakterlerinin taklitlerini yapabiliyorken farklı hayvanların da seslerini çıkarabiliyor. Karakter ve hayvan sesleri çıkarabilen Devrim, robot hareketleri yapmasının yanı sıra beatbox gibi hiçbir müzik aleti kullanmadan ağız ve dudak hareketleriyle müzik oluşturuyor.


17 yaşındaki genç Devrim, İhlas Haber Ajansı (İHA) kameralarına yeteneklerinden bahsetti. Devrim Kadir Önal, “Film ve çizgi film karakterlerinin seslerini çıkarabiliyorum. Her şeyi tersten okuyabiliyorum. Böyle değişik yeteneklerim var. Çevremdeki insanlar yaptıklarımı yapmaya çalışıyor genellikle, bana özeniyorlar ama maalesef ki birçoğu yapamıyor” dedi.



“3,5 yaşında okumayı kendiliğinden öğrendi”


Devrim’in babası Ali Önal ise, Devrim’in özel bir çocuk olduğunu belirterek okuma yazmayı 3,5 yaşında kendisinin öğrendiğini belirtti. Ali Önal, “Devrim özel, ayrı bir çocuk. 6 buçuk yaşında şans eseri beyin tümörü olduğunu öğrendik. Şu anda 18 yaşına girmek üzere. Ayrı bir yeteneği var. IQ’sünün fazla olduğunu öğrendik. 3,5 yaşında okumayı Devrim kendiliğinden öğrendi. Bunlara bizler de şaşırdık. Hatta eğer ameliyat olmasaydı bir dizide oynayacaktı ama tam bir hafta kaldı, her şey hazırlandı, anlaşma sağlandı ve yarıda kaldı. Sonra ameliyat oldu. Özel bir yeteneği var. Herkese karşı bir sevimliliği var. Örneğin oturduğumuz semtte yüzde 50’si beni tanırken yüzde 100’ü Devrim’i tanır. ’Devrim’in annesi, Devrim’in babası’ derler bize” dedi.


Devrim’in özel ders aldığı iyileştirme merkezinden öğretmeni Niyazi Lot ise, "Devrim’i gördüğünüz anda sizin de içinizde enerji dolmaması imkansız. Devrim yaklaşık 8-10 yıldır özel öğrenim alan bir öğrencimiz. Gurur duyduğumuz bir öğrenci. Kendisinin zaten diğer insan ve öğrencilerden ayıran özellikleri var. Taklit ve ses yetenekleri. Devrim bizleri inanılmaz pozitif etkiliyor. Arkadaşlarıyla da arası çok iyi. Genelde çocuklarla çok iyi anlaşıyor. ’Devrim abi’ diye peşinde dolaşıyorlar. Hayat dolu bir çocuk. Kendisi de uyumlu ve pozitif şekilde etkiliyor" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.