EĞİTİM - 08 Aralık 2023 Cuma 15:50

Uşak Üniversitesinden yeni tasarımlar

A
A
A
Uşak Üniversitesinden yeni tasarımlar

Türkiye çapında üç alanda (deri, tekstil, seramik) ihtisaslaşan tek üniversite olan Uşak Üniversitesinin 4 seramik tasarım çalışması daha Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından onaylanarak tescil belgesi aldı.



Uşak Üniversitesi Deri, Tekstil, Seramik (DTS) Tasarım, Uygulama ve Araştırma Merkezi personelleri tarafından hazırlanan 4 seramik tasarım çalışması Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından onaylanarak tescil belgesi almaya hak kazandı.


-Uşak Üniversitesi DTS Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezinin seramik alanında tescillenen ürün sayısı toplamda 8 oldu.-


Geçtiğimiz yıl 4 tasarımı tescillenen DTS Tasarım Merkezi Seramik Birimi personelleri Öğr. Gör. Gülçin Çavdar ve Öğr. Gör. Ceyda Sıkı’nın şimdi de 4 adet seramik tasarımı onaylanarak ‘Tasarım Tescil Belgesi’ almaya hak kazandı. Deri, tekstil ve seramik alanında ulusal ve uluslararası çapta sektöre yönelik, güncel ve özgün olmakla beraber, estetik ve işlevsel tasarımlar üreten DTS Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezinin seramik alanında tescillenen ürün sayısı toplamda 8 oldu.


Uşak Üniversitesi adına bu alanda alınan bu belge ile hazırlanan tasarımlar, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında 17 Mayıs 2023 tarihinden itibaren 5 yıl süreyle korunmak üzere tescil edildi.



Kısa bir zamanda yaptığı ulusal ve uluslararası işbirlikleriyle deri, tekstil ve seramik sektörlerini domine eder bir konuma gelen Uşak Üniversitesi DTS Tasarım merkezinin tescil alan ürünleriyle ilgili olarak Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş, “DTS Tasarım Merkezimizin seramik alanında aldığı bu ikinci ‘Tasarım Tescil Belgesi’ için kutluyorum. Şehrimiz deri, tekstil ve seramik alanlarında öne çıkan bir şehir. Bu alanlarda bugüne kadar tasarım konusunda bir eksiklik vardı. Uşak Üniversitesi DTS Tasarım Merkezimiz yaptığı çalışmalarla alandaki bu eksikliği gideriyor.” dedi.



Uşak Üniversitesinden yeni tasarımlar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Isparta İlçede düzenlenen “Yöresel Kıyafet ve Şalvar Gecesi” etkinliği görsel şölene dönüştü izdiham yaşandı Isparta’nın Şarkikaraağaç ilçesinde düzenlenen "Yöresel Kıyafet ve Şalvar Gecesi", bölge kadınlarının giydiği birbirinden renkli ve özgün geleneksel kıyafetlerle kültürel bir şölene dönüştü. Şip, Hare Şalvar, Taka ve Mintan gibi kıyafetlerin sergilendiği etkinliğe yaklaşık 900 kadın katıldı. Isparta’nın Şarkikaraağaç ilçesinde düzenlenen "Yöresel Kıyafet ve Şalvar Gecesi", ilçenin köyleri ile çevre bölgelerden gelen kadınları bir araya getirerek kültürel bir şölen havası yaşattı. Farklı köylerin kendine özgü kıyafetlerini sergilediği geceye yaklaşık 900 kadın katıldı. Etkinlikte, Çarıksaraylar bölgesine özgü "Şip", Fele bölgesinden "Hare Şalvar", Çiçekpınar’dan "Taka" ve Karayaka bölgesine özgü "Mintan" gibi kıyafetler ilgi odağı oldu. En güzel kıyafetler defileye çıktı Belediyeye ait konferans salonunda düzenlenen gece, yöresel kıyafetli kadınların sergilediği çeşitli yöresel oyunlarla başladı. Farklı köylerin ve ilçelerin kültürlerinden esinlenerek hazırlanan oyunlar büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından düzenlenen en güzel kıyafet yarışmasında, kadınlar yöresel kıyafetleriyle sahnede yer aldı. Yarışmanın heyecanı geceye renk katarken, en iyiler jüri tarafından seçilerek ödüllendirildi. “Bu kadar katılım olacağını beklemiyordum” Geceyi düzenleyen Ayşegül Çakmak, etkinliğin bu kadar ilgi görmesinden dolayı duyduğu mutluluğu dile getirerek, "Bu kadar katılım beklemiyordum, sonuçtan çok memnunum. Katılan tüm kadınlara ve destek olan esnafa teşekkür ederim. Bu geceyi gelenekselleştirerek her yıl tekrarlamayı ve bir festivale dönüşmeni hedefliyoruz" şeklinde konuştu. Etkinlik çekiliş ve hediyelerle renklendi Etkinlik boyunca yapılan çekilişler ve verilen hediyeler geceye ayrı bir coşku kattı. Bir araya gelerek geleneksel kıyafetlerini sergileyen kadınlar, bu gecenin hem kültürel mirası yaşatmak hem de toplumsal bağları güçlendirmek adına önemli bir adım olduğunu vurguladı. Gelenekselleşmesi bekleniyor Şarkikaraağaç’ta kadınların katılımıyla başlayan bu etkinliğin, gelecek yıllarda daha geniş bir katılımla geleneksel bir festival haline gelmesi hedefleniyor.
İstanbul Engelli kişiler ile dişçi fobisi olan çocuklara genel anestezi altında tedavi Ataşehir Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’nde 5 yaşın üzerindeki engelli kişiler ile 5 ila 7 yaş arasındaki dişçi korkusu olan çocuklara hekim muayenelerinin ardından genel anestezi ve sedasyon yöntemi ile tedaviler gerçekleştiriliyor. Başhekim Dt. Mehmet Tayfun Özcan, “Günde ortalama 6 hasta bakılmakta, 2024 yılında 698 hastaya hizmet verdik. Koruyucu tedavinin hem maliyeti daha az hem hasta için daha konforlu. Günde 2 sefer diş fırçalama alışkanlığının kazandırılması çok çok önemli” dedi. Ataşehir Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’nde 5 yaşın üzerindeki engelli kişiler ile 5 ila 7 yaş arasındaki ağız ve diş sağlığı konusunda problem yaşayan çocuklarda korku, iletişim kurulamaması gibi nedenlerle işlemlerin gerçekleştirilemediği durumlarda hekim muayenelerinin ardından uygun hastalarda genel anestezi ve sedasyon yöntemi ile tedaviler gerçekleştiriliyor. Diş çekimi, dolgu, diş taşı temizliği gibi işlemler sırasında kişilerin durumu değerlendirilerek uzmanlar tarafından genel anestezi ya da daha hafif olan ve türleri bulunan sedasyon işlemiyle yapılıyor. Ataşehir Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi Başhekimi Dt. Mehmet Tayfun Özcan da 2024’te 698 hastaya ameliyathanede hizmet verildiğini ifade etti, ağız ve diş sağlığının korunması noktasında uyarılarda bulundu. Pedodonti(Çocuk Diş Hekimi) Uzmanı Dt. Ceren Deveci ve Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Yusuf Diner ise tedavi süreçlerine ilişkin konuştu. “Günde 2 sefer diş fırçalama alışkanlığının kazandırılması çok çok önemli” Hastaneye başvuran kişilerde yapılan değerlendirmelerin ardından işlemlerin gerçekleştirildiğini aktaran Başhekim Dt. Mehmet Tayfun Özcan, “11 tane yataklı servisimiz var, engelli hastalarımıza ve özellikle 5-7 yaş arası koopere olamayan yani uyum sağlayamayan çocuk hastalarımıza ameliyathane hizmeti vermekteyiz. Günde ortalama 6 tane hasta bakılmakta, bu hastalarımızın genel anestezi ve sedasyon altında kanal tedavisi, diş çekimi, dolgu, diş taşı temizliği gibi tedavilerini ameliyathanemizde aktif olarak uygulamaktayız. 2024 yılında ameliyathanemizde 698 tane hastaya hizmet verdik. 195 tanesi engelli, 503’ü de 5-7 yaş arası dişçi korkusu olan, uyum sağlayamayan çocuklarımızın tedavilerini genel anestezi altında gerçekleştirdik. Başvuran hastalarımızın öncelikle sistemik hastalıkları açısından, kilosu, işlem sonrası yoğun bakım ihtiyacı olup olmayacağı anestezi uzmanımız tarafından değerlendiriliyor. Uygun görüldüğü takdirde hastanemizde kabulü yapılmaktadır. 6 yaş dişi dediğimiz 4 tane büyük azı dişinin Türkiye’de birçok çocukta aşırı çürüdüğünü ve çekime gittiğini görüyoruz, önüne geçebilmek adına günde 2 sefer diş fırçalama alışkanlığının kazandırılması çok çok önemli. Koruyucu tedavinin hem maliyeti daha az hem hasta için daha konforlu, olmadan önüne geçmek hem hasta hem hekimler için herkes için daha iyi olacak. Şekerli, asitli gıdalar özellikle bunlardan mümkün olduğunda uzat tutmak çok önemli. Gece yatmadan diş fırçalama alışkanlığı çok daha önemli, gece tükürük akış hızı azaldığından dolayı ağız içi yıkama dediğimiz olay çok azalıyor, bakterilerin üremesi için müsait ortam özellikle gece daha çok oluşuyor. Fırçalama süresinin 2,5 dakikadan daha uzun sürmesi lazım. Engelli ve ya diş fırçalatılamayan hastalarda özellikle çok küçük yaştaki 2-3 yaşındaki bebeklerde anne ve babasının bir tülbent dediğimiz bir bezle parmağına sararak çocuğun dişlerini mutlaka onunla fırçalaması lazım” dedi. “İşlemlerin fazlalığı da durumu etkileyebiliyor” Aynı yaş grubu olsa da kimi çocuklarda işlem yapılabilirken kimilerinde yapılamadığını söyleyen Dt. Ceren Deveci, “Önce hastamız çocuk diş hekimi doktorlarından randevu alıyor, onlar değerlendiriyor, eğer tedavilerini diş ünitinde oturarak yaptıramazlarsa o zaman genel anesteziye yönlendiriliyor. Anestezi uzmanımız hastaları değerlendiriyor, tahlillere gönderiyor. Bazen 5 yaşında yaptırabilecek bir çocuk varken bazen yaptıramayabiliyorlar ya da yapılacak işlemlerin fazlalığı da bu durumu etkileyebiliyor. 3 yaşa kadar kesinlikle şekeri hayatınıza katmayın diyoruz. Ne kadar uzak tutabiliriz bizim için o kadar iyi, dikkat etmemiz gerekiyor” diye konuştu. “Kullandığı ilaçlar, hastalıkları var mı bunlar önemli” Çocuklarda anestezi uygulamaları öncesi çok detaylı bir değerlendirme süreci olduğunu aktaran Dr. Yusuf Diner, muayene sonrası anestezi verilmesinde herhangi bir sakınca olmadığı belirlenilmesiyle işlemlerin yapıldığını aktardı. Uzm. Dr. Diner, küçük yaşlardan itibaren diş fırçalama alışkanlığının edilmesinin çok önemli olduğunu söyleyerek, “Çocuğun kullandığı ilaçlar var mı, başka hastalıkları var mı çocukların bunlar bizim için önemli. Eğer gerekli görürsek başka branşlardan konsültasyon istiyoruz, neticesine göre anestezi riskini belirliyoruz. Özellikle hemen her çocuğumuza dişlerini fırçalıyor musun diye soruyorum çoğu ‘Arada bir ‘ diyor. Diş fırçalama alışkanlığını topluma kazandırmak, çocukluktan başlamak lazım. Ailelerden isteğimiz; ne kadar fırçalamaya önem verirlerse bize olan ihtiyaçları o kadar azalacaktır” diye konuştu.