EKONOMİ - 22 Ocak 2018 Pazartesi 08:49

DAKA destekli 27,5 milyon TL’lik yatırım

A
A
A
DAKA destekli 27,5 milyon TL’lik yatırım

Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) desteğiyle hayata geçirilecek 3 projeyle Van’a 27,5 milyon TL yatırım yapılması hedefleniliyor.

Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) desteğiyle hayata geçirilecek 3 projeyle Van’a 27,5 milyon TL yatırım yapılması hedefleniliyor.


Doğu Anadolu Kalkınma Ajansından (DAKA) yapılan açıklamada; 5 milyon bütçeli Tekstilkent 2. Etap, 7,5 milyon bütçeli Van Kent Müzesi ve 15 milyon TL bütçeli İskele Sahil Rekreasyon Alanı 2. Etap projelerinin destekleneceği belirtildi. Açıklamada, İskele Sahil Rekreasyon Alanı 2. Etap projesinin Tuşba Belediyesi tarafından yürütüleceği belirtilerek, “Tuşba ilçesinde İskele ile Üniversite arası sahil şeridini vatandaşların sağlıklı olarak kullanabilmesi, İskele Mahallesi’nin 1 kilometrelik kıyı şeridinin bölge halkının hizmetine açılması, kıyı alanının ıslah edilmesi, sergi, kermes gibi sosyal etkinlikler için kullanılabilmesinin sağlanması, gençlerin spor yapabileceği alanların oluşturulması, bisiklet yolu, koşu parkuru, yürüme parkurunun yapılması işlerini kapsayan proje, Van sahilini çok daha kullanışlı hale getirmeyi ve çevresini iyileştirmeyi hedeflemektedir. Proje ile mekansal, kültürel, sanatsal, sportif ve ekolojik değerlerin nitelikli bir biçimde geliştirilmesi, özgün kimlikli mekanlar oluşturularak sahilin kentle bütünleşmesi ve kent yaşamına kazandırılması ve bölge turizmine katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Hedef grubu tüm Van halkı ile yerli-yabancı tüm turistler olan projenin turizm gelirlerinde, sosyal donatı alanlarının sayısında, yeşil alanların sayısında ve ilimizde düzenlenen sosyal etkinlik sayısında artış sağlaması beklenmektedir. Başvuru sahibi Tuşba Belediyesi olan projenin toplam bütçesi 15 milyon TL olup tamamı Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı kapsamında karşılanacaktır” denildi.



Van Tekstilkent 2. Etap Alanın Yatırımlara Hazır Hale Getirilmesi projesi


Tekstilkent 1. Etap Projesi kapsamında inşa edilen fabrika binalarının tümünün yatırımcılara tahsis edildiği dile getirilen açıklamada, “Başvuru yoğunluğu sebebiyle yer verilemeyen firmalar şehir içindeki kiralık tesislere, Van OSB, İŞGEM gibi sanayi alanlarına kanalize edilmektedir. Ancak, Van ilinde kiralık tesislerin kiralama maliyeti Türkiye ortalamasının çok üzerinde olduğundan ve yeterli sayıda kiralık tesis bulunmadığından firmalar arsa arayışına girmiş ve DAKA gibi kurumlara talepte bulunmaktadır. 2. etap genişleme sahası için 269 dekar alan kamulaştırılmış, ancak sahanın parselizasyonu ve altyapı projeleri başlatılmamıştır. Bu proje kapsamında, 2. etap alanının haritalandırma, kullanılabilir alan tespiti, kanalizasyon hattı, temiz su hattı, yağmur suyu hattı, doğalgaz hattı, elektrik, Telekom, yol ve kaldırım altyapı projeleri ve yapımı, arazinin düzleştirilmesi, dolgu yapılması ve çevre güvenlik duvarı yapımının gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Proje ile emek yoğun sektör olması sebebiyle tekstil ve hazır-giyim imalatçıları aracılığı ile istihdam oluşturmak, işsizliği azaltmak, insan kaynağını geliştirmek, ilin ihracatını arttırmak, dışa verilen göç oranını azaltmak hedeflenmektedir. Tekstilkent 2. Etap alanının altyapısı hazır şekilde yatırımcılara tahsis edilmesi ve tekstil imalatçılarının tek alan üzerinde faaliyet göstermesi ile firmaların kendi fabrikalarını inşa etmesi sağlanacak ve kümelenme artırılmış olacaktır. Bu yolla, bölge dışından daha çok yatırımcı ilimize çekilerek il istihdamına önemli katkı sağlanacaktır. Proje ile Van Tekstilkent’te faaliyet gösterecek firma sayısının artırılması, tekstilkentteki inşa edilen tek tip fabrika binalarının büyüklük, kapasite ve işlevsel açıdan ihtiyacını karşılayamayan yatırımcıların yer tahsisi ile kendi fabrikalarını inşa etmelerine olanak ve imkan sağlanması, tekstilkentin orta vadede İhtisas OSB hüviyetini kazanması için yatırımcı sayısı kısıtının aşılması, ilimize daha çok yatırımcının çekilmesi ile il istihdamına katkı sağlanması ve işsizliğin düşürülmesi, sanayi kültürünün oluşturulması, insan kaynağının geliştirilmesi ve dış ticaretin arttırılması ile Van ilinin bölgede cazibe merkezi bir il olması amaçlanmaktadır. Başvuru sahibinin Van Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı olduğu projenin toplam bütçesi 5 milyon TL olup tamamı güdümlü proje desteği kapsamında DAKA tarafından karşılanacaktır” ifadelerine yer verildi.



Van Kent Müzesi projesi


Van’da hayata geçirilecek Van Kent Müzesi projesiyle ilgili bilgilerin de paylaşıldığı açıklamada, “Van Büyükşehir Belediyesi tarafından sunulan “Van Kent Müzesi” projesi kapsamında kültürel mirasın korunması yoluyla geçmiş ile gelecek arasında bir bağ kurulması sağlanarak sosyal anlamda toplumsal bütünleşmeye, dayanışmaya, ayrıca, ülke ve dünya örneklerinde olduğu gibi yerli ve yabancı turistlere sunulacak hizmetler bakımından ekonomik bir değere dönüştürülmek suretiyle kentin ve bölgenin tanıtımına, turizm sektörünün gelişmesine ve dolayısıyla bölgesel kalkınmaya katkı sağlamak amacıyla eski Endüstri Meslek Lisesi binasının ‘Van Kent Müzesi’ olarak tamir, tanzim ve tefrişi yapılacaktır. Nüfusu bir milyonu aşan Van ili, 7 bin yıllık tarihi geçmişi ile çeşitli uygarlıkların izlerini bağrında taşıyan kadim bir kenttir. Tarihi, kültürel zenginlikleriyle hinterlandında etkileşim, çekim merkezi olan Van’ın korunamayan kültürel kimliğine ait birçok eser mekansal yoksunluktan dolayı sergilenememektedir. Ve maalesef kent kültürü bu gibi sebeplerden dolayı yozlaşmaya, hatta kaybolmaya yüz tutmaktadır.


Van Kent Müzesi projesi, Van’ın sözlü ve yazılı kültürüne, tarihine ve hızla kaybolmaya yüz tutan hafızasına katkı yapma amacını taşımaktadır. Van’ın kültürünü kapsayan yazılı, sözlü ve toplumsal gündelik yaşama dair kültürel değerler burada bir araya toplanarak yeniden hayat bulacaktır. Van Kent Müzesi; Van’ın yaşayan hafızası, iletişim ve eğitim merkezi olacak, kentlilik bilincinin gelişmesine katkı sağlayacaktır. Ayrıca, cumhuriyet döneminden günümüze kadar ayakta kalabilen iki tarihi yapıdan biri olan İpekyolu ilçesindeki eski Endüstri Meslek Lisesine ait tarih yapı korunarak ve işlevsel hale getirilerek Van kültürüne kazandırılacaktır. Böylece, kentin tarihi hafızası, geçmişe ait kültürel ve sanatsal değerlerin yeni kuşaklara tanıtılması ve geçmiş ile gelecek nesiller arasında bir köprünün kurulması sağlanacaktır. Projenin toplam bütçesi 7.5 milyon TL olup 4.5 milyon TL’si güdümlü proje desteği kapsamında DAKA tarafından karşılanacaktır. Projeden tüm Van halkı ve ilimizi ziyaret eden yerli ve yabancı turistler faydalanacaktır. Projenin geçmişten günümüze Van kültürel yaşamına ait mekanlar oluşturması, Van’a gelen yerli ve yabancı turist sayısında artış sağlaması, yerli ve yabancı turistlere sunulacak hizmetlerin kalitesini artırması, kentin ve bölgenin tanıtımına katkı sağlanması beklenmektedir” denildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Başkan Gürhan Akdoğan: "Bursa ovası da, sanayisi de sahipsiz değildir" Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan, 1977 yılında yapılan tarımsal arazilerin ve özellikle Bursa ovasının korunması hakkındaki protokolle 20 bin hektar alandan geriye, 9 bin hektarın kaldığını söyledi. ADD Bursa Şubesi, Bursa’da sanayileşme ve kentleşme çerçevesinde çevresel etkileri hiçe sayan, doğayı tahrip ederek kent ve toplum çıkarları yerine, bireysel çıkarları hedefleyen gündemdeki bazı projeler hakkın basın mensuplarıyla bir araya geldi. Nilüfer Karaman Dernekler Yerleşkesinde konuşan ADD Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan, "Yıllarca anlattık, olmadı. Her şeyi rant gören anlayışla vahşice çarpık kentleşme ve çarpık sanayileşme ile mücadele ettik. ’Bursa ovasını yok ediyorsunuz’, ’Sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda doğayı çevreyi koruyarak sanayileşmeyi, kentleşmeyi birlikte planlayalım’ dedik yine olmadı. Onlarca sanayileşme ve kentleşme sempozyumları düzenledik, raporlar hazırladık, kent yağmasına, ova talanına karşı davalar açtık ama bir türlü dinlemediler. 1977 yılında yapılan tarımsal arazilerin ve özellikle Bursa ovasının korunması hakkındaki protokolde korunacak ova koruma alanı 20 bin hektar olarak belirlenmiş olmasına rağmen ova korunamamış, meydana gelen sanayileşme ve yerleşim sebebiyle ova koruma alanı 11 bin 245 hektara kadar küçülmüştür. Bu duruma rağmen yapılan araştırmalar (2011 yılında belirlenen ova koruma alanı 9 bin 163 hektar) Bursa ovasının kan kaybetmeye devam ettiğini, günümüzde 9 bin hektarın da çok altına düştüğünü göstermektedir. Bursa ovasının elimizde 9 bin hektarı kalırken onu da sulayamıyoruz. Bursa 2020 yılı çevre düzeni planın da bugüne kadar yaklaşık 300 adet plan değişikliği yapılmıştır. Bu değişiklikleri yapan kurumlar sırasıyla Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Bursa İl Özel İdaresi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi ile ilçe Belediyeleri ve meclisleridir" dedi. "Tarım arazileri her geçen gün küçülmektedir" Dünyada yaşayan insanların nüfusu 2000 yılında 6 milyar iken, şimdi 7,8 milyara ulaştığını belirten Akdoğan, "19. yüzyıl başlarında 1,5 milyar olan dünya nüfusunun, 2050 yılında 10 milyara çıkacağı tahmin edilmektedir. 1950 yılında 21 milyon olan nüfusumuz, 2023 yılında 4 kat artarak 85 milyona ulaşmıştır. Yaşadığımız uygarlık, doğal kaynakların yanlış kullanımı ve doğal yaşam alalarına verilen zarar sebebiyle tehlikeye girmiş durumdadır. Kapasitenin üzerinde kullanımının sonucunda dünya, aşın bir baskıyla karşı karşıyadır. Endüstri devriminden günümüze dek geçen süre içerisinde dünya nüfusu sekiz katına çıkmıştır. Son 100 yıl içinde, endüstriyel üretim 100 kat artmıştır. İnsan etkinliklerinin ve nüfusun bu inanılmaz artışı çevre üzerinde önemli ölçüde olumsuz etkiler oluşturmuştur. Bursa’da ise tarım arazisi 2016 yılında 417 bin 420 hektarla toplam arazinin yüzde 38,34’ünü oluştururken, 2022 yılında 369 bin 727,80 hektara düşerek yüzde 33,36’ ya gerilemiştir. Yani son 16 yılda 47 bin 692,20 hektar tarım arazisi, tarım dışına çıkarılmıştır. Tarım dışına çıkarılan bu arazilerin büyük bir kısmı da yerleşim yerlerine ve sanayi alanına dönüşmüştür. Bursa toplam tarım alanının yüzde 79’luk kısmı sulamaya uygun olmasına rağmen, yüzde 42’lik kısmı sulanabilmektedir. Sulamaya uygun alanın ise yüzde 53’ü sulanmaktadır. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da hala tarımsal sulama suyunun yüzde 68’i açık sulama sistemleri ile, sadece yüzde 32’si kapalı basınçlı sistemlerle sulanacak arazilere ulaştırılmaktadır" dedi. Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da plansız ve ağırlıklı dışa bağımlı bir sanayileşme söz konusu olduğunu belirten Akdoğan, "Bugün Bursa’da, faaliyette ve alt yapı çalışmaları devam eden, 17 adet Organize Sanayi bölgesi (OSB), 3 adet Özel Endüstri Bölgesi (ÖEB), 8 adet Sanayi Bölgeleri (SB), 24 adet Küçük Sanayi Sitesi (KSS) toplam 52 adettir. Yaklaşık olarak toplam 5 bin 200 hektarlık bir alan kullanan Organize Sanayi Bölgelerinde, 153 bin civarında kişi istihdam edilmektedir. Bursa’da yeterince sanayi bölgesi oluşmuştur. Dağınık ve plansız sanayileşme, tarım arazilerinin yok edilmesi ve gecekondulaşma gibi kentsel sorunları da beraberinde getirmiştir. Artık, mevcut kapasite kullanımları da değerlendirildiğinde, yeni sanayi bölgelerinin açılmasına izin verilmemelidir. Sanayi Bölgeleri, Sanayi Siteleri dışında endüstriyel tesislerin kurulmasına ve çalışmasına izin verilmemelidir. Organize sanayi bölgelerinin büyük bir bölümünde, sonradan OSB olmasından kaynaklı olarak, alt ve üst yapı sorunları hala sürmektedir. Parsel bazında yüzde 30 boş kapasitesi olan Organize Sanayi Bölgelerinin, yüzde 62’sinde Arıtma tesisi yoktur. yüzde 85 inde itfaiye teşkilatı, yüzde 92’sinde Sağlık Merkezi, yüzde 70’inde PTT ve Okul gibi tesisler bulunmamaktadır. Sınırları içerisinde, sanayi bölge ve sitelerini yoğun şekilde barındıran Kestel, Nilüfer ve Osmangazi ilçelerinin durumu ise vahimdir. Bu ilçeler adeta SOS vermektedir" diye konuştu.
Eskişehir Vali Hüseyin Aksoy, Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası mesajı yayımladı Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası’yla alakalı bir mesaj yayımladı. Eskişehirlileri, Yunus’u okumaya, anlamaya ve anma etkinliklerine katılmaya davet ettiğini mesajında belirten Vali Hüseyin Aksoy, Yunus Emre’yi kardeşlik, hoşgörülük ve Türkçeyi duru kullanmasıyla örnek gösterdi. Vali Aksoy’un mesajının tamamı ise şöyle; "Yunus Emre’yi yüzyıllar öncesinden günümüze uzanan bir dil ve gönül köprüsü, kardeşlik ve hoşgörü abidesi olarak tanıyor ve seviyoruz. Bu yüzden onun düşüncelerinin, insan sevgisinin doğru biçimde bilinmesi ve gelecek nesillere aktarılması son derece önemlidir. Sevgi elçisi Yunus Emre tüm çağlara özgü bir çağrıda bulunmuştur: "Sevelim, sevilelim. Bu dünya kimseye kalmaz. Çağlar üstü çağrısıyla kimseye kalmayan dünyada kalıcı bir kelime olan sevgi ile insanlık trajedisinin kaynağını teşhis etmiştir. Hakikatin ve hikmetin yolcusu Yunus, sevgi ve sevinci Allah’ın armağanı olarak görmüştür. Duru Türkçesi ile her kelimesi, vicdan ve zihinlere Allah, evren ve insanın bütüncül zincirinin birer halkası olarak tefekküre ve sevgiye davet etmiştir. Yunus Emre’nin şiirleri sanat kaygısı taşımaksızın halkın ruhuna işleyen bir dille yazılmıştır. Yüzyıllardır büyük bir ilgiye mazhar olan Yunus Emre, kendi alanında aşılamamıştır. Sadece Anadolu insanının değil, Türkçe konuşan bütün halkların gönlünde yaşamaktadır. Herkesin Yunus’ta seveceği şiirler ve düşünceler bulması, onun büyüklüğünün bir delili olarak kabul edilmelidir. Yunus, söyledikleriyle insanları yok olmayacak, tükenmeyecek değerlere sevk etmeye çalışmıştır. Yüzyıllar geçtikçe kıymeti daha iyi anlaşılan, milli tarihimizin abide şahsiyeti Yunus Emre’nin çok büyük değer taşıyan düşüncelerinden barış, mutluluk, sevgi ve hoşgörüye susamış olan günümüz insanının alacağı çok şey vardır. Bulabildikleriyle, biriktirdikleriyle herkesin kendince algıladığı Yunus’un daveti dinmeyecek, çağlarca çağlayana dönüşecektir. Eskişehirlileri, Yunus’u okumaya, anlamaya ve anma etkinliklerimize katılmaya davet ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”