ÇEVRE - 21 Haziran 2022 Salı 15:32

Van Gölü’ndeki yeni tür balığın büyük hali şaşırttı

A
A
A
Van Gölü’ndeki yeni tür balığın büyük hali şaşırttı

Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nde inci kefali dışında yaşayabilen ve ‘Vangölü Küçük Mercan’ balığı olarak adlandırılan balığın büyük hali ilk kez dalgıçlar tarafından görüntülendi.

Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nde inci kefali dışında yaşayabilen ve ‘Vangölü Küçük Mercan’ balığı olarak adlandırılan balığın büyük hali ilk kez dalgıçlar tarafından görüntülendi.


Dünyanın en büyük sodalı gölü olarak bilinen Van Gölü’nde, 2018 yılında bir mikrobiyalit üzerinde yaşayan 5 santimetre boylarında yeni bir balık türüne rastlanmıştı. Keşfedilen ve bilim insanları tarafından ‘Vangölü Küçük Mercan’ balığı adı verilen tür, ilk kez Van İl Jandarma Komutanlığı Sualtı Timlerince fark edilmişti. Son zamanlarda Van Gölü’ne dalış yapanlar tarafından sıklıkla görülmeye başlanan balık, yeni özellikleriyle de şaşırtmaya başladı. Van Gölü’ne son olarak dalan dalgıçlar, mikrobiyalitlerin üzerinde yaşayan balığın bu kez daha büyük haline rastladı. Ayrıca dalgıçlar, denk geldikleri balığı görüntülemeyi de başardı.



“Boyunun uzunluğu bizi mutlu etti”


İHA muhabirine konuşan Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Van Diving Dalış Okulu Eğitmeni ve Rehberi Serkan Ök, 2008 yılından bu yana Sualtı Film Yönetmen Tahsin Ceylan ile birlikte Van Gölü’nde birçok keşif yaptıklarını anımsattı. Van Gölü’nün 600 bin yaşında olduğunu ve 9.8 pH sahip ülkenin en büyük gölü olduğunu ifade eden Dalgıç Ök, “Van Gölü’nde daha önce Rus batığı, batık şehir ve dünyanın en büyük mikrobiyaliti gibi yapılar tespit ettik. Van Gölü’nün hemen hemen her noktasında birçok mikrobiyalit bulunuyor. Şu anda da Van Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Su Altı Arama ve Kurtarma ekibiyle ileri seviye dalış eğitimleri yapıyoruz. Dolayısıyla çok sık dalış yapıyoruz. Bu dalışlar esnasında da mikrobiyalitlerin üzerinde veya etrafında yeni keşfedilen ikinci tür Vangölü Küçük Mercan balığını görmeye başladık. Vangölü Küçük Mercan balığının hem sayısının çok artması hem de önceki çekimlerimize göre boyunun uzunluğu bizi mutlu etti” dedi.


Vangölü Küçük Mercan balığının şu an küçük olmasından dolayı herhangi bir ekonomik değerinin olmadığını dile getiren Ök, ancak ilerleyen dönemlerde yapılacak çalışmalarla mutlu sonuçların elde edileceğini kaydetti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”