ÇEVRE - 12 Aralık 2025 Cuma 10:26

Başıboş bırakılan at ve eşekler hem trafiği hem yaban hayatını tehdit ediyor

A
A
A
Başıboş bırakılan at ve eşekler hem trafiği hem yaban hayatını tehdit ediyor

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, yaz aylarında çeşitli işlerde kullanılan at ve eşeklerin kışın beslenmeden doğaya bırakılmasının ciddi riskler oluşturduğunu söyledi.


Van Gölü Havzası’nda son yıllarda özellikle at ve sahipli eşeklerin kara yollarına çıkması nedeniyle yaşanan trafik kazalarında artış dikkat çekiyor. Yaz döneminde çeşitli işlerde kullanılan bu hayvanların kış aylarında doğaya bırakılması, hem sürücüler hem de yaban hayatı açısından ciddi risk oluşturuyor. Son olarak bu şekilde doğaya salınan iki eşek trafik kazasından dolayı getirildiği Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavi altına alındı.



"Bu hayvanları kışın doğaya bırakmamaları büyük önem taşıyor"


İHA muhabirine konuşan Merkez Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, sahipli hayvanların kış sezonunda başıboş şekilde doğaya bırakılmasının hem Van Gölü Havzası’nda hem de ülke genelinde büyük tehlike oluşturduğunu belirtti. Özellikle bu durumdan kaynaklı trafik kazalarında artışa dikkat çeken Prof. Dr. Aslan, "Yaban hayvanlarının yanında, insanların sahipli olarak bakıp yaz aylarında çeşitli ihtiyaçlar için kullandıkları eşek ve atları kışın doğaya bırakmaları büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Bu durum hem Van Gölü Havzası’nda hem de ülke genelinde ciddi risk oluşturuyor. Yaban hayvanları insan gördüğünde genellikle kaçıp yollara fazla çıkmazken, sahipli oldukları için insanlara alışkın olan eşekler ve atlar kara yollarına daha fazla yaklaşmakta. Bu nedenle trafik kazaları artmakta, maddi kayıpların yanı sıra can kayıpları da yaşanmaktadır. Son dönemde hem Gürpınar hem Erciş bölgesinde, ayrıca ülkemizin birçok yerinde at ve eşeklerin neden olduğu trafik kazaları meydana gelmiş durumda. Bu yüzden vatandaşlarımızın kendilerine hizmet eden bu hayvanları kışın doğaya bırakmamaları büyük önem taşıyor" dedi.



"Gelişigüzel bırakılan çöpler yaban hayvanlarını bölgeye çekiyor"


Bölgede başıboş gezen hayvanların kontrol altına alınması ve kazalara sebebiyet verilmemesi gerektiğinin altını çizen Aslan, "Ayrıca yaban hayvanlarının yaşam alanlarının bozulması, küresel ısınma nedeniyle su ve yiyecek bulamamaları, onları kara yollarına doğru itiyor. Şehirlerin kenarına gelişigüzel bırakılan çöpler de yaban hayvanlarını bu bölgelere çekiyor. Eğer çöplükler hayvanların geçiş güzergâhının diğer tarafındaysa, bu durum özellikle gece saatlerinde büyük kazalara yol açabiliyor. Çaldıran-Muradiye-Erciş gibi transit yol hatlarında bu kazalar sık görülmekte. Bu kapsamda Karayolları 14. Bölge Müdürlüğü ile birlikte uyarı levhaları dikildi. Ancak hem sürücülerimizin hem yolcuların hem de vatandaşların daha dikkatli olması şart. Çöp yanlış yerdeyse kaldırılmalı veya hayvanların geçişini engelleyecek tedbirler alınmalıdır. Ayrıca sahipsiz olarak kullanılan hayvanların doğaya bırakılmaması gerekir. Unutulmamalıdır ki doğada gezen hayvan ya yabanidir ya da birinin sahipli hayvanıdır" diye konuştu.


Doğada başıboş gezen hayvanların biyogüvenlik ve can güvenliği açısından risk oluşturduğunu dile getiren Aslan, "Başıboş gezen köpek, kedi, at veya eşek fark etmeksizin, bu durum hem biyogüvenlik hem de can güvenliği açısından risklidir. Bu hayvanların güvenli bir alanda toplanması, kontrol altına alınması ve mümkünse sahiplerine teslim edilmesi en doğru yaklaşımdır" şeklinde konuştu.



Başıboş bırakılan at ve eşekler hem trafiği hem yaban hayatını tehdit ediyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Çocuklarda özgüven gelişi Düzce Üniversitesi Bilim İletişimi Ofisi tarafından Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜKAM) ve Toplumsal Katkı Koordinatörlüğü iş birliğiyle düzenlenen "Çocuğumda Özgüveni Nasıl Geliştiririm?" adlı Bilim Kafe etkinliği gerçekleştirildi. Düzce Mehmet Akif İnan Hafız İmam Hatip Lisesi’nde gerçekleştirilen bilimin toplumla buluşması, üniversitelerde üretilen bilginin toplumda anlaşılır ve erişilebilir hale gelmesi amacıyla düzenlenen etkinliğin davetli konuşmacısı Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdi Güngör, çocuklarda özgüven gelişimine yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu. "Çocuk, anne ve babasının aynasıdır" "Çocuk, anne ve babasının aynasıdır" sözüyle konuşmasına başlayan Güngör, çocukların özgüveninin düşük veya yüksek olmasının sebebinin yine anne babalar olduğunu ifade etti. Çocukların da bir birey olduğunu söyleyen Güngör, ailelerin büyük çoğunluğunun çocukları birey olarak kabul etmediklerine işaret etti. "Çocuklar çok iyi bir gözlemci ama yanlış değerlendiricidir" Çocukların çok iyi bir gözlemci ama yanlış değerlendirici olduğunu dile getiren Düzce Üniversitesi öğretim üyesi Güngör, kişiliğin ilk 5-6 yılda oluştuğunu sözlerine ekledi. İhmal edilmiş ve şımartılmış çocuk kavramlarından da söz eden Doç. Dr. Abdi Güngör, yeterli ilgi görmeyen çocukların özgüveninin düşük olduğunu belirterek şımartılmanın da maddi durumla ilgisi olmadığını söyledi. "Sınırsız sevgi, optimum sınır" Konuyla ilgili en net formülü, "Sınırsız sevgi, optimum sınır" şeklinde açıklayan Güngör, en büyük tehlikenin de çocuklarda suçluluk duygusu oluşturmak olduğu uyarısında bulundu. Çocuklarda tembellik kavramının temelinde cesaretin kırılması, ertelemecilik kavramının temelinde ise mükemmeliyetçilik olduğunu ifade eden Doç. Dr. Abdi Güngör, çocuklara nasihat, öğüt veya tavsiye vermenin hiçbir etkisinin olmadığına dikkat çekerek, değişimin yaşayarak olabileceğini dile getirdi. Soru-cevap şeklinde devam eden Bilim Kafe etkinliği, Düzce Üniversitesi Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Şule Çeviker Ay tarafından Doç. Dr. Abdi Güngör’e teşekkür belgesi takdim edilmesinin ardından sona erdi.
Niğde Niğde Belediyesi’nin dizilerdeki yüzü Niğde’nin adını ulusalda duyuruyor Niğde Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Şehir Tiyatrosu’nun Yönetmeni Ertuğrul Aslan; hem sahnedeki başarıları hem de ulusal televizyon ekranlarında canlandırdığı karakterler ile Niğde’nin adını ülke genelinde duyurmaya devam ediyor. Oyunculuk performansı, disiplinli çalışması ve güçlü sahne duruşuyla dikkat çeken Aslan; hem ekip arkadaşlarına ilham kaynağı oluyor hem de bu meslekte ilerlemek isteyen gençlere yol gösteriyor. Ertuğrul Aslan, son yıllarda yer aldığı yapımlarla izleyicinin hafızasında güçlü bir yer edindi. Ünlü yapımlardan Gönül Dağı dizisinde ’Taci’, Kara Tahta dizisinde ’Musti’, Ateş Kuşları dizisinde ’Halil’, Kara Ağaç dizisinde ’Kamil’, Arka Sokaklar dizisinde ’Asım’, Veliaht dizisinde ’Mevlüt Kaptan’ karakterlerini başarıyla canlandıran Aslan, sinema alanında da ’Bergen’ filminde canlandırdığı ’Ciğerci Ökkeş’ rolüyle de dikkat çekmişti. Ayrıca festival filmi Dumandan Sonrada ’Kazım’ karakteriyle yer alırken, Mor Işıklar dizisinde ’Mürsel’ rolüyle de yakında ekranlarda olacak. Şimdilerde ise Eşref Rüya dizisindeki yeni rolü 10 Aralık Çarşamba günü izleyicilerle buluştu. 300 aktif öğrenci eğitim alıyor Aslan; Niğde Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Şehir Tiyatrosu bünyesindeki birçok oyuncunun ulusal çaptaki yapımlarda rol almasına imkan sağlayarak şehrin kültürel hayatına yeni kapılar açtı. Şehir Tiyatrosu öğrencilerinden Yasin Hacıbekiroğlu Uzak Şehir ve Bereketli Topraklar dizilerinde, Dilara Altınoluk Siyah Kalp dizisi, Mert Can Özbek Kara Ağaç dizisi ve Dumandan Sonra filminde, Barış Sabırlar Kara Ağaç dizisinde, Emre Sakarya Kara Ağaç dizisinde, Serap Erelli Kara Ağaç dizisinde, Emin Aytekin Siyah Bere dizisinde yer aldı. Bugüne kadar 150 yetişkin ve 150 çocuk olmak üzere toplam 300 öğrencinin tiyatro yolculuğunun desteklendiği söyleyen Aslan; bu imkanların sağlanmasında Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir’in önemli bir payı olduğunu belirtirken, başkanın konuyla ilgili öncülüğü ve hayata geçmesindeki rolü ve destekleri sayesinde yalnızca oyuncuların değil, ailelerin ve gençlerin de hayatlarına dokunulduğunu ifade etti. Yılda on beş bin seyirciye ulaşıldı Dört yıldır aktif şekilde çalışmalarını sürdüren Niğde Belediyesi Şehir Tiyatrosu, geçen yıl gerçekleştirdiği 30 gösteriyle 15 bin seyirciye ulaşarak şehrin kültür sanat hayatında önemli bir eşiği geride bıraktı. Geleneksel ve klasik tiyatro oyunlarının yanı sıra Niğde’nin tarihi ve kültürel değerlerinden olan Hüdavend Hatun gibi önemli şahsiyetleri sahneye taşıyarak kentin kimliğine katkı sağlayan oyunlara da imza attılar. Sanatı bir köprü olarak gören Ertuğrul Aslan hem oyunculuk kariyeri hem de şehir tiyatrosu yöneticiliğiyle Niğde’nin adını Türkiye çapında gururla temsil etmeyi sürdürüyor.
Gaziantep Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nın maskotu zürafa öldü Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nın maskotu olan ve uzun yıllar eş bulunamadığı için müzmin bekar olarak gündeme gelen zürafa ileri yaşa bağlı çoklu organ yetmezliği nedeniyle 32 yaşında hayatını kaybetti. Uzun yıllar boyunca Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nda yalnız yaşadığı için kamuoyunda ve halk arasında "müzmin bekar "olarak tanımlanan zürafa, dünyanın farklı ülkelerinde yapılan arayışların ardından 10 yıl önce Kayseri’den getirilen zürafa sayesinde yalnızlıktan kurtulmuştu. Hayvanat bahçesine getirildiğinde bir yaşında olan, uzun yıllar kendisine eş bulunamadığı için yalnız yaşayan ve "müzmin bekar" olarak anılmaya başlanılan erkek zürafa ile Kayseri’deki Hayvanat Bahçesi’nde yaklaşık 9 yıl önce dünyaya gelen ve bakıcıları tarafından dişi zürafa ile yalnızlıktan kurtulan zürafa, ölmesiyle eşini yalnız bıraktı. 23 yıl önce henüz 7 yaşındayken Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’na getirilen zürafa oldukça ileri bir yaşa ulaşmış ve son dönemlerinde ise geçirdiği rahatsızlıklar nedeniyle yapılan tüm tedavi ve müdahalelere rağmen ileri yaşa bağlı çoklu organ yetmezliği nedeniyle dün hayatını kaybetti. Zürafanın hayatını kaybetmesi başta Gaziantep halkı olmak üzere tüm hayvan severleri derinden üzdü. Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’na geldiği ilk günden beri ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılan zürafa özellikle çocuk ziyaretçilerden yoğun ilgisi görüyordu. Zürafanın hayatını kaybetmesiyle ilgili Gaziantep Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamada, 2001 yılında Atatürk Orman Çiftliği’nden Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’na getirilen, uzun yıllar parkın ve kentin sevilen hayvanları arasında yer alan zürafanın ileri yaşa bağlı çoklu organ yetmezliği nedeniyle 32 yaşında öldüğü bildirildi. Açıklamada, "Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nın simgelerinden biri olan zürafamızı kaybettik. 2001 yılında Atatürk Orman Çiftliği’nden parkımıza getirilen ve uzun yıllar kentimizin en sevilen canlılarından biri olan zürafa, ileri yaşa bağlı çoklu organ yetmezliği nedeniyle 32 yaşında hayatını kaybetmiştir. Doğal yaşamında ortalama 17-18 yıl yaşayan zürafaların ömrü dikkate alındığında, zürafa oldukça ileri bir yaşa ulaşmış, son dönemlerinde ise veteriner hekimlerimizin özel bakım ve tedavi süreçleri titizlikle sürdürülmüştür. Hareket kabiliyeti yaşlılığa bağlı olarak azalmış olsa da, ekibimiz tüm destek uygulamalarını büyük bir özenle yürütmüştür. Zürafanın yıllar boyunca sağlıklı şekilde yaşamını sürdürebilmesi, Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nın uzman veteriner kadrosunun bilimsel yaklaşımı, düzenli kontrolleri ve özverili bakımları sayesinde mümkün olmuştur. Kentimizin hafızasında özel bir yeri olan zürafanın kaybı, Gaziantep Doğal Yaşam Parkı ailesini derinden üzmüştür" denildi. Zürafanın ölmesi en çok ise bakıcısı Ali Görgel’i üzdü. Bakıcı Ali Görgel ile Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nın maskotu olan zürafa arasında oluşan bağ, görenlerin ilgisini çekiyordu. Görgel ile zürafa arasındaki dostluk bağını görenler şaşkınlıklarını gizleyemiyordu. Zürafaya 20 yıldır bakıcılık yapan Görgel’in zürafaya kuru incir vermesiyle başlayan yakınlaşma, zamanla sevgi ve dostluğa dönüşmüştü. Her gün zürafaların tüm bakımlarını yapan ve yiyeceklerini hazırlayan Görgel, "çocuklarım" dediği zürafalara gözü gibi bakıyordu. Zzürafalara bakıcılık yaptığı için çok mutlu olduğunu belirten Görgel, zürafaların çok sadık dost olduğunu ifade etmişti.