EKONOMİ - 05 Ağustos 2025 Salı 10:10

Gevaş fasulyesi girişimci kadınların eliyle değerleniyor

A
A
A
Gevaş fasulyesi girişimci kadınların eliyle değerleniyor

Van’ın Gevaş ilçesinde üretilen ve Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaretle tescillenen Gevaş fasulyesi, girişimci kadınların eliyle değerine değer katıyor.


Gevaş’ta her yıl yüzlerce ton üretilen ve 2023 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaretle tescillenen Gevaş fasulyesinin hasadı başladı. Kılçıksız, etli, sulu ve gevrek yapısıyla damaklarda eşsiz bir tat bırakan Gevaş fasulyesi, özellikle çevre illerden gelen taleplerle her sezon büyük ilgi görüyor.


Çocukluğundan beri tarlada çalıştığını belirten Devrim Şeker isimli kadın girişimci, emeğinin karşılığını alabilmek adına 17 kadınla birlikte bir kooperatif kurduklarını söyledi. Kurdukları kooperatif bünyesinde bal üretimi, kuru sebze ve meyve ve fasulye ekimini gerçekleştirdiklerini aktaran Şeker, "Tarlayı seviyorum, ekiyorum ve üretiyorum. Ürettiklerimizi de kurduğumuz kooperatif bünyesinde satıyorum. Köyümüzde 18 ortakla birlikte kooperatifimizi kurduk. Hepimiz kadınız aynı şekilde tarlada çalışıyoruz. Aramızda arıcılık yapan, bal üreten, kuru sebze kuru meyve yapan ve reçel yapan arkadaşlarımız var. Biz de fasulye satarak kooperatifimize katkı sağlıyoruz" dedi.


Bu sene sıcaklardan dolayı fasulyenin erken bozulduğunu ifade eden Şeker, "Yine de fasulyemizin tanesi güzel. Suyu sondaj olduğu için fasulyesi ince, etli ve sulu oluyor. Şu an 7 dönümlük bir alanda fasulye ektik. Yaklaşık 6 ton verim bekliyoruz. Sıcaklar olmasaydı daha çok verim elde edecektik" ifadelerini kullandı.



"Güneşle başlayıp güneşle bitiriyoruz"


Herkesin tatile gittiği yaz mevsiminde günlerini tarlada geçirdiklerini belirten Şeker, "Bizler sabah 06.00’dan akşam 20.00’ye kadar tarladayız. Güneşle başlayıp, güneşle bitiriyoruz. Bütün günümüzü güneşin altında geçiyoruz. Nisan ayından eylül ayına kadar tarladayız. Neredeyse evin yüzünü görmüyoruz" diye konuştu.



"Artık emeğimizin karşılığını alacağımızı düşünüyorum"


Fasulyede şimdiye kadar emeklerinin karşılığını alamadıklarını vurgulayan Şeker, "Köyde 20’ye yakın tarla ekili. Hemen hemen her aile kendi durumuna göre ekiyor. Bizler tarlada 30 TL’ye satıyoruz ancak marketlerde 70-80 TL’ye satılıyor. Çok şükür fasulyemizin patenti alındı. Patent alınması bizi mutlu etti. Artık fasulyemiz değerinde satılacak. Patentin bizi bir adım ileriye taşıyacağına inanıyoruz. Artık emeğimizin karşılığını alacağımızı düşünüyoruz" dedi.


7 dönümlük araziye fasulye ektiklerini aktaran Sevim Şeker isimli üretici ise gün boyu güneşin altında çalıştıklarını vurgulayarak, "Sadece yemek saatlerinde mola veriyoruz. Onun dışında gün boyu fasulye topluyoruz. Herkes yaz mevsiminde tatile gidiyor biz de tarlaya geliyoruz. Ancak bizler de tatilimizi, kış mevsiminde evimizde dinlenerek geçiriyoruz" ifadelerine yer verdi.


Güzelkonak Mahallesi’nde hemen hemen tüm ailelerin fasulye işi ile uğraştığını belirten Şeker, "Mahallemizde 110 hane var ve bu hanelerin çoğu gerek kendi ihtiyacı için gerekse ticari amaçlı ekim yapıyor. 70 aile bunu ticaret amaçlı yapıyor. Çünkü hava şartları ve arazi yapısı nedeniyle verimi en iyi olan yeşil fasulyedir. Bu nedenle bizde bu işi yapıyoruz. Yıllarca İstanbul’da kaldım. Tokat, Amasya, Manisa, Afyonkarahisar ve Bayburt’tan fasulye vardı. Lakin en lezzetli fasulye bizimdi. Çünkü bizim fasulyemiz hem iri hem de etli oluyor ve çabuk pişiyor. Ancak susuzluktan dolayı birkaç yıldır sıkıntı yaşıyoruz. İnşallah emeğimizin karşılığını alacağız" şeklinde konuştu.



Gevaş fasulyesi girişimci kadınların eliyle değerleniyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Keşan’da trafik kazasında hayatını kaybedenler için yapılan anıt açıldı Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Karacaali köyünde 1998 yılında meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 7 öğrenci ve 1 servis şoförü için kazanın meydana geldiği noktada yenilenen anıt törenle açıldı. Törende konuşan Karacaali Köyü Muhtarı Mustafa Kocaalili, "Paşayiğit İlköğretim Okulu’na taşımalı eğitim kapsamında giden öğrencilerimizi taşıyan servis aracının geçirdiği kaza sonucunda, henüz yolun başındaki 7 evladımız ve görevini yapan 1 şoförümüzü kaybettik. Bu acı olay, yalnız aileleri değil tüm Karacaali’yi ve bölgemizi derinden sarmıştır. Bugün açılışını yaptığımız bu anıt, kaybettiğimiz evlatlarımız ve şoförümüzün aziz hatırlarını yaşatmak, benzer acıların bir daha yaşanmaması için toplumsal hafızamızı ve farkındalığı diri tutmak amacıyla inşa edilmiştir" diye konuştu. Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Çiğdem Gegeoğlu, kazada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dilerken, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan da kazanın meydana geldiği günü anlattı. Keşan Kaymakamı Aziz Mercan ise yaşanan kazanın büyük bir acı olduğunu dile getirerek, "Buradan hepimiz gerekli dersi alıyoruz. Bu olayların yaşanmaması için elimizden ne geliyorsa gerekli gayreti göstereceğiz" dedi. Paşayiğit İlkokulu ve Ortaokulu öğrencilerinin, anıta çiçek bıraktığı tören, dua yapılmasıyla sona erdi. Törene, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin temsilcileri, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve çok sayıda vatandaşlar katıldı.
Düzce Otobüs şoförlerinin duyarlılığı araç içi kamerasına yansıdı Düzce Belediyesi özel halk otobüsü şoförleri, rahatsızlanan yolcular için güzergahlarından çıkarak yolcuları hastaneye yetiştirdi. O anlar araç içi kamerasına yansıdı. Düzce Belediyesine bağlı Düzce Ulaşım A.Ş.’ye ait iki ayrı hatta görev yapan halk otobüsü şoförleri bir hafta arayla rahatsızlanan iki yolcuyu harekat merkezine haber verip güzergah dışına çıkarak Acil Servis’e ulaştırdı. İlk olay 7 Aralık’ta yaşandı. Düşmeye bağlı olarak yürüme güçlüğü çeken ve hastaneye gitmek isteyen genç kadını fark eden şoför İzzet Aydın, hastaneye yakın durakta indirmek yerine acil servisin kapısına kadar götürdü. "Harekat merkezine bildirip, güzergah değiştirdim" Olay günü yaşananları aktaran araç şoförü İzzet Aydın, "2013 yılından bu yana şoförlük yapıyorum. 7 numaralı hatta çalışıyordum. Krempark’ın oradan 3 kişi araca bindi. Bir tanesi ayağının üzerine basamıyordu. Geçmiş olsun dedim. Hastaneye gideceğiz dedi. Harekat merkezine bildirerek güzergah dışına çıkacağımı söyleyerek, hastayı hastaneye götürdüm. Araçta başka kimse de yoktu. Acilin önüne kadar götürüp, güzergahıma devam ettim" dedi. Bir diğer olay ise 12 Aralık Cuma günü gerçekleşti. Araca bindiğinde fenalaşan yolcuyu fark eden otobüs şoförü Suat Atmaca, Hastane Caddesi’ndeki duraktan "U" dönüşü yaparak güzergah dışına çıktı. Vakit kaybetmeden rotayı Atatürk Devlet Hastanesi Acil Servisine çeviren Atmaca kısa süre içerisinde Acil Servis önüne ulaştı. Otobüsten indirilip sedyeye alınan kadın yolcu, sağlık ekiplerine ulaştırıldı. "Vatandaşın sağlığı her şeyden önemlidir" diyen şoför Suat Atmaca, "Olay günü 18 nolu hatta çalışıyordum. Durağa yanaştığımda iki genç benden kolanya istedi. Ne olduğunu sorduğumda arkadaşlarının rahatsızlandığını söylediler. Harekat merkezini arayarak rotamdan çıkıp U dönüşü yaptım. Hastanede acil servise geldiğimizde servise bindirdik ve hastamızı sağlık ekiplerine teslim ettik. Bize periyodik eğitimler veriliyor, bu eğitimlerde bu sağlık konusunda da hassas davranmamız konusunda bilgilendirme yapılıyor. Bizimde çocuğumuz var, biz burada insanlık görevimizi yaptık" dedi. Yaşanan bu örnek davranışlar, Düzce Ulaşım A.Ş. bünyesinde görev yapan şoförlerin, yolcuların sağlığı ve güvenliği konusunda da sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini gösterdi. Şoförlerin duyarlılığı diğer yolcular tarafından da tebrik edildi.
Ankara Sanatçı Metin Şentürk TBMM’de engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplanan Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’na katılan sanatçı Metin Şentürk, engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı. Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplandı. Komisyona sanatçı ve Dünya Engelliler Birliği Kurucu Başkanı Metin Şentürk katıldı. Komisyonun açılışında konuşan Kasapoğlu, "Tüm Komisyon üyelerimizin ortak inancı, engelli bireylerimizin toplumun tam merkezinde yer alması; sanatta, sporda, siyasette, akademide, medyada, üretimde, istihdamda her bir noktada en merkezde yer alması, onların merkezde yer almasıyla birlikte toplumun bu anlamdaki algısı, bakışı çok güçlü şekilde değişiyor. Kullanılan dilden, ön yargıların kırılmasına kadar pek çok değişimi gözlemliyoruz. İşte, Metin Bey’in bu anlamdaki yolculuğu da hem sanat alanında hem de sivil toplumdaki mücadelesi bu açıdan çok kıymetli ve çok ama çok öğretici" diye konuştu. "9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu" Konuşmasına kendi hayat hikayesini anlatarak başlayan Metin Şentürk, "7 çocuklu bir ailede doğdum. Yalnız hayatın anneme acımasız şakaları enteresan bir şekilde devam etti. Baba tarafından genetik körlük vardı. 2 kız kardeşim, 2 erkek kardeşim, babam ve ben, hepimiz sağlam doğmamıza rağmen, 9 kişilik bir ailede 6 kişi zaman içinde yaşanan küçük problemlerden körlükle karşıya kaldı. 9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu. Bugüne kadar hayatımı kolaylaştıran yegâne unsurun bakış açısı olduğuna çok inandım. Bakış açınızı değiştirdiğinizde acınızı değiştirebiliyorsunuz" dedi. "Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım" Engelliliğin, engelliden ziyade aileleri için daha zor olduğuna inandığını dile getiren Şentürk, "Engelli hayatına bir şekilde alışıyor ama aileler için her uyanılan sabah aynı tabloyla karşılaşmak biraz daha farklı. Evlatlarının önündeki engelleri aileler, sonra yasalar, sonra da vicdanlar kaldırırsa bazı şeylerin çok daha iyi olacağına inanıyorum. Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım. Emeğimle, bedenimle, ruhumla ve gönlümle yanınızda olmaya hazırım. Şayet bu işe yarayacaksa, dediğim gibi, 7/24 ülkenin her tarafında emek veririm. Çünkü sonuç itibarıyla, benim bu ülkede bu kadar emek verme çabamın tek bir nedeni var. Askerlik yapamadığım bir ülkede askerliğimi bu şekilde tamamlıyorum, bu da benim hayata bakış açımın bir tarafı" ifadelerini kullandı.