ASAYİŞ - 11 Aralık 2025 Perşembe 14:07

Vanlı annelerin evlat nöbeti 114’üncü haftasında

A
A
A
Vanlı annelerin evlat nöbeti 114’üncü haftasında

Van’da terör örgütü PKK tarafından çocukları dağa kaçırılan ailelerin başlattığı evlat nöbeti, 114’üncü haftasına girdi.


Van’da çocuklarına kavuşmak isteyen ailelerin, DEM Parti il binası önünde başlattığı oturma eylemi devam ediyor. Eylemlerinin 114’üncü haftasında bir araya gelen 35 aile, ellerindeki dövizlerle DEM Parti İl Başkanlığı önüne kadar yürüdü. Tek amaçlarının evlatlarına kavuşmak olduğunu belirten aileler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin attığı adımlar için desteklerini bu hafta da yeniledi.


Eyleme kızı Şeyma için katılan Nazlı Sancar, yıllardır hep aynı konuları dile getirdiklerini ve artık tükendiklerini belirtti. Sancar, "Biz de umutla evlatlarımızı bekliyoruz. Bu sürece kim vesile olduysa Allah bin kere razı olsun. Çünkü bu adımlar atılmasaydı, bu acı, bu kan, bu şehitler nereye kadar devam edecekti? Yıllardır bu ülkede çok can yandı, çok kan döküldü. Artık yeter. Artık bu ülke böyle acılar yaşamasın, annelerin gözyaşı dinsin. Acının bir dili yok. Burada 10 gün, 10 gece dursam acımı anlatsam yine bitmez. Yıllardır evlat acısı çekiyorum, evlat hasretiyle yanıyorum. 15 yıldır Şeyma’dan ayrı yaşıyorum. Sanki kolum kanadım kırılmış gibi. Her gün onun acısıyla uyanıyor, onun acısıyla oturuyorum. Kızım yemedi diye ben de evimde bazı şeyleri yıllardır yememişim. Sevdiği yemekleri, tatlıları, çerezleri hayatımdan çıkarmışım. 15 yıldır tatlı yemiyorum" dedi.


Annelerin artık bu acıları yaşamamasını dile getiren Sancar, "Artık anneler gözyaşı dökmesin. Yıllardır bütün yük annelerin sırtında. Barışı da, sitemi de, feryadı da hep anneler dile getirdi. Çünkü anneler güçlüdür, sabırlıdır, pes etmezler" diye konuştu.



Vanlı annelerin evlat nöbeti 114’üncü haftasında

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Prof. Dr. Ersan Başar: "Antarktika dünyanın kara kutusu" Prof. Dr. Ersan Başar, Antarktika’nın dünyanın kara kutusu olduğunu belirterek "Eğer dünyanın geçmişini, insanlığın tarihini öğrenmek istiyorsanız Antarktika’yı çözmeniz gerekiyor. Bu buzun her katmanındaki yapıyı tespit etmeniz gerekiyor" dedi. 8. Ulusal Antarktika Bilim Seferi’ne de katılan Prof. Dr. Ersan Başar, Avrasya Üniversitesi’nde "Küresel Isınma ve Kutuplar" konulu söyleşi programına katıldı. Ömer Yıldız Yerleşkesi konferans salonunda gerçekleşen programda konuşan Prof. Dr. Ersan Başar, "Antarktika öyle bahtsız bir yer ki 2 milyon yıldır yağmur yağmamış kuru bir kıta. Antarktika o kadar büyük bir yer ki Türkiye’nin 17 katı ve Avrupa’nın yaklaşık bir buçuk katı büyüklüğünde bir kıtadan bahsediyorum. Siz dünya haritasına baktığınızda ülkenizin 17 katı büyüklüğünde bir kıtanın dünyanın altında bulunduğunu fark ettiniz mi? Öyle bir kıta ki üzerinde bulundurduğu yapı itibariyle 2 bin metre ortalama yer kürenin üzerinde buz var ve bu buz yaklaşık 24 milyon kilometreküplük bir buzula tekabül ediyor. Dünya tatlı su rezervi burası; dünyadaki tatlı suyun yüzde 92’sine karşılık geliyor. Antarktika bir kara kutu, dünyanın kara kutusu. Eğer dünyanın geçmişini, insanlığın tarihini öğrenmek istiyorsanız Antarktika’yı çözmeniz gerekiyor. Bu buzun her katmanındaki yapıyı tespit etmeniz gerekiyor" diye konuştu. "Yukarıda yani kuzey kutbunda ise buzul yok; yukarıda deniz buzu var, kıta yok" diyen Başar "Orada deniz donuyor ve buz oluşuyor. Arktik ve Antarktika’yı karşılaştıracak olursak, Antarktika var olduğundan beri hiçbir zaman bir halk yaşamamıştır. Hâlen yaşayan kimse yok; burada sadece bilim insanları ve lojistik personeli var. Türkiye’nin 17 katı büyüklüğünde bir kıtada maksimum yaz döneminde 4 bin, kış döneminde ise bin kişi bulunuyor. Arktik’te ise İnuitler, Eskimolar gibi çeşitli halklar yaşamaktadır. Penguen Antarktika’nın olmazsa olmazıdır. Penguenlerle kutup ayıları arasında ilginç bir denge vardır: Penguenler yukarı çıkmıyor, kutup ayıları aşağı inmiyor. Antarktika çok ciddi mineraller, birçok element ve maden barındırıyor. Uzaydan elde edebileceğimiz bazı madenleri Antarktika’da bulabiliyoruz. Bunlar uzay çalışmalarında, askeri çalışmalarda ve elektronikte çok önemli malzemeler. Arktik’e baktığımızda ise burada kıyıdaş devletler var. Bu devletlerin kıta sahanlıkları, ekonomik münhasır alanları bulunuyor. Bu bölgede buzun altında çok ihtiyaç duyulan madenlere ulaşabiliyorlar. Ayrıca çok ciddi petrol ve doğalgaz yatakları mevcut ve bunlara ulaşabiliyorlar. Antarktika’da ise nükleer çalışmalar, hidrokarbon, petrol ve doğalgaz faaliyetleri, madencilik çalışmaları ve araştırmaları tamamen yasaktır" ifadelerini kullandı.
Kayseri Mesleğini yaşatacak çırak bulamıyor Kayseri’de ahşap oymacılığı yaparak ürettiği oyuncaklarla çocukları sevindiren Mehmet Can Leblebici; mesleğini kendisinden sonra yaşatacak çırak bulamıyor. Kayseri’de 5 yıldır 15 metrekare dükkânda ahşap oymacılığı yapan 75 yaşındaki Mehmet Can Leblebici; ilk başlarda çocuk oyuncakları üretmek için başladığı işinde taleplere yetişemediğini söyledi. Mesleği için yetiştirebileceği bir çırağının olmadığını belirten Lelebici, gençlerin teknolojiden sıyrılarak mesleklere yönelmesi gerektiğini söyledi. Leblebici; teknoloji ile çok fazla zaman harcayan gençlere, ahşap oymacılığının en azından hobi olarak da yapılabileceğini belirterek; "Bu işe başlamadan önce temizlik aparatları ve temizlik maddeleri üretmekteydik. Pandemi döneminde bu işe başladım. İlk başlarda çocuk oyuncakları üretmek için başladım ama şuanda çok farklı yerlere ulaştı. Siparişlere yetişemiyorum. Bunun yanı sıra çırak, yardımcı bulamıyorum. Arkamızdan çırak yetişmiyor ve gençliği teknolojinin bağlı prangasından kurtarmak istiyorum. Çocukları plastiklerden kurtarmak için oyuncaklar yapmaya başladım. Çocuklara yönelik oyun alanları, kreşlere gerekli malzemeleri imal ediyorum" dedi. "Teknolojiden kurtulun, en azından hobi olarak bu işi yapın" Gençlerin teknoloji ile fazla vakit geçirdiğini, en azından hobi olarak da olsa bir mesleğe yönelmeleri gerektiğini ifade eden Leblebici; "Gençliğe veya emeklilere kim olursa olsun bu iş öneriyorum. Getirisi güzel fakat işin üzerine eğilmek gerekiyor. Gençlerin okul döneminde bizim çocukluğumuzdaki gibi bir zamanları kesinlikle yok, beton yığınları arasındalar. Kendilerini telefona, bilgisayara vermişler, hiçbir işle ilgilenemiyorlar. En azından hobi olarak dahi yapılabilir ve zamanın nasıl geçtiğini de bu işte anlamaları mümkün değil" şeklinde konuştu.
Ankara ATO’da ‘Mesleki Eğitimde Ankara Modeli’ için 5 kurumdan güç birliği Ankara Ticaret Odası (ATO), Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Ankara İşkur, Gazi Üniversitesi ve OSTİM Teknik Üniversitesi arasında ‘Mesleki Eğitimde Ankara Modeli’ iş birliği protokolü imzalandı. ATO, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Ankara Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü (Ankara İŞKUR), Gazi Üniversitesi ve OSTİM Teknik Üniversitesi arasında gerçekleştirilen ‘Mesleki Eğitimde Ankara Modeli Protokolü’nün imza töreni, ATO Duatepe Salonu’nda yapıldı. Törene ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Ünal, OSTİM Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ünsal Sığrı, Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Murat Küçükali ve Ankara Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Arif Ay katıldı. ATO Yönetim Kurulu Başkanı Baran, törende yaptığı konuşmada 5 önemli kurumun mesleki eğitim ve istihdam gibi kritik bir başlıkta bir araya gelmesinin Ankara açısından stratejik bir adım olduğunu vurgulayarak, "Bu iş birliği Ankara’mızın nitelikli iş gücü ve üretim kapasitesini güçlendirecek, ekonomik kalkınmamızı destekleyerek, geleceğe güvenle bakmamızı sağlayacak güçlü bir adımı temsil ediyor. Eğitim ile reel sektör ve istihdam arasındaki köprüyü güçlendirmek, okullarda verilen teorik bilginin iş hayatının gerektirdiği pratik becerilere dönüşmesini sağlamak için yola çıkıyoruz" dedi. "Sanayicimiz, aranan teknik yeterliliğe sahip personel bulmakta zorlanıyor" Ankara’nın ekonomik alanda da güçlü bir merkez durumuna geldiğini belirten Baran, "Hızla gelişen ve büyüyen sanayimizin, ticaretimizin, ekonomimizin olduğu bu tabloda ne yazık ki sektörlerimizin karşılaştığı en büyük eksiklik nitelikli iş gücü. Pek çok üyemiz ve sanayicimiz, aranan teknik yeterliliğe sahip personel bulmakta zorlanıyor. Bu durum, firmalarımızın büyümesinin yanı sıra, ülkemizin küresel rekabet gücünü de olumsuz etkiliyor" ifadelerini kullandı. "Bu iş birliğiyle katma değer oluşturan bireyler yetişmesine katkı sağlayacağız" ‘Mesleki Eğitimde Ankara Modeli’nin mesleki eğitim-reel sektör iş birliğinde yeni bir ekosistemin inşasının öncülüğünü yapacağına ve yenilerine örnek teşkil edeceğine inandıklarını kaydeden Baran, "Savunma, medikal, yazılım gibi şehrimiz ekonomisini geliştirecek öncelikli alanları belirleyerek, bu alanlarda uzmanlaşmış iş gücü yetiştirmek; gençlerimize ve ailelerine mesleki eğitimin bir çıkmaz sokak değil, parlak bir kariyer yolu olduğunu göstermek istiyoruz. Bu iş birliğiyle nitelikli iş gücü ve istihdam sorununu çözmek için yola çıkarken gençlerimizin üreten, katma değer oluşturan ve özgüvenli bireyler olarak yetişmesine de katkı sağlayacağız" diye konuştu. "Reel sektörün laboratuvarı durumundayız" Bu iş birliği kapsamında kurumların her birinin sahada sonuç üretecek somut çalışmalar ortaya koyacağını ifade eden Baran, "Bizler de Ankara Ticaret Odası olarak iş dünyamızın talep ve beklentilerini doğrudan eğitim kurumlarına aktaracak, staj ve istihdam kapılarını açacağız. İş dünyasının temsilcileri olarak bizler reel sektörün laboratuvarı durumundayız" şeklinde konuştu. "Ankara artık sanayi ve ticarette çok güçlü bir merkez" Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Ünal, iş birliğinin önemine vurgu yaparak, şu ifadelere yer verdi: "Ankara Ticaret Odası çatısı altında 5 değerli kurumun bir araya gelerek imzaladığı bu protokol, tüm paydaşları aynı zeminde buluşturması açısından son derece anlamlı. Ankara artık sanayi ve ticarette çok güçlü bir merkez. Nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak, ülkemizin geleceği adına önemli bir güvence oluşturuyor." "Öğrencilerimizi yalnızca istihdama değil, üretmeye teşvik ediyoruz" Üniversitelerinde uygulamalı eğitim modelini benimsediklerini belirten OSTİM Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ünsal Sığrı da, "8 bin 500 öğrencimize her yarıyıl işletmelerde iş yeri deneyimi kazandırıyoruz. Öğrencilerimizi yalnızca istihdama değil, şirket kurmaya, patent almaya ve sanayiyle birlikte üretmeye teşvik ediyoruz. 5 kurumun bir araya gelmesiyle ortaya çıkacak bu iş birliğinin mesleki eğitim alanında çok kıymetli sonuçlar doğuracağına inanıyoruz" dedi. "İmzaladığımız protokolün önemi çok büyüktür" Gençlerin erken yaşta mesleğe yönlendirilmesinin önemine dikkati çeken Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Murat Küçükali, "Sektör temsilcilerimizle yaptığımız görüşmelerde çok sayıda iş imkânının bulunduğunu, üstelik bu alanlarda iyi maaşlarla ve yükselme fırsatlarıyla istihdam sağlanabildiğini görüyoruz. Çocuklarımızı erken yaşta mesleğe yönlendirebilirsek, ülkemizdeki birçok sorunu kökten çözmüş olacağız. Bu yönüyle imzaladığımız protokolün önemi çok büyüktür" diye konuştu. "Çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz" İş birliğiyle sektörlerin ihtiyaçlarına uygun nitelikli bireylerin yetiştirilmesinin, iş dünyasının taleplerine daha hızlı yanıt verilmesinin ve gençlerin istihdam edilebilirliğinin artırılmasının amaçlandığını ifade eden Ankara Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Arif Ay, "İŞKUR olarak mesleki eğitimin desteklenmesi, istihdamın artırılması ve iş gücü piyasasının güçlendirilmesine yönelik çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz" şeklinde konuştu. Törende ayrıca Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurul Üyesi ve ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Güçlü, ATO Mesleki Eğitim ve Ahilik Özel İhtisas Komisyonu Başkanı Abidin Memili, ATO Genel Sekreteri Ahmet Güran ile Genel Sekreter Yardımcıları Abdurrahman Karabudak ve İbrahim Tırpancı da yer aldı.