GÜNDEM - 04 Ekim 2011 Salı 17:42

"Bölgeyi turizm merkezi yapacağız"

A
A
A
"Bölgeyi turizm merkezi yapacağız"

Ağrı'dan helikopterle Bitlis'in Ahlat ilçesine gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ilçedeki Selçuklu Mezarlığı, müze ve karşılama merkezindeki çalışmaları yerinde inceledi.

GEYLANİ ADIYAMAN


Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ı Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz ve protokol üyeleri karşıladı. Bakan Günay ilk önce Anadolu'nun 'Orhun Abideleri' olarak ta nitelendirilen Ahlat Selçuklu mezarlığını gezerek burada Ahlat Kazı Başkanı Prof. Dr. Recai Karahan'dan yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Daha sonra inşaatı devam eden müze ve karşılama merkezini gezerek yapılan inşaatın son durum hakkında yetkililerden bilgi aldı. Bakan Günay buradaki incelemelerinin ardından Ahlat kazı evine geçti.


Burada basın mensuplarına bir açıklama yapan Ertuğrul Günay, Ahlat'ın Türkiye'nin çok özel yerlerinden biri olduğunu belirterek, "Ahlat, Cumhurbaşkanımızın manevi himayesine alması ve Başbakanımızın da özel önem verdiği bir yerdir. Burada sadece Selçuklu Mezarlığı değil, Selçuklu eserleri daha önem kazanmıştır. Selçuklu Mezarlığı dünyanın en büyük Müslüman mezarlığıdır. Aradan 800 yıl geçmesine rağmen çok önemli bir kısmı ayakta durmaktadır. Burada uzun yıllardan bu yana bir kazı çalışması sürdürülmekteydi.


Ama ne yazık ki geçmiş yıllardaki çalışmalar çok da verimli olmamıştır. Geçen yıl sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın ziyaretlerinden sonra Cumhurbaşkanımız burayı manevi himayelerine aldı, Başbakanımız da çevre duvarlarını ve iyileştirme çalışmalarına destek vermeye başladı. Buraya farklı hocalarımızı gönderdik. Taşların üzerindeki oymaları ve rehabilitasyonları ile ilgili çalışmalar yapmaya başladılar.

 

O tarihlerde bölge ile ilgili olarak bizim de projelerimi vardı. Ahlat Selçuklu Mezarlığının iyileştirilmesi için çok ciddi biçimde kaynak ayırıyoruz. Bir yandan da yeni bir kazı ekibimiz oluştu. Kazı ekibimiz Ekim ayı olmasına rağmen hala çalışıyorlar. Karşılama merkezimizi yapıyoruz. Burayı da gelecek yıl bu tarihlerde bitirmeyi hedefliyoruz. Mezarlığın etrafı fabrikasyon tellerle kapatılacak. Duvarlar iyileştirilerek, güvenlik önlemleri de artırılacak. Projelerimizi bir kez daha gözden geçireceğiz. Tabi biz Ahlat'ın şehir merkezini de elden geçireceğiz" dedi.


Bakan Günay gönderilen ödeneklerin her kuruşunun halka kullanılması gerektiğinin altını çizerek, "Biz sizden tek bir şey istiyoruz. Gönderdiğimiz her kuruş milletim parasıdır. Hiçbir bakanın hiçbir valinin cebinden çıkan bir para değildir. Her kuruşu iyi değerlendirmeye çalışalım" ifadelerini kullandı.


"BÖLGEYİ KÜLTÜR TURİZM MERKEZİ HALİNE GETİRECEĞİZ"


Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bölgenin çok ciddi kültür varlıklarına sahip olduğunu bunun da iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, "Bölgeyi kültür ve turizm merkezi haline getireceğiz. Ben Van Gölü havzasını turizm potansiyeline inanıyorum. Bitlis valisini de kutluyorum. Burada Van Gölü Havzası adlı bir sempozyum düzenlediği için. Biz bakanlık olarak Başbakanlığa bölgenin turizm eserlerinin korunup geliştirilmesi için bir kararname gönderdik. Bölgeyi kültür ve turizm açısından iyi bir yere getirmeye çalışıyoruz. Bizim için Van Gölü havzası özel yerlerden biridir" şeklinde konuştu.

"AHLAT'TA ÜRETİLEN VAZOLAR MÜZELERDE SATILACAK"


Açıklamaların ardından Ahlat Belediye Başkanı tarafından Bakan Günay'a Ahlat'taki gençler tarafından yapılan bir vazo hediye edildi. Vazoyu inceleyen bakan Günay özellikleri hakkında bilgi alırken, bu vazoların müzelerindeki mağazalarda satılması için emir verdi. Bakan Günay ve beraberindekiler kazı evinde bir süre sohbet ettikten sonra helikopterle Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesine gitti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Kesmek için aldığı koyunlara şimdi antrenörlük yapıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında yaşayan Erol Önal, kesmek amacıyla aldığı iki koyunla kurduğu bağ sayesinde kasabanın ilgi odağı oldu. Kendisine alışan koyunları kesmekten vazgeçen Önal, şimdi her sabah onlarla birlikte kilometrelerce yol yürüyerek spor yapıyor. İstanbul’daki çalışma hayatının ardından 45 yaşında emekli olan ve memleketi Araplı kasabasına yerleşen Erol Önal, vakit geçirmek amacıyla iki adet koyun satın aldı. İlk etapta kesmek ve beslemek için alınan koyunlar, kısa sürede sahiplerine bağlılık gösterdi. Koyunların kendisini bir gölge gibi takip ettiğini gören Önal, bu duruma kayıtsız kalamayarak onları kesmekten vazgeçti. Erol Önal ve koyunları arasındaki bu bağ, her sabah sıra dışı bir görüntüye sahne oluyor. Önal sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktığında, iki koyunu da bir an olsun yanından ayrılmıyor. Kasaba yollarında Erol Önal önde, koyunlar arkada yapılan bu yürüyüşler hem hayvanların hem de sahibinin günlük spor aktivitesi haline geldi. Koyunların sadakati karşısında oldukça şaşıran Erol Önal, "Emekli olduktan sonra köyüme döndüm. İki tane koyun aldım kesmek için. Spora çok meraklıyım. En büyük hobim spor yapmak. Günlük burada yarım saat spor yapıyorum. Bu hayvanlar da benimle yarım saat koşuyorlar. Günümüzü böyle geçiriyoruz. Doğaya çıkıp mantar topluyorum, bana eşlik ediyorlar. Beni adım adım takip ediyorlar. Bana alıştılar, ben de kesmekten vazgeçtim. Onlara antrenörlük yapıyorum. 3 aydır böyle devam ediyoruz" dedi.
İzmir Aort damarı yırtılan Libyalı hasta, İzmir’de kapalı yöntemle tedavi edildi Libya’nın Mısrata şehrinde yaşayan, emekli ve 5 çocuk babası Alhussein Ahmed Mohamed Abdulkafi, hayati risk taşıyan aort damarı yırtılması nedeniyle yatırıldığı Acıbadem Kent Hastanesi’nde kapalı yöntemle gerçekleştirilen "stentli yapay damar" uygulamasıyla şifa buldu. Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastada hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu (yırtılması) olduğunu belirterek, "Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Girişimsel yöntemle yırtığı kontrol altına aldık ve hastanın şikâyetlerinde belirgin düzelme sağladık. Sağlıkla ülkesine uğurladık" dedi. Uzun süredir yüksek tansiyon hastası olan ve daha önce kalp damarlarındaki darlıklar nedeniyle stent takılan Libyalı hastada, ani gelişen karın, sırt ve bel ağrıları üzerine yapılan tetkiklerde hayati risk taşıyan Tip 3 aort diseksiyonu tespit edildi. Yapılan tetkiklerde, aort damarının sol kol damarının çıktığı bölgeden başlayarak sol bacak damarına kadar uzanan ciddi bir yırtık olduğu belirlendi. "Tip III aort diseksiyonu" olarak adlandırılan bu hayati tablo, böbrek damarlarına giden kan akımını da azaltarak böbrek yetmezliğine yol açtı. Hasta bu süreçte diyalize alınmak zorunda kaldı. Tedavi amacıyla bir dönem Tunus’ta da izlenen hasta, daha sonra Türkiye’ye getirilerek farklı merkezlerde takip edildi. Şikâyetlerinin medikal tedaviyle gerilememesi üzerine 21 Ekim 2025 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesi’ne sevk edilen Abdulkafi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Parıldar tarafından multidisipliner olarak değerlendirildi. Stentli yapay damar uygulandı Hastaya, yırtılan damarın stabilize edilmesi ve yırtığın beyin damarları gibi hayati bölgelere ilerlemesinin önlenmesi amacıyla kapalı (anjiyografik) yöntemle operasyon planladıklarını belirten Doç. Dr. Narin, şu bilgileri verdi: "Hastamızda hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu mevcuttu. Çok şanslıymış. Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Geçtiğimiz 23 Ekim’de Prof. Dr. Parıldar ile birlikte girişimsel yöntemle hem yırtığın başladığı bölgeye hem de yırtık nedeniyle kapanan sol böbrek atar damarına stentli yapay damar yerleştirdik. Uygulanan tedaviyle, aort damarındaki anormal kan akışı engellenerek kanın olması gereken damar boşluğundan akması sağlandı. Operasyon öncesinde sırt üstü yatmakta zorlanan, şiddetli karın ve bel ağrıları nedeniyle sürekli eğilmek zorunda kalan hastanın, işlem sonrası ağrıları geçerken, rahatça yürüyebilir ve günlük aktivitelerini sorunsuz şekilde yapabilir hale geldi. Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenen hastamız, haftada üç gün diyaliz programına alındı ve kalp ritim bozukluğu nedeniyle pıhtı önleyici tedavisi planlandı. Genel durumunun düzelmesi üzerine taburcu ettik ve ülkesine uğurladık." 2022 yılında sağlığının bozulduğunu, kalp damarlarından birine stent takıldığını, kalp kasında zayıflık, kol ve bacaklarında ödem olduğunu belirten Abdulkafi ise ülkesine yeniden doğmuş olarak döneceğini belirterek, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyordum. Sadece sağ tarafıma sabit yatıyordum. Aorttaki yırtık yaşamımı tehdit ediyordu. Yani her an ölümle burun burunaydım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor, çok şanslıymışım. Libya’da bu tedaviler yapılmıyor, keza Tunus’ta da öyle. Ben de tedavi olmak için İzmir’e geldim. Çok çektim ama Acıbadem Kent Hastanesi’nde gördüğüm başarılı tedaviyle şikayetlerimden kurtuldum. Emeği geçen tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.