GENEL - 16 Ocak 2012 Pazartesi 11:59

ENERJİ TARIMI ARAŞTIRMA MERKEZİ YENİLENEBİLİR ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTACAK

A
A
A
ENERJİ TARIMI ARAŞTIRMA MERKEZİ YENİLENEBİLİR ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTACAK

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde kurulan ilk merkez olma özelliğini taşıyan Enerji Tarımı Araştırma Merkezi, yenilenebilir enerji ve ilgili alanlarda öncü nitelikte ileri bilimsel araştırmalar yapmak, ilgili konularda düşünce, öneriler ve politikalar üreterek yol gösterici olacak.
Günümüzde artan enerji talebinin büyük ölçüde fosil yakıtlardan karşılanıyor olmasının sonuçları olarak ortaya çıkan küresel ısınma ve çevre kirliliği sorunları ile fosil yakıt kaynaklarının uzak olmayan bir gelecekte yetersiz kalacağı düşüncesi, enerji fiyatlarında meydana gelen dalgalanmalar, enerji talebinin yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması konusunu gündeme getirdi. Sürdürülebilir bir kalkınmanın gerçekleştirilebilmesi için yenilenebilir enerji teknolojilerinin önümüzdeki yıllarda
toplam enerji üretimindeki paylarının giderek büyütülmesi, gelişmiş ve gelişmekte olan çok sayıda ülke tarafından benimsenmiş ortak bir politika haline geldi. Bu kapsamda; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Türkiye’de bakanlık bünyesinde kurulan ilk merkez olma özelliğini taşıyan Enerji Tarımı Araştırma Merkezi’ni Samsun’da bulunan Karadeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü bünyesinde faaliyete geçirdi.
Amacı; ülkedeki yenilenebilir enerji kaynakları potansiyelinin belirlenmesi ve ülke politikalarının belirlenmesinde yol gösterici görev üstlenmek, Türkiye’deki yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanabilecek teknolojilerle ilgili bilgi birikimi oluşturmak ve bu teknolojilerle ilgili araştırma-geliştirme çalışmalarının yapılması için projeler gerçekleştirmek, yenilenebilir enerji teknolojileri konusunda üniversiteler, diğer kamu kurumları ve özel sektöre ortak araştırma faaliyetleri gerçekleştirmek,
yenilenebilir tarımsal kaynaklı ürünlerin sanayiye entegrasyonunu sağlayarak ülkenin tarımsal kalkınmasını hızlandırmasına katkı sağlamak, enerji, yakıt ithalatının azaltılması, enerji bağımsızlığının arttırılması ve teknoloji üreten bir konuma gelmek ve biyoyakıt teknoloji platformlarını bir endüstri dalı olarak geliştirmek olan Enerji Tarımı Araştırma Merkezi, yenilenebilir tarımsal kaynaklardan elde edilen biyoyakıtlar ile sürdürülebilir bir üretim sağlamayı hedefliyor.
Enerji Tarımı Araştırma Merkezi’nde yürütülecek çalışmalar arasında şunlar bulunuyor: "Biyoyakıtlar konusunda minimum düzeyde dışa bağımlı, maksimum düzeyde yerli üretim hedefleniyor. Biyoyakıt üretiminde Ar-Ge çalışmaları ile üreteceği bilgi; geliştireceği teknolojiler ile çevre dostu, sürdürülebilir kalkınma, ülke gereksinimi olan ürünleri karşılama, kullanım amaçları doğrultusunda kaliteyi iyileştirmek ve üretim maliyetlerini düşürmek, bu amaçlara uygun tarımsal kaynakların ve teknolojilerin
belirlenmesi geliştirilmesi."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Medicana İzmir’de ‘Gastrointestinal Sistem Kanserlerinde Tedavi’ sempozyumu düzenlendi Medicana Onkoloji Grubu Toplantıları kapsamında Medicana İzmir Hastanesi’nde “Gastrointestinal Sistem Kanserlerinde Tedavi” sempozyumu gerçekleştirildi. Sempozyumda konuşan Medicana Sağlık Grubu Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Lütfiye Demir, dünyada sık görülen kanser türlerinden biri olan sindirim sistemi kanserlerinin tedavisinde yeni gelişmeler olduğunu, bu güncel gelişmeleri paylaşmak için Türkiye’nin dört bir yanından, bu alandaki farklı branşlardan önemli isimlerin bu sempozyumda bir araya geldiğini söyledi. Sindirim sistemi anlamına gelen ‘gastrointestinal sistem kanserleri’ alanında çalışan Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelen onkoloji ve cerrahi uzmanı hekimler, Medicana International İzmir Hastanesi’nde düzenlenen ‘Gastrointestinal Sistem Kanserleri Sempozyumu’nda biraraya geldi. Toplantının açılışında konuşan Genel Müdür Dr. Ulvi Ünal, onkoloji alanında güçlü bir ekiple önemli bir merkez durumunda olduklarını belirterek, bu alanda yapılacak bilimsel toplantılara ev sahibi yaptıklarını ve bu toplantıların devamının geleceğini söyledi. “Her 6 ölümden biri kansere bağlı” Prof. Dr. Mustafa Oktay Tarhan ve Prof. Dr. Deniz Yalman moderatörlüğünde gerçekleştirilen, ‘özofagus ve mide kanserlerinde tedavi’ oturumunda ilk olarak Uzm. Dr. Murat Keser söz aldı. Özofagus ve mide kanserlerinde etyoloji, risk faktörler, ve prevansiyon alanına yönelik bilgilendirmelerde bulunan Keser, her 6 ölümden biri ve bulaşıcı olmayan hastalıklara bağlı ölümlerden birinin kansere bağlı olduğunu vurguladı. 2050 yılında tahmini olarak en az 35 milyon yeni tanının olacağını söyleyen Keser, erkeklerde prostat kanseri, kadınlarda ise meme kanserinin ön planda olduğunu, özofagus kanserinin de en sık görülen 11’inci kanser olarak yer aldığını söyledi. SCC etnoloji ve risk faktörlerinin neler olduğunu anlatan Keser, alkol ve tütün kullanımının majör risk faktörleri arasında görüldüğünü, onun dışında herediter faktörler, yüksek sıcaklıkta gıda, kötü ahız hijyeni, özofagus hastalıkları, gastrektomi hastalıklarının risk faktöründe bulunduğunu ifade etti. Mide kanseri hakkında da bilgilendirme yapan Uzm. Dr. Murat Keser, her yıl bir milyona yakın vakanın çıktığını ve 600 binin üzerinde ölüme sebebiyet verdiğini kaydetti. Keser ayrıca düzenli egzersizin birçoğunun kanser tipinde koruyucu olduğunu da belirtti. Özofagus ve mide kanseri konuşuldu Oturumun ikinci konuşmacısı olan Prof. Dr. Sinan Ersin de ‘özofagus ile mide kanserlerinde cerrahi prensipler’ konusu üzerine bilgilendirmelerde bulundu. D0 rezeksiyonun kanser rezeksiyonuna uygun olmadığını söyleyen Prof. Dr. Ersin, “Erken mide kanserinde özellikle mukozaya sınırlı tümör olduğunda, günümüzde endoskopik yöntemler de kullanılabiliyor. Örneğin evre 1’de iri diferansiye ve bir buçuk santimden küçükse, buna T1, D ise rezeksiyon yapılması gerekiyor. T2 ve T4 arası tümör söz konusuysa, D2 diseksiyon yapmamız öneriliyor” ifadelerine yer verdi. “En çok kullanılan ‘siewert’ sınıflandırması” Mide kanseri tedavisine yönelik de bilgiler aktaran Ersin, ameliyat modelinin bir sınıflandırmaya göre yapıldığını, bu alanda en çok kullanılan sınıflandırmanın ‘siewert sınıflandırması’ olduğunu anlattı. Sempozyumun yarın gerçekleştirilecek ikinci oturumunda ise, ‘kolorektal kanserler’, ‘metastatik hastalıkta tedavi’ ve ‘peritoneal karsinomatozda sitoredüktif cerrahi-hipec ve moleküler bazlı tedaviler’ konuları ele alınacak.