DÜNYA - 14 Ocak 2012 Cumartesi 13:37

İSTANBUL BOSPHORUS: 4 - NICOLAS SARKOZY: 1

A
A
A
İSTANBUL BOSPHORUS: 4 - NICOLAS SARKOZY: 1

İstanbul’da yapılan Dünya Boks Serisi (WSB) mücadelesinde İstanbul Bosphorus, Fransa’nın Paris United takımını 4-1 mağlup ederek puanını sekize çıkardı ve B grubunda dördüncü sıraya yükseldi.
Bağcılar Olimpik Spor Kompleksi’nde oynanan müsabakaları, Türkiye Boks Federasyonu Başkanı Eyüp Gözgeç’in yanı sıra, Genel Sekreter Naci Numanoğlu ve yaklaşık iki bin seyirci izledi. Dünya Boks Serisi’nde, Paris United karşısında ringe çıktığı beş maçın dördünü kazanan İstanbul Bosphorus, gruptaki puanını sekize yükseltti. B grubunda dördüncü sıraya yerleşen İstanbul Bosphorus, gruptan çıkmak adına önemli bir avantaj elde etmiş oldu. 61 kiloda Kerem Gürgen’in yaşadığı sakatlık, İstanbul Bosphorus’un aldığı
tek malubiyete neden oldu.
BAŞKAN GÖZGEÇ: ’’FRANSA’YI EZE EZE MAĞLUP ETTİK’’
Galibiyetten dolayı çok mutlu olduğunu belirten Türkiye Boks Federasyonu Başkanı Eyüp Gözgeç, sporcuların maksimum seviyede performans sergilediğini vurgulayarak, "Hepsini tek tek kutluyorum. Grupta dördüncü sıraya yükselerek potaya girmiş olduk. İlk hedefimiz bir üst tura çıkmak. Daha sonra finale kadar gitmek istiyoruz. Umarım bütün müsabakalarda en iyi şekilde mücadele ederek hedefimize ulaşırız. Ayrıca aldığımız bu galibiyet ile Fransa’yı eze eze yenmiş olduk" ifadelerini kullandı.
Türkiye Boks Federasyonu bünyesinde kurulan İstanbul Bosphorus, Dünya Boks Serisi’ndeki yedinci maçını 21 Ocak 2012 Cumartesi günü Azerbaycan’ın Bakü Fires Takımı ile Serhedchi Olimpik Spor Merkezi’nde yapacak.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Gülnahar: ’’Türk doktorları artık Avrupa ekranlarında olacak’’ Yapımcı Birnaz Yılmaz Gülnahar, Avrupa’da yaşayan kişilerin Türk doktorların tedavi sistemlerine ve başarılarına ulaşmak istediğini belirterek, Türk doktorlarını Avrupa ekranlarında ve ülkenin kendi dilinde yayın yapmaları konusunda gerekli altyapı çalışmalarına başladıklarını söyledi. Yapımcı Gülnahar, son yıllarda Avrupa’da yaşayan insanların Türk doktorlarının tedavi sistemlerine ve başarılarına merak saldığını kaydetti. Doktorların yayınladıkları programların kayıtlarını dijital mecralarla dünyanın birçok ülkesine ulaştırarak sağlık turizmine ve ülke ekonomisine ciddi katkıda bulunduğunu vurgulayan Gülnahar, “Dünyanın birçok ülkesini seyahat etme fırsatı bulduğumda hem o ülkenin medya sektörü hem de toplum ile kurduğum iletişim de özellikle Avrupa ülkeleri Türk doktorlarını ne kadar takdir ettiklerini ifade ettiler. Fakat bununla beraber dijital mecra kullanmayan Avrupalılar kendi dillerinde ve kendi TV kanallarında Türk doktorlarının tedavi sistemlerine ve başarılarına ulaşmak istediklerini ifade ettiklerini gözlemledim. Geçtiğimiz günlerde Hollanda oradan İtalya’ya seyahat ederek Türk doktorlarını Avrupa ekranlarında ve ülkenin kendi dilinde yayın yapılması talebini gördüm. Bu konuda gerekli altyapı çalışmalarını tamamlamak üzereyim. Bu projeler sağlık turizmine ve ülke ekonomisine ciddi katkıda bulunacaktır’’ dedi. Yapımcı Birnaz Yılmaz Gülnahar liderliğinde, Egopro Medyanın çeşitli platformlarda yayınlanan ve geniş kitlelere hitap eden programları büyük beğeni topluyor.
Muğla Rus kardeşler, Bodrum’da sergi açtı Rus ikiz kardeşlerin Valentina ve Helen Chernykh’in “Yansımam” isimli resim sergisi, Muğla’nın Bodrum ilçesinde sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Ressam olan dedeleri ve babalarının yolundan giden Valentina ve Helen Chernykh isimli ikiz kardeşler, ilçedeki bir mekanda resim sergisi açtı. Yaşamın her anında var olan güzellikleri ve insan ruhunun özünü yakalamaya çalışan Moskova eğitimli sanatçılardan Valentina hayata güzelleme yaparken Helen portreleriyle insan ruhuna ışık tutuyor. İki ressamın Bodrumlu sanatseverlerle buluşan eserleri, büyük beğeni topladı. Açılışta basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Helen Chernykh, “Çalışmalarım gerçekçilik ve simgecilik türlerinde. Ben iki stili karıştırmayı seviyorum. Hissettiklerimi, gündelik yaşamı resmediyorum. Ruhuma dokunan şeyleri resmediyorum.” dedi. Valentina Chernykh insanları mutlu eden, olumlu şeyleri resmettiklerini dile getirerek “İnsanların resme baktıklarında mutlu olmalarını istiyorum. O yüzden resimlerimi parlak renklerle yapıyorum. Olumsuz durumları resmetmiyorum. Bugün burada bu sergiyi açtığımız için çok mutluyuz. Burasını çok seviyorum. Hep burada bir sergi açmak istemiştim” diye konuştu. Valentina Chernykh, sergide aynı eserde kendi portrelerini resmettikleri iki ayrı çalışmanın yer aldığını söyledi. İki ressamın 33 eserinin yer aldığı My Reflection (Yansımam) isimli sergisi, bir ay boyunca ziyaret edilebilecek.
İstanbul Kasımpaşa Mevlevihanesi, 99 yıl aranın ardından hizmete giriyor İstanbul’da üçüncü en büyük Mevlevihane olan Kasımpaşa Mevlevihanesi 99 yıl aradan sonra hizmete açılacak. Üç yüz sene boyunca Osmanlı medeniyetinde insan yetiştiren irfan ocakları arasında yer alan ve Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olan Kasımpaşa Mevlevihanesi, 11 Mayıs Cumartesi günü kapılarını açıyor. 17’nci yüzyılın mirası, İstanbul’un Galata ve Yenikapı Mevlevihanesinden sonra üçüncü büyük Mevlevihane olan Kasımpaşa Mevlevihanesi, 99 yıl aradan sonra yeniden kapılarını açmaya hazırlanıyor. Kurulduğu tarihten itibaren üç yüz sene boyunca Osmanlı medeniyetinde insan yetiştiren irfan ocakları arasında yer alan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olan Mevlevihane, 99 yıl aradan sonra yeniden hizmet etmek için açılıyor. İnsan ve İrfan Vakfı tarafından aslına uygun restore edilen yapı, tasavvuf, eğitim ve sanat alanlarında insanların yetişmesine hizmet etmek 11 Mayıs Cumartesi günü açılacak. Mevlevihane’nin bahçe kısmında bulunan atölyeler öğrencilere hizmet verecek. Öğrenciler bir yandan Tarihi Mevlevihane’de eğitim görürken, öte yandan kurulan bu atölyelerde el sanatı gibi alanlarda kendilerini geliştirebilecek. “Mevlevilik kültürüne geniş bir katkı sağlayacağını düşüneceğimiz çalışmalar olacak” Kasımpaşa Mevlevihanesi hakkında bilgi veren İlyas Ozan Kaya, “Kasımpaşa Mevlevihanesi İstanbul’un açılan 3. Mevlevihanesi. 1650’li yıllarda Sırrı Abdi Dede önderliğinde açılıyor. Daha sonra da 1925 yılına kadar hiç inkıyada uğramadan 300 yıl boyunca medeniyetimizin ihtiyacı olan insan yetiştirme vazifesiyle görevini devam ettiriyor. 1925’te tekkeler kapatıldıktan sonra günümüz tarihine kadar burası çeşitli amaçlar için kullanılmış. Önce Semaver Güreş Kulübü olarak kullanılmış, güreş müsabakalarına ev sahipliği yapmış. Harem kısmı ilkokul olarak kullanılmış. Daha sonra ihtiyaç sahiplerine odalar vakıflar tarafından kiralanmış. Bir süre sonra da 1970’li yıllardan sonra da yanarak kül olmuş. 2016 yılında da devlet büyüklerimizin gayretleri ve hüsnü niyetleriyle Hüseyin Vassaf Bey’in Sefine’sinde altın kafestir dediği bu güzel mekan ihlal edilmeye başlanmıştır. Bugün de inşallah çok kısa bir süre sonra açılışımızı gerçekleştireceğiz ve mekan olarak aslına rücu ederek insanlığa hizmet etmeye devam edecek. Bura tıpkı eskiden olduğu gibi tasavvuf eğitim ve sanatlarıyla birlikte bu zamanda da hizmet etmeye gayret edeceğiz. Bu minimalde Mesnevi ve Mesnevi Hanlık çalışmalarımız olacak aslına ve geleneğe uygun bir şekilde. Mevlevilik kültürüne geniş bir katkı sağlayacağını düşüneceğimiz çalışmalar olacak” ifadelerini kullandı. “Evliya Çelebi’yi bütün dünya tanıyorsa bu Mevlevihane’de Abdullah Dede’nin tabiriyle başlıyor” Mevlevihane’nin Evliya Çelebi üzerinde etkisini ve tarihi önemini vurguladığı hikayeyi anlatan Kasımpaşa Mevlevihane’sinin kurucu temsilcisi Abdurrahman Tevruz. “Evliya Çelebi bu minyatürde anlattığımız Zehra Kaku hocamızın yaptığı hikâye de şöyle; Evliya Çelebi 1630 yılında bir rüya görüyor. Bunu kendi kitabında yazdığı için biliyoruz. O rüyasını Abdullah Dede’ye anlatıyor. Üsküdar’dan Kasımpaşa Mevlevihane’sine geliyor. Bu odada Abdullah Dede’ye rüyasını anlatmak üzere müsaade istiyor. Abdullah Dede de “Buyur evlat” diyor. Evliya Çelebi rüyasında Peygamber efendimizi(sallallâhu aleyhi ve sellem) görüyor ve ona “Şefaat ya Resulallah” diyeceğine “Seyahat ya Resulallah” diyor. Sonra dilim sürçtü diyor ve çok üzülüyor rüyasında. Abdullah Dede de, “Halbuki sana söylettiler” diyor Evliya Çelebi’ye. Seyahatnameyi, Evliya Çelebi’yi bütün dünya tanıyorsa bu odada bu Mevlevihane’de Abdullah Dede’nin tabiriyle başlıyor” dedi.