YEREL HABERLER - 17 Şubat 2017 Cuma 16:15

Eski Yalova Valisi Nihat Özgöl son yolculuğuna uğurlandı

A
A
A
Eski Yalova Valisi Nihat Özgöl son yolculuğuna uğurlandı

Yalova’da 1997-2003 yılları arasında valilik yapan Nihat Özgöl, son yolculuğuna uğurlandı.
Yalova’nın 3. valisi olan ve 17 Ağustos Marmara depremi döneminde önemli çalışmalar yapan Nihat Özgöl, 70 yaşında hayatını kaybetti. 2013 yılında görevinden ayrılan Nihat Özgöl, emekli olduktan sonra Yalova’dan ayrılmayarak burada yaşıyordu. Bir müddettir rahatsız olan Özgöl hayatını kaybetti. Özgöl için Yalova Valiliği bahçesinde bir tören düzenledi. Törene eski Yalova valilerinden Dursun Ali Şahin, Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, Termal Belediye Başkanı İsmail Atik, Altınova Belediye Başkanı Metin Oral, Nihat Özgöl döneminde görev yapan vali yardımcıları ve il protokolü katıldı. Dursun Ali Şahin, "Nihat Özgül çok iyi bir bürokrat ve devlet adamıydı. Yalova’ya çok önemli hizmetleri olan Nihat Özgöl’le uzun yıllara dayanan bir dostluğumuz var" diye konuştu.
Edilen duaların ardından polislerden oluşan tören mangasının omuzlarında son yolculuğuna uğurlanan Vali Özgöl, sevenlerini gözyaşlarına boğdu. Özgöl, Merkez Camii’nde kılınan cenaze namazını müteakip defnedildi. Taziyeleri oğlu Burak Özgöl ve eşi Ayten Özgöl kabul etti. Oldukça bitkin olduğu gözlenen Ayten Özgöl’ü ise sevenleri teselli etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Çimento, cam ve seramik sektörünün sürdürülebilirlik eylem planları açıklandı Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB), dünya üretim ve ihracat sıralamasında üst sıralarda yer alan üç sektörün ekonomik, çevresel ve sosyal dönüşümüne yönelik strateji ve eylemlerin belirlendiği sürdürülebilirlik planlarını açıkladı. Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB), üç sektör için de ayrı ayrı ‘Sürdürülebilirlik Eylem Planı’ hazırladı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, ÇCSİB Başkanı Erdem Çenesiz, ÇCSİB Başkan Yardımcıları Tansu Kumru ve Abdulhamit Akçay’ın katılımıyla gerçekleşen toplantıda açıklanan eylem planlarının, dünya üretim ve ihracat sıralamasında üst sıralarda yer alan üç sektördeki ihracatçı firmalar için rehber niteliği taşıdığı belirtildi. Gültepe: “Karbon vergisine ödeyeceğimiz kaynağı yeşil dönüşüm için kullanabiliriz” Yeşil dönüşümün Türkiye ve ihracat için bir fırsata dönüştürülmesi gerektiğini söyleyen TİM Başkanı Mustafa Gültepe, “İhracatta en büyük pazarımız Avrupa Birliği. Mayıs ayında 24,1 milyar dolarlık ihracatın yaklaşık 10 milyar dolarını, yani yüzde 41’ini AB ülkelerine gerçekleştirdik. Dolayısıyla Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum konusunda elimizi çabuk tutmalıyız. Avrupa Birliği üyesi olmasak da hedefleri dikkate almak, stratejimizi ve oyun planlarımızı bu hesaba göre yapmak zorundayız” dedi. 2026’dan itibaren bazı sektörler için Sınırda Karbon Vergisi’nin devreye gireceğini hatırlatan Gültepe şunları söyledi: “Eğer gerekli hazırlıkları tamamlayamazsak 2026’dan itibaren her yıl 100 milyonlarca dolar karbon vergisi ödemek durumunda kalacağız. Oysa karbon vergisi olarak ödeyeceğimiz kaynağı sektörlerimizin yeşil dönüşümünün finansmanı için kullanabiliriz. TİM olarak Sınırda Karbon Düzenlemesi’ni ihracatçılarımıza doğru anlatabilmek için birçok çalışma yürütüyoruz.” Çenesiz: “Önümüzde zorlu ancak kaçınılmaz bir sürdürülebilirlik yolculuğu var” Enerji, kaynak ve emisyon yoğun sektörler arasında yer alan çimento, cam ve seramik sektörlerinin sürdürülebilirlik alanında yapılan çalışmaların merkezinde yer aldığını vurgulayan ÇCSİB Başkanı Erdem Çenesiz, “İklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilirlik ekseninde şekillenen çalışmalar, karbon nötr hedeflerine ilerlemeyi sağladığı gibi uluslararası ticaretin dinamiklerini de hızla değiştiriyor. Özellikle Avrupa’da uzun yıllardır bu alanda önemli adımlar atılıyor ve biz de bu çerçevede hareket ediyoruz. Ancak artık yeni bir dönemeçteyiz. Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması kapsamında olan çimento sektörümüz ve emisyon değeri yüksek olarak sınıflanan sektörler arasında yer alan cam ve seramik sektörlerimizin önünde zorlu ancak kaçınılmaz bir sürdürülebilirlik yolculuğu var” dedi. “Yılın son çeyreğinde koşullar geçen yıla göre daha uygun olabilir” 2023 yılının dünya ve Türkiye ekonomisi için zorlu bir yıl olduğunu belirten Çenesiz şöyle devam etti: “Ana ihracat pazarlarımızda talep daralırken, rekabet baskısı da arttı. Ancak sektörlerimiz bu zorluklar karşısında yılmayarak yüksek katma değerli üretim ve ihracata yöneldi. Yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm yatırımlarına ağırlık vermeye başladılar. Ortalama yüzde 80 ile ihracatta yerli katma değerin en yüksek olduğu sektörler arasında yer alan üç sektörümüzün toplam ihracatının, bu yılın son çeyreğinde koşulların da geçen yıla göre daha uygun olmasıyla birlikte yüzde 4-5 bandında artacağını ve büyüme ivmesini yeniden yakalayacağımızı öngörüyoruz.” Seramik sektöründeki sürdürülebilirlik çalışmaları hakkında da bilgi veren Çenesiz, “Sektörümüz sürdürülebilirlik ekseninde dönüşmek ve yenilikçi çözümler geliştirmek hususunda fazlasıyla potansiyel barındırıyor. Bu bağlamda seramik sektörünün atıklarının sektör içinde tekrar kullanılmaya elverişli yapısı bu dönüşüm sürecinde önemli bir avantaj. Ayrıca bazı sektör atıkları, endüstriyel simbiyoz kapsamında farklı sektörlerde de kullanılabiliyor. Enerji yönetimi, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı, ürün tasarımı ve üretimi, atık yönetimi, Ar-Ge ve inovasyon, tedarik zinciri yönetimi gibi unsurlar da sektörümüzdeki dönüşümün temellerini oluşturuyor. Bu süreçte özellikle yenilenebilir enerji kullanımında ve üretim süreçlerinde verimliliğin artırılması, karbon emisyonunun azaltılması, eko-tasarım ve geri dönüşüm gibi uygulamalar öne çıkıyor. Tüm bu dönüşümün desteklenmesi için devlet desteklerinin artırılmasını ve başta GES yatırımlarına yönelik olmak üzere finansman kaynaklarının genişletilmesini talep ediyoruz” diye konuştu. Kumru: “Geri dönüşüm oranlarını artırmalıyız” Türkiye’nin 4 milyonu aşan üretim kapasitesi ve yüksek ürün kalitesiyle dünyanın en büyük cam üretim üslerinden biri haline geldiğini ifade eden ÇCSİB Başkan Yardımcısı Tansu Kumru, “Cam, yüzde 100 ve kalitesinden ödün vermeden sonsuz kez geri dönüştürülebilir bir malzeme. Çevre dostu bir ürün olan cam, kullanıldığı her alanda sürdürülebilirlik açısından büyük bir avantaj sunuyor. Ancak ülkemizde geri dönüşüm oranları düşük seviyelerde olduğu için cam kırığından yeterince yararlanamıyoruz. Ambalaj atıklarını çok daha yüksek oranlarda toplayıp geri dönüştürmeli, bu sayede cam ambalaj üretimlerinde yüksek oranda cam kırığı kullanabilmeliyiz. Öte yandan farklı enerji kaynakları kullanabilen hibrit fırın uygulamaları, atık ısının geri kazanımı gibi enerji verimliliği çalışmalarımıza ve yenilenebilir enerji yatırımlarımıza aralıksız devam ediyoruz. Camın sürdürülebilirlik konusunda çok önemli bir diğer fonksiyonu da binalarda enerji tasarrufu sağlayan kaplamalı yalıtım camları ile yakıt ve klima kullanımını minimize edebiliyor olması. Bu noktada kamu ve özel sektör iş birliği ile enerji tasarrufu sağlayan cam ürünlerinin yeni binalarda ve bina yenilemelerinde zorunlu hale getirilmesi büyük önem arz ediyor” şeklinde konuştu. Çimentonun Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması kapsamında öncelikli kabul edilen altı sektörden biri olduğunu hatırlatan ÇCSİB Başkan Yardımcısı Abdulhamit Akçay ise “Avrupa’nın en büyük üreticisi olan Türk çimento sektörü sürdürülebilirlik kavramı ile uzun yıllar önce tanıştı ve bu alanda çalışmalarına başladı. Ancak Avrupa’nın 20 yılda kademeli olarak geçtiği bu süreç, ülkemizde son derece kısa sürede gerçekleşmek durumunda kaldı. Regülasyonların tamamlanmaması, sektörel azaltım hedeflerinin belirlenmemesi ve karbon ücretlerinin tahmin edilememesi bu konuda yol haritası oluşturmak isteyen firmalar için bir bilinmezlik teşkil ediyor. Dolayısıyla çok adil bir süreçten bahsetmek söz konusu değil ancak biz sektör olarak bu farkı kapatmak için elimizden geleni yapıyoruz. Özellikle son dönemde Türk çimento sektörü olarak yeşil çimento adını verdiğimiz düşük emisyonlu ürünlerin üretiminde önemli bir artış kaydettik. Atık ısıdan elektrik üretimine yönelik yatırımlarımızla yaklaşık 2,5 milyon kişinin elektrik tüketimine denk gelen 155 megavatlık bir üretim kapasitesine ulaştık. Bu sayede atık ısı geri kazanım tesisine sahip fabrikalar Kapsam 2 karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 22’sini azalttı. Diğer taraftan 2023 yılı itibarıyla alternatif yakıtların toplam yakıt kullanımı içerisindeki payı yüzde 14’e ulaştı. Sektör olarak hedefimiz, bu oranı Avrupa ortalaması olan yüzde 53 seviyesine taşımak. Bu kapsamda özellikle belediye atıklarının sektörde kullanımına yönelik süreçlerle ilgili belirsizliklerin giderilmesi, kömürün ikamesi olan alternatif yakıtların ithalatının önünün açılması, özellikle cürufun atık statüsünden çıkarılıp uluslararası standartlarda olduğu gibi ürün olarak değerlendirilmesi yönünde beklentilerimiz bulunuyor” açıklamasında bulundu. Katma değerli üretime ve ticarete katkı Açılış konuşmalarının ardından sürdürülebilirlik eylem planlarını hazırlayan danışmanlık firması Ernst & Young’ın yetkilileri bir sunum gerçekleştirdi. Sunumda, sektörlerin genel değerlendirmeleri yapılırken sürdürülebilirlik alanındaki mevzuatlar ve sektörel sürdürülebilirlik yol haritaları hakkında da bilgi verildi. Eylem planları, Türkiye’nin hem üretim hem de ihracat açısından önde gelen sektörleri arasında yer alan ve aynı zamanda enerji ve kaynak yoğun sektörler içinde bulunan üç sektörün temsilcilerinin ayrı ayrı sunduğu katkılar ile hazırlandı. Bu kapsamda Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde sürdürülebilirlik analizleri gerçekleştirilerek sektörlerin ekonomik, çevresel ve sosyal dönüşümüne yönelik strateji ve eylemleri belirlendi. Planların, sürdürülebilirlik eksenli yeni mevzuat düzenlemeleri ve belirlenen hedefler doğrultusunda üç sektörün katma değerli üretimine ve ticaretine katkı sağlaması, aynı zamanda sektörlerde faaliyet gösteren ihracatçı firmalar için kaynak oluşturması hedefleniyor.
Samsun Zincir marketlerde haksız fiyat artışı ve kasa-etiket fiyat farkı denetimi Samsun’da, Ticaret İl Müdürlüğü personelleri zincir marketlerde haksız fiyat artışı, kasa-etiket fiyat farkı ve ürünlerde etiket olup olmadığını denetledi. Ticaret İl Müdürlüğü, 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında ‘haksız fiyat artışı’ olup olmadığını, diğer taraftan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Fiyat Etiket Yönetmeliği çerçevesinde de ürünlerin üzerinde mevzuata uygun bir şekilde ‘fiyat etiketlerinin bulunup bulunmadığını’, ‘etiket fiyatı ile kasa raf fiyatı arasında fark olup olmadığını’ kontrol ederek göstermelik, aldatıcı ve yanıltıcı indirimlerin neden olduğu tüketici mağduriyetlerinin önüne geçmek için Atakum ilçesinde zincir marketlerde denetim gerçekleştirdi. Denetimler kapsamında; sebze-meyve reyonlarında ürünlere ait güncel künye bilgilerinin bulunup bulunmadığını kontrol edilip, künye bilgileri üzerinden haksız bir fiyat artışı olup olmadığını incelendi. Ayrıca tüm ürünlerden örnek alınarak raftaki ile kasadaki fiyatı kontrol edildi. Denetimlere katılan Samsun Ticaret İl Müdürü Kürşat Turpçu, “İlimiz genelindeki yaygın yoğun denetimlerimizi aralıksız sürdürmekteyiz. Bu denetimlerimiz bugüne münhasır değil. Denetimlerimiz yıl boyunca devam ediyor. Bugünkü denetimlerimiz 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve diğer taraftan 6502 sayılı Tüketicinin Koruması Hakkında Kanun kapsamında da fiyat etiketi ve fiyat etiketine bağlı olarak ürünlerin üzerinde fiyat etiketlerinin olup olmadığını kontrol ediyoruz. Fiyat etiketlerle ilgili olarak da kasalar fiyat arasında herhangi bir fark olup olmadığı hususlarında denetimlerimizi icra ediyoruz. Özellikle ulusal yerel zincir marketlerde meyve sebze reyonlarıyla ilgili olarak da etkim şeklinde denetimlerimizi sürdürüyoruz. Bu kapsamda da ürünlerin üzerinde malumların üzerine künyelerin bulundurması gerekiyor. Bu künyeler üzerinden de ürünlerin nerede üretilip kimin ne kadar fiyata sattığını ve bu kapsamda da o ürünler üzerinde fahiş fiyat artışı olup olmadığı hususlarında da denetimlerimizi icra ediyoruz” dedi. “Kurallara uymayanlar büyük cezalar ile karşı karşıya kalacak” Mevzuat değişikliği ile cezaların büyük miktarda arttığına dikkat çeken Turpçu, “29 Mayıs itibariyle mevzuat değişikliği kapsamında da özellikle 6585 sayılı Kanun kapsamında mevzuatta cezalarla ilgili olarak büyük bir artış öngörülmüştür. Kurban Bayramı da yaklaşıyor. Bu kapsamda da denetimlerimizi etkin bir şekilde sürdürmekteyiz. Maalesef bu konuda da ister istemez bazı zafiyetler ortaya çıkabiliyor. Bunun da fırsata dönüştürmesine asla izin vermeyeceğiz. Özellikle üretici, perakendeciler ile ilgili olarak kanunda yapılan değişiklikler ile cezalarda gerçekten büyük oranda yaydırıcı unsurlar ortaya konulmuştur. Bu kapsamda özellikle perakende sektörümüzde faaliyet gösteren işletmelerle ilgili olarak fahiş fiyat artışıyla ilgili olarak alt limiti 100 bin TL’den 1 milyon TL’ye kadar bir oranda arttırılmıştır. Stokçuluk olarak adlandırılan hususlar kapsamında da alt limiti 1 milyon TL, üst limiti 12 milyon TL’ye çıkarılan bir ceza parametresi uygulanmaktadır. Ulusal ve yerel zincir marketlerimizde cezalar gerçekten can yakıcı hale gelmiştir. Onun için özellikle fırsata dönüştürülebilecek bir takım davranışlardan kaçınmalarına özellikle istirham ediyoruz. Gerçekten aksi taktirde büyük cezalarla karşı karşıya kalacaklar” diye konuştu. Ürünlerde aykırılık tespit edilen 574 işletmeye 2,2 milyon TL para cezası uygulandı Öte yandan Samsun’da 2024 yılında yapılan denetimlerde ise 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında 1656 işletme ve 16 bin 331 adet ürünün denetlendiği, 574 işletmede 1002 üründe aykırılık tespit edilip, bu kapsamda 2 milyon 247 bin TL idari para cezası uygulandığı, 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında 133 işletmede 1181 adet ürünle ilgili olarak, haksız fiyat artışı denetimi yapıldığı, 35 işletmeye ait 262 adet aykırı ürünle ilgili tespit tutanakları değerlendirilmek üzere kurula intikal ettirildiği de belirtildi. Yapılan kanun değişikliği ile 1 takvim yılı içinde en az 3 defa piyasada darlık oluşturucu, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyette bulunduğu tespit edilerek idari para cezası uygulanan üretici, tedarikçi ve perakende işletmelere ait iş yerlerinin ise 6 güne kadar kapatma yetkisinin doğduğu da ifade edildi.
İstanbul Aquaman And The Lost Kingdom haziran ayında Tivibu’da Türk Telekom’un televizyon platformu Tivibu, haziran ayında pek çok yeni filmi sinemaseverlerle buluşturuyor. Platformda bu ay, ‘Aquaman And The Lost Kingdom’, ‘Stillwater’ ve ‘Smile’ gibi başarılı filmler öne çıkıyor. Tivibu, haziran ayında da birbirinden özel filmleri seyircisiyle buluşturmaya devam ediyor. Platform, Kirala Satın Al Klasöründe; başrollerinde Amber Heard ve Jason Momoa gibi isimlerin yer aldığı ‘Aquaman and the Lost Kingdom’ filmini izleyicilerle buluşturuyor. Film, ilk yapımda Aquaman’in alt ettiği Black Manta’nın daha güçlü bir şekilde geri dönmesiyle birlikte yaşananları konu ediniyor. Klasörün bir başka filmi ise başrollerinde Hilary Swank ve Alan Ritchson gibi isimlerin yer aldığı ‘Ordinary Angels’ isimli yapım. Gerçek yaşanmışlıklara dayanan film, dul bir babanın kritik derecede hasta olan kızının hayatını kurtarmasına destek olmak için insanları bir araya getiren kuaför Sharon Stevens’ın hikâyesini konu ediniyor. Yine Kirala Satın Al Klasöründe yer alan ‘Wicked Little Letters’ isimli yapımın oyuncuları arasında Olivia Colman, Jessie Buckley ve Anjana Vasan bulunuyor. Littlehampton adlı bir kasabada geçen film, kadınların başına gelen esrarengiz olayları anlatıyor. Tivibu Film Klasörü haziran ayında dolu Platform, sinemaseverlerden tam not alan en yeni filmleri izleyicilerle buluşturuyor. Film Klasöründe bu ay, 2024 yapımı başrolde Eric Bana’nın yer aldığı ‘Force Of Nature: The Dry 2’ dikkat çekiyor. Filmde, doğada bir inzivaya katılan 5 kadından ancak dördünün geri dönmesi üzerine kayıp beşinci kişinin federal ajanlar tarafından aranması anlatılıyor. Film Klasörünün bir başka öne çıkan filmi “C’mon C’mon” ise bir süreliğine yeğenine bakmak zorunda olan bir adamın hayatına odaklanıyor. Filmin başrollerini Joaquin Phoenix, Gaby Hoffmann ve Woody Norman paylaşıyor. Tivibu Film Klasöründe haziran ayında dikkat çeken yapımlardan biri olan ‘Stillwater’ işlemediği bir cinayetten dolayı tutuklanan kızını kurtarmaya çalışan bir babanın hikâyesini konu ediyor. Oyuncu kadrosunda Matt Damon, Camille Cottin ve Abigail Breslin’in aralarında bulunduğu filmin yönetmenliğini Tom McCarthy üstleniyor. ‘Smile’, haziran ayında dikkate değer başka bir yapım olarak Tivibu Film Klasöründe yer alıyor. Film, Dr. Rose Cotter’in tuhaf ve travmatik bir hastanın hikâyesine tanık olmasını anlatıyor. 2022 yapımı olan gerilim, korku türündeki filmin yönetmen ve senarist koltuğunda Parker Finn oturuyor. Klasöre haziran ayında eklenen diğer filmler ise, ‘Ford v Ferrari’, ‘Little Women’, ‘Gunpowder Milkshake’, ‘Epic Tails’ ve ‘Rock Dog 2: Rock Around The Park’ olarak sıralanıyor. Roma İmparatoriçesinin hayatı Tivibu Dizi Klasörü’nde Dizi tutkunlarından tam not alan yapımları izleyicilerle buluşturan platform, ‘Domina’yı haziran ayında Dizi Klasörü’nde seyircilerinin beğenisine sunuyor. İki sezon olan dizi, Livia Drusilla’nın hayatına odaklanıyor. Dizi, Livia’nın babasının öldürülmesinden sonra Roma’nın en güçlü ve etkili imparatoriçesi olmasını ele alıyor.