YEREL HABERLER - 13 Kasım 2015 Cuma 10:58

Çandır İlçesinde Kaymakam Ve Halk El Ele Vererek 7 Dönüm Alana Modern Park Yaptı

A
A
A
Çandır İlçesinde Kaymakam Ve Halk El Ele Vererek 7 Dönüm Alana Modern Park Yaptı

Yozgat’ın Çandır ilçesinde Temmuz ayı içerisinde göreve başlayan Kaymakam İhsan Erdurucan, metruk yapıların bulunduğu 7 bin metrekarelik alanda imece usulüyle atık malzemeleri kullanarak modern bir park inşa ettirip, hizmet sundu.
Çandır ilçesinde göreve başladığında, ilçede halkın ailecek oturup, dinlenebileceği, ilçe dışından gelen konuklarını ağırlayabileceği bir alanın bulunmadığını gören Kaymakam İhsan Erdurucan, ilçe merkezinde kamu kurumlarına ait olmasına karşın, atıl durumdaki metruk yapıların bulunduğu alanı değerlendirmeye karar verdi. Ancak, park için yeterli kaynağın bulunamaması üzerine Belediye Başkanı Mustafa Ertan Örgün ile bir araya gelip, imkanları birleştirmek suretiyle eski binaları yıkıp, alanı düzlediler. Kaymakam Erdurucan ve Belediye Başkanı Örgün’ün de ellerine kazma, kürek alıp park inşaatında çalıştıklarını gören kamu personeli de gönüllü olarak görev aldı. Halkın da desteği ile oluşan ekip, imece usulü çalışıp, modern bir park inşa etti.
Çandır’da ihtiyaç duyulan park için yeterli kaynağın bulunmadığını belirten Kaymakam İhsan Erdurucan, yapım aşamasında farklı bir çözüm geliştirerek, parkın imece usulü olarak yapılmasına karar verdiklerini söyledi. İlçede görev yapan memurlar, imamlar, müezzinler, öğretmenler, hizmetliler, okul müdürleri, belediye ve kaymakamlık çalışanları ile yedisinden yetmişine bütün vatandaşların park yapımı için çalıştıklarını anlatan Kaymakam Erdurucan, “Öncelikle Çandır ilçemize böylesine güzel bir park ve sosyal tesis kazandırdığımız için çok mutluyum. Park yapımında yıkılan binalardan kalan atık malzemeleri kullanarak el ele vererek çalıştık ve sonucunda ortaya çıkan eser ile herkes bu mutlu günde emeğinin karşılığını almanın sevincini yaşıyor. Umarım görev sürem içerisinde Çandır’a yapılan son projemiz olmaz. Sosyal ve kültürel hayatın gelişimi için buna benzer birçok projeye yine mesai arkadaşlarımız ve Çandır halkı ile birlikte imza atarız” dedi.
Sosyal tesis ile birlikte gezi alanları, çocuklar için oyun parkının yer aldığı park içerisindeki havuzun zemini ise Türk Bayrağı yapıldı. Nostaljik eserlerin sergilendiği parka “Kaymakam İhsan Erdurucan ve Ali Yenice Ailesi Parkı” ismi verildi. Kaymakam Erdurucan, kendisinin isminin verilmesine karşı çıkmasına karşın, ilçe halkının verdiği karara saygı duymak zorunda kaldığını da sözlerine ekledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ümraniye’de otobüs şoförüne silahlı saldırı: 6 el ateş etti Ümraniye’de bir İETT şoförü tartıştığı yolcu tarafından silahlı saldırıya uğradı. Başka bir otobüsle son durağa kadar şoförü takip eden şahıs, otobüsten inerek şoföre 6 el ateş etti. Silahlı saldırıda otobüs şoförü kasığından, kalçasından ve dizlerinden yaralandı. Olay, dün Ümraniye Adem Yavuz Mahallesi’nde saat 18.30 sıralarında yaşandı. İddiaya göre, Kadıköy - Ümraniye hattında sefer yapan 14B numaralı ve 34 HO 2742 plakalı İETT otobüsü şoförü Emircan Gülce ile Doğan Can isimli bir yolcu arasında bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartıştığı İETT şoförüne sinirlenen Doğan Can isimli yolcu, aynı yöne giden bir başka otobüse binerek son durağa kadar İETT şoförü Emircan Gülce’yi takip etti. Son durakta otobüsün durmasını fırsat bilen saldırgan otobüsten inerek daha önce tartıştığı Emircan Gülce’ye 6 el ateş etti, ardından olay yerinden kaçtı. Kurşunların hedefi olan otobüs şoförü kasığından, kalçasından ve dizlerinden yaralandı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralanan otobüs şoförünü Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi kaldırırken, polis ekipleri olayla ilgili detaylı inceleme başlattı. Mustafa Gül isimli bir vatandaş, "Bu arkadaşlar Kadıköy’de tartışmışlar önce, şahıs öndeki araçla buraya gelmiş. Evine gidip silah almış ve şoförün üzerine ateş ederek şoför arkadaşı yaralamış. 3 mermi alarak yaralanmış. Üç mermiden, bir tanesini dizinden, bir tanesi kalçadan ve bir tanesi de kasığına gelmiş. Buradaki vatandaşlar tarafından müdahale edilmiş" dedi.
İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Özer, gazi ve şehit aileleriyle bir araya geldi Gaziler ve şehit aileleriyle yemek programında bir araya gelen Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, “Bizler bu yaşamı binlerce vatan evladının fedakarlık dolu serüvenine borçluyuz. Gazilik ve şehitlik çok önemli bir mertebe. O nedenle ben gazilerimizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Bundan sonraki süreçte ihtiyaçlarınızın karşılanması için elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi. Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, gaziler ve şehit aileleri ile öğle yemeğinde buluştu. Belediyenin Havana Park Sosyal Tesisi’nde gerçekleşen programa Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, Esenyurt İl Dernekler Birliği Başkanı Orhan Onur, Gaziler Derneği Başkanı İsmail Kalaycıoğlu, önceki dönem CHP meclis üyesi Okan Çiftçi, gaziler ve şehit aileleri katıldı. Gazilerin talep ve önerilerinin de alındığı programda konuşan Başkan Özer, bir ülkenin gazileri ve şehitleri sayesinde yıkılmayacağını ifade ederek şunları söyledi: “Gazilik ve şehitlik çok önemli bir mertebe. Onlar, bu vatan için canlarını veren, anneleri, kardeşleri daha güzel günlerde yaşasın diye şehit ve gazi olanlar. Bizler bu yaşamı binlerce vatan evladının fedakarlık dolu serüvenine borçluyuz. O nedenle ben gazilerimizi sevgi ve saygıyla selamlıyor şehitlerimizi rahmetle anıyorum.” “Ülkemizin birliği ve dirliği Çanakkale ruhunda saklı” Çanakkale ruhunun Türkiye Cumhuriyeti’ni bir arada tutan ruh olduğunu vurgulayan Başkan Özer, “Bana göre ülkemizin birliği ve dirliği Çanakkale ruhunda saklı. Bir Karadenizli ve bir Vanlı Çanakkale’de, vatan savunmasında omuz omuza şehit düşüyorlar. Kanları birbirine karışıyor ve vatan toprağını suluyor. Benim de dedelerim Çanakkale’de şehit olmuş. Dolayısıyla o ruh Türkiye Cumhuriyeti’ni bir arada tutan, yaşatan ve ilelebet yaşatacak olan ruhtur. O nedenle ben huzurunuzda Çanakkale ruhunu saygı ve minnetle anıyorum. Şehitlerimize rahmet, gazilerimize daha nice sağlıklı, uzun ömürler diliyorum” diye konuştu. “Gazilere hürmet konusunda asla kusur etmeyeceğiz” Gazilerin ve şehit yakınlarının ihtiyaçlarının karşılanması noktasında çalışmalar yapacaklarını belirten Prof. Özer, “Zamanın ruhu bizi Esenyurt’ta bir araya getirdi. Sizler Esenyurt’un bağrından çıkmış gazilersiniz. Ben de hasbelkader buranın Belediye Başkanı oldum. Biz de Esenyurt’un havasını, suyunu ruhunu sizinle paylaşıyoruz. Tabii ki bizim de görevlerimiz var. Ben çalışanlarımıza gazilerimize ve şehit yakınlarımıza hürmette asla kusur edilmemesi talimatını verdim. Bundan sonra da ihtiyaçlarınızın karşılanması için elimizden gelen her şeyi yapacağımızı bilmenizi isterim. Sizin için yeni bir dernek yeri de yapacağız, Kardeşlik Merkezi bunlardan bir tanesi. Gazilerimizin rahat edebileceği bir yer oluşturacağız” ifadelerini kullandı. “En önemli idealim; Esenyurt’u barış ve kardeşlik şehri haline getirmek” Esenyurt’u barış ve kardeşlik şehri haline getirmek istediğini söyleyen Özer sözlerine şöyle devam etti: “Esenyurt, hemen hemen her ilden hatta dünyanın 100 ülkesinden göç alan, 100’den fazla dilin konuşulduğu bir ilçe. En önemli ideallerimden bir tanesi burayı bir barış ve kardeşlik şehri haline getirmek. Bunu Allah’ın izniyle başaracağız. Burada bütün Türkiye’ye örnek olacak bir model inşa edeceğiz. Buna sizin tecrübelerinizin, geçmişte yaşadıklarınızın ve hikayelerinizin de büyük bir katkısı olacak.” “Kapımız ve gönlümüz sizlere her zaman açık” Programa katılan Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu, “Sizler bizim için kıymetlisiniz. Bu vatan için canını veren şehitlerimiz ve aileleri, gazilerimiz bizler için önemli. Sizlerin sorunu bizim sorunumuz. Kapımız ve gönlümüz sizlere her zaman açık. Bir sorununuz, bir sıkıntınız olduğunda lütfen bizlere gelmekten çekinmeyin. İnşallah gücümüz yettiği kadar yardımcı olacağız. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. Hakkın rahmetine kavuşmuş şehitlerimize rahmet diliyorum. Sizlere de hayırlı, sağlıklı ve güzel bir ömür diliyorum” şeklinde konuştu.
Erzurum TDED Erzurum, Bir Değeri Daha Erzurum’a Tanıttı Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şubesi’nde her hafta yapılan “Cuma Buluşmaları” programında Erzurumlularca bilinmeyen bir musikişinas, mutasavvıf ve ilim adamı olan Yavru Mehmed Efendi konuşuldu. TDED Erzurum Başkan Yardımcısı olan Adnan Yazıcı’nın konuşmacı olduğu programda 1895 Erzurum doğumlu Yavru Mehmed Efendi’nin hayatı ve sanatı hatıralar eşliğinde anlatıldı. On beş yaşında Erzurum’dan ayrılıp İstanbul’a giden Yavru Mehmed’i Dursun Gürlek’in 2023 Aralık ayında Derin Tarih dergisinde genişçe yer verildiğinde haberdar olduğunu söyleyen Adnan Yazıcı İstanbul’un sanat ve edebiyat çevrelerince yazılan birçok hatıratta Yavru Mehmed ismine rastlanıldığını, Erzurum’da bilinmemesini de onun küçük yaşta İstanbul’a gitmiş olmasından kaynaklandığını tahmin ettiğini söyledi. İşte Yavru Mehmed Efendi’nin yaşamı TDED Erzurum Başkan Yardımcısı Adnan Yazıcı sözlerine şöyle devam etti: “Başta Orhan Okay’ın “Bir Başka İstanbul” kitabı olmak üzere birçok kitapta “Yavru’nun Çayhanesi”nden bahsedildiğini görüyoruz. Neyzen Tevfik Yavru Mehmed’in can dostudur. Ve çayhanenin baş müdavimlerindendir. Şehzadebaşındaki Yavru’nun Çayhanesi’ne musiki dünyasından Münir Nureddin Selçuk, İsmail Hakkı Bey, Kaşıyarık Hüsameddin Bey, Hoca Ziya Bey, Hafız Sami, Hafız Osman, Hamiyet Yüceses; ulemadan ve sanat çevresinden Abidin Dino, Ali Nihat Tarlan, Mükrimin Halil Yinanç, Necdet Atılgan, Abdülbaki Gölpınarlı, Şemseddin Yeşil (Yeşil Hoca), Kasım Küfrevî, Celal Hoca gibi isimler müdavimdir. Yavru Mehmed’in bir de kitabı bulunmaktadır: Feridüddin Attar’ın Veysel Karanî’sini çevirmiş, 1938’de Sinan Matbaası’ndan yayımlanmıştır. Çeviriye 31 sayfalık risale yazmıştır. 1940’larda ileri yaşına rağmen giyimine, kuşamına ve temizliğine titiz biriydi. Yavuz Selim’de tek odalı kiralık evinde oturuyordu. 1908’de İttihat ve Terakki hükümetiyle ters düşünce üç yıl Sinop’a sürgüne gönderilmiş. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışının akabinde, Havza’da ve Amasya’da yapılan toplantılarda Refet Paşa’nın kumandasında oluşturulan muhafız müfrezesinde güvenliği sağlayan serdengeçtilerin arasında bulunmuş. Daha sonra yine Refet Paşa komutasındaki birliklerle Konya isyanını bastırma görevine katılmış. Muharrem ayında sebillik de yapan Yavru Mehmed gönül ehli, musikişinas ve edebi olan bir kimseydi. Sinop’ta Abdulkadir Belhi hazretlerinin mahdumu Seyyid Muhtar Efendi ile tanışır ve sohbetlerinden yararlanmış, tasavvufla ilgilenmiştir. İstiklal Savaşı’ndan sonra İstanbul’a dönen Yavru Mehmed birtakım gazinolarda, mesela Harbiye’deki Belvü Bahçesi’nde, Türk musikisi icra edilen kahvehanelerde gazelhanlık yapmıştır. Mehmed Akif ile zamanın ses ve saz sanatkarlarıyla sıkı dost olmuştur. Erzurumlu Hafız Faruk Kaleli’yle aynı dönemde yaşamıştır. Doldurduğu bir 45’lik taş plağı bugün halâ internette dinlenebilmektedir. 1950’lerde vefat ettiği düşünülen Erzurumlu Yavru Mehmed, Edirnekapı’da Hava Şehitleri Kabristanı’nın yanındaki şehitliğe defnedilmiştir.”