YEREL HABERLER - 23 Kasım 2015 Pazartesi 16:50

Sorgun'da 495 Çift Nikah Kıyarak Dünyaevine Girid

A
A
A
Sorgun'da 495 Çift Nikah Kıyarak Dünyaevine Girid

Yozgat’ın Sorgun ilçesinde bu yıl içerisinde 495 çift nikah kıyarak dünyaevine girdi.
Sorgun’da bugüne kadar 495 çift nikah kıyarken Sorgun Belediye Başkanı Ahmet Şimşek, Emine -Seyit Ahmet Bozkurt çiftinin nikah şahitliğini yaparak mutluluklarını paylaştı. Sorgun Belediyesi Nikah Salonu’nda gerçekleştirilen nikah merasimine genç çiftin aileleri ve yakınları katıldı.Nikahın kıyılmasının ardından Belediye Başkanı Ahmet Şimşek, damada Türk Bayrağı, geline de Kur’an-ı Kerim hediye etti.
2015 yılında bugüne kadar 495 çiftin nikah kıydırdığını söyledi. Şahitlik yaptığı genç çifte tavsiyelerde bulunan Başkan Şimşek, “Allah en kötü gününüzü bugünkü gibi kılsın. Hayatınızda bazı zorluklar olacak, bazen sıkıntılar, bazen neşe, bazen keder olacak. İşte zorluk ve sıkıntılarla karşılaştığınız zaman bu sıkıntıları aşmanın tek bir yolu birbirinize her geçen gün daha da artan bir sevgiyle, muhabbetle bağlanmak. Eğer sevgi olmasaydı dünya olmazdı. Rabbimizin Peygamberimize olan sevgisi olmasaydı kainat yaratılmazdı. Onun için gençlerimize özellikle gençlerimiz için duamız, ‘Rabbim sizlerin kalplerine Hz. Adem babamız ile Hz. Havva anamız arasındaki bir sevgi nasip etsin. Rabbim size Peygamber efendimizle Hz. Hatice validemiz arasındaki bir sevgi nasip etsin ve Rabbim size Hz. Ali efendimizle Hz. Fatıma anamız arasındaki sevgi gibi bir sevgi nasip etsin. Allah yolunuzu, bahtınızı açık etsin, mesut ve bahtiyar etsin” dedi.
Başkan Şimşek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her evlenen yeni çifte yaptığı vatana, millete hayırlı, sağlıklı en az 3 çocuk tavsiyesini de Emine ve Seyit Ahmet Bozkurt çiftine yaparak mutluluklar diledi.
Sorgun’da 2014 yılı içerisinde 552 çiftin nikah kıydırdığı, bu yıl sonuna kadar bu rakamın geçilebileceği belirtildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Ahırların havasız kalması kuzuların ölümüne neden oluyor Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Abdurrahman Takcı, hayvan üreticilerini uyarılarda bulunarak Sivas’ta kuzu ölümlerinin ciddi seviyelere ulaştığını ifade etti. Yeni doğan kuzuların bakımlarının yeteri seviyede olmaması yetiştiricileri maddi anlamda oldukça zora sokuyor. Son yıllarda hayvancılık sektöründe sıklıkla karşılaşılan bir sorun ise havasız ahırlar. Özellikle büyük çiftliklerde kullanılan kapalı sistem ahırlar, yeterli havalandırma sağlanmadığında hayvanlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Takcı, “Sivas’ta kuzu ölümleri artık ciddi seviyelere ulaştı. Yetiştiricilerimiz ahırları tam anlamıyla havasızlaştırıyorlar. Soğuğu kesmek adına havanın az bir sirküle edilebileceği noktaları bile kapatıyorlar. Bu noktada da ahırda çok ciddi bir şekilde amonyak kokusu hâkim oluyor ve enfeksiyon oluşturuyor” diye konuştu. “Sivas’ta kuzu ölümleri artık ciddi seviyelere ulaştı” Abdurrahman Takcı, kuzuların ishallerden ve solunum sistematiği problemlerinden öldüklerini ifade ederek, “ Kuzu ölümleri Sivas’ta önemli bir seviyeye ulaştı. Normalde kuzu ölümlerinde yüzde 2 ila yüzde 5 arasında olan bir sınır var. Aslında yüzde ikilik oran normal kabul edilen seviye ancak yüzde beş, maksimum tolere edilebilir üst sınır. Sivas’ta genel manada süt üretiminde tamamıyla vazgeçmiş bir yetiştiricimiz var. Koyun yünü uzun yıllardır zaten maddi anlamda bir değer taşımıyor. Buna bağlı olarak da koyun yetiştiricilerinin yegâne geliri kuzu üretimi. Sivas’ta kuzu ölümleri artık ciddi seviyelere ulaştı. Bu noktada da yetiştiricilerimiz hayvan hastanelerimize geliyorlar veya hastalıklar genel manada çok üst sınırlara ulaşınca bizlere ulaşıyorlar. Ama kuzu kayıplarını bahsettiğimiz seviyelerin üstüne çıkmadan hemen önemsemeleri gerekiyor. Uzmanlara sormaları, bu konuda yapılan yanlışlarını bir an önce düzeltmeleri gerekiyor. Genel manada baktığımız zaman kuzu ölümleri doğumdan sonraki ilk bir aylık evrede oluyor. Sivas’ta genel itibariyle kuzularla, koyunlar bir arada tutuluyor. Bu noktada da ahırın genel havası da istenilen seviyede hava dolaşımı sağlanmıyor. Ve bu kayıpların nedenlerini iki başlık altında toplayacak olursak kuzuları ishallerden ve solunum sistematiği problemlerinden kaybediyoruz” dedi. “Ahır havasız bırakılıyor, amanyok kokusu zehirliyor” Takcı, ahırların havasızlaştırılmasının kuzular üzerinde olumsuz etkilerinin olduğunu ifade ederek, “ Hayvanların üşüme kaygısıyla ahırlarda yeterince havalandırma yapılmıyor. Aslında yanlış bir kaygı bu. Hayvanlarımız üşümez. Yeter ki düzgün besleyelim. Hem büyükbaş için hem de koyun ve keçiler düzgün beslenildiği takdirde onlardan doğan oğlak ve kuzular üşümez. Yetiştiricilerimiz bu noktada ahırları tam anlamıyla havasızlaştırıyorlar. Soğuğu kesmek adına havanın az bir sirküle edilebileceği noktaları bile kapatıyorlar. Bu noktada da ahırda çok ciddi bir şekilde amonyak kokusu hâkim oluyor. Bunlar da daha akciğer kapasitesi yeni gelişen kuzularda ciddi şekilde enfeksiyon yapıyor ve kuzularda daha tedavi aşamasına geçilmeden kaybediyoruz. Bugün baktığımız zaman kuzu ölümleri Sivas’ta belki de yüzde yirmilerin üstünde bir seviyede. Çünkü bize gelen hastanemize gelen koyun yetiştiricileri bu şekilde bir oran veriyor. Bu çok ciddi bir kayıp. Çünkü nihayetinde koyunlardan koyun yetiştiricileri bir yılda bir kere kuzu alabiliyorlar. Ekstradan kuzu almak farklı uğraşlar gerektiriyor. Yetiştiricilerimiz de bunu yapmıyor. Kuzuları da kaybettiğimiz takdirde yetiştiricinin bir yıllık emeği boşa gitmiş oluyor” şeklinde konuştu.
Osmaniye Evladını öldürmeyen yılan sokması anneyi öldürdü Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde hayvan otlattığı esnada yılan sokması sonucu hayatını kaybeden Cennet İnci(60) gözyaşları arasında toprağa verildi. Yaşlı kadının oğlunun da aynı bölgede yılan saldırısına uğradığı ve 1 aylık tedaviyle sağlığına kavuştuğu öğrenildi. Düziçi ilçesinin Gümüş köyünde inek otlatırken, yılan sokması sonucu yaralan ve kendi imkanlarıyla ana yola çıkarak çevredeki vatandaşlardan yardımıyla hastaneye kaldırılan 7 çocuk annesi Cennet İnci, hastanede kurtarılamayarak vefat etmişti. Yaşlı kadının cenazesi, otopsinin ardından götürüldüğü köyünde toprağa verildi. Hayatını kaybeden Cennet İnci’nin oğlunu da aynı bölgede yılan soktuğu ve 1 aylık tedavi gördükten sonra sağlığına kavuştuğu öğrenildi. Yılan sokması sonucu hayatını kaybeden Cennet İnce’nin oğlunu da aynı yerde yılan tarafından sokulduğunu söyleyen Gümüş Köyü Muhtarı Ramazan Yakut, ’’Köyümüzün Çirişlikaş Mahallesi’nde bulunan ormanlık alana inek otlatmaya gidiyor yılan sokması sonucu kendini ormandan yol kenarına atarak çevredeki vatandaşlardan yardım istiyor. Yoldan geçen bir vatandaş yardım etmeye gittiğinde kendisini yılan soktuğunu söylüyor. Yardıma gelen vatandaş durumu, İnce’nin akrabalarına bildiriyor. Kendi arabalarıyla hastaneye götürmeye çalışırken Böcekli beldesinin ilerisinde ambulans karşılıyor bunları kadını alıp hastaneye götürüyorlar orada hayatını kaybediyor. Hayatını kaybeden oğlunu da yılan sokmuştu ama o kurtulmuştu annesi kurtulamadı" dedi. "Bu kadının oğlunu da yılan sokmuştu aynı yerde ama o kurtuldu" Köylerinde yılan sokma vakalarının pek yaşanmadığını kendi annesini de yılan soktuğunu ama kurtulduğunu söyleyen Selver İnce, "Kadın ineğini otlatmaya gidiyor, ineğini çözerken otların arasında yılan sokmuş. Yola çıkıp yardım istemiş bir adam yardıma gelmiş ona beni yılan soktu demiş son sözleri bu olmuş. Akrabalarına haber veriyorlar hastaneye götürürken kadının ağzından köpükler geliyor. Benim annemi de yılan soktu annem beni yılan soktu dedi gittik baktık yılanı öldürmüş hemen bacağına turnike yapıp hastaneye götürdük orada tedavi gördü iyileşti. Bu kadının oğlunu da yılan sokmuştu aynı yerde ama o kurtuldu. Şu zamana kadar yılan sokma olayı 3 defa oldu başkada olmadı" dedi.