EĞİTİM - 03 Kasım 2017 Cuma 18:27

Yalçın: “MEB’in sahaya sürdüğü yöntem tam bir zihni sinir projesidir”

A
A
A
Yalçın: “MEB’in sahaya sürdüğü yöntem tam bir zihni sinir projesidir”

Yozgat’ta eğitim temsilcileriyle bir araya gelerek öğretmenlerin performans değerlendirme sistemine ve TEOG’un kaldırılmasına yönelik açıklamalarda bulunan Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen performans değerlendirmesiyle ilgili sahaya sürdüğü yöntem tam bir zihni sinir projesidir.

Yozgat’ta eğitim temsilcileriyle bir araya gelerek öğretmenlerin performans değerlendirme sistemine ve TEOG’un kaldırılmasına yönelik açıklamalarda bulunan Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen performans değerlendirmesiyle ilgili sahaya sürdüğü yöntem tam bir zihni sinir projesidir. Dolayısıyla bunun kabul edilebilecek bir tarafı yoktur” dedi.


Eğitim alanında gerçekleştirilen çalışmaları ve sorunları eğitim temsilcileriyle bir araya gelerek değerlendirmek amacıyla Yozgat’ta gelen Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş sisteminin (TEOG) kaldırılması ve öğretmenlerin performans değerlendirmeleriyle ilgili açıklamalarda bulundu.


Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen performans değerlendirmesiyle ilgili sahaya sürdüğü yöntemin tam bir zihni sinir projesi olduğunu söyleyen Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Bunun kabul edilebilecek bir tarafı yoktur. Öğretmeni kum torbasına çevirip öğretmeni şamar oğlanına döndürüp öğrencinin öğretmene parmak sallamasını velinin öğretmene parmak sallamasını öğretmenin yan yana durduğu arkadaşıyla karşı karşıya gelmesini, ya da okul idaresinin performans notu üzerinden öğretmene baskı yapmasını bu anlamda çok doğru bulmuyoruz. Onun için buna kesinlikle karşıyız” dedi.


Eğitim Bir Sen olarak bu konudaki kararlarını daha önce kamuoyuna paylaştıklarını belirten Yalçın, “Pilot uygulamaya ilişkin bütün kamu görevlilerine, bütün öğretmenlere meslektaşıma notum yüzdür diyerek herkesin birbirine yüz vermesini ve böyle bir uygulamanın hakim kalmasını istedik. Ve bu konuda bakanlık bu uygulamayı derhal geri çekmeli. Bu tip zihni sinir projeleriyle öğretmenleri germekten de uzak durmalıdır. Öğretmene değer veren, öğretmeni merkez alan gayretlendiren ve yüreklendiren ödül eksenli çalışmaların tamamını konuşmaya tartışmaya varız. Ama öğretmenlik mesleğini hırpalayacak ayaklar altına alacak bir yaklaşıma kesinlikle taraf olmayız” şeklinde konuştu.


Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş (TEOG) sistemi ne ilişkin de açıklamalarda bulunan Yalçın, “Eğitim Bir Sen olarak biz, aksayan yönlerini 2016 Eylül ayında eğitime bakış raporuyla 16 yıllık eğitimin izlenmesi ve değerlendirmesini konu alan biri akademik bakış açısıyla kamuoyuyla paylaştık. TEOG konusunda orada ifade ettiğimiz konu çok net. Biz diyoruz ki TEOG’ta, TEOG’un okul içi etkinlik boyutuyla doğru bir yöntem olduğunu, öğrenciye stres yaşatmayan sınavları zamana yayarak normal sınavlar yerine koyarak bu anlamda herkesin kabul ettiği bir seviyeyi az çok yakaladığını ifade etmiştik. Ama yerleştirme kısmına ilişkin neşter vurulmazsa bir restorasyon yapılmazsa bunun ileri de TEOG’un kendisini götürebileceğini çok net olarak belirtmiştik. Öyleyse bu konu da adım atılması gerekirdi. O adım atılmadığı için bir müdahale geldi ve bunun mağdur ürettiği konusunda Cumhurbaşkanımızın devreye girmesiyle TEOG yeniden tartışılmaya başlandı” ifadelerine yer verdi.


Milli Eğitim Bakanlığında sürecin işlediğini vurgulayan Yalçın, “MEB, alternatifler geliştirdiklerini kamuoyu ile paylaştı. Ama bütün tartışmaları dikkate alarak en uygununu kamuoyu ile paylaşmalarını ve eleştirileri de dikkate aldıktan sonra son şeklini vermelerinin doğru olacağını düşünüyorum. Ama bunda da gecikmemeleri gerekiyor. Biran önce bu işin noktalanması gerekiyor. Çünkü 8. sınıflarda süreç işliyor. TEOG’tan sonra çocuklarda bir ara boşluk oluştu. Bu da çok net olarak eğitimciler olarak gözlemlediğimiz bir sorun” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”