GÜNDEM - 29 Aralık 2025 Pazartesi 10:34

Saraykent’te kadınlar kooperatif çatısı altında bir araya geldi

A
A
A
Saraykent’te kadınlar kooperatif çatısı altında bir araya geldi

Yozgat’ta Saraykent Kadın Kooperatifi, yeni kurulmuş olmasına rağmen ilçede özellikle kadınların aktivite alanını genişletiyor.


Saraykent ilçesinde 3 ay önce bir grup kadının bir araya gelmesiyle kurulan Saraykent Kadın Girişimi Kooperatifi el emeği göz nuru üretimlerini ilçe halkı ve ziyaretçilerle buluşturuyor. Kısa sürede ismini duyuran kooperatif, kadınlar matinesi organizasyonu ile de adından sıkça söz ettirdi. Güçlerini ve marifetlerini birleştiren kadınlar, ilçede bu girişimi uzun soluklu olarak sürdürmek istiyor. Sabah kahvaltısı ve öğle yemeği seçenekleri bulunan kooperatifin lokanta bölümünde kahvaltı hafta içi 12.00’ye kadar, hafta sonu da 09.00-16.00 saatleri arasında hizmet veriyor. Öte yandan kooperatif saat 18.00’e kadar vakit geçirmek isteyen misafirlerini ağırlıyor.



"Bir yola çıkmak gerekiyordu, onu başardık"


Kadın Girişimi Kooperatifi Başkanı Tuğçe Nur Yeşil, kadınların ön planda olması gerektiğini düşünerek bu yola çıktıklarını ifade etti. Saraykent Belediye Başkanı Ahmet Köroğlu ve Saraykent Kaymakamı Mete Öztürk’ün destek olduğunu belirten Yeşil, "Bir yola çıkmak gerekiyordu, onu başardık Allah’a şükürler olsun. Hem üretiyoruz hem de lokantamızda ürünlerimizi sergiliyoruz. Saraykent’te yetişen üzümlerden üzüm pekmezi yapıyoruz. Dağlarda yetişen alıçlardan marmelat yapıyoruz. Eriştelerimiz mevcut. Erişteleri hem dışarıya satıyoruz hem de lokantamızda öğün olarak verebiliyoruz" diye konuştu.



"Kadınlar matinesi yaptık, çok güzel vakit geçirdik"


İlçe halkının zamanla kadınların bu girişimine alıştığını belirten Yeşil, "Çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Kooperatifimizin lokantası 2 hafta önce açıldı. Burada kadınlar matinesi gerçekleştirdik. 25 kişi katılım sağladı. Çok eğlenceli ve güzel vakit geçirdik. Sadece kadınlara özel gerçekleştirdik. Çok güzel şeyler söylendi. Talepler üzerine bunu devam ettirmeyi düşünüyoruz. Saraykent’te kadınlara özel bir şey yapılmasına gerçekten ihtiyaç varmış. Biz de buna elimizden geldiğince önderlik ediyoruz. Güzel olmasını ve süreklilik arz etmesini diliyoruz" dedi.



"Her şey el emeği göz nuru"


Kadın Kooperatifi Başkan Yardımcısı Halime Zambak da, "Yufka, erişte, mantı, alıç marmelatı, pekmez üretiyoruz. Her şey el emeği göz nuru. Bugünkü menümüzde arabaşı çorbası, gözleme ve haside var. Haside malzemeleri un, pekmez ve su. Pekmezi suyla inceltiyoruz, un katıyoruz ve pişiriyoruz. Kış aylarının vazgeçilmez tatlısı" ifadelerini kullandı.



Saraykent’te kadınlar kooperatif çatısı altında bir araya geldi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Pegasus Hava Yolları ve Tüpraş’tan sürdürülebilir havacılık için iş birliği Pegasus Hava Yolları, Tüpraş ile sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) kullanımına yönelik stratejik bir iş birliği anlaşması imzaladı. Tüpraş tarafından üretilecek ve ICAO CORSIA kriterleriyle uyumlu sertifikasyona sahip SAF’ın kullanımına başlanmasının, Pegasus’un 2050 Net Sıfır Karbon Emisyonu yol haritasında önemli bir dönüm noktası olacağı aktarıldı. Tüpraş ile Pegasus Hava Yolları, Türkiye havacılık sektörünün karbonsuzlaştırmasına katkı sağlayacak Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) kullanımını artırmaya yönelik önemli bir iyi niyet anlaşması imzaladı. Enerji sektörünün önde gelen şirketlerinden Tüpraş teknolojik altyapısı ve sürdürülebilirlik vizyonuyla Türkiye’nin enerji dönüşümüne destek sağlarken; sürdürülebilir havacılığı iş modelinin merkezine alan Pegasus Hava Yolları ise karbon ayak izini azaltma hedefi doğrultusunda bu anlaşma ile havacılık sektöründe düşük karbonlu bir geleceğin inşasına katkı sağlayacak. İmzalanan anlaşma doğrultusunda, Pegasus Hava Yolları operasyonlarının belirli bir bölümünde, Tüpraş’ın üretmeye başlayacağı SAF’ı kullanacak. Bu iş birliği, Pegasus’un Net Sıfır Karbon Emisyonu yol haritasına katkı sağladığı belirtilirken, Türkiye’de SAF üretiminin geliştirilmesi ve tüketimin yaygınlaştırılması açısından güçlü bir örnek oluşturduğu kaydedildi. Ayrıca Türkiye’nin IATA/CORSIA nezdindeki dekarbonizasyon taahhütleri ile uyumlu olarak yayınlanan SAF tüketim yönetmeliklerine hizmet ediyor. Tüpraş, 2021’de "Enerjimiz Geleceğe" mottosuyla açıkladığı ve Nisan 2025’te revize ettiği Stratejik Dönüşüm Planı doğrultusunda, Türkiye’nin önde gelen SAF üreticilerinden biri olma hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda, İzmir Rafinerisi’nde 2026 yılında üretime başlanacak ve öncelikle mevcut tesislerin üretim kabiliyetlerinden yararlanılacak. Bitkisel ve hayvansal ham maddelerden üretilecek SAF, ICAO’nun Karbon Dengeleme ve Azaltma Programı (CORSIA) kriterleriyle uyumlu olacak ve uluslararası geçerliliğe sahip sertifikasyonlarla belgelendirilecek. Diğer yandan Pegasus "Rotamız Sürdürülebilir bir Gelecek" sloganıyla duyurduğu 2050 Net Sıfır Karbon Emisyon yol haritası doğrultusunda enerji verimliliği yüksek filo yatırımları ve operasyonel verimlilik çalışmalarına ek olarak yurt içinde artan SAF kullanımı ile karbon azaltım çalışmalarının kapsamını genişletiyor. Bu sayede Pegasus Hava Yolları, emisyon azaltım hedeflerini uluslararası standartlarla uyumlu şekilde ilerletirken; Tüpraş da bugün olduğu gibi geleceğin sürdürülebilir yakıtlarının tedarikinde de Türkiye’nin önde gelen üreticilerinden biri olması yolunda önemli bir adım atarak, Türkiye’nin enerji ve havacılık alanlarında sürdürülebilir geleceğine katkı sağlayacak. Pegasus Hava Yolları Finans Genel Müdür Yardımcısı Barbaros Kubatoğlu, iş birliğine ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Sektörümüzün küresel hedefi olan ‘2050 net sıfır’ doğrultusunda 2022 yılından bu yana, artan hacimlerde ve daha geniş bir coğrafyada SAF kullanıyoruz. Şimdi de Tüpraş ile gerçekleştirdiğimiz iş birliğiyle Türkiye’de uluslararası standartlara uygun şekilde üretilen SAF’ı kullanmaya başlayacağız. Bu yolla 2050 Net Sıfır Karbon Emisyonu yol haritamızda önemli bir adım atarken, ülkemizde sürdürülebilir yakıt ekosisteminin gelişimine katkı sağlayacağız" dedi. Tüpraş Genel Müdür Yardımcısı Atilla Ulusu, iş birliği anlaşmasına ilişkin olarak şunları söyledi: "Pegasus Hava Yolları ile SAF alanında gerçekleştirdiğimiz iş birliği anlaşmasıyla hem ülkemizin karbon nötr hedeflerine katkı sağlamaktan hem de havacılık sektöründe düşük karbonlu bir geleceğe öncülük etmekten memnuniyet duyuyoruz. 2026 yılında İzmir Rafinerimizde mevcut tesislerimizdeki üretim kabiliyetlerimizden faydalanarak SAF üretimine başlayacağız. Pegasus ile gerçekleştirdiğimiz bu anlaşma hem bugünün hem de geleceğin sürdürülebilir yakıt tedarikinde Türkiye’nin lider üreticisi olma yolunda kıymetli bir adım niteliğinde. 2050’de karbon nötr bir enerji lideri olma hedefimiz doğrultusunda; sürdürülebilir rafinajdan sıfır karbon elektrik üretimine, SAF’tan yeşil hidrojen teknolojilerine uzanan geniş yatırım alanlarımızı kararlılıkla sürdürüyor ve ülkemizin düşük karbonlu geleceğine öncülük etmeyi sürdürüyoruz".
İstanbul Vodafone Grubu bu yıl da CDP’nin A listesinde yer aldı Vodafone Grubu, çevre konusundaki şeffaf yaklaşımı ve iklim değişikliğiyle mücadelede sergilediği performans ile bu yıl da global çevre kuruluşu CDP’nin A listesinde yer aldı. Vodafone Grubu, iklim değişikliğiyle mücadelede sergilediği performans ve kurumsal şeffaflık sayesinde, kâr amacı gütmeyen global çevre kuruluşu Karbon Saydamlık Projesi’nin (CDP) her yıl en başarılı şirketleri sıraladığı A listesinde bu yıl da yer aldı. CDP’nin 2025 yılı iklim değişikliği anketi aracılığıyla açıkladığı verilere göre, Vodafone emisyonları ve iklim değişikliği risklerini azaltan ve düşük karbon ekonomisine geçişe katkı sunan uygulamalarıyla bu başarıyı kazandı. Vodafone, satın aldığı ve küresel operasyonlarında kullandığı şebeke elektriği kullanımının yüzde 100’ünü yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrikle karşılamak üzere belirlediği 2025 hedefine ulaşarak çevresel sürdürülebilirlik programında önemli bir dönüm noktasına ulaştı. Vodafone 2021 yılının Nisan ayından bu yana Türkiye operasyonlarında yüzde 100 yenilenebilir elektrik kullanıyordu. Vodafone Grubu’nun CDP A listesinde yer almasını değerlendiren Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, şunları söyledi: "Vodafone’un bir kez daha CDP A listesine dahil edilmesi, grubumuzun hedeflerine ulaşmak için doğru adımları attığımızı ve İklim Geçiş Planımız aracılığıyla kaydettiğimiz ilerlemeyi şeffaf bir şekilde raporladığımızı gösteriyor. Her yıl artan şebeke trafiğini göz önünde bulundurduğumuzda, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda uygulamaya devam ettiğimiz stratejimiz, net sıfır emisyon taahhüdümüzü yerine getirebilmemiz açısından kritik öneme sahip. 2025 mali yılı, global operasyonlarımızda satın aldığımız ve kullandığımız şebeke elektriğinin yüzde 100’ünü yenilenebilir kaynaklardan sağlanan elektrikle karşıladığımız ilk yıl oldu. Bu, Vodafone Grubu adına büyük bir başarı ve faaliyet gösterdiğimiz her pazardaki ekiplerin özverisi sayesinde gerçekleşti. Türkiye’de de 2021’den bu yana şebeke ve ofislerimizde tükettiğimiz elektriğin tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarından temin ederek Kapsam 2 emisyonlarımızı sıfırladık. Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarımızı baz yılımız olan 2020’ye göre yüzde 94 oranında azalttık. Faaliyetlerimiz sonucu şebekemizde oluşan elektronik atıkların yüzde 100’ünü geri kazanım, geri dönüşüm veya yeniden kullanım yoluyla değerlendiriyoruz." Londra merkezli uluslararası bir kuruluş olan CDP, şirketlerin, sermaye piyasalarının, şehirlerin, eyaletlerin ve bölgesel yönetimlerin çevresel etkilerini yönetebilmelerini sağlamak için bağımsız çevre ve doğa raporlama sistemini sunuyor. CDP, şirketleri değerlendirirken detaylı ve bağımsız bir metodolojiden yararlanıyor. A’dan D’ye kadar yapılan puanlamada, şirket açıklamasının kapsamı, şirketin farkındalık düzeyi ve çevresel riskleri yönetme becerisinin yanı sıra hırslı ve anlamlı hedefler koymak gibi çevresel liderlikle çağrıştırılabilecek en iyi uygulamalara imza atmış olması da dikkate alınıyor. Açıklama yapmayan ya da yetersiz bilgi sunan şirketlere F veriliyor. CDP’nin her yıl kamuoyuyla paylaştığı açıklama ve puanlamalar, iş dünyasının çevre konusundaki şeffaflığını yansıtan altın standart olarak kabul ediliyor. CDP puanları, yatırım ve satın alma kararlarının verilmesinde önemli rol oynuyor. CDP’nin 2025 yılı için hazırladığı ’A Listesi’nin 8 Ocak 2026 tarihinde yayınlanması bekleniyor.
İzmir EGİAD: "Büyüme, ancak topluma dokunursa anlamlıdır" Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı, 2026 ekonomisinde yatırım, ihracat ve dijitalleşme odaklı politikaların kritik önem taşıdığını belirterek 2025 ekonomisini değerlendirdi, 2026 ekonomisi için beklentilerini sıraladı. EGİAD, Türkiye’nin ikinci yüzyılına girerken ekonomik görünümü ve gelecek projeksiyonlarını değerlendirdi. EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı M. Kaan Özhelvacı, 2025 yılına ilişkin yaptığı değerlendirmede, Türkiye ekonomisinin yapısal kırılganlıkları ile fırsat alanlarının aynı potada görüldüğünü ifade ederek önemli mesajlar verdi. EGİAD Başkanı Kaan Özhelvacı, Türkiye ekonomisinin 2025’te sıkı para politikaları, finansmana erişim ve maliyet baskılarıyla mücadele ettiğini hatırlatarak, "Buna karşılık üretim, ihracat ve yapısal reform odaklı bir dönüşüm arayışı güçlendi. Açıkçası Türkiye ekonomisi, önemli sıçramalar yaşasa da büyümenin niteliği ve kalıcılığı konularında derin bir sınav verdi. Verimlilik artışının sınırlı kalması, kurumların öngörülebilirlik sorunu ve gelir eşitsizliklerinin derinleşmesi, 2025’in ekonomi yönetimi açısından temel sorun alanlarını oluşturdu." dedi. Türkiye ekonomisinin temel yapısal meselelerinin dört ana başlıkta toplandığına dikkat çeken Özhelvacı, maddeleri şu şekilde sıraladı: "1.’si verimlilik odaklı üretim yetersizliği, 2.’si teknoloji seviyesi orta ligde sıkışmış bir üretim yapısının Türkiye’nin rekabet gücünü sınırlaması, 3.’sü kurumsal kapasite eksikliği, 4.’sü eşitsizlik ve bölgesel dengesizlik başlıca sorunları oluşturmakta." Öngörülebilir, şeffaf ve uzun vadeli karar alma mekanizmalarının oluşturulması gerektiğinden de bahseden Özhelvacı, toplumsal olarak da büyümenin ancak tabana yayılmasıyla mümkün olabileceğinin altını çizerek, "Büyüme, ancak toplumun farklı kesimlerine dokunursa anlamlıdır. Bölgesel uçurumlar kapanmadan, nitelikli istihdam oluşturmadan ve adil bir rekabet ortamı tesis etmeden Türkiye ekonomisi gerçek potansiyeline erişemez." diye konuştu. 2026 yılının Türkiye için bir dönüşüm eşiği oluşturacağına işaret eden Özhelvacı, karar alıcılara şu mesajı verdi: "2026’ya ilişkin beklentiler, kurumsal reformlar, verimlilik odaklı yatırımlar ve yeşil-dijital dönüşümün uygulamaya geçmesiyle şekillenecektir." Özellikle dört ana yapısal alanda adım atılması gerektiği belirten EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı, "Ar-Ge, nitelikli iş gücü ve üretim modernizasyonu desteklenmelidir. Hukuki güven, öngörülebilir regülasyonlar ve piyasa özerkliği yeniden inşa edilmelidir. Ekonomik refah yalnızca belli merkezlerde değil ülke geneline yayılmalıdır. Yeni ekonominin kodları; temiz enerji, veri, teknoloji ve sürdürülebilirlik iş dünyasının ana ajandası olmalıdır." dedi. Özhelvacı değerlendirmesini şu ifadeyle tamamladı: "Cesur reformlar, bilimsel akıl ve uzun vadeli vizyon, Türkiye’nin geleceğini belirleyecektir." EGİAD’ın iş dünyasına mesajı EGİAD iş dünyasının ekonomide edilgen değil etken olduğunu da hatırlatan Özhelvacı, EGİAD üyelerine yönelik vizyonu şu cümlelerle aktardı: "İkinci yüzyıl; birlikte hareket eden, değer oluşturan ve geleceği tasarlayan bir iş dünyasıyla inşa edilebilir. EGİAD olarak bu dönüşümün sorumluluğunu üstleniyoruz. EGİAD, iş dünyası, üniversiteler, sivil toplum ve kamu yönetimi arasında köprü görevi görmeye devam ederek Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma ajandasına katkı sunmayı sürdürecektir." EGİAD’ın 2025’te odağını genç istihdamı ve Türkiye’nin en kritik sosyal-ekonomik sorun alanlarından biri haline gelen NEET gençler meselesine çevirdiklerinin altını çizen Özhelvacı, "İşgücüne katılmamış, eğitim ya da istihdama dahil olamamış gençlerin ekonomiye kazandırılmasının yalnızca sosyal sorumluluk değil, bölgesel kalkınma için stratejik bir zorunluluk olduğunun altını çizdik. 2026’ya girerken ise odağımızı bir kademe ileri taşıyoruz. İlk raporumuzun başlığı, ’Yaratıcı Yıkım Sürecinde İzmir - Üçüz Dönüşüm ile İşgücü Piyasasının Yeniden Tasarımı’ olacak. Bu çalışmada temel sorumuz şu: Dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve sosyal dönüşüm İzmir’in işgücü piyasasını nasıl yeniden şekillendiriyor? Yapay zekâ, otomasyon, robotik ve yeni üretim teknolojileri; bazı meslekleri dönüştürürken yeni becerilere olan ihtiyacı artırıyor. Biz bu raporla; ’hangi beceriler kritik olacak, hangi sektörler nasıl etkilenecek, şirketler ve kurumlar hangi yeniden beceri kazandırma adımlarını atmalı?’ sorularına somut bir çerçeve getirmek istiyoruz. Özellikle NEET gençler başta olmak üzere kırılgan grupların üretim süreçlerine yeniden dahil olabilmesi için uygulanabilir bir yol haritası ortaya koyacağız; böylece yaratıcı yıkımın şehir için risk olmaktan çıkıp fırsata dönüşmesine katkı sunacağız. İkinci raporumuzun başlığı, ’Bölgesel Ekonomik Güvenlik - Tedarik Zinciri Riskleri ve Dayanıklılık’ olacak. Bu çalışma ise Ege sanayisi açısından kritik bir soruya ışık tutuyor: Küresel şoklara karşı şirketlerimiz ne kadar dayanıklı? Çin kaynaklı tedarik kesintisi, AB regülasyonları, navlun maliyetleri, kritik hammaddelerde dışa bağımlılık, enerji bağımlılıkları, Sınırda karbon düzenleme uygulamaları gibi senaryoları analiz ederek; hangi sektörlerin daha kırılgan, hangilerinin daha dayanıklı olduğuna ilişkin güçlü içgörüler üreteceğiz. KOBİ’ler için tedarik çeşitlendirme, risk yönetimi ve dayanıklılık artırma adımlarına dair uygulanabilir bir çerçeve sunarak, bu raporu "yarının belirsizliklerine karşı stratejik pusula" haline getireceğiz. Tüm bu çalışmaları 2026’nın ilk aylarında paylaşmayı hedefliyoruz." dedi.