GÜNDEM - 11 Aralık 2025 Perşembe 10:40

Yağmur, soğuk demeden enstrümanını çalıyor

A
A
A
Yağmur, soğuk demeden enstrümanını çalıyor

Yozgat’ta yaşayan Ersin Aşık, sokak müziği yaparak çocukluktan gelen yeteneğiyle sanatını birleştiriyor. İstanbul’da yaşarken Yozgat’a taşınma kararı alan ve hayatını 22 yıldır Yozgat’ta sürdüren Aşık, şehrin farklı noktalarında akordeon çalıyor. Ailesinin sorumluluklarını da omuzlayan Aşık, gayretiyle takdir topluyor. 17 yaşında özel ihtiyaç sahibi çocuğu bulunan Ersin Aşık, eşinin oğluyla ilgilendiğini, kendisinin de müziği ile evine destek olduğunu belirtiyor.


"Bu dirayetle aşamayacağımız engel kalmayacağını düşünüyorum"


Yozgat halkından çok destek gördüğünü ifade eden Aşık, "Ben bu işi çocukluğumdan beri yaptığım için kar kış yağmur hiç fark etmeden belirli müsaadeleri talep ederek yapıyorum. İşimi severek yapıyorum, kendi ayaklarının üzerinde durması çok güzel bir şey. Bu dirayet ve kuvvetle aşamayacağımız engel kalmayacağını düşünüyorum" dedi.


"Allah’a şükürler olsun bir gayretim var"


Bazen Kayseri’ye gidiyorum, Yozgat’ta eski Askerlik Şubesi önünde, İstanbul’da Beyoğlu, Pendik’te müzik yaptığım oluyor. Kışın hep buralardayım. Sanatımı burada icra ediyorum. Çok olumlu geri dönüşler alıyorum. Bir duyarlılık var. Yaptığımız hiçbir işten erinmememiz lazım. ‘Benim işim yok, çalışamıyorum’ dememek lazım. Eşim epilepsi hastası, çocuğum otizmli. Sabit bir işe girdim. İşe gitmem gereken saatte eşimin bayıldığını gördüğüm oldu, çocuğumu okuluna hazırlamam gerekti. Ben de en iyi çözümün bu işi yapmak olduğunu düşünerek evliliğimin ilk başından beri hatta çocukluğumdan beri evimi kontrol açısından iyi oluyor. ‘Geç kaldın’ diyenim yok, Allah’a şükürler olsun bir gayretim var. Bir insan farklı bir iş yapıyor olabilir ama herkesin bir hikayesi vardır. Amirinden memuruna kadar bütün vatandaşlarımıza sevgilerimi saygılarımı gönderiyorum" şeklinde konuştu.



Yağmur, soğuk demeden enstrümanını çalıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Ordu’da minik öğrenciler "sağlık elçisi" oluyor Ordu’nun Ünye ilçesinde İlçe Sağlık Müdürlüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle hayata geçirilen "Sağlıklı Çocuk, Sağlıklı Gelecek" projesi kapsamında ilköğretim öğrencilerine sağlık eğitimleri verilmeye başlandı. Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında yapılan protokol kapsamında başlatılan projeyle öğrencilerin temel sağlık konularında bilinçlenmesi ve edindikleri bilgileri çevreleriyle paylaşarak birer "sağlık elçisi" olmaları hedefleniyor. Projenin ilk aşamasının başlandığı Ünye Kaledere İlkokulu’nda okuyan 614 öğrenci, teorik ve uygulamalı olarak aldıkları eğitimlerle "sağlık elçisi" olma yolunda ilk adımlarını atmış oldu. "Her ay bir okulumuzda bu eğitimleri gerçekleştirmeyi planlıyoruz" Ünye İlçe Sağlık Müdürü Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Yusuf Güney, "Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapmış olduğu protokol kapsamında ’Sağlıklı Çocuk, Sağlıklı Gelecek’ projesi amacıyla bir etkinlik düzenledik. Bu etkinliğimizde 112 Acil Sağlık hizmetlerinin görevleri, UMKE’nin görevleri, afetler, sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite ve bulaşıcı hastalıklar gibi konularda ilköğretim öğrencisi çocuklarımıza eğitim gerçekleştirdik. Bu eğitim hem teorik hem de uygulamalı oldu. Çocuklarımız sağlıkla ilgili temel bilgileri bu eğitim sayesinde gerçekleştirmiş oldu. Her ay bir okulumuzda bu eğitimleri gerçekleştirmeyi planlıyoruz. İlçemizde bu şekilde faaliyetlerimiz devam edecektir. Böylece çocuklarımız bizim birer sağlık elçilerimiz olacaktır. Sağlıklı beslenme ve sağlık okuryazarlığı konularında hem ailelere hem de çevresindekilere aslında birer örnek olacaklardır" dedi. "614 öğrencimiz var ve 24 öğretmenimiz bu eğitimlerden faydalandı" Eğitim sonunda öğrencilerin sağlık elçisi belgelerini aldığını ve okuldaki 614 öğrenci ile 24 öğretmenin tamamının bu eğitimlerden faydalandığını söyleyen Ünye Kaledere İlkokulu Müdürü Ertan Gül ise, "Bugün okulumuzda İlçe Sağlık Müdürlüğümüz ile İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüz tarafından ortaklaşa düzenlenen ’Sağlıklı Çocuk, Sağlıklı Gelecek’ projesi ile ilgili öğrencilerimize eğitim verildi. Önce iki sınıfımızda toplam 80 öğrencimize sağlık çalışanlarımız ağız ve diş sağlığı, fiziksel aktivite, 112 Acil Sağlık hizmetleri konularında bilgilendirme yaptılar. Daha sonra öğrencilerimiz eğitim sonunda sağlık elçisi belgelerini aldılar. Okulumuzda 614 öğrencimiz ve 24 öğretmenimizin tamamı bu eğitimlerden faydalanmış oldu" diye konuştu.
Ankara Uzmanından uyar: "Erteleme özgüveninizi tüketiyor, 5 dakika kuralıyla döngüyü kırın" Güven Çayyolu Tıp Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Hilal Savaş, erteleme sebebiyle ortaya çıkan sorunlara dair uyarılarda bulunarak 5 dakika kuralıyla döngünün kırılacağını açıkladı. Uzman Klinik Psikolog Hilal Savaş, zamanla gelişen yetersizlik, uykusuzluk, yorgunluk ve motivasyon kaybının sebebinin ‘ertelemek’ olduğu ile ilgili uyarılarda bulundu. Savaş, ertelemenin yalnızca zamanı değil, özgüveni de tüketebildiğini belirterek; stres, kaygı ve mükemmeliyetçilikle bağlantılı bu alışkanlığın, küçük adımlar ve ‘5 dakika kuralı’ ile değiştirilebileceğini, kronikleşen durumlarda ise profesyonel destek alınmasının önem taşıdığını vurguladı. Uzman Klinik Psikolog Savaş, herkesin zaman zaman sorumluluk alması gereken konularda erteleme davranışına başvurduğunu ifade etti. "Psikolojide erteleme, kaçınma davranışı olarak görülür" Hilal Savaş, aynı zamanda şu ifadelere yer verdi: "Psikolojide erteleme, aslında bir tür kaçınma davranışı olarak görülür. Zor, sıkıcı ya da kaygı uyandıran bir işe başlamak yerine başka bir şeyle meşgul oluruz. O anda kendimizi daha rahat hissetsek de bu durum beynimizde kısa süreli ödül sistemini harekete geçirir. Sonuç olarak iş tamamlanmaz, biz de sürekli arka planda ‘yapmam lazım’ düşüncesini taşırız. Bu da zihinsel yükümüzü ve stresimizi artırır." "Mükemmeliyet yerine ‘yeterince iyiyi’ hedeflemek kaygıyı azaltacaktır" Erteledikçe kaygının büyüdüğünü, bu kaygının uyku problemlerine, yorgunluğa ve motivasyon kaybına yol açtığını belirten Savaş, "Ayrıca kişi kendine kızmaya başladığında ‘yetersizlik’ duyguları devreye girer. Yani erteleme sadece zamanı değil, özgüvenimizi de tüketebilir. Çoğunlukla mükemmeliyetçilik, başlama güçlüğü, zamanı yanlış algılama ya da duygulardan kaçma nedeniyle erteleriz. Bir işi kusursuz yapamayacağımızı düşündüğümüzde başlamak zorlaşır. Halbuki mükemmeliyet yerine ‘yeterince iyiyi’ hedeflemek kaygıyı azaltacaktır" diye konuştu. "Erteleme bir zayıflık değil, öğrenilmiş bir davranıştır" Büyük görevleri küçük adımlara bölmek gerektiğini dile getiren Savaş, "5 dakika kuralı dediğimiz yöntemle, sadece birkaç dakika başlamaya niyet etmek bile çoğu zaman devamını getirmemizi sağlayabilir. Gün içinde zaman blokları ayırmak ve küçük ilerlemeleri kutlamak motivasyonu artırabilir ve en önemlisi, ertelemenin tembellik değil; stresle başa çıkmak için geliştirilmiş bir strateji olduğunu fark etmektir. Bu farkındalık, kendimize daha şefkatle yaklaşmamızı sağlayacaktır. Unutmayın; erteleme bir zayıflık değil, öğrenilmiş bir davranıştır. Küçük adımlarla bunu değiştirmek ise oldukça mümkün" dedi. Savaş, erteleme davranışının kronikleşmesi durumunda profesyonel destek alınmasının önemine de dikkati çekti.