ÇEVRE - 07 Kasım 2025 Cuma 09:30

Adana 1 haftada 5 kez ülkenin en sıcak şehri oldu

A
A
A
Adana 1 haftada 5 kez ülkenin en sıcak şehri oldu

Türkiye’nin en sıcak illerinden Adana’da son 1 haftada 5 kere sıcaklık rekoru kırıldı. Prof. Dr. Mesut Başıbüyük, "Her yıl anormal iklim olayları yaşıyoruz ama çok çabuk unutuyoruz. Bu olaylar böyle devam edecek, azalmayacak. Gelecek sene de bu felaketler ile karşı karşıya kalacağız" dedi.


Türkiye’nin en sıcak illerinden Adana’da son 1 haftada Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre 5 gün sıcaklık rekoru kırıldı ve Adana, 31 derecenin üzerine çıkarak Türkiye’nin en sıcak ili oldu. Sonbahar mevsiminde yok denecek kadar az yağış düşen kentte, gelecek 1-2 hafta içerisinde de herhangi bir yağış beklenmiyor. Hal böyle olunca da kuraklık her geçen gün kendisini hissettiriyor.



"Meteorolojik afetler arttı"


Küresel iklim değişikliği ve bunun etkileri hakkında Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Başıbüyük, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Son 30 yılda iklim değişikliğinin artış yaşadığını belirten Prof. Dr. Başıbüyük, "1990’lı yıllardan itibaren iklim değişikliği çok daha kronik bir hal aldı. Artık bu yaşananları bir iklim krizi olarak ifade ediyoruz. Günümüzde artan hava, deniz ve kara trafiğinin yanı sıra insan faaliyetlerini de bir araya getirdiğinizde iklimde değişiklik küresel olarak krize ulaşmış durumda. Her gün artık geçmişe göre çok daha fazla sayıda meteorolojik afetlerin olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı.



"2 milyondan fazla can kaybı"


Meteorolojik afetlerin yaşattığı kayıplarla ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Başıbüyük, "Meteorolojik afetlerin ortaya çıkartmış olduğu can ve mal kayıplarına baktığınızda son 50 yılda 2 milyondan fazla insan hayatını kaybetti. Son 50 yıl içerisinde depremlerde bu kadar insan hayatını kaybetmedi. Türkiye’nin diğer bölgelerinde de insanlar kendi bölgelerinde sıcak havayı hissediyorlar ancak Adana’da ciddi bir sıcaklık artışı var. Ortalama hava sıcaklığı Adana’da 2,5-3 derece arttı" diye konuştu.



"Gelecek sene de bu felaketler ile karşı karşıya kalacağız"


Barajların, nehirlerin ve su kaynaklarının bu sene daha çok kuruduğuna vurgu yapan Başıbüyük, daha sonra şunları söyledi:


"Deniz yüzey suyu sıcaklıkları arttı. Küresel olarak ciddi bir artış var. Ortalama hava sıcaklığı arttı. Ortalama hava sıcaklığı artışı 1,5 derecenin üzerine çıktı. 1,5 derece ortalama ancak kutuplarda bu rakam 3 derece. Daha önce hiç olmadığı kadar barajların, su kaynaklarının kuruduğu haberi var. Aslında biz her yıl anormal iklim olayları yaşıyoruz ama çok çabuk unutuyoruz. Bu sene bu sorun çok daha ciddi bir şekilde karşımıza çıkıyor. Kasım ayının ilk haftalarındayız ve Adana’da halen hava sıcaklığı 30 derecenin üzerinde. Meteorolojik verilere göre de Kasım ayında yağmur beklenmiyor. Muhtemelen bu olaylar böyle devam edecek, azalmayacak. Gelecek sene de bu felaketler ile karşı karşıya kalacağız."



"Alışkanlıklarımız değişmediği sürece bu sorun ortadan kalkmaz"


Türkiye’de birçok bölgenin ciddi kuraklık sorunu yaşadığını belirten Prof. Dr. Başıbüyük, "Doğu Karadeniz civarında bir problem karşımıza çıkmıyor ancak Doğu Akdeniz ve Batı Akdeniz çok ciddi bir kuraklık ile karşı karşıya. Trakya bölgesi de kuraklık ile karşı karşıya. Akdeniz çanağı dediğimiz Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin hepsinde ciddi kuraklık problemi ve içme suyu problemleri var. Tüketim alışkanlıklarımız değişmediği sürece bu sorun ortadan kalkmaz" dedi.



Adana 1 haftada 5 kez ülkenin en sıcak şehri oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.