EĞİTİM - 05 Kasım 2016 Cumartesi 14:44

2016 Eğitimde Fatih Projesi Eğitim Teknolojileri Zirvesi

A
A
A
2016 Eğitimde Fatih Projesi Eğitim Teknolojileri Zirvesi

İhlas Eğitim Kurumları İngilizce Öğretmeni Muhammet Fatih Karaca, "Öğrencilerin oyunlaştırma dediğimiz teknikle, dersi biraz daha sıkıcı bir ortamdan çıkarıp aynı oyun oynarmış gibi onları oyunlaştırılmış bir sistemin içine aldım" dedi. Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen uluslararası “Eğitimde Fatih Projesi Eğitim Teknolojileri Zirvesi 2016" Ankara’da The Green Park Otel’de başladı. Düzenlenen organizasyonda eğitim teknolojilerindeki yenilikler katılımcıların sunumlarıyla masaya yatırılıyor. Zirveye İhlas Eğitim Kurumları da üç öğretmeniyle katkı veriyor. Zirvede İhlas Eğitim Kurumları İngilizce Öğretmeni Muhammet Fatih Karaca ’Oyunlaştırılmış-Ters Yüz Edilmiş-Öğrenci Merkezli İngilizce Dersler’ adlı proje sunumunu yaparken, İhlas Eğitim Kurumları Fizik Öğretmeni Merve Davarcı Tekin de ’Robotlaşan Değil Robot Yapan Öğrenciler’ adlı proje sunumunu yaptı.
İhlas Eğitim Kurumları İngilizce Öğretmeni Karaca, Türkiye’de yapılan İngilizce derslerin dersten çıkarılıp İngilizce’nin bir dil olarak öğrencilere anlatılması üzerine bir proje geliştirdiğini belirterek, "Öğrencilerin oyunlaştırma dediğimiz teknikle, dersi biraz daha sıkıcı bir ortamdan çıkarıp aynı oyun oynarmış gibi her gün derse geldiklerinde biraz da ortamı değiştirerek aynı zamanda aynı oyunlarda yaptığımız gibi güzel bir şeyler yaptıklarında onlara bunun daha anlamlı bir şeyler ifade etmesi adına onları oyunlaştırılmış bir sistemin içine aldım. Burada öğrencilerimin her birinin kendilerine ait ’avatar’ dediğimiz karakterleri var ve o karakterlerinin ders içerisinde yapmış oldukları hareketler karakterlerin gelişimini etkiliyor. Normalde eğitimlerimizde öğrenciler artı, eksi tarzı değerlendirme alırlarken benim yaptığım sistemle de öğrenci doğru bir şey yaptığında öğrenci tecrübe puanları kazanıyor. Tecrübe puanları kazandıktan sonra seviye atlıyorlar, seviye atladıktan sonra aynı şekilde öğrencilerimiz belli özelliklere sahip oluyorlar yani yeni güçler elde ediyorlar ve elde etmiş oldukları güçleri ders boyunca kullanabiliyorlar. Çocukların ders içerisindeki ilerleyişi de bu süreç içerisinde çocuğun normal oyun oynarken alttan alarak edinmiş olduğu kazanımlara eş değer bir duruma geliyor ve çocuk süreç içerisinde şunu görüyor, diyor ki ’Evet ben buraya geliyorum, atmosfer sınıf atmosferi gibi görünüyor ama tamamen değiştirilmiş bir atmosfer ve benim burada yaptığım her şey daha manidar. Çünkü ben burada bir şey yapıyorum ve bunun bana hızlı bir dönüşü var, yaptığım her şeyin daha manidar olması benim süreç içerisinde buna daha fazla motive olmamı da sağlıyor’ diye bir düşünce içerisine giriyor" diye konuştu.
"24 kişide 19 kişi akıcı konuşmaya başladı"
Öğrencilere anlık geri dönüşler yaparak onları gerçek dönütlerle beslediğini kaydeden Karaca, "Onların süreç içerisindeki gelişimlerini kontrol altında tutmaya çalışıyorum. Onlara sisteme ek olarak kişiselleştirilmiş bir çalışma programımız var. İngilizce’yi sadece ders olarak değil bir dil olarak yani bir iletişim aracı olarak kullanmaları gerektiği için, dersin dışında da okulun dışına çıktıklarında da sürekli olarak empoze olmaları gerektiğinin farkında olduğumuz için onlarla beraber oturduk psikolojik durumlarını, kendi ilgi alanlarını göz önünde tutarak onlara birer çalışma programı hazırladık ve bu çalışma programlarını okulun dışına çıktıkları zaman da uygulamaya devam ediyorlar" ifadelerini kullandı.
Sene sonunda öğrencilerin İngilizce’yi öğrenilebilir bir şey olarak gördüklerini söyleyen Karaca, "Onlara gerçekleştirebilecekleri hedefler veriyoruz ve gerçekleştirilebilirliğini gördükten sonra da daha özgüven sahibi oluyorlar ve sene sonuna geldiğimizde de, 8 aylık dönemin sonuna geldiğimizde çocuklar artık en iyi ihtimalle akıcı bir şekilde konuşmaya başlıyorlar. Sistemin ikinci serisindeyim, birinci senemde 24 kişiyi ele aldım 19 kişi de akıcı konuşmaya ulaşabildim. Bu sene biraz daha geliştirdim, her öğrencinin kendi öğrenme hızını göz önünde bulundurarak daha farklı materyal tasarımlarını yaptık. Ben süreç içerisinde baktığım zaman çocuklar sürekli olarak eğlenerek biraz daha keyif alarak derslerime geliyorlar, gidiyorlar ve aynı şekilde İngilizce’nin de kazanılabilir bir dil olduğunu görüyorlar. Bu sadece İngilizce için değil herhangi bir şeyi öğretmek istediğinizde onun için kullanılabilir. Başarılı olduğumu düşünüyorum buraya da geldik diğer öğretmen arkadaşlarla paylaşacağız" değerlendirmelerinde bulundu.
İhlas Eğitim Kurumları Fizik Öğretmeni Tekin ise şunları kaydetti:
"Fizik dersine her zaman bir ön yargı vardır, o yüzden ben özellikle fizik dersinin daha kalıcı olması için robotik alanda uygulamalar yapmaya başladım. Son 5-6 yıldır robotik alanda uygulamalar yapıyorum, bu yaptığım uygulamalarla öğrencilere yazılı metinler veriyorum daha sonra metinleri eğitimlerle birleştirip yarışmalara katılmalarını sağlıyorum. Bu alanda yaptığım birçok projeyi de 10’a yakın derecem var Türkiye çapında. Bunlardan özellikle Milli Eğitim Bakanlığı’ndan aldığım ’En İyi Tasarım ’ ödülü var. Bunların sonucunda öğrencilerde en çok şuna dikkat çektim bir kere fizik dersine olan ön yargı kesinlikle azalıyor. Öğrenciler diyor ki: ’Biz artık kesinlikle günlük hayatta fiziği nasıl kullanacağız daha iyi anlayabiliyoruz ve daha iyi konuyu takip edebiliyoruz’ o yüzden bu anlamda çok mutlu oluyorum. Şu an üniversitelerde yeni bir sistem var, artık sözlü mülakat karşılığında öğrenciler üniversitelere alınıyor ve sorduklarında ’Senin diğerlerinden farkın nedir?’ diye sorduklarında öğrenciler kendilerini ’Ben şu alanda proje yaptım veya şu alanda robotik çalıştım’ diye anlatmaları gerekiyor o yüzden onlar için çok büyük bir tecrübe oluyor ve ileriki hayatlarında da onların çok işine yarayacağını düşünüyorum. İnşallah bütün öğrencilerin tüm dersleri uygulamalı olarak işlemesini istiyorum."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa İznik’te 1700 yıl sonra bir ilk: Konsil kültürel etkinlikle anılacak İznik’te 325 yılında gerçekleştirilen ve Hristiyanlık tarihi açısından büyük önem taşıyan İznik Konsili, aradan geçen 1700 yılın ardından ilk kez kültürel bir etkinlikle anılacak. 31. Noel Baba ile Dünya Barışına Çağrı Etkinlikleri kapsamında düzenlenecek programda, görme engelli yurttaşlar onur konuğu olacak. Noel Baba Barış Konseyi tarafından organize edilen etkinlikler, İznik Gölü kıyısında bulunan Aziz Neofitos Bazilikası’nın seyir platformunda gerçekleştirilecek açılış programıyla başlayacak. Açılışta, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, aziz şehitler, görevleri başında hayatını kaybeden askerler, milletin bağımsızlığı uğruna mücadele eden isimsiz kahramanlar ile Gazze’de ve tüm savaşlarda yaşamını yitiren çocuklar anısına saygı duruşunda bulunulacak. Saygı duruşunun ardından aynı platformda kültürel bir etkinlik düzenlenecek. Programın sunumunu görme engelli Halil Bilgiç yaparken, etkinliklerin onur konuğu ise İstanbul’dan gelecek görme engelli yurttaşlar olacak. Etkinlikler kapsamında ayrıca "1700 Yıl Önce - 1700 Yıl Sonra: Arama Konferansı" düzenlenecek. Konferansta, Roma İmparatoru I. Konstantin’in 325 yılında İznik Konsili’ni toplama gerekçeleri ve konsilde yaşanan gelişmeler ele alınacak. Tarihçiler, akademisyenler, milletvekilleri, gazeteciler ve araştırmacıların katılımıyla gerçekleşecek konferansta, 1700 yıl önceki süreç ile günümüz değerlendirmeleri birlikte masaya yatırılacak. Öte yandan, anti-siyonist entelektüel çevrelerde önemli bir yere sahip olan Yahudi Haham Yaakov Shapiro’ya Noel Baba Barış Ödülü’nün verilmesi de programda yer alıyor. Etkinlikler, İznik Konsili’ne 1700 yıl önce katılan Antalyalı Aziz Nikolaus’un anısına düzenlenen ve bu yönüyle 1700 yıl içerisindeki ilk kapsamlı anma programı olma özelliğini taşıyor. Böylece İznik Konsili, tarihte ilk kez 1700 yıl sonra, 2025 yılında gerçekleştirilen kültürel bir etkinlikle anılmış olacak. Noel Baba Barış Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Karabulut, etkinliklerin barış, tarihsel hafıza ve toplumsal farkındalık açısından önemli bir buluşma olacağını ifade etti.