KÜLTÜR SANAT - 23 Mayıs 2021 Pazar 10:06

60 ülke gezerek tarihin izlerini taşıyan koleksiyonunu oluşturdu

A
A
A
60 ülke gezerek tarihin izlerini taşıyan koleksiyonunu oluşturdu

Koleksiyoner Raif Kara, 37 yıl boyunca tarihin izini sürerek, dünyanın dört bir yanından topladığı gramofonları, taş plakları ve fonograf plaklarını Türkiye’ye taşıdı.

Koleksiyoner Raif Kara, 37 yıl boyunca tarihin izini sürerek, dünyanın dört bir yanından topladığı gramofonları, taş plakları ve fonograf plaklarını Türkiye’ye taşıdı. Kara’nın dev koleksiyonunda İstiklal Marşı’nın ilk bestesinden, Türk milletinin ilk ses kayıtlarına Türk tangosunun ilk kaydından ünlü sanatçılarının ilk bestelerine kadar geniş bir arşiv bulunurken, bu koleksiyon Türkiye’nin ses tarihine de ışık tutuyor.


Ankara’da yaşayan 59 yaşındaki Koleksiyoner Raif Kara, 60 ülkeden topladığı gramofonları Türkiye’ye taşıdı. Eski eşyalara çocuk yaşta ilgi duymaya başlayan Kara, gramofonlara olan tutkusunu yıllar sonra keşfetti. 1984 yılında aldığı gramofon ve taş plak ile serüveni başlayan Kara, dünyanın dört bir yanında adeta tarihin izini sürdü. Raif Kara koleksiyonu Türkiye’nin ilk tangosu, İstiklal Marşı’nın ilk bestesinin kaydı Zeki Müren ve Müzeyyen Senar’ın ilk kayıtları, 1890 yıllarında Osmanlı döneminde yapılan ilk ses kayıtlarıyla Türkiye’de bir ilk. Türkiye’nin ses tarihinde önemli bir arşiv niteliği taşıyan bu koleksiyonda binlerce taş plak, lonk play ve 45’lik bulunuyor. Ayrıca, Kara’nın koleksiyonunda Michael Jackson, Pink Floyd, Madonna, Elvis Presley gibi ünlü isimlerin altın plakları da bulunuyor.


Hepsi çalışır durumda olan 165 gramofonu ile benzeri olmayan bir koleksiyon oluşturan Kara, koleksiyonundaki her parçaya adeta gözü gibi bakıyor. Adeta müze gibi koruduğu iki odasında gününün büyük bir zamanını geçiren Kara, ziyaretçilerini de notalarla tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Kara’nın en büyük hayali ise koleksiyonunu gelecek nesillere taşımak.



"İnsanlar tüm plakların taş plak olduğunu zannediyor"


Koleksiyonuyla ilgili bilgiler paylaşan Kara, "Şu anda koleksiyonumda 165 tane tamamı çalışır ve orijinal durumda gramofon var. Değişik ülkelerden bir kısmını kendim beraber olarak getirdiğim bir kısmı da yurtiçinden değişik yerlerden aldığım. Türk ses tarihinin ilk plakları olan plaklardan bunlardan 24 tane var. 1895 yılında İstanbul’da kayıtları yapılmış Türk milletinin ilk ses kayıtları. Çok çok kıymetli her beste tek kopya olduğu için geleceğe taşımak açısından çok çok önemli bence. Yine plaklara geldiğimde 6 bin 500 civarında taş plak var. Taş plaklar 1895 ile 1965 yılları arasında üretilen plaklardır. Çünkü son zamanlarda plak modası var ve insanlar tüm plakların taş plak olduğunu zannediyor. Gramofonlarda çalınabilen plaklara taş plak diyoruz, pikaplarda çalınanlarda long play ya da 45’lik diyoruz. Gramofonlarda çalınan taş plaklar, pikaplarda ya da elektrikli pikap çalarlarda çalınabilir ama pikaplarda çalınan pikaplar gramofonlarda çalınamazlar" dedi.


Emel Sayın’ın, Barış Manço’nun, Cem Karaca’nın taş plağı olmadığını kaydeden Kara, "Taş plakların son üretimi 1965. Ama yine aynı örnekten devam edecek olursak Emel Sayın’ın, Barış Manço’nun ve Cem Karaca’nın plaklarını gramofon diye adlandırdığımız kurmalı pikap çalarlarda maalesef çalamayız çünkü, teknolojileri farklı. İçerik olarak taş plaklarda Türk milletinin ilk ses kayıtları dahil bildiğiniz ve bilmediğiniz bütün sanatçıların olmuş olduğu ilk plaklar var. Tabi bunlar hem kültürel anlamda hem de tarihi çok büyük önem taşıyor" diye konuştu.



"Bestenin ve güftenin orijinal hallerini günümüze taşıyan plaklar taş plaklar"


Taş plakların her birisinin sesli bir referans noktası olduğunu ifade eden Kara, "’Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar’ türküsünü hepimiz biliriz ama taş plaktan dinlediğimiz zaman ’Bursa’nın etrafı dumanlı dağlar’mış değişime uğramış. Ya da ’Bu fasulye yedi buçuk lira’ şarkısını biliyoruz, taş plaktan dinlediğimiz zaman fasulye iki buçuk liraymış zam gelmiş. Yani bestenin ve güftenin orijinal hallerini günümüze taşıyan plaklar taş plaklar" diye konuştu.



Osmanlı Sarayı için 1912 yılında üretilen gramofon bu koleksiyonda


Gramofonların bir kısmını Türkiye’den bir kısmını yurtdışından aldığını söyleyen Kara, "Uygundan kastım maddiyat değil pırıl pırıl olması benim için kriter. Çünkü sadece sayıya girersek ben bir tane gramofonun fiyatına 300 tane gramofon alabilirim. Bendeki bir tane gramofon var altın kaplama Osmanlı Sarayı için 1912 yılında özel üretilmiş. Bir buçuk milyon lira fiyatı. Dolasıyla sayıdan gidecek olsam plaklarda da, gramofonlarda da bu sayıları onla yirmiyle çok kolay katlayabilirdim aynı paralara. Nitelik olarak kıymetli olmasını istediğim için böyle gidiyor. İstiklal Marşımızın bende 27 tane plağı var. İkinci bir kişide 5 tane çıkmaz, 3 tane çıkmaz. Hem İstiklal Marşını çok sevdiğim için hem de bu koleksiyonerliği kendime bir misyon olarak gördüğüm için ona elimden geldiğince belirli konularda tek referans noktası olmaya özen gösteriyorum. Benim yıllardır bir müze hayalim var. Değişik teklifler oldu ama henüz beni rahatlatacak maddi değil geleceğe taşınmasıyla ilgili kaygılarımı yok edecek teklifle karşılaşmadığım için şu anda beklemede" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Yunusemre Belediyespor erkek judo takımı Süper Lig’e yükseldi Ankara’da düzenlenen Süper Lig’e Yükselme Müsabakalarında finale kadar yükselen Yunusemre Belediyespor Erkek Judo Takımı, turnuvayı ikinci sırada tamamlayarak Süper Lig’e yükselme başarısı gösterdi. Yunusemre Belediyespor Erkek Judo Takımı, Ankara’da gerçekleştirilen Süper Lig’e Yükselme Müsabakalarında ortaya koyduğu başarılı performansla adını Süper Lig’e yazdırdı. Kırmızı-beyazlı ekip, turnuvayı ikinci sırada tamamlayarak Manisa’ya kupa ve madalyayla döndü. Turnuvaya etkili bir başlangıç yapan Yunusemre Belediyespor, ilk turda Tekirdağ Hayrabolu Belediyespor’u 4-1 mağlup etti. Çeyrek finalde Karaman İl Özel İdarespor karşısında 5-0’lık net bir galibiyet alan ekip, yarı finalde ise Bilecik GSİM Spor Kulübü’nü yine 5-0 yenerek finale yükseldi. Final müsabakasında Sakarya Çaybaşı Spor Kulübü’ne mağlup olan Yunusemre Belediyespor, organizasyonu ikinci sırada tamamladı. Yunusemre Belediyespor Kulüp Başkanı Bülent Kanik, elde edilen başarıdan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Sporcularımız ve antrenörlerimiz, mindere yüreklerini koyarak Manisa’yı en iyi şekilde temsil etti. Süper Lig’e yükselmek kulübümüz adına çok önemli bir adımdır. Sayın Belediye Başkanımız Semih Balaban’ın spora ve sporcuya verdiği destek, bu başarıların en önemli yapı taşlarından biridir. Kendilerine kulübümüz ve sporcularımız adına teşekkür ediyorum" dedi. Yunusemre Belediyespor Erkek Judo Takımı, elde ettiği bu sonuçla önümüzdeki sezon Türkiye Judo Süper Ligi’nde mücadele etmeye hak kazandı. Süper Lig’e yükselen Yunusemre Belediyespor Erkek Judo Takımı kadrosu şu isimlerden oluştu: 66 kg Mustafa Efe Barak, 73 kg Emin Levent Yelkenci, 81 kg Salih Kuzu, 90 kg Enes Pınar, +90 kg Abdülkadir Afşin.
Ankara ‘Kütüphanelerdeyiz’ etkinliği Ankara’da öğrencilerle buluştu ‘Kütüphanelerdeyiz’ etkinliği Ankara’da Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi’nde ilkokul öğrencilerinin katılımı ile gerçekleşti. ‘Kütüphanelerdeyiz’ etkinliği, Ankara Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi’nde düzenlendi. Etkinliğe, Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Ebubekir Sıddık Savaşçı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Etkinlikte, ilkokul öğrencileriyle bir araya gelen müdürler öğrencilere hediye kitap takdim etti. "2025 yılında yaklaşık 5 binin üzerinde etkinlik ortaya çıktı" Temel Eğitim Genel Müdürlüğü’ne bağlı okullarda ‘Kütüphanelerdeyiz’ etkinliğinin hayata geçirildiğini söyleyen Savaşçı, "Bu etkinlikteki bizim en büyük amacımız, okul dışı öğrenme ortamlarıyla beraber çocuklarımızın eğitim-öğretim faaliyetlerini sadece okulda değil, okul dışında da devam etmelerini istiyoruz. Bu anlamda Türkiye Yüzyılı maarif modeli kapsamında okul dışı öğrenme ortamları çok önemli. Çocuklarımız okuyacaklar, düşünecekler, uygulayacaklar ve neticelendirecekler. 2025 yılında yaklaşık 5 binin üzerinde etkinlik ortaya çıktı. 260 bine yakın öğrencimiz de kütüphanelerimizi ziyaret etti. Kütüphaneler sadece kitap okunan yerler olarak olmadığını da çocuklarımız çok net bir şekilde gördüler. Kütüphanemizi gezerken Ulubatlı Hasan İlkokulu öğrencilerimizle bir araya geldik. Kütüphaneden çok memnun olduklarını ifade ettiler. Çocuklarımızın mutluluğu gerçekten değer. 81 ilimizin tamamında etkinliğimizi 2025 yılında başarı ile yürüttük. Bu sene de devam edecek inşallah. Kütüphanelerde çocuklar ahşap atölyesinde bilgiyi beceriye dönüştürebilecekleri alanlar da buluyorlar. Bu bizim için çok önemli bir etkinlik" diye konuştu. "0-3 yaş bebek kütüphaneleri, 4-6, 7-14 yaş çocuk kütüphaneleri inşa ediyoruz" Gerçekleştirilen projeye dair konuşan Beyoğlu, şu ifadelere yer verdi: "Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak ülkemiz genelinde 81 ilimizde, 900’den fazla ilçemizde, bin 300’ün üzerinde halk kütüphanesini işletiyoruz. Son dönemde hem mevcut halk kütüphanelerimizin imkanlarını geliştirmeye çalışırken çok işlevli, zengin hizmet içeriği olan yeni kütüphaneler de inşa ediyoruz. Bu kütüphaneleri ortaya koyarken tabii ki en büyük amacımız toplumda okuma kültürünün gelişimine katkıda bulunmak. En önemli stratejimiz okuma eyleminin bireysel düzeyde öncelikli bir davranışa ve alışkanlığa dönüşmesi. Toplumsal düzeyde de bir okuma kültürünün neşet etmesi elbette. Bu çerçevede çocuklarımızın kitapla hemhal olmaları, kitaplarla birlikte bir hayat geçirmeleri için kütüphanelerimizde de imkanlarımızı geliştiriyoruz. 0-3 yaş bebek kütüphaneleri, 4-6, 7-14 yaş çocuk kütüphaneleri inşa ediyoruz. Öğrencilerimiz, okullarımız bizim için çok önemli. Onları kütüphanelerimize çekmek istiyoruz. Onların kütüphanelerimizle ve kitaplarla tanış olmasını istiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığımıza, Kütüphanelerdeyiz projesinin yürütülmesiyle ilgili ortaya koyduğu somut, güçlü iradeyle ilgili olarak çok teşekkür ediyorum." Program, Savaşçı ve Beyoğlu’nun hediyeleşmesinin ardından toplu hatıra fotoğrafının çekilmesiyle sonlandı. Etkinliğin ardından ilkokul öğrencileri kitap okumaya başladı.