- 11 Ağustos 2021 Çarşamba 11:03

Başkentin ilk yürüyen merdiveni 60’larda yaşayan çocukların oyuncağıydı

A
A
A
Başkentin ilk yürüyen merdiveni 60’larda yaşayan çocukların oyuncağıydı

ANKARA (İHA) – Ankara’da 1964’te kurulan Anafartalar Çarşısı’nda bulunan ilk olma özelliği taşıyan yürüyen merdivenler, 60’lı yılların çocuklarının anılarında hala oyuncak olarak canlanıyor.

ANKARA (İHA) – Ankara’da 1964’te kurulan Anafartalar Çarşısı’nda bulunan ilk olma özelliği taşıyan yürüyen merdivenler, 60’lı yılların çocuklarının anılarında hala oyuncak olarak canlanıyor.


Ankara Ulus’ta bulunan Anafartalar Çarşısı Ferzan Baydar, Affan Kırımlı ve Tayfur Şahbaz’ın ortak mimarlığında 1964 yılında tamamlanarak hizmete girdi. Çarşıda bulunan yürüyen merdivenler zamanında Türkiye’de emsaline az rastlanır olduğu için Ankara’da ilk olma niteliği taşıyor. 1960’larda çocuk olanların anısında ‘dönen merdiven oyuncağı’ olarak canlanan yürüyen merdivenler, şimdi gayet basit bir şey olarak görülse de o zamanın çocukları için vazgeçilmez eğlencesiydi. Anafartalar Çarşısı’nın duvarlarında ise 1963 yılında hayata geçirilen Cevdet Altuğ, Füreya Koral, Seniye Fenmen ve Attila Galatalı’nın seramik panoları ve rölyef eserleri bulunuyor.


Anafartalar Çarşısı’nda babasının işini devam ettiren 55 yaşındaki Mustafa Kara, ilk yürüyen merdivenlere binmek isteyen çocukların ebeveynlerine nasıl ısrar ettiğini ve ‘dönen merdivenlerin’ Anafartalar Çarşısı’nı bir cazibe merkezi haline getirdiğini anlattı.


Anafartalar Çarşısı’nda bebek giyim mağazası olan Mustafa Kara, çarşının kuruluş hikayesinin aslında Ulus Kompleksi’nin bir parçası olmasına dayandığını ifade ederek şunları söyledi:


“Modern Ankara’nın kurulması için modern bir proje istenildiğinde Anafartalar Çarşısı ve çevresi o zamanlar Balkanlar’da dahi olmayan bir kompleks olarak projelendirilip hayata geçirilmişti. Yaklaşık 10 yıl gibi bir sürede bu kompleksin hepsi tamamlandı. Atatürk Heykeli’nin yeri orada sabitlendi. Tabii bunun kalbi Anafartalar Çarşısı idi. Onun da en büyük özelliği; yürüyen merdivenleri ya da dönen merdivenleriydi.”



“Çocuklar dönen merdivene binmek için büyüklerine, ebeveynlerine ‘hadi gidelim, hadi gidelim’ derlerdi”


İnsanların dönen merdivenleri gördüğü zaman gerçekten hoşuna gittiğini aktaran Kara, “Çocuklar dönen merdivene binmek için büyüklerine, ebeveynlerine ‘hadi gidelim, hadi gidelim’ derlerdi. Anadolu’nun çeşitli yerlerinden merdivenleri görmeye insanlar geliyordu. Zamanın cazibe merkeziydi. Ankara’nın belki de en önemli ve güzel yapısı Anafartalar Çarşısı ama dönen merdivenler bunun da simgesiydi. Dolayısıyla dönen merdivenler birçok çocuğun hayalinde olan ve gezip görmek istediği çok güzel bir mekandı. Tabii zaman değişti, teknoloji gelişti dönen merdivenler artık olağan hale geldi. Ama bizim için anılarımızda yaşayan güzel bir eserdi” diye konuştu.



“Babam ‘çalışmaya gel’ dediğinde kabul etmezdim, ‘dönen merdivene binersin’ dediğinde o zaman gelirim derdim”


Anafartalar Çarşısı’na yürüyen merdivenlere binmek istemesine rağmen korkan ama yine de merakını yenemeyip gelen birçok insan olduğunu dile getiren Kara, “Hayran olan çok insanımız vardı. Hele çocuklar için vazgeçilmezdi. Benim ömrüm burada geçti diyebilirim. Biz 55 yıldır Anafartalar Çarşısı’nın babadan oğula kiracısıyız. Dolayısıyla çocukluğumda en büyük zevkim; babam gelsin, dükkana götürmesiydi. Babam çalış dediğinde gelmek istemiyorum derdim. O zaman döner merdivene bin dediğinde o zaman gelirim diyordum” dedi.



“Belki şu an için basit gelebilir ama o zaman için müthiş bir şeydi”


Yürüyen merdivenlere binmenin müthiş bir eğlence olduğunu vurgulayan Kara, “Bu anıları inşallah diğer nesillere de aktarırız. Benim anılarımı tazeleyen, anılarımı yaşatan güzel bir olgu. Belki şu an için basit gelebilir ama o zaman için müthiş bir şeydi” ifadelerine yer verdi.


Bu yürüyen merdivenlerin Türkiye’nin en eski yürüyen merdivenleri olduğunu dile getiren 61 yaşındaki Ali İhsan Hondu, şunları söyledi:


“Türkiye’nin de ilk alışveriş merkezi. Buraya her kesimden insanlar gelir. Alışveriş yapardı o zamanlar. Sadece yürüyen merdivenleri görmek ve buradaki esnaftan alışveriş yapmak isteyenler buraya gelirdi. Gençler genelde burada toplanırdı. Yani biz çocuktuk o zamanlar. Babam Spor İl Müdürlüğü’nde çalışırdı. Onun yanına gelirdik. Buradan yürüyen merdivenlere biner, öbür taraftan inerdik. Gençliğimiz, çocukluğumuz burada geçti. Oyuncak gibi. Zaten bize bir oyuncak gelirdi. Biz oyuncak gibi gelir burada merdivenlere binerek mutlu olurduk.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Avrupa’nın elektrikli otomobilde en hızlı büyüyen pazarı Türkiye oldu Avrupa elektrikli otomobil pazarına ilişkin güncel veriler, Türkiye’nin 2025 yılı Ocak-Kasım döneminde tam elektrikli otomobil satışlarında en hızlı büyüyen pazar olduğunu ortaya koydu. Türkiye, 11 ayda 164 bin 665 adet satış rakamı ile Avrupa’da 32 ülke içerisinde 4. sıradaki yerini sağlamlaştırdı. EBS Danışmanlık tarafından Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) verileri esas alınarak hazırlanan rapora göre Türkiye, yıllık satış artış hızında da Avrupa’nın en hızlı büyüyen pazarı oldu. Verilere göre Avrupa genelinde (Türkiye dahil) elektrikli otomobil satışları söz konusu dönemde yüzde 30,87 oranında artarken, Türkiye’de bu artış oranı yüzde 111,40 seviyesine fırladı. Türkiye böylece, kendi yerli markası Togg’un da başarılı üretim planlaması ile büyüme hızında tüm Avrupa ülkelerini geride bıraktı. Kasım ayı satışlarında ise Türkiye, 17 bin 892 adet elektrikli otomobil satışı ile Avrupa 5. sırada yer aldı. Kasım ayındaki yıllık artış oranı yüzde 37,95 olarak kaydedildi. Elektrikli otomobillerin toplam otomobil satışları içindeki payına bakıldığında Türkiye’de Ocak-Kasım döneminde pazar payı yüzde 17,55 olarak tespit edildi. Bu oranla Türkiye, Avrupa’daki 32 ülke arasında 17. sırada konumlandı. Avrupa ortalaması ise yüzde 18,81 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’de 2026 yılında elektrikli araç tercihinin yüzde 20’lerin üzerine çıkması bekleniyor. Raporda Almanya, Birleşik Krallık ve Fransa toplam satışlarda ilk üç sırayı alırken, Türkiye’nin toplam adet bazında bu ülkeleri takip ettiği belirtildi. Pazar payında ise Norveç, Danimarka ve İzlanda gibi ülkeler yüksek penetrasyon oranlarıyla listenin üst sıralarında yer aldı. Uzmanlar, Türkiye’de elektrikli otomobil satışlarının güçlü artışında, yerli üretim etkisi, genişleyen model çeşitliliği, teşvik yapısı ve kullanıcı ilgisinin yükselmesinin etkili olduğuna dikkat çekti.
Samsun OMÜ’de hizmet içi eğitim programı düzenlendi Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı’nca kalite yönetimi çalışmaları kapsamında planlanan hizmet içi eğitim programı düzenlendi. OMÜ Merkez Kütüphane’de gerçekleştirilen ve kullanıcı geri bildirimleri doğrultusunda düzenlenen eğitimlerle, kütüphane hizmetlerinin daha etkin, sürdürülebilir ve kullanıcı odaklı yürütülmesi hedeflendi. Eğitim programının açılış konuşmasını yapan OMÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Uğur Donbay, hizmetlerin etkinlik ve verimlilik esasına göre yürütülmesinin, birim içi iş akışlarının iyileştirilmesinin ve hizmet kalitesinin artırılmasının önemine vurgu yaptı. Programın ilk oturumunda ’Kullanıcı Hizmetleri Süreci’ eğitimi, Kullanıcı Hizmetleri Birim Sorumlusu Kütüphaneci Yeliz Yılmaz Akal tarafından verildi. Eğitimde, kütüphanede sunulan kullanıcı hizmetleri ve bu hizmetlere ilişkin süreçler bütüncül bir yaklaşımla ele alındı. Ardından düzenlenen ’Otomasyon Sistemi ve Kişisel Verilerin Korunması’ eğitimi, Teknik Hizmetler Akademik Danışmanı Öğr. Gör. Şengül Hayırcı tarafından sunuldu. Oturumda, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında kütüphane otomasyon sistemleri, bilgi ve iletişim teknolojileri ile veri yönetimi süreçleri hakkında bilgilendirme yapıldı. Programın devamında, ’Akademisyen ve Öğrenciyle İletişim’ eğitimi, Kullanıcı Hizmetleri Akademik Danışmanı Öğr. Gör. İbrahim Ethem Olukcuoğlu tarafından gerçekleştirildi. Bu bölümde, akademisyen ve öğrenci profilleri, iletişim biçimleri ve kullanıcı karakter analizleri üzerinden kütüphane hizmetlerinin daha etkili sunulmasına yönelik yaklaşımlar paylaşıldı. Eğitimlerin son bölümünde ise ’Protokol ve Nezaket Kuralları’ eğitimi, Daire Başkanı Uğur Donbay tarafından verildi. Oturumda, kurumsal temsil, hizmet sunumunda iletişim dili ve davranış standartları üzerinde duruldu. Eğitim programının sonunda yapılan değerlendirmede, personelin farkındalığının artırılması, hizmet süreçlerinin geliştirilmesi ve kalite yönetimi anlayışının kurumsal düzeyde güçlendirilmesinin amaçlandığı ifade edildi.