SAĞLIK - 25 Ekim 2021 Pazartesi 13:59

Başkent’te geçirdiği trafik kazasında vefat eden genç doktor Rümeysa Berin Şen, anıldı

A
A
A
Başkent’te geçirdiği trafik kazasında vefat eden genç doktor Rümeysa Berin Şen, anıldı

Ankara’da geçirdiği trafik kazası sonrasında vefat eden Dr.

Ankara’da geçirdiği trafik kazası sonrasında vefat eden Dr. Rümeysa Berin Şen, Ankara Şehir Hastanesi’ndeki mesai arkadaşları ve hastane yönetimi tarafından anıldı. Hastane başhekimliğince yapılan açıklamada, “Dr. Rümeysa Berin Şen, cuma gecesi normal nöbetini tutmuş ve cumartesi sabah nöbet bitiminde hastaneden ayrılıp evine giderken bu acı olay meydana gelmiştir” denildi.


Rümeysa Berin Şen (25) Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde sağ şeritte park halinde duran kamyona arkadan çarpması sonucu vefat etmişti. Ankara Şehir Hastanesi Kadın Doğum Kliniği Asistanı olan Dr. Rümeysa Berin Şen için arkadaşları ve hastane yönetimi bir anma töreni düzenledi. Daha sonra konu hakkında hastane başhekimliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Hastanemiz Kadın Doğum Kliniği Asistanı Dr. Rümeysa Berin Şen’in elim bir kazada hayatını kaybetmesinin büyük üzüntüsünü yaşıyoruz. Bugün hastanemizde çalışma arkadaşımız için bir anma programı düzenledik. Çok sevdiğimiz bir ekip arkadaşımızı genç yaşında sonsuzluğa uğurlamak hepimizi derinden sarstı. Çalışma arkadaşımızın vefatı sonrası, sosyal medyada 36 saat nöbetten dolayı olayın meydana geldiğine ilişkin iddialar üzüntümüzü daha da artırmaktadır. Dr. Rümeysa Berin Şen, cuma gecesi normal nöbetini tutmuş ve cumartesi sabah nöbet bitiminde hastaneden ayrılıp evine giderken bu acı olay meydana gelmiştir” ifadeleri yer aldı.


Ayrıca Ankara Şehir Hastanesi Başhekimliği tarafından yapılan yazılı açıklamada şunlar kaydedildi:



“Vatandaşlarımızın her türlü sağlık ihtiyacını karşılamak için bütün camiamız gayretle çalışmaktadır. Özellikle salgın döneminde olağanüstü bir özveriyle çalışan biz sağlık çalışanlarının yükünün daha da katlandığı bir gerçektir. Elbette çalışma arkadaşlarımızla birlikte en önemli görevimiz, vatandaşlarımızın ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetini insanımıza yakışır şekilde sunmaktır. İnsanımızı daha da sağlıklı kılma mücadelemizin ana unsuru olan hekimlerimizin çalışma şartlarını daha da iyileştirmek için dün olduğu gibi bugün de azimle çalışmaktayız. Bu vesileyle fedakârca çalışan tüm sağlık çalışanlarımıza bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz. Mesai arkadaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine ve sevdiklerine sabır diliyoruz. Hepimizin başı sağ olsun.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Patnos’ta karla mücadele devam ediyor Ağrı’nın Patnos ilçesinde etkili olan yoğun kar yağışı, özellikle kırsal bölgelerde hayatı olumsuz etkiledi. Günlerdir aralıksız devam eden kar yağışı nedeniyle kapanan köy yolları, Patnos Kaymakamlığı koordinesinde İlçe Özel İdaresi ekiplerinin yoğun çalışmaları sonucu tamamen ulaşıma açıldı. Patnos Kaymakamlığına bağlı İlçe Özel İdaresi ekipleri, İlçe Özel İdaresi Müdürü Gündoğdu Kısa koordinasyonunda zorlu hava şartlarına rağmen gece gündüz demeden sahada görev yaptı. Kar kalınlığının yer yer yüksek seviyelere ulaştığı köy yollarında iş makineleriyle yürütülen çalışmalar sayesinde vatandaşların ulaşım sorunu kısa sürede çözüme kavuşturuldu. Ekipler, sadece ana köy yollarında değil, mezra ve bağlantı yollarında da kapsamlı bir çalışma gerçekleştirerek ulaşımın aksamaması için büyük çaba sarf etti. Özellikle acil durumlar, hasta ve yaşlı vatandaşların mağduriyet yaşamaması adına çalışmaların öncelikli olarak sürdürüldüğü belirtildi. Yetkililer, kış mevsimi boyunca kar yağışının etkisini sürdürebileceğini belirterek vatandaşlardan dikkatli olmalarını istedi. İlçe Özel İdaresi ekiplerinin, olası yeni kar yağışlarına karşı hazır beklediği ve karla mücadele çalışmalarının aralıksız devam edeceği ifade edildi. Patnos’ta yürütülen bu özverili çalışmalar, vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılanırken, kırsalda yaşayan vatandaşlar emeği geçen tüm ekiplere teşekkür etti.
Osmaniye Osmaniye’de gençlerden örnek davranış: Bayrak yenilendi, çeşmeler onarıldı Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde gençler, köy mezarlığını imece usulü temizleyerek vefa ve duyarlılığın en güzel örneklerinden birine imza attı. Düziçi ilçesine bağlı Farsak köyünde bulunan Yavuz Sultan Selim Mahallesi Mezarlığı’nda bir araya gelen gençler, ecdada saygı ve toplumsal sorumluluk bilinciyle mezarlıkta kapsamlı bir temizlik ve bakım çalışması gerçekleştirdi. Gönüllü gençler, mezarlık genelinde ağaç budama çalışmalarını titizlikle yaparken, arızalı ve su akmayan çeşmelerin bakım ve onarımını da üstlendi. Çalışmalar sırasında, aşırı rüzgâr nedeniyle yıprandığı tespit edilen Türk bayrağı da yenisiyle değiştirilerek göndere çekildi. Bu mezarlıkta yatanların çoğu bizim akrabamız, bu yüzden geçmişlerimizi unutmayalım istedik diyen Hacı İbrahim İslah, "Bugün gençlerle mahallede geziyorduk. Bugün ne yapalım diye konuştuk. Sonra kendimizi bugün mezarlığa ayıralım dedik ve geldik. Mezarlığın ağaç budamalarını yaptık, duvarları onardık, çevre temizliği gerçekleştirdik ve çimleri biçtik. Şanlı Türk bayrağımızı değiştirdik, biraz yıpranmıştı. Ayrıca çeşmelerimizde kaçaklar vardı, onları da tamir ettik. Bugün böyle geçti. Geçmişlerimizi unutmamak lazım. Sağ olsunlar, gençler de destek verdiler, beni kırmadılar. Amca yapalım, dediler ve birlikte çalıştık. Yarın bir gün bizden olacağımız belli değil, bu yüzden geçmişlerimizi unutmayalım istedik. Bu da bizim adetimizdir. Arada bir mezarlıkları temizlemek, ihtiyaçlarını gidermek, ağaçları budamak, çimleri biçmek, çeşmeleri tamir etmek. Bunlar bizim görevimizdir. Bizden öncekilerin bize bıraktığı gibi, bizden sonrakiler de devam edecek. Biz Türk milletiyiz, iyi günde de kötü günde de kenetleniriz. Ben çok memnun oldum. Gençlere de bana destek verdikleri için teşekkür ediyorum" diye konuştu.
İzmir Jeotermal, 2025’te yatırım uykusundan uyandı 2025 yılı, Türkiye’nin elektrik enerjisi kurulu gücüne 1758 Megavat (MW) seviyesinde pay sahibi olan jeotermal enerjide yatırım uykusundan uyanıldığı bir yıl oldu. Türkiye Elektrik iletim A.Ş (TEİAŞ) verilerine göre bu yıl içerisinde baz yük konumunda olan 67 MW kurulu güçte jeotermal enerji santrali devreye alınırken, yatırımcı şirketlerin envanterinde süreçleri devam eden 300 MW seviyesinde proje stoğu bulunuyor. Sektörün 2025 yılındaki gelişim çizgisini değerlendiren Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, Türkiye’nin jeotermalin tüm kullanım alanlarında dünya lideri olabilecek potansiyele sahip olduğunu belirtti. "31 Aralık 2030 kısıtı 2040’a uzatılmalı" Enerji üretimi, jeotermal seracılık, konut ısıtması, termal turizm, kurutma tesisleri, balıkçılık, madencilik gibi alanlarda yapılan yatırımların, Türkiye’ye çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından uzun vadeli fayda sağladığına işaret eden Kındap, "Türkiye olarak keşfi tamamlanmış jeotermal potansiyelimizin yüzde 11 gibi çok düşük bir yüzdesini kullandığımız halde bile dünyanın 4’üncü, Avrupa’nın lider ülkesi konumundayız" dedi. Türkiye’yi 2030 yılında 3000 MW jeotermal kaynaklı elektrik enerjisi kurulu güç hedefine ulaştıracak yatırımların, Yenilenebilir Enerji Destekleme Mekanizması kapsamına alınması için 31 Aralık 2030 tarihine kadar işletmeye alınması zorunluluğu olduğunu anımsatan Kındap, sektör olarak bu sürenin 2040’a kadar uzatılmasını talep ettiklerini söyledi. Kındap, "Jeotermal enerjiye yatırım yapmak isteyen yatırımcılarımız; lisans, izin, ruhsat, arazi alımı, ÇED, sondaj, kaynak verimliliğinin saptanması, santralin inşası ve devreye alınması aşamalarını en iyimser ihtimalle beş yılda tamamlayabiliyor. Bugün pek çok yatırımcı şirketin jeotermal enerjiye yatırım yapmak istediğini biliyoruz. Ancak 30 Aralık 2030 tarihe kadar yatırımlarını devreye alamama ihtimali yatırımcıyı düşündürüyor. Bugünkü mevzuata göre, bugün jeotermale yatırım yapma kararı veren pek çok yatırımcının YEKDEM kapsamına girmesi teknik olarak mümkün olmayacak." dedi. Türkiye’nin enerji bağımsızlığının yanı sıra; baz yük konumunda olan yerli, temiz ve sürdürülebilir enerji ihtiyacı için jeotermalin en önemli alternatif olduğunu kaydeden JED Başkanı Ali Kındap, şu değerlendirmeyi yaptı: "Dünyanın en yeni ve çevreci santralleri Türkiye’de" "Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve Avrupa Konseyi gibi kurumların enerji odaklı politika önerilerinde, jeotermale çok önemli rol veriliyor. Pek çok Avrupa ülkesi, özellikle konut ısıtmasında Rusya kaynaklı doğalgaza bağımlılığın azaltılması için jeotermali en önemli seçenek olarak yatırım odağına alıyor. Ülkemizim ‘2053 Net Sıfır’ iklim hedefi için jeotermalin ısıtma ve soğutmada doğalgaza ikame edilmesi şart. Sektörümüz potansiyel olarak buna hazır. Ancak bu büyük enerji dönüşümün kamunun stratejik planlarına eklenmesini istiyoruz. Uluslararası enerji kurumları, dünya genelinde 20 bin MW’a yaklaşan jeotermal kaynaklı elektrik enerjisi kurulu gücünün 2050’ye kadar beş kat artarak 100 bin MW seviyesine ulaşacağını öngörüyor. Tüm bu veriler elimizde iken, bin 500’ün üzerinde doğal çıkış noktasına sahip bir jeotermal cennet olan Türkiye’nin, bu kaynağa sırtını dönmesi mümkün değildir. Dünyanın en yeni ve en gelişmiş teknolojilerine sahip jeotermal santrallerimiz; çevreye, insana ve doğaya saygılı üretimleri ile ülkemiz için değer yaratmayı sürdürecek. Sektörümüze yönelen pek çoğu bilgi eksiğine dayanan çevre odaklı eleştirileri dikkatle izliyoruz. Jeotermalin çevre ve doğa dostu bir enerji kaynağı olduğunu tüm yurttaşlarımızın bilmesi için çalışıyoruz." Gıda arz güvenliği için stratejik önemde Jeotermalin, enerji üretiminin yanı sıra tarımsal üretim ve gıda arz güvenliği için stratejik bir öneme sahip olduğunu hatırlatan Kındap, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu yönde projelendirdiği Organize Tarım Bölgelerinin (OTB) jeotermal kaynaklarla ile entegre edilmesi yönündeki çalışmaları desteklediklerinin altını çizdi. Bugüne kadar 42 ilde projelendirilen 61 OTB’nin 15’inin jeotermal enerji ile entegre edildiği bilgisini veren Ali Kındap, Gönen’de kurulacak OTB’nin bu alanda dünyanın en büyük projesi olacağını vurguladı. Termal turizm potansiyelin çok altında Türkiye’nin termal turizm alanında potansiyelinin çok gerisinde olduğunu söyleyen JED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, "2026 ve sonrasında hizmete girmeye hazırlanan 18 termal otel ile birlikte ülkemizin termal yatak sayısı 8 bin 738’e ulaşacak. Ancak bu seviyeyi asla yeterli görmemeliyiz. Jeotermal kaynaklı enerji üretiminde dünyanın 10’uncu ülkesi olan ve Türkiye ile kıyaslanmayacak kadar az kaynaklara sahip Japonya’nın termal sağlık turizminden 20 Milyar Doların üzerinde gelir elde ettiği ortada iken bizim de en az 20 milyar dolar gelir hedefi belirlememiz gerekiyor." dedi.