GÜNDEM - 13 Ekim 2025 Pazartesi 17:30

Ankara’nın Başkent oluşunun 102’nci yılında binlerce Keçiörenli Anıtkabir’i ziyaret etti

A
A
A
Ankara’nın Başkent oluşunun 102’nci yılında binlerce Keçiörenli Anıtkabir’i ziyaret  etti

Ankara’nın başkent oluşunun 102’nci yılı dolayısıyla Ankara Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan ve yüzlerce vatandaş Anıtkabir’i ziyaret etti.


Keçiören Belediye Başkanı Özarslan, binlerce Keçiörenli ile birlikte Ankara’nın başkent oluşunun 102’nci yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün huzuruna çıktı. Program, Aslanlı Yol’da gerçekleştirilen yürüyüşle başladı. Katılımcılar, ellerinde Türk bayraklarıyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e olan sevgi ve minnettarlıklarını ifade etti. Tören alanına ulaşılmasının ardından Mesut Özarslan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine çelenk sunarak saygı duruşunda bulundu.


"En büyük gayem, ilkeleriniz ışığında Keçiören’i müreffeh bir ilçe haline getirmek"


Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan Başkan Özarslan duygularını şu sözlerle ifade etti:


"Aziz Atatürk; bugün, Ankara’nın başkent oluşunun 102’nci yıl dönümünde, manevi huzurunuzda bulunmanın büyük sevinç ve gururunu yaşamaktayım. Ankara’nın ve Türkiye’nin gelişen, üreten ve parlayan ilçesi Keçiören’in Belediye Başkanı olarak, tüm ekibimizle manevi huzurunuzda bir kez daha söz veriyoruz: En büyük gayem, ilkeleriniz ışığında Keçiören’i müreffeh bir ilçe haline getirerek muasır medeniyet seviyelerine yükseltmektir. Bunun için yol göstericim ise yine sizden ilham aldığımız demokrasi, adalet ve hukuk anlayışı olacaktır. Devlet adabına, millet çıkarına ve insan onuruna sahip çıkan bir yönetim esasıyla, en büyük emanetiniz olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti Ankara’da, Keçiören’imiz için çok çalışmaya ve milletimize hizmet etmeye devam edeceğim. Atam, ruhunuz şad olsun."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır İçkale Müzesi’nde kurulan çocuk atölyesinde çocuklar kendi eserlerini yapıp sergiliyor Diyarbakır’daki İçkale Müzesi’nde bulunan çocuk atölyesinde çocuklar kilden kendi eserlerini oluşturup sergileme fırsatı buluyor. Sur ilçesindeki İçkale Müzesi’ni ziyaret eden çocuklar, önce müzeyi geziyor, daha sonra ise kurulan çocuk atölyesinde kilden kendi eserlerini yapıp sergiliyor. Eğitimin sadece okul ile sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayan müze yetkilileri, eğitimcilerin istedikleri zaman müzeyi ziyaret edip, atölyeyi kullanabileceklerini söyledi. Özel bir kreş sorumlusu ve müdürü olan Halime Özbek, tarihi anlatmak adına 0-3 ve 0-5 yaş aralığındaki çocuklarla birlikte müzeyi ziyaret ederek, onların gelişimleri ve kültürlerini tanımaları açısından anlamlı bir gezi gerçekleştirdiklerini söyledi. Özbek, "Bu anlamda bizleri burada ağırladıkları için Müze Müdürü Sayın Müjdat Gizligöl’e teşekkür ediyoruz. Bugün 20 çocuğumuzla müzeyi gezmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Aynı zamanda çocuklarımız burada daha önce hiç deneyimlemedikleri bir şeyi deneyimliyorlar. Bugün yaptıkları çalışmalar gelişimleri açısından çok kıymetli. Yaptıkları eserlerin müzede sergilenmesi de onlar için son derece değerli. İleride bu görüntüleri gördüklerinde çok mutlu olacaklarına, gelişimlerine katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu süreç onlar için hem heyecan verici hem de unutulmaz bir deneyim oldu" dedi. Müzedeki çocuk atölyesinin sorumlularından Helin Çetin, en büyük amaçlarının eğitimin sadece okulda olmadığını, aynı zamanda müzelerde de çocuklara bir etkinlik alanı oluşturmak olduğunu göstermek istediklerini ifade etti. Çetin, "Diyarbakır Arkeoloji Müzesi’nde bir çocuk atölyesi kurduk. Çocuklar müzeye ilk geldiklerinde öncelikle bir müze gezisi yapılıyor. Müze gezisinden sonra çocuklara tarihi eserin ne olduğu, müzelerde neler bulunduğu ve tarihi eserlerin öneminin ne olduğunu anlatıyoruz. Bu anlatımın ardından çocukları atölyeye getiriyoruz. Burada çocukların sadece görerek değil, dokunarak da tarihi eserleri anlamalarını sağlıyoruz. Çocuklar buraya geliyor, onlarla birebir ilgileniyoruz ve birlikte kil çalışması yapıyoruz. Kil çalışması sayesinde çocukların tarihi eserlerin anlamını daha iyi kavramalarını sağlıyoruz" şeklinde konuştu. Çocuk atölyesi sorumlusu Nuran Candan ise çocuklara öncelikle müzede kültürel miras bilincini aşılamak adına hem müze gezisi yaptırdıklarını hem de çeşitli etkinlikler gerçekleştirdiklerini aktardı. Candan, "Bu etkinliklerle amacımız, çocukların eserlerin ne olduğunu bilmelerini sağlamak, müze bilincini uyandırmak ve eserlerin nasıl korunması gerektiğini öğretmek. Ayrıca bu durumda neler yapılabileceği konusunda da bilgilendirme yapıyoruz. Kil ile yapılan çalışmalarda ise çocukların kendi eserlerini oluşturarak, bu eserlerin nasıl korunacağını ve nasıl teşhir edileceğini öğrenmelerine katkı sağlıyoruz. Gördüğünüz gibi bu kil çalışmalarıyla çocuklarda kültürel miras bilincini uyandırmaya çalışıyoruz. Etkinliklerimiz belirli aralıklarla devam edecektir" ifadelerini kullandı. Öte yandan, etkinliğe katılan tüm çocuklara rozet ve takdir belgesi veriliyor.
İstanbul Küçükçekmece’de Bâb-ı Âli’nin asırlık hafızası sergiyle gün yüzüne çıktı Küçükçekmece Belediyesi, Bâb-ı Âli’nin 100 yılı aşan basın ve yayıncılık mirasını, Emin Nedret İşli ve Alper Çeker koleksiyonundan derlenen nadir belgelerle Galeri Cennet’te sergiye açtı. Küçükçekmece Belediyesi, Türkiye basın ve yayın tarihinin kalbi olarak kabul edilen Bâb-ı Âli’nin asırlık hafızasını gün yüzüne çıkaran özel bir sergiyi Galeri Cennet’te ziyarete açtı. "Bâb-ı Âli: Matbuatın Kalbi - Emin Nedret İşli ve Alper Çeker Koleksiyonu" adıyla düzenlenen sergide, basın tarihinin 100 yılı aşan yolculuğuna tanıklık eden nadir belgeler, fotoğraflar, gazeteler, afişler, kataloglar ve arşiv materyalleri yer aldı. Sergide, Milliyet, Cumhuriyet, Son Posta ve Yarın gibi dönemin etkili gazetelerinin örnekleri ile İnkılâp, Remzi, Cihan, Tefeyyüz ve Arakel Kaspar Efendi gibi köklü yayınevlerinin antetli evrakları, zarfları, katalogları ve ticari belgeleri de yer aldı. Serginin giriş bölümünde, gazeteci ve araştırmacı Orhan Koloğlu tarafından hazırlanan Bâb-ı Âli Haritası’nın büyütülmüş ve güncellenmiş bir versiyonu ziyaretçilerin ilgisine sunuldu. Bâb-ı Âli’de faaliyet göstermiş basın kuruluşları ve yayınevlerinin yer aldığı bu harita, dönemin matbuat dünyasına ışık tutan önemli bir referans niteliği taşıyor. Sergide, Ebu Ziya Tevfik Bey ailesi, Şevket Rado ve Ece Ajandaları gibi kültür hayatında iz bırakmış isim ve kurumlara ait materyaller de ziyaretçilere sunuldu. Küçükçekmece Belediyesi, sergiyle birlikte hazırlanan kapsamlı kataloğu da araştırmacıların, öğrencilerin ve meraklılarının kullanımına sunarak Bâb-ı Âli’nin zengin hafızasını kalıcı bir kaynak hâline getirdi. Serginin 21 Aralık tarihine kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebileceği bildirildi. Koleksiyon sahibi Emin Nedret İşli, "İstanbul’da yaklaşık 45 yıldır sahaflık yapan bir esnaf grubunu temsil ediyorum. Kıymetli ve kadim dostum Alper Çeker yaklaşık birkaç ay önce benim ofise gelerek bendeki yıllardır sahaflıktan dolayı toparlamış olduğum Bâb-ı Âli, yazarlar, gazeteler, afişler, mühürler, kıymetli kağıtlar, kataloglar, zarflar ve gazete kupürleri, gazetelerle ilgili, Bâb-ı Âli’yle ilgili malzemeyi Küçükçekmece Belediyesi tarafından Galeri Cennet isimli sergi salonunda sergilemek ve onun kataloğunu çıkarmak, yayınlamak istediklerini söylediler ve hem Alper Çeker’in koleksiyonundan hem benim yıllardır biriktirdiğim bu orijinal malzemelerden oluşan bir seçme nadir ve gün ışığı görmemiş, gün yüzüne çıkmamış bir takım fotoğrafların, belgelerin, kitapların, malzemelerin bir sergisini oluşturduk. Serginin ilk başında kıymetli ağabeyimiz gazeteci ve aynı zamanda devlet görevlerinde de bulunmuş olan Orhan Koloğlu Bey’in Bâb-ı Âli’yle ilgili yapmış olduğu bir haritayı da sergimize dahil ettik. Onu genişlettik, büyüttük ve çeşitli firmaları Bâb-ı Âli’deki eklemeler olarak onları da ilave ettik ve daha sonra gazeteler, Milliyet, Cumhuriyet, Yarın, Sonposta gibi birçok gazeteyi, daha sonra Bâb-ı Âli’de yayınlar yapmış, kitap katalogları çıkartmış pek çok insanı, İnkılap Kitabevi’ni, Remzi Kitabevi’ni, Cihan Kitabevi’ni, Tefeyyüz Kitabevi’ni, Arakel, Kaspar Efendi Kitabevi’ni ve buna benzer daha başka kurumları, katalogları, zarfları, antetli kağıtları, faturalarıyla gösterdik. Bazı ünlü aileleri, Ebu Ziya Tevfik Bey ailesini, Şevket Radoyu ve Ece Ajandaları ailesini ayrı ayrı yayınları ve kitaplarıyla, takvimleriyle anlatmaya çalıştık" dedi. "Türkiye’de basın geleneğinin, yayıncılığın ve kültürel üretimin 100 yılı aşan serüveni burada şekillenmiş, kuşaktan kuşağa burada aktarılmıştır" Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, "Tarihimizin en özel hafıza mekanlarından birinin, hislerini yeniden görülür kılmak için bir araya geldik. Bâb-ı Âli, adını taşıyan bu sergi sadece geçmişe dair bir hatırlatma değil, aynı zamanda Türkiye’de düşüncenin, sözün ve kamusal hayatın nasıl şekillendiğini anlatan canlı bir yolculuktur. Türkiye’de basın geleneğinin, yayıncılığın ve kültürel üretimin 100 yılı aşan serüveni burada şekillenmiş, kuşaktan kuşağa burada aktarılmıştır. Değerli katılımcılar, sizlere sunduğumuz bu çalışmada Bâb-ı Âli’nin derin hafızasına, Cağaloğlu’nun ruhuna ve İstanbul’un benzersiz kültürel dokusuna bir saygı duyuşu niteliğindedir. Bu sergideki sararmış bir gazete safhasında, bir dönemin gündemine, bir Antetli zarfta, bir yayın evinin vizyonuna, bir dizgi masasının fotoğrafında ise, emeğin alın terinin hikayesine tanıklık edeceğiz. Bu sebeple, kentimizin kültürel mirasını korumak sorumluluğuyla, yürüttüğümüz her çalışma gibi bu projede geçmişle, geleceği buluşturma ve kent belleğine saygı duymak vizyonumuzun önemli bir adımıdır. Projeyi yalnızca bir sergi olarak bırakmadık. Bâb-ı Âli’nin zengin hafızasını daha kalıcı kılmak amacıyla kapsamlı bir katalog da hazırladık. Bu kataloğu da araştırmacılara, öğrencilere ve meraklılarına uzun yıllar boyunca rehberlik edebilecek bir kaynak olarak sizlerle buluşturuyoruz. Bu çerçevede bu zengin mirası var eden tüm yazarları, gazetecileri, matbaa işçilerini ve yayıncıları saygıyla selamlıyorum" şeklinde konuştu.
İstanbul Greenmetric 2025 sonuçları açıklandı: İGÜ’nün çevre ve sürdürülebilirlikteki başarısı devam ediyor "UI GreenMetric Dünya Üniversite Sıralaması 2025" sonuçları açıklandı. Çevresel sürdürülebilirlik çalışmalarıyla dikkat çeken İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), önceki yıllardaki yükselişini sürdürerek, bu yıl da önemli bir başarıya imza attı. İlk kez 2022 yılında GreenMetric sıralamasına giren İGÜ, 2025 yılında toplam puanını yükselterek dünya sıralamasında 669’uncu sıraya yerleşti. Genel sıralamada bin 547 üniversite arasında değerlendirilen İGÜ, Türkiye genelinde 71’inci, Türkiye’deki vakıf üniversiteleri arasında ise 14’üncü sırada yer aldı. 2010 yılında Endonezya’da başlatılan GreenMetric Dünya Üniversite Sıralaması, tüm dünyadan üniversiteleri sürdürülebilirlik performansları doğrultusunda değerlendiriyor. Kampüs yerleşimi ve altyapı, enerji ve iklim değişikliği, atık yönetimi, su kaynakları, ulaşım, eğitim ve araştırma olmak üzere 6 ana kriter üzerinden yapılan değerlendirme, çevresel farkındalığı artırmayı ve yükseköğretimde sürdürülebilirlik kültürünü güçlendirmeyi hedefliyor. Bu yılki sonuçlarla birlikte İstanbul Gelişim Üniversitesi, sürdürülebilirlik alanındaki kararlı adımlarını ve çevresel etkiyi azaltmaya yönelik sistematik çalışmalarını bir kez daha ortaya koymuş oldu. Uluslararası başarılara bir yenisi daha eklendi Yaptığı çalışmalarla uluslararası platformlarda öne çıkan İstanbul Gelişim Üniversitesi, sürdürülebilirlik alanındaki başarısını diğer küresel derecelendirme sonuçlarıyla da pekiştiriyor. GreenMetric 2025 sonuçları ise, İGÜ’nün çevre politikaları ile küresel rekabet gücünü artıran bu başarının tamamlayıcı bir adımı niteliğinde. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na uyumlu şekilde çalışmalarını sürdüren İstanbul Gelişim Üniversitesi; enerji yönetimi, doğal kaynakların korunması, çevresel zararların azaltılması ve kampüs içinde yeşil dönüşümün hızlandırılması alanlarında çalışmalar yürütüyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen "Sıfır Atık Belgesi" ile bu yaklaşımı resmi olarak da tescil edilen İGÜ, kampüs genelindeki atık yönetim sistemleriyle sürdürülebilirliğe yönelik uygulamalarını güçlendirmeye devam ediyor. "Sürdürülebilirlik bir tercih değil, üniversite yönetim kültürünün gerekliliğidir" Sonuçları değerlendiren İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, sürdürülebilirliğin üniversitenin stratejik vizyonundaki yerine ilişkin şunları söyledi: "GreenMetric 2025 sonuçları, üniversitemizin çevresel sürdürülebilirlik alanında benimsediği kurumsal vizyonun güçlü bir yansımasıdır. Sürdürülebilirlik artık üniversitelerin sadece kampüs yaşamını düzenleyen bir unsur değil, eğitimden araştırmaya, enerji yönetiminden toplumsal katkı projelerine kadar tüm akademik ve idari süreçlere yön veren temel bir yaklaşım hâline gelmiştir. İstanbul Gelişim Üniversitesi olarak enerji verimliliği, kaynakların rasyonel kullanımı, yeşil alan yönetimi ve çevresel farkındalık eğitimleri gibi alanlarda çok boyutlu çalışmalar yürütüyoruz. Bu başarı, akademisyenlerimizin, idari kadrolarımızın ve öğrencilerimizin ortak çabalarının ürünüdür. Sürdürülebilirlik kültürünün üniversitemizde kalıcı hâle gelmesi için çalışmalarımızı gelecekte daha kapsamlı şekilde sürdürmeye kararlıyız." Sürdürülebilir bir gelecek için çalışmalar devam ediyor İstanbul Gelişim Üniversitesi, GreenMetric 2025 sonuçlarıyla çevresel sorumluluğu merkeze alan, sürdürülebilirlik politikalarını güçlendiren ve uluslararası rekabet gücünü artıran bir yükseköğretim kurumu olarak başarı grafiğini sürdürdü. Üniversite, sürdürülebilir bir gelecek için eğitim, araştırma ve toplumsal katkı ekseninde yürüttüğü çok yönlü çalışmaları önümüzdeki yıllarda daha da geliştirmeyi hedefliyor.