POLİTİKA - 25 Kasım 2025 Salı 18:56

BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Bayraktar: "Ülkemizin göklerdeki bağımsızlığı için insansız hava araçları geliştiriyoruz"

A
A
A
BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Bayraktar: "Ülkemizin göklerdeki bağımsızlığı için insansız hava araçları geliştiriyoruz"

BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, "Ülkemizin göklerdeki bağımsızlığı için insansız hava araçları geliştiriyoruz. İşte şu an dünyada BAYKAR büyük insansız hava araçlarında dünyanın en büyük insansız hava aracı şirketi bugün" dedi.


BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, düzenlenen 11. Türk Tıp Dünyası Kurultayı’na katıldı. ‘Sağlıkta Tam Bağımsızlık: Milli Teknoloji Hamlesi’nin Yeni Rotası’ başlıklı panelde sunum yapan Bayraktar, ardından konukların sorularını yanıtladı.



"Ülkemizin göklerdeki bağımsızlığı için insansız hava araçları geliştiriyoruz"


İnsansız hava araçlarını geliştirdiklerini anlatan Bayraktar, "Biyomedikal alanında çok büyük cihazlar üreten, çok gelişmiş bir teknolojiye sahip değiliz ama medeniyetimizin bize bıraktığı önemli bir vasiyet olan ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışı bu cihazları büyük bir seferberlik ruhuyla üretmeye yöneltti. Bizler dedik ki ülkemizin göklerdeki bağımsızlığı için insansız hava araçları geliştiriyoruz. İşte şu an dünyada BAYKAR büyük insansız hava araçlarında dünyanın en büyük insansız hava aracı şirketi bugün. Yüzde 90’da ihracattan kazanan en yakın rakibinden Amerika Birleşik Devletleri’ndeki rakibinden bile 3 kat daha büyük 37 ülkeye ihracat yapan bir kurum" şeklinde konuştu.



"Güçlerimizi birleştirerek ülkemize katkımız en iyi şekilde olur"


Teknoloji firmalarının iş birliği içinde büyük işlere imza atacağına dikkati çeken Bayraktar, "Güçlerimizi birleştirerek ülkemize katkımız en iyi şekilde olur ve insanlığa katkımız en iyi bir şekilde olur duygusuyla adeta bir seferberlik haliyle çalışmaya başladık. Bizleri de derinlemesine teknoloji geliştirme kabiliyeti var ASELSAN ile BAYKAR’ın. Dünyaya örnek olacak nitelikte ülkemiz bu cihazları çok kısa sürede seri üretimi hazır hale getirdi. Sadece Türkiye’ye değil binlerce cihazı ihraç etti. İhtiyacı olan ülkelere o dönemde cihaz bulamıyordu. Hatta bir cihaz bile olmayan işte Somali gibi ülkelere de bağışladı. İşte dünyanın ben öleceksem herkes ölsün zihniyetin doğurduğu sonuç bir tarafa, bir tarafta da adeta bu işe insanlığı yaşatabilmek için ruhunu adamış bir şekilde çalışan aynen sağlık çalışanlarımızın yaptığı gibi anlayışın ortaya koyduğu eserler. Şimdi de eserleri hemen sergileme holünde görebilirsiniz" ifadelerini kullandı.



"Azmedersek, doğru sinerjiyi doğru kodlarla yakalarsak doğru misyondan başarabileceğimizin bir örneği"


Fuaye alanında sağlık alanında geliştirilen teknolojileri görünce gurur duyduğunu dile getiren Bayraktar, "ASELSAN’ın geliştirdiği teknolojileri görünce, kalp akciğer cihazı ve diğer yüksek teknoloji ürünleri açıkçası ben de bu ülkenin bir mühendis evladı olarak gurur duydum. Bu bir seferberlik hikayesini anlatması açısından yani bizler yapamayız değil de azmedersek azami gayreti gösterirsek doğru sinerjiyi doğru kodlarla yakalarsak doğru misyondan başarabileceğimizin bir örneği olmuş oldu. Sağlık Bakanlığımız da o dönemde bu işe liderlik etti. Dünyaya örnek bir mühendislik projesi olarak ve aynı zamanda bir sağlık projesi olarak geçmiş oldu" değerlendirmesinde bulundu.


Gelişen yapay zekanın hayatı kolaylaştırdığına da değinen Bayraktar, "Yapay zeka belki bir taraftan da bir balon gibi şişiyor, şişiriliyor ama nihayetinde doğru kullanıldığında da hakikaten insanla özellikle sağlık ve eğitim alanında büyük hizmetler sunabilecek bir alan" diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sürdürülebilirlik gastronomide prestijin yeni ölçütü oluyor Biruni Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Elif Zeynep Özer, gastronomi dünyasında başarı kriterlerinin değiştiğini belirterek, "Artık yalnızca lezzet ve teknik ustalık değil; çevresel, etik ve toplumsal sorumluluk da üst düzey gastronominin ayrılmaz bir parçası olarak görülüyor" dedi. Dr. Öğr. Üyesi Elif Zeynep Özer, yaptığı değerlendirmede üst düzey gastronomi anlayışının önemli bir dönüşümden geçtiğini vurguladı. Uzun yıllar boyunca gastronomide mükemmeliyetin yıldızlarla tanımlandığını ifade eden Özer, günümüzde bu yaklaşımın sürdürülebilirlik ekseninde yeniden şekillendiğini söyledi. "Sürdürülebilirlik artık bir iletişim dili ya da pazarlama söylemi değil, mutfağın günlük işleyişine entegre edilen somut bir performans alanı" diyen Özer, yerel ve mevsimsel ürün kullanımı, gıda israfının azaltılması, enerji ve su yönetimi gibi kriterlerin restoranlar için temel kalite göstergeleri haline geldiğini kaydetti. "Yüksek gastronomi, yüksek tüketim anlamına gelmek zorunda değil" Üst düzey gastronomi mutfaklarının çoğu zaman yoğun kaynak tüketimiyle özdeşleştirildiğini belirten Özer, bu algının değiştiğine dikkat çekti. Dr. Öğr. Üyesi Elif Zeynep Özer "Üst düzey mutfak ile çevresel ve etik duyarlılık arasında zorunlu bir çatışma yok. Doğru planlanan mutfaklar sorumlu olabilir. Bu yaklaşım, restoranları yalnızca tüketim odaklı deneyim alanları olmaktan çıkarıp, sektöre örnek olan yapılar hâline getiriyor" ifadelerini kullandı. Gastronomi turizminde yeni beklenti Sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımın gastronomi turizmini de etkilediğini dile getiren Özer, "Bugünün ziyaretçisi sadece ne yediğini değil, yediği ürünün kaynağını ve çevresel etkisini de sorguluyor. Kaynağını bilen bu yeni tüketici profili, destinasyonların etik ve değer temelli bir gastronomi kimliği kazanmasında belirleyici oluyor" diye konuştu. Türkiye seçkisinde sürdürülebilirlik vurgusu Michelin Rehberi Türkiye’nin 2026 seçkisinde farklı şehirlerin aynı çatı altında toplanmasının, ülkenin gastronomik çeşitliliğini daha görünür kıldığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Elif Zeynep Özer, sürdürülebilirlik odaklı restoran sayısındaki artışın da dikkat çekici olduğunu söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Elif Zeynep Özer, Michelin’in resmi duyurularına da dikkat çekerek, "2026 Türkiye seçkisinde sürdürülebilirlik kriterleri kapsamında Yeşil Yıldız dört restorana verildi. Michelin Rehberi’nin genel değerlendirmesinde ise Türkiye genelinde Yeşil Yıldızlı restoran sayısının 13 olduğu, 2026 seçkisinde bu restoranlardan 4’ünün ilk kez listeye dahil edildiği görülüyor. Bu tablo, sürdürülebilirliğin gastronomi alanında artık istisnai değil, giderek standartlaşan bir kalite ölçütü haline geldiğini gösteriyor" ifadelerini kullandı.
Bilecik Bilecik, Yenilikçi Modeller Yarışması’nda Türkiye birincisi oldu Bilecik, Yenilikçi Modeller Yarışması’nda Türkiye birincisi olarak ödül aldı. EPALE Projesi kapsamında ‘Öğrenme alanlarının dönüşümü yoluyla hayat boyu öğrenme’ temasıyla düzenlenen Yenilikçi Modeller Yarışması’nda, 270 başvuru arasından Bilecik birincilik ödülüne layık görüldü. Yapay zekâ uygulamalarıyla geleceğin öğrenme ortamlarını tasarlamayı hedefleyen ve bu yaklaşımları hayat boyu öğrenme politikalarıyla ilişkilendirerek ‘Geleceğin hayat boyu öğrenme merkezi’ vizyonuna dönüştüren proje; yenilikçilik, sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık kriterleri doğrultusunda değerlendirildi. Yarışmada birinciliği Bilecik Bozüyük Halk Eğitimi Merkezi elde ederken, Tokat Almus Halk Eğitimi Merkezi ikinci, Şanlıurfa Halfeti Halk Eğitimi Merkezi ise üçüncü oldu.Elde edilen başarıyla Bilecik’in hayat boyu öğrenme alanındaki yenilikçi yaklaşımı bir kez daha tescillenmiş oldu. Bilecik İl Milli Eğitim Müdürü Serdal Şimşek, "270 başvuru arasından Türkiye birinciliğine layık görülmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Yapay zekâ destekli öğrenme ortamlarını, hayat boyu öğrenme vizyonumuzla buluşturan bu çalışmada emeği geçen başta projenin mimarı Hakan Yandım olmak üzere tüm ekip arkadaşlarımıza ve paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. Hayat boyu öğrenme alanında yenilikçi ve sürdürülebilir modeller üretmeye kararlılıkla devam edeceğiz" dedi.
Denizli Engelsiz yazar okuyucularıyla bir araya geldi Denizli’nin Kale ilçesinde doğuştan yürüme engelli olan ve "Engelsiz Yazar" kimliğiyle tanınan Gökhan Sağıt, büyük beğeni toplayan dört şiir kitabını okuyucuları için imzaladı. Denizli’nin Kale ilçesinde yaşayan 35 yaşındaki Gökhan Sağit’in engelli olduğu, yaklaşık 2 yaşına kadar fark edilemedi. Hayatının erken dönemlerinden itibaren zorluklarla karşılaşmasına rağmen, hiçbir zaman engeline takılmayan Sağit, yazma tutkusu ve hayalleriyle şiir kitapları yazmaya devam ediyor. Edebiyat dünyasında "Engelsiz Yazar" olarak tanınan Sağit, bugüne kadar yayımladığı dört şiir kitabıyla dikkatleri üzerine çekti. "Mucize Dizeler", "Bir Engellinin Yüreğinden Şiirler" "Bir Engellinin Yüreğinden Şiirler2" ve son olarak "Sonsuz Düşlerim" adlı kitaplarıyla hem duygularını hem de yaşam mücadelesini şiirle anlatan Sağit, Denizli Kitap Fuarında okuyucularıyla bir araya geldi. Sağit, okurlarıyla birebir buluşmanın mutluluğunu yaşadı. Son şiir kitabı Sonsuz Düşlerim’i 7 ayda yazdığını belirten Sağit, "Hayatım boyunca birçok zorlukla karşılaştım ama hiçbir zaman umudumu kaybetmedim. Çünkü biliyordum ki; düşü olan insanın yolculuğu da olur. Ben de hayallerime tutundum, kelimelere sarıldım, engelleri değil, umutları yazdım. Ben engelime takılmadım, canım yandığında susmadım ve yolum zorlaştığında dönmedim. Kelimelerle yürüdüm, umutla direndim ve 4 kitap bıraktım bu hayata. Okuyan herkes bilsin; inanan bir yürek için hiçbir engel aşılmaz değildir. Yazmaya ve umudu paylaşmaya devam edeceğim" dedi.