GÜNDEM - 18 Aralık 2025 Perşembe 14:07

Dışişleri Bakanı Fidan: "Yeniden askeri yollara başvurma ihtiyacının ortaya çıktığını görmek istemiyoruz"

A
A
A
Dışişleri Bakanı Fidan: "Yeniden askeri yollara başvurma ihtiyacının ortaya çıktığını görmek istemiyoruz"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Biz de sürecin diyalog, müzakere ve barışçıl yollarla ilerlemesini umuyoruz. Yeniden askeri yollara başvurma ihtiyacının ortaya çıktığını görmek istemiyoruz. Ancak SDG, ilgili aktörlerin sabrının tükenmekte olduğunu anlamalı" dedi.


Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TRT World’e verdiği röportajda bölgesel ve küresel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bakan Fidan, Türkiye’nin Filistin meselesinde uluslararası vicdanın sesi olduğunu vurgulayarak İsrail’in Gazze’deki saldırılarına karşı Türkiye’nin en başından bu yana açık bir diplomatik duruş sergilediğini kaydetti.


İsrail’in uzun yıllar uluslararası sistemde fiilen dokunulmazlık zırhıyla hareket ettiğini belirten Bakan Fidan, "Bu durum on yıllardır böyleydi ve İsrail uluslararası sistemden muaf tutuldu, ama bence bu dönem artık sona erdi. Türkiye, ortaklarıyla birlikte bu sonuca varılmasında çok önemli bir rol oynadı. Bu yüzden İsrail, Türkiye’nin katılımına şiddetle karşı çıkıyor. Ama burada tek ilgili aktör İsrail değil. Burada başka ilgili aktörler de var, bu yüzden onlarla da görüşüyoruz" şeklinde konuştu.


Bakan Fidan, İsrail’in Türkiye’nin olası uluslararası güvenlik mekanizmalarına katılımına karşı çıktığını ancak Ankara’nın ilgili tüm aktörlerle temaslarını sürdürdüğünü dile getirerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla bakanlıklar arası ekiplerin Gazze’ye yardım ulaştırılması konusunda yoğun çalışma yürüttüğünü söyledi.


Fidan, İsrail’in Türkiye’nin olası uluslararası güvenlik mekanizmalarına katılımına karşı çıktığını ancak Ankara’nın ilgili tüm aktörlerle temaslarını sürdürdüğünü belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla bakanlıklar arası ekiplerin Gazze’ye yardım ulaştırılması konusunda yoğun çalışma yürüttüğünü söyledi.


"En büyük tehdidin terörizm olduğunu düşündük ve devreye girdik"


Türkiye’nin terörle mücadelede bölgedeki en tecrübeli ülkelerden biri olduğunun altını çizen Bakan Fidan, "Son 40 yıldır PKK ve diğer terör örgütleriyle mücadele ediyoruz. Bu süreçte ciddi bir birikim, kapasite ve uzmanlık geliştirdik. Dolayısıyla konu DEAŞ olduğunda, ne yazık ki geçen yıla kadar Suriye’deki tehdit ortamı nedeniyle DEAŞ ve diğer terör örgütleri sistemdeki boşluklardan faydalanabildi. Ancak artık iç savaş sona erdi, Şam’da halk iradesi hâkim ve şu anda sağlıklı bir iş birliği söz konusu. Daha önce de ifade ettiğim gibi, bir iş birliği mekanizması olduğu sürece bunun üstesinden gelebiliriz. Devrimin ilk aylarında, 2025’in başlarında, diğer bölge ülkeleriyle bir araya geldik. Dedik ki, ‘Suriye toparlanma sürecine girdi. Çok derin yaraları var, iyileşmesi için zamana ihtiyacı var ve bu süreçte uluslararası ve bölgesel desteğe ihtiyaç duyuyor. Ancak bu sırada başka düşmanca unsurların bu süreci istismar etmesini istemiyoruz.’ Bu nedenle o dönemde en büyük tehdidin terörizm olduğunu düşündük ve devreye girdik. Bu iş birliği, Suriyeli ortaklarımızın zihinlerinde ayrı bir farkındalık oluşturulması açısından oldukça faydalı oldu" ifadelerini kullandı.


"Uluslararası DEAŞ karşıtı koalisyonun bir parçası oldular ve Vaşington’da gerekli belgeleri imzaladılar"


Suriye’nin uluslararası DEAŞ karşıtı koalisyona katılımının önemli bir adım olduğunu belirten Fidan, şöyle devam etti:


"Uluslararası toplumun DEAŞ’la nasıl mücadele ettiği, hangi mekanizmaların kullanıldığı ve artık birer devlet aktörü olarak diğer bölge ülkeleriyle birlikte bu sorunla nasıl başa çıkmaları gerektiği onlar için yeni bir alandı. Bu açıdan faydalı oldu. Suriyeli muhataplarımız oldukça yetkin ve bu meseleyi ele alma konusunda son derece istekli. Bildiğiniz üzere uluslararası DEAŞ karşıtı koalisyonun bir parçası oldular ve geçen ay Vaşington’da gerekli belgeleri imzaladılar. Bu çok olumlu bir adımdı. Böylece DEAŞ’la mücadele konusunda, diğer ülkelerle birlikte kararlı olduklarını açıkça ortaya koydular. Şu anda askeri ve istihbarat uzmanlarımız, diğer bölge ülkeleriyle, Amerikalılarla ve ilgili tüm taraflarla birlikte DEAŞ’la mücadele gündemini ileriye taşıyor. Hiçbir terör unsurunun Suriye halkının ve devletinin toparlanma yolculuğunu sabote etmesine izin vermemeliyiz."


"Bir devlette, farklı otoritelere bağlı iki ya da üç ayrı silahlı yapı olamaz"


Suriye’nin kuzeyindeki SDG unsurlarının entegrasyon sürecine ilişkin değerlendirmede bulunan Fidan, sürecin yavaş ilerlemesinden duyulan rahatsızlığı dile getirdi.


Türkiye, Suriye ve bazı ortakların, SDF’nin zaman kazanmaya çalıştığı yönünde ortak bir kanaate sahip olduğunu ifade eden Fidan, "Amerikalı ortaklarımız da bu sürecin tamamlanması gerektiğinin farkında. Bu, Suriye’nin birliği açısından hayati önemde. Bildiğiniz üzere, Suriye’deki muhalif silahlı grupların tamamı, SDG hariç, artık Savunma Bakanlığı çatısı altına girdi. Çünkü SDG, eski muhalefet yapısının bir parçası değildi.


Eskiden farklı silahlı gruplar vardı ve tek bir komuta-kontrol yapısı altında değillerdi. Şimdi ise Savunma Bakanlığı’nın komutasını kabul ettiler. Bu, ulusal birlik açısından son derece önemli. Çünkü bir devlette, farklı otoritelere bağlı iki ya da üç ayrı silahlı yapı olamaz. Böyle bir durumda birlikten ve egemenlikten söz edemezsiniz" diye konuştu.


"Yeniden askeri yollara başvurma ihtiyacının ortaya çıktığını görmek istemiyoruz"


Suriye Hükümeti ile SDG arasında varılan 10 Mart mutabakatını anımsatan Fidan, "Biz de sürecin diyalog, müzakere ve barışçıl yollarla ilerlemesini umuyoruz. Yeniden askeri yollara başvurma ihtiyacının ortaya çıktığını görmek istemiyoruz. Ancak SDG, ilgili aktörlerin sabrının tükenmekte olduğunu anlamalı. 10 Mart tarihli anlaşmaya bağlılıklarını gecikmeden ve çarpıtmadan yerine getirmeleri bekleniyor. Bu anlaşmadan herhangi bir sapma görmek istemiyoruz. Şam’daki Suriyeli ortaklarımız da bunun ulusal birlik için hayati bir adım olduğunu görüyor. Ben temkinli ama umutlu bir iyimserlik içindeyim. Doğru yöntemler ve iş birliği biçimleriyle bu noktaya ulaşacağımıza inanıyorum" dedi.


"Gazze örneğinde olduğu gibi, bu tür bir arabuluculuk ancak ABD’nin aktif katılımıyla mümkün"


Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Fidan, Türkiye’nin her iki tarafla da konuşabilen nadir ülkelerden biri olduğunu ve ateşkes için başından bu yana yoğun çaba gösterdiğini söyledi. Avrupa’nın ortasında süren savaşın büyük bir yıkıma yol açtığını aktaran Fidan, "Karadeniz’e doğru olası bir genişleme, Türkiye ve diğer kıyıdaş ülkeler için ciddi bir risk oluşturuyor. Bu nedenle Türkiye, savaşın başından itibaren ateşkes için yoğun çaba sarf etti. Pek çok girişimimiz oldu; bazılarını ortaklarımızla, bazılarını tek başımıza yaptık. Son haftalarda görüşmelerin yoğunlaştığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Avrupalılar devrede, Amerikalılar arabuluculuğu yürütüyor. Bu süreçte Başkan Trump ve ekibine özel bir takdir borçluyuz. Gazze örneğinde olduğu gibi, bu tür bir arabuluculuk ancak ABD’nin aktif katılımıyla mümkün. Biz de Amerikalılarla, Ruslarla, Ukraynalılarla ve Avrupalılarla temas halindeyiz. Taraflar şu anda bir anlaşmaya oldukça yakın" ifadelerine yer verdi.


Ortaya çıkacak mutabakatın Ukrayna halkına sunulacağını belirten Fidan, güvenlik garantileri konusunun sürecin en zor başlıklarından biri olduğunu kaydetti.


"Sorunların en kısa çözümü ateşkestir"


Karadeniz’de artan güvensizlik ortamına da değinen Fidan, Tahıl Anlaşması sayesinde 30 milyon ton tahılın dünya piyasalarına ulaştırıldığını, bunun özellikle Afrika için hayati önemde olduğunu vurguladı. Ticari gemilerin hedef alınması ve İHA tehditlerinin bölgesel güvenliği zedelediğini belirten Fidan, "Karadeniz’de güvensizlik yeniden arttı. Türk Hava Kuvvetleri Karadeniz’den gelen bir İHA’yı düşürdü. Ticari gemiler hedef alındı. Bu ciddi bir sorun. Hükümetiniz enerji altyapısı ve liman tesisleri için bazı güvenlik garantileri çağrısı yapıyor. Ancak Karadeniz’de gemilerin hedef alınması, mayınlar ve İHA’lar kıyıdaş ülkeleri de etkiliyor. Romanya ve Bulgaristan’la bu konuda askeri iş birliği içindeyiz. Tüm bu sorunların en kısa çözümü ateşkestir. Aksi halde uyardığımız bölgesel tırmanma gerçekleşiyor ve bu başka yerlere de yayılabilir" diye konuştu.


"Kıbrıslı Türklerin izolasyonu sona ermeli"


Kıbrıs meselesine ilişkin değerlendirmesinde Fidan, Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı’nı devralmasının Türkiye açısından hem risk hem fırsat barındırdığını belirterek şu ifadeleri kullandı:


"Rum yönetimi her platformda Türkiye’yi engelliyor. Buna rağmen Avrupa’nın karşı karşıya olduğu tehditler, AB-Türkiye iş birliğini her zamankinden daha önemli hale getirdi. Kıbrıs’ta gerçekler ortada. Türk tarafı Annan Planı’na ‘evet’ dedi, Rumlar ‘hayır’ dedi. Eşitlik temelinde bir güç ve refah paylaşımını kabul etmiyorlar. Herkes bunu biliyor. Alternatif nedir? İki devletli çözüm. Siyasi sorun dondurulabilir, ama ekonomik, turistik ve enerji alanlarında iş birliği yapılabilir. Kıbrıslı Türklerin izolasyonu sona ermeli. Gerçekleri söylemek cesaret ister. Bu cesareti göstermeliyiz."


(OHÖ-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa FK’da Keçiörengücü hazırlıkları devam ediyor Manisa Futbol Kulübü, Trendyol 1. Lig 18. hafta mücadelesinde sahasında ağırlayacağı Ankara Keçiörengücü maçının hazırlıklarını sürdürdü. Manisa Futbol Kulübü, Trendyol 1. Lig 18. hafta mücadelesinde sahasında Ankara Keçiörengücü ile karşılaşacak. Manisa FK, 20 Aralık Cumartesi akşamı saat 19.00’da Manisa 19 Mayıs Stadyumu’nda oynanacak karşılaşmanın hazırlıklarına bugün gerçekleştirdiği antrenmanla devam etti. Teknik Direktör Mustafa Dalcı yönetiminde gerçekleşen antrenman ısınma hareketleri ve top kapma oyunuyla başladı. Şut çalışmasıyla devam eden antrenman taktik oyunlarla sona erdi. Siyah-beyazlılar, yarın yapacağı antrenmanla Ankara Keçiörengücü maçının hazırlıklarını tamamlayarak maç saatini beklemeye başlayacak. Biletler satışa çıktı Öte yandan karşılaşmanın biletleri www.passo.com.tr ve Passo mobil uygulaması üzerinden satışa çıktı. Mücadeleyi tribünden takip etmek isteyen taraftarlar, www.passo.com.tr ve Passo mobil uygulaması ile biletlerini kolaylıkla temin edebilecek. Kadın ve 18 yaş altı tüm taraftarlar ise diğer iç saha maçlarında olduğu gibi Keçiörengücü karşılaşmasını da ücretsiz izleyebilecek. Maçları tribünden takip etmek isteyen kadın ve 18 yaş altı taraftarların Passolig kartı sahibi olmasının zorunlu olduğu bildirildi. Karşılaşmanın bilet fiyatları ise şöyle açıklandı: "Kapalı Alt Tribün: 45 TL. Misafir Tribünü: 45 TL."
Kayseri Şahin’den o kuruma tepki: "Mahşeri vicdan bunu kabul etmez" Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, İl Göç İdaresi’nde çalışan bir güvenlik görevlisinin kurumdaki usulsüzlüğü görüp bildirdiği için işten atıldığını söyleyerek, duruma tepki gösterdi. Şahin, "Devlet kurumları, makamlar yan gelip yatma yeri değildir. Bunu Cumhurbaşkanı da bizzat söylemiştir. Bizde bunu tekrar edelim" dedi. İl Göç İdaresi önünde işten çıkarılan güvenlik görevlisi Kürşat Ünal ile beraber basın açıklaması düzenleyen Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, olayı anlatarak, "Kardeşimiz Kürşat bir güvenlik ve 8 sene boyunca Göç İdaresi’nde güvenlik hizmetini yapıyor. Sonra bir takım yanlışlara şahit oluyor ve bu şahit olduğu yanlışlıkları da amirlerine iletiyor. Fakat bu yanlışları bildirmesinden sonra kendisine bir baskı başlıyor. Mesela görevlendirme adı altında Adana’ya sürgüne gönderiliyor. Görevlendirme gibi masum bir uygulamanın kifayetsizlerin elinde nasıl bir zulme dönüştüğüne bir kez daha şahit oluyoruz. Kayseri’de çalışan birisi Adana’da hiç ihtiyaç yokken görevlendirme adı altında 3-4 ay gönderiliyor. Geldikten sonra yanlışları söylemeye devam eden ve amirlerine ileten arkadaşımız işten çıkartılıyor. Kamu kurumuna yakışmayan bir uygulama. Bu zaman zarfında yukarıya sorunlarını dile getirmeye, randevu almaya çalışıyor ama fakat kendisiyle görüşülmüyor" dedi. Şahin, "Bu süreç içerisinde anladığım kadarıyla küçüklüğümüzden beri duyduğumuz bazı laflar vardır. Devlete sırtını rahat et. Devlete kapağı at, yan gel yat. Bu anlayışla büyütülen bir toplumuz. Halen bu laflar söyleniyor ve bunu duya duya büyüyen ve bu makamlara gelen insanlar buraların yan gelip rahat rahat yatma yeri olduğunu düşünüyor. Kamu kurumlarındaki görevlilerin görevi aslında vatandaşı rahat ettirmek, kendilerini rahat ettirmek değil ama onlar kimse bizi rahatsız etmesin, sorunlu biri mi var deyip kapılar kapatılıyor, araya duvarlar örülüyor. Bu arkadaşımız 2 sene önce işten çıkartılıyor. 2 senelik bir sıkıntının ardından psikolojik olarak sıkıntılar yaşıyor ve belki de intiharın eşiğine geliyor. İntihar ettikten sonra mı ne oluyor diyeceksiniz. Bu süreçte yardım etmesi gerekenler maalesef kendi rahatlarını düşünerek yardım etmiyorlar ve şuanda bir zulüm arşa kadar gidiyor. Mahşeri vicdan bunu kabul etmez. Bunun hesabının sorulması lazım. Devlet kurumları, makamlar yan gelip yatma yeri değildir. Bunu Cumhurbaşkanı da bizzat söylemiştir. Bizde bunu tekrar edelim" ifadelerini kullandı. İşten çıkartılan Kürşat Ünal ise duygusal anlar yaşayarak, "İşe başladıktan sonra bazı sıkıntılar ve yanlışlar gördüm. Bunu kurum amirlerine bildirdim. Daha sonra sürgüne gönderildim. Aniden oldu, bende şok oldum. Gelince yine benzer olaylar yaşadım. Kamu görevlisine yakışmayacak şeyler gördüm. Yine bildirince işten çıkarıldım. Dilekçelerimde halen duruyor. Bana geri dönüş olmadı. 2 tane çocuğum var. Bu sürece onlar için dayandım. Valimizin ne kadar babacan olduğunu biliyorum. Görüşsem bu olayı kesinlikle çözecek. Valimizden yardım bekliyorum" diye konuştu.
Ankara AK Parti Genel Başkanvekili Ala’dan Özel’e tepki: "Erdoğan’a yönelik temelsiz ve saygısız ifadeleri şiddetle kınıyoruz" AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, "Özel’in Brüksel’deki açıklamalarını kesinlikle reddediyor ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik temelsiz ve saygısız ifadeleri şiddetle kınıyoruz" dedi. AK Parti Genel Başkanvekili Ala, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Brüksel’deki açıklamalarını kesinlikle reddediyor ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik temelsiz ve saygısız ifadeleri şiddetle kınıyoruz. Türkiye, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde güçlü, demokratik ve istikrarlı bir ülke olarak bölgesinde ve dünyada saygın bir konuma sahiptir. Türkiye’nin demokratik kurumları ve milli iradenin meşruiyeti tartışma kabul etmez. Ülkemizin son yıllarda kaydettiği gelişmeler, uluslararası arenada takdirle karşılanmaktadır. Cumhurbaşkanımız, Türkiye’nin istikrarı ve refahı için çalışmaya devam etmekte; ülkemizin uluslararası ilişkilerde egemenliğini ve çıkarlarını kararlılıkla yürütmektedir. Türkiye’nin kazanımlarını, siyasi muhalefet adına yersiz ve mesnetsiz iddialara dayandırarak sorgulamaya çalışmak Türkiye’nin iç işlerine müdahaleye davet anlamına gelir. Bu bağlamda, CHP Genel Başkanı’nın yurtdışında ülkemizin seçilmiş Cumhurbaşkanına yönelik kabul edilemez sözlerini şiddetle kınıyor, ülkenin ikinci partisinin Genel Başkanının artık bu alışkanlığından vazgeçmesi gerektiğinin altını bir kez daha çiziyoruz. Türkiye’nin istikrarı ve gücü, demokratik iradesi ve kurumlarıyla tartışılmazdır" ifadelerine yer verdi.
Kırıkkale Yolcu kapısından inen ehliyetsiz sürücü drondan kaçamadı: "Gafil avlandım" dedi, ceza makbuzuyla hatıra fotoğrafı çektirdi Kırıkkale’de dron destekli trafik denetiminde uyarı levhasını fark edip aracın yolcu kapısından inen 17 yaşındaki ehliyetsiz sürücü, kameralardan kaçamadı. 18 bin 677 lira idari para cezasına çarptırılan sürücünün, "Gafil avlandım" diyerek ceza makbuzu ve trafik polisleriyle hatıra fotoğrafı çektirmesi dikkat çekti. Kırıkkale’de dron destekli trafik denetimlerinde ilginç anlar yaşandı. İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı trafik ekipleri, Millet Bulvarı’nda dronla denetim gerçekleştirdi. Denetim uyarı levhasını fark eden 17 yaşındaki sürücü Umut Tursun, aracını park ederek yolcu kapısından indi ve ehliyetli bir arkadaşını telefonla aradı. O anlar dron kamerasıyla anbean kaydedildi. Yeni aldığı aracın başına ilk kez geçen sürücü, ilk cezasını da yedi Uygulama noktasından yapılan anons üzerine bölgeye sevk edilen ekipler, sürücünün ehliyetsiz olduğunu belirledi. Yeni aldığı aracı ilk kez kullanan Umut Tursun’a 18 bin 677 lira idari para cezası uygulanırken, ceza makbuzunu tutarak polislerle hatıra fotoğrafı çektirmek istemesi ve ardından sigara talebinde bulunması dikkat çekti. İşlemlerin tamamlanmasının ardından araç trafikten men edilerek otoparka çekildi. "Nazar değdirdiler" Dron denetiminde yakalanan Tursun, yaşananlara ilişkin dikkat çeken ifadeler kullandı. Ceza sonrası konuşan Tursun, denetimi fark ettiğini ancak dron kamerasından tespit edildiğini belirterek, "İlk cezamızı yedik. İyi güzel araca biniyorduk, ehliyetsiz nazar değdirdiler. İşten çıktım, gece çalışıyorum, buraya geldik cezayı yedik. Hiçbir işe de yaramadı. 18 bin 677 lira ceza biraz ağır oldu" dedi. "Gafil avlandım" Ehliyetsiz araç kullanmanın yanlış olduğunu kabul eden Tursun, "Bugün kullandım arabayı, onda da yakalandım. Tabelayı görünce önüne durdum. Dron tespit etmiş. Ben ‘buradan geri gideyim’ diye düşündüm, bu kez kameradan ceza yeriz dedim. Geri geri çıkıp Yeni Mahalle’nin içine girseydim cezayı yemezdim, kaçardım. Burada yakalandım, gafil avlandım" ifadelerini kullandı. Ceza işlemleri sırasında sigara talebinde bulunduğunu anlatan Tursun, aracının satılık olduğunu belirterek, "Araba da satılık, isteyene gider, dosta yarar. 150 bin lira. Motoru, şanzımanı sıfır, iki hafta önce yapıldı. Araba ilanda zaten. Şasede işlem yok, kapı içlerinde biraz çürük var" dedi.
İstanbul Türk Eximbank ile Asya Kalkınma Bankası arasında kredi sözleşmesi imzalandı Türk Eximbank ile Asya Kalkınma Bankası arasında 500 milyon euro tutarında 19 yıl vadeli kredi sözleşmesi imzalandı. Türk Eximbank, Asya-Pasifik bölgesinde kalkınmayı amaçlayan Türkiye’nin de üyeleri arasında bulunduğu Asya Kalkınma Bankası (ADB) ile 17 Aralık tarihinde, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın garantisi altında, 500 milyon euro tutarında ve 19 yıl vadeli bir kaynak sağlanması yönünde imzaladığı anlaşma ile çok taraflı kalkınma kuruluşları ile yapmış olduğu iş birliklerine bir yenisini daha ekledi. ADB’nin Türkiye’deki en yüksek tutarlı işlemi olan söz konusu kaynağın ağırlıklı hedefi 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli olarak gerçekleşen deprem felaketinden etkilenen bölgedeki küçük ve orta büyüklükteki Türk ihracatçı firmaların uzun vadeli finansman ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Bunun yanı sıra, kadınların işgücüne katılımının artırılması, Türk ihracatçılarının yenilenebilir enerji yatırımları ve enerji verimliliği yatırımların desteklenmesi gibi birçok alanda da finansman sağlanacaktır. Türk Eximbank Genel Müdürü Ali Güney konu ile ilgili olarak, "İki kurum arasında gerçekleştirilen bu ilk anlaşma, kurumumuz için stratejik bir öneme sahiptir. Bankamızın öncelikli hedeflerden biri olan, deprem bölgesindeki ihracatçılarımızın yaşadığı finansman sıkıntılarını gidermek ve bölgesel ekonomik toparlanmayı desteklemek için Asya Kalkınma Bankası ile güç birliği yapmış olmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığımızın garantisi altında kurulan bu iş birliğimiz; sürdürülebilir, kapsayıcı ve yenilikçi projelerin hayata geçirilmesine önemli katkılar sağlayacaktır. Aynı zamanda ihracatçılarımızın yeşil dönüşüm yatırımlarına da destek vereceğimiz bu işlemle birlikte Bankamızın 2025 yılında ihracatçılarımızı desteklemek üzere yurtdışı piyasalardan sağladığı orta-uzun vadeli fon toplamı 3,9 milyar ABD dolarına ulaşmıştır" açıklamasında bulundu.