POLİTİKA - 30 Mayıs 2025 Cuma 14:17

Milli İstihbarat Akademisi’nden "Nadir Toprak Elementleri ve Türkiye: Jeopolitik Satrançta Yeni Dinamikler ve Aktörler" analizi

A
A
A
Milli İstihbarat Akademisi’nden "Nadir Toprak Elementleri ve Türkiye: Jeopolitik Satrançta Yeni Dinamikler ve Aktörler" analizi

Milli İstihbarat Akademisi, küresel enerji dönüşümünün merkezine yerleşen nadir toprak elementlerini (NTE) ele alan "Nadir Toprak Elementleri ve Türkiye: Jeopolitik Satrançta Yeni Dinamikler ve Aktörler" analizini yayınladı.


Milli İstihbarat Akademisi tarafından hazırlanan "Nadir Toprak Elementleri ve Türkiye: Jeopolitik Satrançta Yeni Dinamikler ve Aktörler" başlıklı analiz yayınlandı. Akademi tarafından hazırlanan analize göre, NTE’ler günümüzde yalnızca elektrikli araçlar, rüzgar türbinler ve elektronik cihazlar için değil; savunma sanayisinin kritik platformları için de vazgeçilmez hale geldi. Analizde, 2024 yılında 325 milyar dolara ulaşan kritik mineraller pazarının, 2040 yılında 770 milyar dolara ulaşacağının altı çizildi. Öte yandan, NTE temelli elektronik ve motor sanayisinin halihazırda 1 trilyon doları aştığı belirtildi.



Çin’in "Üret, Kısıtla, Lisansla" modeli ve fiyat gücü


Akademinin dikkat çektiği bir diğer önemli unsur ise Çin’in küresel NTE piyasasındaki baskın konumu; Çin, 2024 itibarıyla küresel NTE cevher üretiminin yüzde 61’ini, rafinasyon ve ayrıştırmanın ise yüzde 92’sini tek başına üstlendi. Bu kapsamda, yalnızca 2024 yılında 300 bin ton NdFeB kalıcı mıknatıs üretmiş; ABD’nin bin ton olacak hedef hacmini yaklaşık 300 kat arttı. 4 Nisan 2025’te yedi NTE’ye yönelik ihracat lisansı zorunluluğu getirilmesi, Pekin’in "üret, kısıtla, lisansla" modelini güçlendirdiği ve küresel fiyatlama üzerinde etkili konumunu sürdürdüğünü ortaya koydu.



ABD savunmasının zayıf halkası


Akademinin altını çizdiği değerlendirmelerden biri de ABD’nin bu stratejik kaynaklara olan yüksek bağımlılığı; 2020-2023 arasında ihtiyaç duyduğu NTE’lerin yüzde 70’ini Çin’den ithal eden ABD, ağır NTE’de tamamen dışa bağımlı halde. Bir F-35 savaş uçağı için yaklaşık 410 kilogram, Arleigh Burke sınıfı destroyer için 2,36 ton ve Virginia sınıfı denizaltı için 4,17 ton NTE gereksinimi olduğu belirtilerek, herhangi bir arz kesintisinin ABD’nin caydırıcılık mimarisi üzerinde olumsuz etkiler olşturabileciğine dikkat çekildi.



Savaş gölgesinde yeni tedarik hatları


Analizde vurgulanan bir diğer önemli başlık ise ABD’nin Çin bağımlılığını azaltmaya yönelik girişimleri. 30 Nisan tarihli ABD-Ukrayna Mineral Anlaşması ile daha önceki 500 milyar dolarlık geri ödeme planı yerine "yarı yarıya ortak fon" modeli benimsendi. Böylece Ukrayna’nın sahip olduğu yüzde 5’lik küresel rezerv potansiyeli ABD için stratejik bir alternatif tedarik hattı oluşturdu. Ancak rezervlerin yüzde 40’ının Rusya’nın işgali altındaki bölgelerde olduğu ve savaşın altyapı üzerindeki yıkıcı etkilerinin kısa vadede üretimi sınırlayacağı da not edildi. Grönland’daki disprosyum ve terbiyum açısından zengin yataklar ise ABD açısından ağır NTE açığını kapatacak bir diğer stratejik öncelik olarak değerlendiriliyor.


Türkiye’nin yükselen potansiyeli: Beylikova Rezervi


Milli İstihbarat Akademisi’nin hazırladığı analizde Türkiye’nin sahip olduğu kaynaklara özel bir bölüm ayrıldı. Eskişehir/Beylikova’daki 694 milyon tonluk rezerv, Türkiye’yi Çin’den sonra dünyanın en büyük ikinci NTE sahası konumuna taşıyor. Yıllık 10 bin tonluk pilot tesisin faaliyete geçmesinin ardından, Türkiye’nin hedefi yıllık 570 bin tonluk saflaştırma kapasitesine ulaşarak bu alanda Avrupa başta olmak üzere yakın bölgenin "başat aktörü" haline gelmek.



NTE’de Milli Strateji: Doğrulama, rafinasyon, geri kazanım


Analizde, Türkiye’nin önümüzdeki on yıllık süreçte yalnızca rezerv sahibi değil, aynı zamanda katma değer üreten bir aktöre dönüşmesi için üç eksenli bir strateji sunuluyor. Bu strateji: JORC/UMREK uyumlu doğrulama süreçleri, Ölçeklenebilir rafinasyon altyapısı ve ileri manyetik alaşım Ar-Ge’si, Döngüsel geri kazanım hatlarının entegrasyonunu içeriyor.



Küresel santraçta dengeleri bozan hamle


Analize göre, NTE artık sadece ekonomik bir meta değil; jeopolitik bir kaldıraç ve stratejik silah haline geldi. Bu bağlamda, küresel tedarik zincirinin çeşitlendirilmesi, yeni üretici ve işleyici aktörlerin (Türkiye, Ukrayna, Grönland) hızlı bir şekilde sisteme entegre edilmesi zorunlu hale geldi. Küresel rekabetin artık yalnızca madende değil; rafineri, mıknatıs ve ileri teknolojili üretim halkalarında derinleştiği ifade ediliyor.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Bartın’da 30 köy yolu ulaşıma kapandı Bartın’da 3 gündür devam eden kar yağışı nedeniyle 30 köy yolu ulaşıma kapandı. Hasankadı Beldesi’nde evinde kar nedeniyle mahsur kalan bir hastanın ise yardımına sağlık ekipleri yetişti. Bartın’da aralıklarla yağan kar, kırsal kesimlerde hayatı durma noktasına getirdi. Kar nedeniyle il merkezine bağlı 1 köy, Ulus ilçesine bağlı 29 köy olmak üzere toplam 30 köy yolu kar ve tipi nedeniyle ulaşıma kapandı. İl Özel İdaresine ait iş makineleri ile gece gündüz yürütülen çalışmalarla yolların yeniden ulaşıma açılabilmesi için çalışma yürütülüyor. Çalışmalar hakkında bilgi veren İl Genel Meclisi Başkanı Turhan Kalaycı, "İlimizin yüksek kesimlerinde ciddi bir kar yağışı oldu. Halen devam eden kar yağışı öncesinde gerekli hazırlıklarımızı tamamlamıştık. Sabah saatlerine kapanan yol sayısı 80’e çıktı ama yürütülen çalışmalarla bu sayıyı 30’a düşürdük. Devam eden yağışla açılan yollar yeniden kapanabiliyor. Ulaşımın sağlanabilmesi için gece gündüz karla mücadelemizi sürdürüyoruz" dedi. Evinde mahsur kalan hastanın yardımına yetiştiler Bartın’ın merkez Hasankadı Beldesi Doğancılar Mahallesi’nde nefes darlığı ve kronik akciğer rahatsızlığı bulunan 66 yaşındaki hastanın yardımına ise Acil Sağlık Hizmetleri ekipleri yetişti. Evinde mahsur kalan hastayı kurtarmak için harekete geçen sağlık ekipler, yola devrilen ağaç ve tipi gibi engelleri aşarak hastaya ulaştı. Ekipler, hastayı branda sedye ile güvenli şekilde ambulansa kadar taşıyarak, oksijen desteği sağladı. İlk tıbbi müdahalenin ardından hasta, Bartın Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne getirilerek tedavi altına alındı. Zamanında hastaneye yetiştirilen hastanın sağlık durumunun iyiye gittiği öğrenildi.
Rize Rize Valisi Baydaş 1 yıllık asayiş bilançosunu açıkladı Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, yıl boyunca yürütülen asayiş ve diğer kurumlara ait çalışmalara ilişkin ayrıntılı değerlendirmelerde bulundu. Rize Valisi İhsan Selim Baydaş 2025 yılı boyunca Rize’de yürütülen güvenlik, asayiş, uyuşturucuyla mücadele, trafik, düzensiz göç, sahil güvenlik, 112 çağrıları ve kamu hizmetleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Asayiş olaylarında 2024 yılına nazaran düşüş olduğuna dikkat çeken Vali Baydaş "2024 Ocak-Aralık ve 2025 Ocak-Aralık dönemlerini karşılaştırdığımızda, kişilere karşı işlenen suçta bir azalma görüyoruz. 2024’te 2 bin 368 olay meydana gelmişken, 2025’te olay sayısı 265 azalarak 2 bin 103’e düşmüştür. Bu yaklaşık yüzde 11’lik bir azalmaya tekabül ediyor ve bu tabloyu memnuniyetle müşahede ediyoruz" dedi. Mal varlığına karşı işlenen suçlara da değinen Vali Baydaş, "Mal varlığına karşı işlenen suçta da azalma devam etmektedir. 2024’te 549 olay meydana gelmişken, 2025’te bu sayı 173 azalarak 376’ya düşmüştür. Hem kişilere karşı işlenen suçlarda hem de mal varlığına karşı işlenen suçlardaki bu düşüş, kolluk birimlerimizin, emniyetimizin ve jandarmamızın dikkatli takibi ve önleyici çalışmalarıyla mümkün olmuştur" ifadelerini kullandı. Rize’de terörle mücadele kapsamında 2025 yılı içerisinde 31 operasyon gerçekleştiğini kaydeden Baydaş "Terörle mücadele kapsamında 2025 yılı Ocak-Aralık döneminde, 25’i kırsal alanda jandarma sorumluluk bölgesinde, 6’sı şehir merkezinde olmak üzere toplam 31 operasyon gerçekleştirilmiştir. Bu operasyonların 4’ü FETÖ, 3’ü DEAŞ, 2’si PKK, 1’i DHKP-C, MLKP ve diğer terör örgütleri kapsamındadır. Bu 31 operasyonla ilgili faaliyetler 2025 yılında da aralıksız şekilde sürdürülmüştür" şeklinde konuştu. Olayların yüzde 100’e yakını aydınlatılıyor Rize’de suç olaylarının tamamına yakının aydınlatıldığının altını çizen Baydaş "Evet, olaylar yaşanıyor ama burada aydınlatma oranı çok önemli. Kişilere karşı işlenen suçlarda aydınlatma oranımız yüzde 99,67. Mal varlığına karşı işlenen suçlarda ise bu oran yüzde 97,72. Bu küsuratlı kısım devam eden soruşturmalardan ve delil toplama süreçlerinden kaynaklanıyor. Bu işlemler tamamlandığında oranlarımızın yüzde 100’lere ulaşmasını hedefliyoruz. Bu alanda arkadaşlarımızın üstün gayretine özellikle teşekkür etmek istiyorum" diye konuştu. "360 bin 112 acil çağrısının 141 bini asılsız" 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan çağrıları da değerlendiren Vali Baydaş, bu çağrılarından asılsız olanların büyüklüğüne dikkat çekerek "112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan çağrıların toplamı 360 bin 904’tür. Maalesef bu çağrıların 141 bin 250’si asılsız çağrı" ifadelerini kullandı.