ÇEVRE - 22 Ağustos 2023 Salı 08:55

TÜDKİYEB Genel Başkanı Nihat Çelik: “Aşırı sıcaklar sektörümüzü olumsuz etkiliyor”

A
A
A
TÜDKİYEB Genel Başkanı Nihat Çelik: “Aşırı sıcaklar sektörümüzü olumsuz etkiliyor”

Türkiye Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, “Aşırı sıcaklar sektörümüzü olumsuz etkiliyor” dedi.


Türkiye Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, aşırı sıcak havaların küçükbaş hayvancılığı olumsuz etkilediğini belirterek sıcaklık stresinin azaltılmasına yönelik alınması gereken tedbirler hakkında çeşitli uyarılarda bulundu.



“Aşırı sıcaklar sektörümüzü olumsuz etkiliyor”


Genel Başkan Çelik, ülkemizin uzun bir süredir aşırı sıcak ve yüksek nemli hava dalgasının etkisi altında kaldığını ve sıcaklıkların bazı bölgelerde gölgede bile 40 derecenin üzerine çıktığını ifade ederek “Aşırı sıcak havalar sektörümüzü olumsuz yönde etkiliyor. Koyun ve keçiler sıcağa en dayanıklı türler arasında kabul edilse bile özellikle sıcaklık stresine bağlı verim kayıpları ciddi problemlere yol açmaktadır. Sıcaklık artışına bağlı kurak ve yarı kurak bölgelerde hayvanların doğum oranlarında azalma, hastalık, düşük ve ölüm oranlarında ise artış ile suya erişim problemleri sıkça görülmektedir. Dolayısıyla tüm bu olumsuzlukların hayvansal üretimde düşüşe neden olması beklenen bir durumdur. İklim değişikliğinin neden olduğu sıcaklık stresine yönelik alınacak tedbirleri zaman kaybetmeden hayata geçirmemiz hayvansal üretimimizin devamını sağlayacaktır“ dedi.



“Sıcaklık stresinin azaltılmasına yönelik tedbirler alınmalı”


Sıcaklık stresinin azaltılmasına yönelik alınabilecek tedbirlere dikkat çeken Çelik “Oğlak ve kuzu ölümlerinin azaltılması açısından ana ve yavruların bakımına özen gösterilerek küresel ısınmadan kaynaklı stres oluşumu azaltılmalıdır. Hayvanların susuz kalmamasına özen gösterilmeli, suluklar ve su tankları temiz ve çalışır durumda olmalıdır. Sıcaklığın çok fazla yükseldiği durumlarda depolardaki su uzun süre bekletilmemeli ve hayvanların önüne sürekli olarak taze su gelmelidir. Diğer taraftan sıcaklık stresi nedeniyle hayvanların yem tüketimi azalabilmektedir. Yemlemenin günün serin saatlerine yapılması yem tüketiminde artış sağlayacak çok basit ama önemli bir uygulamadır. Isı stresinin etkilerini azaltmada C ve E vitamin takviyesi uygulamaları da hayvanlarda olumsuz etkileri azaltabilmektedir. Hayvanların güneş ile direkt olarak temas etmemesi ve daha rahat yem tüketebilmesi için gezinti ve otlatma alanlarında gölgelik alanların bulundurulmasına özen gösterilmelidir. Böylece yem tüketimi de artacaktır. Bir diğer tedbir olarak da özellikle orta ve büyük ölçekli işletmelerde havalandırma fanları ve fıskiyeler ile daha rahat ve ferah ortam oluşturulabilir“ ifadelerini kullandı.



“İklim risklerine karşı mevcut mera kanunu yeniden gözden geçirilmeli”


Çelik, küçükbaş hayvancılığın en önemli yem kaynağı olan meraların kuraklık ve aşırı sıcak havalardan oldukça fazla etkilendiğini belirterek “Meraların korunması ve etkin kullanımının sağlanması hayvansal üretimimiz için oldukça önemlidir. Ülkemiz meralarında uzun yıllardır devam eden baskı ve yanlış kullanım sonucu biyoçeşitliliği oluşturan tür zenginliği ve bitkiyle kaplı alan oranı oldukça azalmıştır. Dolayısıyla mevcut haliyle yaşam savaşı veren meralarımızın iklim kaynaklı bir krizle başa çıkması için ne lazımsa yapılması gerekmektedir. Mevcut mera kanununun iklim değişikliklerinden kaynaklı riskler kapsamında yeniden gözden geçirilmesi, daha kapsayıcı hale getirilmesi hayvancılığımızın geleceği ve dolayısıyla da insanlarımızın beslenmesi açısından son derece önemlidir“ şeklinde konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da 3 çocuğunu katleden baba, tutuksuz yargılanma talep etmiş Bursa’da 3 çocuğunu öldürdükten sonra emniyete giderek teslim olan cani babanın 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı. Çocuklarını katleden babanın, teslim olduğu gün çıkarıldığı nöbetçi mahkemede ise tutuksuz yargılanmak istediği ortaya çıktı. Olay, 29 Mayıs 2024 tarihinde merkez Nilüfer ilçesi Çamlıca Mahallesi Bağlar Sokak’ta bulunan 4 katlı apartmanın bodrum katında meydana geldi. 11 adet kaydı bulunan Baba Murat Kılıç’ın (40) eşi Gülay Kılıç, geçen yıl 3 çocuğunu da bırakarak evi terk etti. Bodrum katında oturan Murat Kılıç, birlikte yaşadığı çocukları 11 yaşındaki Zeynep ve 6 yaşındaki Aslı’yı kesici aletle, 3 yaşındaki oğlu Muhammet Ali Kılıç’ı ise boğarak öldürdü. Çocuklarını öldüren Murat Kılıç daha sonra Bursa İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ek hizmet binasına giderek teslim oldu. Çocukların cenazeleri, Cumhuriyet savcısının incelemenin ardından otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Yapılan otopside, Murat Kılıç’ın kızlarının vücudunda yaklaşık 20 bıçak yarası tespit edildi. Çocukların cenazeleri, babalarından ayrı yaşayan anneleri Gülay Kılıç’ın yaşadığı Erzurum’un Karayazı ilçesinde toprağa verildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Kılıç, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Can güvenliği açısından Bursa E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tek kişilik koğuşta kalan Murat Kılıç’ın, nöbetçi mahkemede verdiği ifade de ortaya çıktı. Kılıç şu ifadelerde bulundu; "Sabah işe gitmek üzere uyandım. Sigara almak için markete gittim. Bu sırada eşimin, çocuklarımı yanından zorla alıp getirdiğime ilişkin şikayeti üzerine güvenlik güçlerinden hakkımda tedbir kararı çıktığını öğrendim. Kafam attı, işe gitmemeye karar verdim. Olayın yaşandığı yere geri döndüm. Sonrasını çok fazla hatırlamıyorum. Bir anda üzerime baktığımda her tarafın kan olduğunu gördüm. Evde üzerimi değiştirip dışarı çıktığımı, kağıtlara yazılar yazdığımı hatırlıyorum. Üç kez canıma kıymak istedim, başaramadım. Çok pişmanım. Tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmemi talep ederim." Çocuklarını evde öldürdüğü yerleri yazdığı notlarının yanı sıra çocuklarının yanına bıraktığı notlarda, psikolojisinin iftiralarla bozulduğunu psikolojik sorunlarının başladığına dair notuna istinaden Kılıç’ın, Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nce düzenlenen raporda akıl hastalığının bulunmadığı ve bu fiillere karşı cezai sorumluluğunun tam olduğu bildirildi. "Eşim bana tuzak kurmuş" 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle Bursa 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına başlanan Kılıç, duruşmaya SEGBİS ile katıldı. Duruşmada Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da hazır bulundu. İfadesinde, ayrılmak üzere olduğu eşinin kendisine tuzak kurduğunu iddia eden Murat Kılıç, "Boşanma aşamasındaki eşim, çocukları da alıp babasının evine Erzurum’a gitti. Çağırmaları üzerine bende peşlerinden gittim. Ancak beni geri gönderdiler. Sonra jandarma çağırmışlar, bana dava açmışlar. Benim bundan da haberim yok. Ben sadece jandarma çağırıp, beni şikayet ettiklerini biliyorum, dava açtıklarını bilmiyorum. Kardeşi jandarmaya, ’Geldi sizi öldürürüm, çocukları öldürürüm’ diye tehdit ettiğimi söylemiş. Eşim de ifadesinde ’Senden boşanırım, seni öldürürüm, öldürdükten sonra çocukları senden alırım. Bir daha göremezsin’ dediğimi söylemiş. Ben her aradığımda sesimi kaydetmiş. aradan geçen 8 ayın sonunda, mahkemeye 1 ay kala da bana dedi, ’Ben sana çocukları veriyorum.’ Çocukları ben Bursa’ya getirdim. Dava günü geldi. e-Devlet’ten baktım, kadın bana 5 tane dava açmış, 2 tane ayrı ayrı tehdit açmış, 1 tane hakaret açmış, 1 tane çocuk kaçırma açmış. O gün e-Devlet’ten boşanma davasına baktığımda, 5 tane davayı ve bu ifadeyi de görünce, ben cinnet getirdim. Ben nasıl çocuklarımı götürmüşüm, nasıl öldürdüm onu bilmiyorum. Yeter artık bıktım. Meğerse kadın benim sesimi kaydediyormuş, tuzak kuruyormuş." Telefon incelemesinden gelen raporları okuyan Mahkeme Başkanı, olay günü "Ailene bir şey olmayacak. Çok şeytana uydun. Sen bana diyordun ayda bir gel, gör. Ne yapacaksın çocuksuz. Son pişmanlık fayda etmez, olan çocuklara, sana, bana oldu. Evet. Sen sebep oldun Gülay. İnadın yüzünden perişan ettin hem kendini hem beni hem çocukları. Çünkü yuvanı yıktın sen. Güzellik varken, şeytanlığa gerek yok. Sen normal boşanmak varken, şeytana uydun. Çocuklardan ayrılırsan üzülür müsün? Çok ağlama, çocuklar kara toprak oldu, deli ettin beni’ diye mesaj atmışsın bunlara ilişkin ne diyorsun diye sordu. Tutuklu sanık bu mesajları da hatırlamadığını iddia ederek, ben ne yazdığımı hatırlamıyorum diye kendini savundu. Duruşma, tanıkların dinlenmesi ve Adli Tıp Kurumu 4’üncü İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporun beklenilmesi için ertelenirken, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi.