KÜLTÜR SANAT - 28 Aralık 2017 Perşembe 11:45

Antik Kent Perge’nin yüzde 70’i halen yer altında keşfedilmeyi bekliyor

A
A
A
Antik Kent Perge’nin yüzde 70’i halen yer altında keşfedilmeyi bekliyor

Dünyanın en önemli antik kentlerinden olan Antalya’nın Aksu ilçesindeki Perge’de kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor.

Dünyanın en önemli antik kentlerinden olan Antalya’nın Aksu ilçesindeki Perge’de kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor. 2012 yılından bu yana kazı çalışmalarını yürüten Antalya Müze Müdürü Mustafa Demirel, kentin yüzde 70’inin hala yer altında olduğunu kaydetti. Ayrıca 71 yıldır devam eden kazı çalışmaları ve gün yüzüne çıkarılan yapılar havadan görüntülendi.


Antalya’nın 18 kilometre doğusunda, Aksu ilçesi sınırları içinde bulunan Perge Antik Kenti, Pamfilya bölgesine başkentlik yaparken, heykeltıraşların kenti olarak da biliniyor. 5 bin yıllık geçmişi olan Antik kentte 71 yıldır süren kazı çalışmalarının ardından gün yüzüne çıkarılan ve ayağa kaldırılan yapılar havadan görüntülendi. Planlanan program çerçevesinde her dönem belirli bir bölümünün itinayla özel bir ekip tarafından kazısı yapılan kentte, birbirinden değerli tarihi eserler ortaya çıkarıldı. Kent, Troia Savaşı’nda Iphigenia’nın kurban edilmesi sahnesini betimleyen 1800 yıllık mozaik, Roma İmparatoru ’Caracalla’ takma adıyla bilinen Marcus Aurelius Antoninus’un tek parça halindeki heykeli, anıtsal çeşmeler ve son dönemde ise 50 yıl önce Perge Antik Kenti’nden kaçırılan ve İsviçre’de ele geçirildikten sonra geçtiğimiz aylarda Türkiye’ye iade edilen 2200 yıllık Herakles Lahdi ile ismini duyurdu. Antik Kentte, kazı çalışmalarının Batı Caddesi’nde sürdüğü, bunun yanında 4 kola doğru yayılan su kanallarının da ortaya çıkarılması için çalışmaların devam ettiği bildirildi. Öte yandan kentte yakın zamanda girişteki iki kule, tiyatro ve stadyumun restore edilerek turizme kazandırılmasının yanında, kanallar aracılığıyla çeşmelerden su akıtılması hedefleniyor.



"Batı Caddesi’ne ağırlık veriliyor"


Antalya Müze Müdürü Mustafa Demirel, Aksu ilçesine bağlı Perge Antik Kenti’nde 1946 yılında başlanan kazı çalışmalarının 2012 yılından itibaren Antalya Müze Müdürlüğü tarafından yürütüldüğünü kaydetti.


Çalışmaların başlangıcından itibaren alanda genel bir rehabilitasyon ve ziyaretçi akslarında iyileştirme çalışmalarına başladıklarını aktaran Demirel, buna bağlı olarak Batı Caddesi’de kazı çalışmalarına ağırlık verildiğini söyledi.



"Kuleler tamamlanıyor"


2017 yılı sonu itibariyle kentin batı, kuzey, güney cadde ve girişindeki 6. yüzyıl bazilikasının bulunduğu alanda kazı çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Demirel, "Bunun yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanlığımız, ülkemizdeki tüm ören yerlerinde olduğu gibi Perge’de de çevre düzenleme projesini tamamladı. Kentin girişindeki karşılama merkezi yeni şekliyle hizmete açıldı. Modern otopark, bilet gişeleri, kafeteryalar. Bu çalışmaların yanı sıra bakanlık kazıya bağlı olarak restorasyon çalışmalarına önem veriyor. Antalya Röleve Anıtlar Müdürlüğünce yapılan ihale soncunda Hellenistik kulelerinin restorasyon çalışmaları başladı. Kent için bu iki kule çok önemli. Çünkü kente girdikten sonra ziyaretçinin karşısına ilk çıkan ve yıllardır atıl olarak duran bir yapı vardı. Çalışmalar tamamlanınca Perge’nin ilk girişine güzel bir silüet ve sağlamlaştırılmış yapı ortaya çıkacak" dedi.



"Kazı ve restorasyon birlikte ilerliyor"


Kulelerin restorasyonunun 2019 yılında tamamlanacağına vurgu yapan Mustafa Demirel, "Kentte kazı çalışmalarında ilginç yapı ve mimarilerle karşılaşıyoruz. Amacımız kazı yapılan yerlerde restorasyona yönelik kazı çalışmaları. Çünkü kazılan alanların olduğu gibi açığa çıkarılıp, restorasyon yapıldıktan sonra korunaksız bırakılması olumsuzluk oluşturuyor. Kazı ve restorasyonun birlikte ilerlemesi gerekiyor. Kentin Güney Roma kapısına kadar kazı çalışmalarımızı sürdürdük. Bu alanlarda yüzeye yakın zemin döşemesi üzerinde müzede sergilenen çok sayıda heykel çıktı. 2. ve 3. yüzyıl heykelleri bulduk. Nekropole açılan Batı Kapı ve çevresinde 2014-2015 yılında güzel heykel, mimari yapı Caracalla çeşmesi ortaya çıktı. Onun içinden güzel heykeller çıktı. Restorasyonu tamamladık müzede sergiliyoruz" diye konuştu.


Caddeler üzerinde sütun restorasyonunun devam ettiğine vurgu yapan Mustafa Demirel, "Perge ızgara planlı antik bir kent. Alt ve üst yapısıyla çok düzgün bir kent yapısı oluşturulmuş. Kentin kuzeyinde anıtsal bir çeşme var. O bölgede de kazı çalışmasını sürdürüyoruz. Çeşmenin de restorasyon projeleri hazırlanarak, ileri ki dönemde kente bir güzel bir anıt kazandırılacak" ifadelerine yer verdi.



"Tiyatro ve stadyum açılacak"


Kentin doğu, batı, kuzey ve güney olmak üzere 4 kola ayrıldığını belirten Demirel, "Antalya Valisi Münir Karaloğlu, ziyaretinde 4 caddede kazı çalışması yapılmasını istedi. Bizim de zaten programımızda vardı. Doğu caddesinde kazılara başladık. Bunun yanı sıra antik tiyatro ziyarete kapalıydı, geçici önlemlerle burayı ziyarete açtık. Stadyum ve tiyatronun da projeleri bitmek üzere. Stadyumda uygulama projesi, tiyatroda acil müdahale projesi hazırlanıp, kazı tamamlanıp restorasyona hazırlanacak. Perge Antik Kentinde topyekün restorasyon çalışması hazırlık ve uygulamaları hızla devam ediyor" diye konuştu.



"Kentin yüzde 70’i toprak altında"


Perge Antik Kenti’nin önemli bir Pamfilya kenti olduğunun altını çizen Müze Müdürü Demirel, "Arkeolojik kazı çalışmaları çok hızlı sürdürülen bir çalışmalar değil. Belirli plan çerçevesinde sürdürülüyor. Kentin ancak yüzde 20 ile 30 arasında bir yeri kazıldı, çok geniş bir alan. Doğusunda Kestros (Aksu Çayı) Hellenistik dönemden üstteki akropol eski tunç ve demir çağına kadar uzanıyor. Hellenistik, Roma ve Bizans dönemine kadar yaşam izleri devam etmiş. Kentin büyük bir bölümü toprak altında. Ama düzenli bir şekilde kazı çalışmaları devam ediyor" ifadelerini kaydetti.



"2018 turizm startı Perge’den"


Perge’nin kent merkezinde yer aldığına değinen Özdemir, "2018 yılının turizm başlangıcının Perge’den verilmesi çok önemli bir mesajdır. Perge, kazıdan sonra mimari mekanların, stadyum tiyatro gibi anıtsal yapıların kentin turizmiyle iç içe olması her açıdan çok önemlidir. Antalya bölgesinde her turizm beldesinin inde bir antik yerleşim var. Ama Perge, yıllardır süren kazı çalışmaları ve önemli eserleri ile biraz daha ayrıcalıklı ama farkındalık oluşturulması gerekiyor. Perge’nin restorasyon yapıldıktan sonra denetimli kültürel etkinliklere açılması çok önemli olacaktır" dedi.


Demirel, 2018 yılında turizmin yeniden hareketlenmesiyle 250 binin üzerinde ziyaretçi beklediklerini sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ATO Yönetim Kurulu Üyesi Akça: "Mesleki eğitim, üretimin niteliğini ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurul Üyesi ve ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, "Mesleki eğitim sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır" dedi. ATO, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile bu yılın ekim ayında hayata geçirdiği ‘Mesleki Eğitimde Ankara Model’ iş birliği protokolü kapsamında düzenlediği "Sektör- Meslek Öğretmenleri Buluşması’ ATO Duatepe Salonu’nda yapıldı. Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Mimar Sinan Mükemmeliyet Merkezi koordinatörlüğünde düzenlenen toplantı, Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurulu Üyesi aynı zamanda ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Güçlü ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Volkan Hasan Kaya, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Veli Karakuş ve Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Erkan Tuzsuz başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda mesleki eğitimin, üretim niteliğine ve rekabet gücüne etkisi ele alındı. "Kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, ATO’nun Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile hayata geçirdiği "Mesleki Eğitimde Ankara Modeli"nin mesleki eğitimin sektörün ihtiyaçlarıyla uyumlu biçimde yapılandırılması açısından önemli bir model olacağını belirterek, "Mesleki eğitim, sadece bir istihdam politikası değil, üretimin niteliğini, rekabet gücünü ve toplumsal refahı doğrudan etkileyen stratejik bir kalkınma aracıdır. İş dünyasının ihtiyaçlarıyla uyumlu, uygulama ağırlıklı ve güncel beceriler kazandıran bir mesleki eğitim yapısı, gençlerimizi geleceğin mesleklerine hazırlarken ekonomimizin de sürdürülebilir büyümesini güvence altına alır. Bu nedenle kamu, özel sektör ve eğitim kurumları arasında güçlü bir iş birliği, mesleki eğitimin başarısının temel şartıdır" ifadelerini kullandı.
Adana Adana’da yıkım yapılan Amerikan Adası girişi kayalarla kapatıldı Adana’da Amerikan Adası olarak bilinen yerdeki kaçak yapıların yıkım işlemleri sona ererken, bölgenin girişi kayalarla kapatıldı. Yıllardır tartışma konusu olan Merkez Çukurova ilçesi Göl Mahallesi Menderes Bulvarı’ndaki Amerikan Adası’nda 23 Aralık’ta başlayan yıkım işlemleri tamamlandı. Yıkılan kaçak yapılardan arta kalan molozlarda kamyonlarla taşındı. Adanın girişi de kaya parçalarıyla kapatılırken, girişinde nöbet tutan polis bölgeye kimsenin girmesini izin vermiyor. Bölgeye gezmeye gelen vatandaşlar kayaları görünce geri dönmek zorunda kaldı. Eşi ve çocuğuyla bahardan kalma havayı değerlendirip adada gezmek isteyen Serkan Çokal, "Üzüldük desek doğru olur. Ancak daha iyisi olacaksa Adana için hayırlısı olsun. Biz burayı seviyorduk ve sürekli geliyorduk. Buradaki yapıların kaçak olduğunu bilmiyorduk. Görüntü açısından çok çirkindi. Yolumuzu kesip çevirenler vardı. Zorla mekâna çağıranlar vardı. Ailece geldik, burayı gezelim demiştik. Yeni yapılacak yer, halkın girebileceği şekilde olsun. İnsanlar rahatça dolaşsın. Uyuşturucu kullanan kişilerin burada olmadığı belli olsun. Devletimizden buranın güzel bir yer olmasını istiyoruz" dedi. İlknur Çokal ise, "Çok üzüldüm, ancak bir yandan da sevindim. Burada uyuşturucu kullananlar da çoktu. İnşallah daha güzel yapılar olur. Mekânların içerisinde güzel olanlar da vardı, ancak büyük kısmı kötüydü. Burayı ailece ziyarete gelmiştik. Kapatıldığı için şu an giremiyoruz" diye konuştu.
Ankara Uzmanından uyarı: "Uyku düzeninin bozulması agresif tip meme kanseri riskini artırabiliyor" Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor" dedi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, yeni yapılan araştırmalarda gece vardiyasında çalışan ya da uyku bozukluğu olan bireylerde, agresif meme kanseri riskinin önemli ölçüde arttığını belirtti. Texas A&M Üniversitesi’nde yürütülen ve JAMA Oncology dergisinde yayımlanan çalışmada, bozulan sirkadiyen ritmin, bağışıklık sistemini baskılayarak tümör gelişimine ve yayılmasına zemin hazırladığını açıkladı. Dr. Coşkun, sirkadiyen ritim bozukluğu, meme bezlerinin yapısını bozarak bağışıklık sisteminin savunmasını zayıflattığını ve bozulan bağışıklık sonucunda tümörler daha hızlı ve daha agresif şekilde büyüyebileceğini vurguladı. "Geç saatlere kadar uykusuz kalmak ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor" Uyku düzeninin bozulmasının ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirdiğini ve kaliteli uykunun insan vücuduna her anlamda yararı olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor. Araştırmada, laboratuvar modelleri iki gruba ayrıldı. Biri normal gündüz gece döngüsünde yaşarken diğeri sirkadiyen ritimleri bozacak şekilde ışık döngülerine maruz bırakıldı. Normal döngüde tipik olarak 22’nci haftada kanser gelişirken, ritmi bozulan grupta kanser belirtileri yaklaşık 18’inci haftada ortaya çıktı. Bu modellerde daha agresif tümör gelişimi gözlemlendi ve tümörün akciğerlere yayılma ihtimali daha yüksek bulundu. Çalışmayı yürüten araştırmacılar, çalışmada bağışıklık tepkilerini bastıran bir molekül olan LILRB4’yi odak noktasına aldı. Normalde bağışıklık sistemini aşırı iltihaptan koruyan bu molekül, kanser ortamında aşırı aktifleşip bağışıklığı daha da baskılayabiliyor. LILRB4 etkisi hedeflendiğinde ise, bağışıklık sistemi tekrar aktifleşerek hem tümör büyümesini hem de metastazı önemli ölçüde azalttığı görüldü. Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu da uzun vadeli sirkadiyen ritim bozukluğunun sağlıklı meme dokusunun yapısını değiştirerek bu dokuların tümör gelişimine karşı savunmasız hale gelmesine neden olmasıdır. Sonuç olarak gece vardiyasında çalışmak, sık sık seyahat etmek veya geç saatlere kadar uykusuz kalmak sadece yorgunluk değil, ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. Bu çalışmanın sonucuna göre uyku ve dinlenme sürelerine daha çok özen göstermek gerektiği görülüyor. Özellikle gece vardiyasında çalışan kadınların sağlık taramalarını aksatmaması, mümkünse vardiya saatlerinin biyolojik ritimle uyumlu şekilde planlanması, vardiya sistemiyle çalışanların düzenli uyku alışkanlığı edinmeleri, karanlık ve sessiz ortamlarda uyumaları, uyku hijyenine dikkat etmeleri yaşam kalitesi ve hastalıklardan korunmak açısından oldukça önemli" ifadelerini kullandı.