EKONOMİ - 31 Mart 2022 Perşembe 12:30

VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Amre Alkin: ”Binalarda kullanılan enerji sanayide kullanılan enerjiyi solladı geçti”

A
A
A
VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Amre Alkin: ”Binalarda kullanılan enerji sanayide kullanılan enerjiyi solladı geçti”

Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği (VERİMDER) İcra Kurulu Başkanı Prof.

Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği (VERİMDER) İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin, “Bizim en çok belimizi büken üretmek için ithal ettiklerimiz ve üstüne gelen enerji faturalarıdır. Bir binayı soğutmak ısıtmanın iki katı maliyet ile karşı karşıya bırakıyor. Binalarda kullanılan enerji sanayide kullanılan enerjiyi solladı geçti. Demek ki sanayi aklı başında bir enerji verimliliğine geçmiş” dedi.


Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği (VERİMDER), tüm Türkiye’de enerji verimliliği ve tasarrufu konusunda seferberlik ilan etti. Ülkemizin en önemli konularından biri olan enerji verimliliğinin daha fazla yaygınlaşması amacıyla “Anadolu Buluşmaları”na başladı. Enerji Verimliliği ve Gelecek başlıklı düzenlenen toplantıya, VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin, Verimder Başkanı Çağdaş Korkmaz, Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar, iş adamları ve gazeteciler katıldı.



"Dünya ticareti büyüdükçe dünyanın geliri de artıyor"


VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin, “Rusya Ukrayna gerginliğinin Türkiye’ye enerji faturasının ne olacağı ile ilgili 3 farklı senaryo var. İstanbul buluşması çok önemliydi. Cumhurbaşkanımızın düzenlediği zirve olumlu adım atılmasına vesile oldu. Çünkü bizim caydırıcı görünümüz kadar uzlaştırıcı görünümümüz de önemlidir. Birinci senaryo; İstanbul zirvesi başarı ile devam eder. Kalıcı bir barış anlaşmasına doğru adım atılır. Bu adımlar atılırsa dünya ticaretinin büyümesinde çok büyük bir yavaşlama olmaz. Biz küresel büyümeyi yüzde 3.5 ile tamamlarız. Bu Türkiye Cumhuriyeti için yüzde 4-5 anlamına geliyor. Dünya ticareti de 23 trilyon dolara ulaşıyor. Dünya ticareti büyüdükçe dünyanın geliri de artıyor. Refah ve huzur hakim oluyor” sözlerine yer verdi.



“Bu durumda dünya büyümesi yüzde 1-1.5 kadar iniyor“


Olası ikinci ve üçüncü senaryo hakkında da bilgi veren Alkin, “İkinci senaryo işgalin statükoya dönüşmesi; ve bunun ikinci bir soğuk savaşı gündeme getiriyor. Bu da bizi çok bozmuyor. Ama orada insanların canı yanıyor. İşgal devam ettiği sürece dünya büyümesi yüzde 2.5 kadar düşme tehlikesi ile karşı karşıya kalacak. Dünya ticareti 23 trilyon dolar olacağına 21 trilyon dolara olarak tahmin ediliyor. Bu ciddi bir rakam. Üçüncü senaryo ise tam bir kabus; tamamen Rusya, iyi niyetli çabalardan vazgeçiyor. Rusya Ukrayna’nın tamamını işgal ediyor. Olmaz da diyemiyoruz. Bu durumda dünya büyümesi yüzde 1-1.5 kadar iniyor. Bunu seslendirmek bile istemiyorum. Bu üç senaryoda da iyisinden kötüsüne maalesef enerji emtia fiyatlarında tedarik zincirleri kırıldığında 2023’ün sonuna kadar iyi bir haber veremiyorum. Şuan Ukrayna- Rusya meselesi tatlıya da bağlansa enerji fiyatları dalgalanmaya devam edecek. Bize bunun direkt etkisi var” dedi.



“Türkiye’nin ithalatının yüzde 85’inden fazlası ham madde aramalı yatırım malıdır”


Avrupa bölgesinde Rus doğalgazına en bağımlı ülkenin Türkiye olduğunu belirten Alkin, “Bizim 65 milyar metreküp civarında satın almak zorunda olduğumuz doğal gazın yüzde 36’sını Rusya’dan alıyoruz. Elektrik üretimimizin de yüzde 2 ile 34 arasında da doğalgazdan yapıldığını biliyoruz. Geçen yıldan bu yıla enerji fiyatları bazı zamanlar 2-3 katına çıktı. Avrupa’da bir facia oldu doğalgaz yüzde 200-300 arttı. Fakat Türkiye’de ilginçtir doğalgazı ülkeler ile yaptığı pahalı anlaşmalara bağlı kalmamak için spot piyasa da yüklenmek zorunda kalmış, şuan hem petrol hem doğalgaz fiyatları normalin 2-3 katına üzerindedir. Türkiye’nin ithalatının yüzde 85’inden fazlası ham madde aramalı yatırım malıdır. Bizim en çok belimizi büken üretmek için ithal ettiklerimiz ve üstüne gelen enerji faturalarıdır. Mademki biz bu kadar doğalgaza bağımlıyız bu da bize cari açık oluşturuyor. Biz bu durumda kendi öz çabamız ile nasıl kurtuluruz. Bir binayı soğutmak ısıtmanın iki katı maliyet ile karşı karşıya bırakıyor. Binalarda kullanılan enerji sanayide kullanılan enerjiyi solladı geçti. Demek ki sanayi aklı başında bir enerji verimliliğine geçmiş” dedi.



“Enerji tüketiminde yüzde 70 dışarı bağlıyız”


VERİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Çağdaş Korkmaz, “Zor bir dönemden geçiyoruz, devam edeceği de aşikardır. Buna karşı yapılacak çok çalışma var. Ülkemizde ciddi bir enerji kullanımı var. Enerji tüketiminde yüzde 70 dışarı bağlıyız. Bundan sonraki dönemde enerjiye ulaşımda çok güzel bir tablo önümüzde yok. Bu durumda enerjiyi daha verimli hale getirmemiz gerekiyor. 2018 yılından bu yana binalarda kullanılan enerji sanayide kullanılan enerjiyi geçmiş durumda. Sanayi alanında enerji verimliliği yatırımları çok hızlı hayata geçti. Konutların yüzde 75’inin enerji verimliliğinin olmadığını biliyoruz. Bize göre enerji verimliliği bir bütündür. Kullandığımı miktarı en verimli şekilde kullanmamız gerekir. Binaların yalıtımı bu noktada öne çıkıyor” ifadelerine yer verdi.



“Sera gazı salınımı 2050 yılında yüzde 35 azaltmayı hedefliyorlar”


Dünyadan örnekler veren Korkmaz, “Avrupa’da bu süreç 2000 yıllarda başladı. 2020 yılında 1990 yılına göre yüzde 20 daha az enerji tüketimi hedefliyorlar. Sera gazı salınımı 2050 yılında yüzde 35 azaltmayı hedefliyorlar. Avrupa’da sera gazı salınımında yüzde 40 binalardan kaynaklanıyor. Bizde de 2010 yılının başında enerji belgesi devreye girdi. Binalarımızın bir enerji kimlik belgesi oluşturuluyor. Araçlarımızın 100 kilometrede ne kadar yakıt tükettiğini biliyoruz ama oturduğumuz evlerin enerji tüketimlerini sorgulamıyoruz. Ülkemizde yine bir enerji eylem planı var. Paris İklim anlaşmasını biz de imzaladık. Bu anlaşma ile birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ismi değişti. Bir bakanlığın ismini değiştirecek kadar önemli bir konu” dedi.



“Bir derece soğutmanın maliyeti 1 derece ısıtmanın maliyetinin 2 katıdır”


Yakın zamanda kademeli elektrik enerjisi kullanımımda yeni bir döneme geçildiğini belirten Korkmaz, “Burada teşvikler söz konusudur. Daha az enerji tüketen binaların değerinin artması gibi önümüzdeki dönemde bizi bu tür konular bekliyor. Bu dönüşümü hızlandırmamız gerekiyor. Doğalgaz ve elektrik kullanımında ciddi maliyetimiz var. Bir derece soğutmanın maliyeti 1 derece ısıtmanın maliyetinin 2 katıdır. Önümüz yaz, elektrik faturalarımız yukarı doğru çıkmaya devam edecek. Dünyada da ülkemizde de gelişmeler var. Bunların farkında olmak iyi bir şey, bundan sonra ortak bir şekilde bu dönüşüme imza atmak istiyoruz” açıklamasına yer verdi.



“Çok daha dikkatli olmamız gerekiyor”


Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar ise konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Türkiye hava kirliliğinin en yoğun yaşandığı ülkelerden birisidir. Çok daha dikkatli olmamız gerekiyor. Isınırken havayı kirletiyoruz ve kendimizi öldürüyoruz. Hem binalarda hem konutlarda yalıtımın önemi ortaya çıkıyor. Kendi kişisel çabalarımız ile dönüşüm yapmak da mümkün.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Bartın’da şiddetli fırtına turistlere zor anlar yaşattı Türkiye’nin en gözde turizm yerlerinden biri olan Bartın’ın Amasra ilçesinde şiddetli rüzgar etkili oluyor. Rüzgar nedeniyle turistler yürümekte, kuşlar ise uçmakta zorluk çekti. Deniz ve limanın birleştiği yerlerde ise ilginç görüntüler ortala çıktı. Muhteşem doğası, tarihi ve kültürü ile yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Amasra’da 2 gündür şiddetli rüzgar etkili oluyor. Saatte hızı 70 kilometreyi aşan rüzgar nedeniyle, ilçeyi gezen ve sık sık fotoğraf çekilen turistler yürümekte zorlandı. Dalga boyu 4 metreyi aştı Denizde ise fırtına nedeniyle dalgalar oluşurken, kayalara çarpan dalgaların boyu 4 metreyi aştı. Kuşlar uçmakta zorlandı Fırtınada kuşlar uçmakta bile zorlanırken, denizde avlanan kuşlar da dalgalar nedeniyle zor anlar yaşadı. Ters dalgalar oluştu, tekneler hayatla bağlandı Küçük limanda rüzgar nedeniyle ters dalgalar oluşurken, limanın deniz ile birleştiği tarihi Kemere köprüsünün altında ise küçük çaplı girdaplar oluştu. Şiddetli rüzgar, su damlarını da uçurdu. Fırtına nedeniyle balıkçı ve gezinti tekneleri de limana sığındı. Beşik gibi sallanan Büyük limandaki tekneler halatlarla, iskele ve rıhtımlara bağlandı. Bakı tekneler ise Küçük liman mevkiisinde karaya çıkartıldı Olumsuz bir durum yaşanmadı İlçede belediye hoparlörlerinden yapılan anonslarla vatandaşların uyarıldığı ilçede olumsuz bir durumun yaşanmadığı öğrenildi. Gerekli tedbirlerin alındığını belirten Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, "Şiddetli rüzgar bekliyorduk. Fırtına 2 gündür etkili oluyor. Meteorolojinin fırtına uyarısının ardından anonslarla vatandaşları ikaz ettik. Şuana kadar yaşanan olumsuz bir durum olmadı. Gereken tedbirleri aldık ama vatandaşların da dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatmak istiyoruz" diye konuştu.
İstanbul Kut’ül Amâre Zaferi’nin 109. yılı Esenyurt’ta anıldı Esenyurt Belediyesi, Kut’ül Amâre Zaferi’nin 109’uncu yıl dönümü dolayısıyla söyleşi düzenledi. Başkan Vekili Can Aksoy, "109 yıl önce bugün, 34 yaşındaki bir Türk generali 15 bine yakın İngiliz askerini esir aldı. Bu, sadece bir askeri başarı değil, aynı zamanda Türk milletinin azim ve kararlılığının bir göstergesiydi" dedi. Esenyurt Belediyesi, Türk tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olan Kut’ül Amâre Zaferi’nin 109’uncu yıl dönümü dolayısıyla anlamlı bir söyleşi programına ev sahipliği yaptı. Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nde düzenlenen "Nisyana Terk Edemeyeceğimiz Bir Zafer: Kut’ül Amâre" başlıklı programa Prof. Dr. Vahdettin Engin ve Dr. Coşkun Yılmaz konuşmacı olarak katıldı. Programa Esenyurt Belediye Başkan Vekili Can Aksoy’un yanı sıra çok sayıda öğrenci de katıldı. Etkinlikte yaptığı konuşmada Kut’ül Amâre’nin yalnızca bir askeri başarı değil, aynı zamanda millet iradesinin güçlü bir simgesi olduğunu belirten Başkan Vekili Aksoy, "109 yıl önce bugün, 34 yaşındaki bir Türk generali 15 bine yakın İngiliz askerini esir aldı. Bu, sadece bir askeri başarı değil, aynı zamanda Türk milletinin azim ve kararlılığının bir göstergesiydi" dedi. Aksoy, geçmişte bu zaferin uzun süre unutturulmaya çalışıldığını ifade ederek, "Bugün burada bu büyük zaferi anıyor olmak çok anlamlı. İnşallah sizler bu zaferin 150. yılını da anarsınız. Geleceğimiz size emanet" sözleriyle öğrencilere seslendi.
Denizli Motosiklet kazalarına dikkat çeken jandarmadan ’Bir Kural, Bir Ömür’ denetimleri Denizli İl Jandarma Komutanlığı, son 5 yılda 28 kişinin hayatını kaybettiği 657 motosiklet kazasına dikkat çekmek için ’Bir Kural, Bir Ömür’ denetimleri gerçekleştirdi. Denizli İl Jandarma Komutanlığı sorumluluk bölgesinde son 5 yıl içerisinde motosikletlerin karıştığı 657 trafik kazası meydana geldi. Meydana gelen 657 kazada 11 kişi olay yerinde, 17 kişi hastanede olmak üzere toplam 28 kişi hayatını kaybetti ve 817 kişi yaralandı. Denizli’de, 2020 yılında 72 bin 212 olan tescilli motosiklet sayısının beş yıl içerisinde 55 bin 859 artış göstererek 2025 yılında 128 bin 071’e yükseldiği görüldü, 5 yılda tescili yapılan motosikletlerin yüzde 44’üne karşılık gelen 24 bin 687 motosikletin 2024 yılında, yani son 1 yıl içerisinde tescil edildiği dikkat çekmekti. Meydana gelen kazaların ve kazalar neticesindeki ölüm ve yaralanmaların en aza indirilmesi maksadıyla, Denizli Valiliğinin onayı ile Denizli İl Jandarma Komutanlığı tarafından "Bir Kural, Bir Ömür" projesi hayata geçirildi. Proje kapsamında öğrenciler ve vatandaşlara güvenli sürüş ve trafik bilgilendirmesine yönelik eğitim faaliyetlerini ve yoğunlaştırıldı ve trafik denetlemeleri sıklaştırıldı. Denizli İl Jandarma Komutanlığı tarafından proje kapsamında yapılan denetimlerde, çarpışma ve devrilme anında sürücü ve yolcuların baş bölgesini sert zeminlere çarpmasını engelleyerek hayatta kalma oranlarını yüzde 69 oranında artıran kask kullanımı kontrolü, görünürlüğü sağlayan yelek kullanımı, sürücü belgesi ve motosikletin tescilinin bulunup bulunmadığı hususları başta olmak üzere diğer trafik kuralları denetlendi.
Manisa Soma davasında karar duruşması Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen ve 301 madencinin hayatını kaybettiği maden faciasına ilişkin haklarında dava açılan 28 kamu görevlisinden 10’u beraat ederken, 18’i ise 5 ay ila 6 ay 7 gün arasında hapis cezasına çarptırıldı. Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin hayatını kaybettiği maden faciasına ilişkin 28 kamu görevlisinin Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına devam edildi. Sanıklar mahkemeye Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanırken davayı avukatlar ve madenci aileleri de takip etti. Karar duruşmasında bir önceki duruşmada sunulan mütalaaya karşı madenci aileleri ve avukatları karşı beyanlarını sundu. Savcılık mütalaasına itiraz eden madenci ailelerin avukatları, cezalandırılmanın göreve kötüye kullanma suçundan değil taksirle öldürme ve yaralamadan uygulanması gerektiğini belirtti. Davada sanıkların duruşmaya katılmamasını eleştiren ailelerin avukatları, mahkemeye karşı "Görevsizlik kararı" talebini yineledi. Duruşmada verilen aranın ardından son savunmalarını yapan sanık avukatları, zaman aşımı şartlarının oluştuğunu iddia ederek, davanın düşme kararı verilmesini talep etti. Davada yargılanan sanıklardan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişi ve Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel’in savunması madenci aileleri ve avukatları tarafından tepkiyle karşılandı. Kararı açıklayan hakim, aralarında Ayhan Yüksel’in de bulunduğu 10 sanığın suçlamalardan beraat etmesine, 18 sağına ise 5 ay ila 6 ay 7 gün arasında hapis ceza verilmesine hükmetti. "Bu karar hiçbir şekilde adalet sağlamayan bir karardır" Karar sonrası açıklamalarda bulunan madenci ailelerinin avukatlarından Murat Kemal Gündüz, hakimin mütalaaya uyduğuna dikkat çekerek, "Toplam 28 sanıktan 10’u hakkında beraat kararı verdi. Gerekçesini şu anda bilemiyoruz. Daha sonra açıklamalar görünecektir. 18 sanık hakkında ise 5 ay ila 6 ay 7 gün arasında değişen mahkumiyet kararı verildi. Bu karar hiçbir şekilde adalet sağlamayan bir karardır. Adalet sağlanamadı. Demin aileler içeride diyorlardı ki adalet enkazın altta kaldı. Doğrudur. Adalet enkazın altta kaldı" dedi. Duruşmayı takip eden CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu da sanıkların en alt düzeyde cezalandırılarak adeta ödüllendirildiğini öne sürdü. "11 yıldan beri çektiğimizi Rabbim ile biz biliyoruz" Davanın ardından açıklama yapan şehit madenci Uğur Çolak’ın annesi Gülsüm Çolak, "11 yıldan beri çektiğimizi Rabbim ile biz biliyoruz. Keşke bu kamu görevlileri de 2015’teki ana davanın mahkemesinde yargılansaydı. Aynı acıyı bize tekrar tekrar yaşattılar. 6. duruşmaydı bu ki resmen bir film seyrettik. Yargı bundan sonra kendine ağlasın. Artık halkın yargıya güveni kalmadı" diye konuştu. Maden faciası sonrası dava süreci Manisa’nın Soma ilçesinde Soma Kömürleri A.Ş. tarafından işletilen ve yaklaşık 5 bin kişinin çalıştığı maden ocağında 13 Mayıs 2014’te vardiya değişimi sırasında çıkan yangının ardından dumanla dolan galerilerden 96 saat süren çalışmalar sonucu 486 işçi kurtarılırken 301 işçinin cansız bedenine ulaşıldı. Olayın ardından başlatılan soruşturmalar kapsamında Soma Kömür İşletmeleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, teknik müdür İsmail Adalı, teknik nezaretçi Ertan Ersoy ve emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik tutuklandı. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava sürecinde 5 tutuklu sanığın 15 yıl ile 22 yıl 6 ay arasında değişen hapisle cezalandırılmasına, 9 sanığın adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına, 37 sanığın beraatine karar verilirken İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi ise Can Gürkan’ın yurt dışı yasağı konularak tahliye edilmesine hükmetmişti. Öte yandan, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin yerel mahkeme kararını bozması sonrası yeniden yapılan yargılamada Soma Kömür İşletmeleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’a 20 yıl, maden mühendisleri Adem Ormanoğlu ve Efkan Kurt’a 12 yıl 6’şar ay hapis cezası verilmiş, Haluk Evinç ise beraat etmişti. Tamamlanan yeniden yargılama sürecinde 4 Nisan 2022’de yerel mahkemenin kararını onamıştı. Ayrıca olayda ihmalleri bulunduğu suçlamasıyla 28 kamu görevlisi hakkında Soma Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.