EKONOMİ - 20 Haziran 2025 Cuma 11:42

Başkan Güngör: "Manavgat ekonomisi OSB ile güçlenecek"

A
A
A
Başkan Güngör: "Manavgat ekonomisi OSB ile güçlenecek"

MATSO ve OSB Başkanı Seydi Tahsin Güngör, Manavgat Organize Sanayi Bölgesi’nin bölge ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını belirterek, OSB’nin turizmden tarıma, ticaretten istihdama kadar pek çok alanda kentin ekonomik gücünü artıracağını vurguladı.


Manavgat Organize Sanayi Bölgesi (OSB) 2025 yılı Haziran Ayı Olağan Müteşebbis Heyeti Toplantısı, Manavgat Kaymakamı ve Müteşebbis Heyet Başkanı Adil Karataş başkanlığında gerçekleştirildi. Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO) Toplantı Salonu’ndaki programda, OSB’de gelinen son durum ve önümüzdeki dönemde yapılması planlanan çalışmalar değerlendirildi. Ayrıca, OSB atık su şebekesinin deşarj noktasının belirlenmesi ve ASAT ile bağlantı kurulmasına yönelik konular ele alındı.


Toplantının açılış konuşmasını yapan Manavgat Kaymakamı ve OSB Müteşebbis Heyet Başkanı Adil Karataş, OSB’nin ilçe ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını söyledi. Karataş, "Ülke turizminin en önemli merkezlerinden biri olan Manavgat’ın ticari ve ekonomik hayatını daha da fazla canlandıracak olan Manavgat OSB, sadece iş dünyası değil tüm Manavgat halkımızın beklentisidir. İnşallah en kısa zamanda yüzde yüz faaliyete geçerek bu beklentileri karşılayacaktır" dedi.



"Proje ile ekonomiye değer katacak doğru sektörler tespit edilecek"


MATSO ve Manavgat OSB Başkanı Seydi Tahsin Güngör, toplantıda Müteşebbis Heyet üyelerine Manavgat OSB ve BAKA iş birliğiyle yürütülen "OSB Yığın Belirleme Projesi" hakkında bilgi verdi. Başkan Güngör, projenin amacı, kent ekonomisine katma değer katacak ve Manavgat’ın tedarikte dışa bağımlılığını azaltacak doğru sektörlerin tespit edilmesi olduğunu söyledi.



"Manavgat ekonomisi sürdürülebilir ve dengeli bir çeşitlilik kazanacak"


Başkan Güngör, Manavgat OSB’nin tam olarak faaliyete geçmesinin ardından, OSB’de kurulacak işletmelerin bölge ekonomisine büyük katkı sağlayacağına vurgu yaparak, "Bugüne kadar turizm, tarım ve ticaret ağırlıklı gelişen Manavgat ekonomisi, OSB ile birlikte sürdürülebilir ve dengeli bir çeşitlilik kazanacak. Kurulacak işletmeler ile istihdamda önemli artış sağlanacak, yeni iş imkanları sunulacak" dedi.


Manavgat OSB’nin kurulmasının hem tarım hem de turizme önemli katkılar sağlayacağını kaydeden Başkan Güngör, tarımda yetişen ürünlerin OSB’de işlenerek turizm sektörüne uygun maliyetli ve kaliteli ürünler sağlanacak. Böylece tarım ürünlerinin katma değeri artarken, turizm sektörü de daha az maliyetle ürünler alabilecek" ifadelerini kullandı.


İstihdam açısından da OSB’nin önemli fırsatlar sunacağını vurgulayan Güngör, "Bölgemizde binlerce kişiye 12 ay süreyle iş imkânı doğacak. Bu da Manavgat’taki sosyal refahı önemli ölçüde artıracaktır" diye konuştu.


OSB’nin yalnızca bugünün değil, geleceğin de güçlü ve dirençli Manavgat ekonomisinin temel taşlarından biri olacağını dile getiren Güngör, sözlerini şöyle tamamladı:


"Manavgat OSB’yi tam anlamıyla hayata geçirmek, üretim gücümüzü artırmak ve ekonomimizi daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmak için el birliğiyle çalışmaya devam edeceğiz."


Toplantıya; MATSO ve Manavgat OSB Başkanı Seydi Tahsin Güngör, Antalya Su ve Atık Su İdaresi (ASAT) Genel Müdür Yardımcısı Osman Yıldız, ASAT Etüt Plan Daire Başkanı Levent Hansu, ASAT Manavgat Şube Müdürü Ali Duran ve Manavgat OSB Danışmanı Yüksek Şehir Plancısı Dr. Oytun Eylem Doğmuş ile Müteşebbis Heyet üyeleri katıldı.



Başkan Güngör: "Manavgat ekonomisi OSB ile güçlenecek"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Trump’ın Venezuela hamlesi küresel ticareti geriyor Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Donald Trump yönetiminin Venezuela’ya uyguladığı baskılar, Karayip Havzası’nda tansiyonu yükseltirken, Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Doç. Dr. Berat Akıncı, yaşananların bölgesel bir gerginliği küresel krize dönüştürebileceğini belirterek, ülkelerin güvenlik ve ticaret planlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacağını söyledi. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Trump yönetimi Aralık 2025’te Venezuela’nın petrol ticaretine karşı baskıyı sertleştirerek, yaptırımlı petrol tankerlerinin Venezuela’ya giriş-çıkışına ‘tam ve eksiksiz abluka’ emri verdiğini açıkladı. Bu kapsamda ABD’nin, Venezuela açıklarında uluslararası sularda bir tankeri durdurup denetlediği ve bunun "gölge filo" üzerinden yaptırımları delmeye karşı bir hamle olduğu aktarıldı; Venezuela ise adımı "uluslararası korsanlık" diye niteledi. Bölgede ABD’nin sadece Venezuela değil Karayip Havzası’ndaki birçok ülkede de yaptırımları arttırıyor. Ayrıca Trump, Venezuela petrolü ithal eden ülkelere yüzde 25’e kadar ek tarife uygulanabilmesini öngören kararnameyi de devreye alarak üçüncü ülkeler üzerinden ticareti caydırmayı amaçladı. Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Berat Akıncı, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. "Bölgesel kriz, küresel krize dönüşüyor" Doç. Dr. Akıncı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Birleşmiş Milletler’e üye olan bir ülkeye dahi tehditler savurduğunu belirterek, "Trump’ın Amerikan dış politikasında Venezuela ile yaşadığı gerginlik, bölgesel gerginlik ortamından çıkarak küresel bir boyut kazandı. Artık Amerika’nın dış politikası, Trump’ın baş aktör olarak bu dış politikayı güç ekseninde değerlendirmesi ve Amerika’nın hegemonik gücünü diğer ülkelere baskılamasıyla bölgesel bir krizi küresel bir krize dönüştürme evresindeyiz" dedi. "Ülkeler ticaret ve güvenlik planlarını yeniden gözden geçiriyor" Trump’ın son dönemde içerik ve kullanılan ifadeler açısından bağımsız, Birleşmiş Milletler üyesi bir ülkeye müdahale niteliği taşıyan bir yaklaşım sergilediğini anlatan Akıncı, "Küresel olarak düşünüldüğünde ülkelerin kendi güvenlik ve kendi ticaret altyapılarını, ikili ticaret ilişkilerini yeniden baştan dikkate alacağı konuma eviriliyoruz. Bütün ülkeler artık Amerika Birleşik Devletleri’nin istemediği, onların kendi çıkarlarına uygun olmayan durumda biz ikili ticaret ilişkilerimizi nasıl dengeye oturacağız. Bu şu an ciddi anlamda belirsizlik oluşturuyor" ifadelerini kullandı. "Venezuela’nın rezervi büyük, payı sınırlı" Venezuela’nın küresel ölçekte en büyük petrol rezervlerine sahip ülkeler arasında yer aldığını, ancak istikrarsızlık nedeniyle pazardan sınırlı pay aldığını söyleyen Akıncı, "Her ne kadar Venezuela, küresel anlamda petrol ihracatçısı olmasa da aslında en büyük rezervlere sahip. Ancak bölgenin istikrarsızlaştırılması sonucu Venezuela minimize bir pay alıyor" diye konuştu. "Ticaret anlayışı ‘haydut devlet’ çizgisine evriliyor" Trump’ın "kural tanımayan ve belirsiz" dış politika anlayışının hem bölgesel hem de küresel ticareti sorgulattığını kaydeden Doç. Dr. Berat Akıncı, "Uluslararası ticaret hukukunu ve ulus devletlerinin bağımsız ticaret yapabilme özgürlüğünü de sınırlayan bir hale dönüştü. Burada özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin ticaret anlayışını ‘haydut devlet’ üzerine kurduğu bir noktaya eviriliyoruz. Bu aslında Birleşmiş Milletlere üye bütün ulus devletlerinin sorunu haline geliyor. Şu anda Latin Amerika’da, Karayip Denizi’nde veya bize uzak gibi gözüken bölgesel krizler, bir bakışa uluslararası ticaret hükümlerini yeniden dizayn eden bir noktaya evriliyor" dedi. "Kısa vadede petrol fiyatlarında sert etki yok" Bölgeye yönelik yaptırımların şimdiye kadar petrol fiyatlarında ciddi bir sıçrama üretmediğine işaret eden Akıncı, "Bu bölgeye yönelik yapılan yaptırımların çok etkisini görmedik. Petrol fiyatlarının çok artmadığını görüyoruz. OPEC üyelerinin bu tür şoklara karşı üretimi arttırma kapasitesi var. Venezuela’nın rezervi çok ama bunları işleyip satma noktasında küresel pazardan çok pay alamıyor. Özellikle petrol rezervlerinin talebi karşılamasından dolayı şu anda bölgede oluşan savaş tehdidi fiyatları etkilemiyor. Kısa vadede böyle ama orta ve uzun vadede OPEC üyeleri petrol rezervlerini arttırma kapasitesine sahip. Tedbir alacaklardır" şeklinde konuştu. "Küresel sistem belirsizlik dönemine giriyor" Uluslararası ortamda ülkelerin ardı ardına yaşanan krizlerden yorulduğunu vurgulayan Doç. Dr. Akıncı, daha sonra şunları söyledi: "Orta Doğu’daki gelişmeler, Ukrayna-Rusya savaşı ve son yaşanan bu olaylar ulus devletlerinin istemediği durumlar. Ticaretin önündeki engellerin kaldırılması konuşulması lazımken küresel sistemin oyuncusu olan Amerika Birleşik Devletleri’nin ulus devletlerinin serbestçe yapabileceği ticareti de kendi çıkarları doğrultusunda evrimleştirilebildiği ve küresel ticaret anlamında bir belirsizlik dönemine ilerliyoruz."
Ankara 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçısı yakalandı, 112’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 14 ilde son 2 haftada jandarma tarafından göçmen kaçakçılığına yönelik düzenlenen operasyonlar ile 156 şüpheli göçmen kaçakçısının yakalandığını ve 112’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Jandarma Genel Komutanlığı Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Edirne, Muğla, Aydın, Balıkesir, İzmir, Çanakkale, Tekirdağ, Antalya, Mersin, Van, Şanlıurfa, Erzurum, Hatay ve Gaziantep olmak üzere 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlar düzenlendi. Son 2 haftada Jandarma İnsansız Hava Araçları (JİHA) ile havadan, İl Jandarma Komutanlıklarınca karadan yapılan çalışmalar sonucu düzenlenen operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalandı. Şüphelilerden 112’si tutuklanırken 44’ü hakkında ise adli kontrol hükümleri uygulandı. Ayrıca yapılan operasyonlar sonucu 120 adet araç ile 13 adet bot ele geçirildi. Bakan Yerlikaya yaptığı paylaşımda göç yönetimine dikkati çekerek, "Göç yönetiminin güvenlik boyutunu; insan ticareti, düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı ile mücadele alanlarında hukuk devleti ilkeleri ve insan haklarına riayet temelinde yürütülen etkin çalışmalar oluşturmaktadır. Bu kapsamda sınır güvenliği, üstün teknolojilerden ve gelişmiş izleme-denetim sistemlerinden yararlanılarak güçlendirilmekte; yasa dışı göç yollarını teşvik eden ve organize eden yapılara karşı hem sahada hem de hukuki zeminde güçlü ve caydırıcı mekanizmalar işletilmektedir" ifadelerine yer verdi.