SAĞLIK - 11 Haziran 2025 Çarşamba 13:09

Kadınlarda her yaşta omurga sorunlarına dikkat

A
A
A
Kadınlarda her yaşta omurga sorunlarına dikkat

Çocukluktan ileri yaşlara kadar omurga sağlığını korumak büyük önem taşıyor. Memorial Antalya Hastanesi’nden Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, "Kadınların genç yaşlarda omurga sağlığına dikkat etmeleri, ileriki yaşlarda ağrısız ve sağlıklı bir omurga için önemlidir" dedi.


Omurga, vücudu ayakta tutan ve kaslar sayesinde devamlı iletişim halinde olan bir sistem olarak tanımlanıyor. Ana yapısını kemik-iskelet, hareket kabiliyeti kazandıran eklemler ve güç üreten kaslar oluşturuyor. Çocukluk ve genç erişkinlik dönemi ise omurganın sağlıklı ve dayanıklı olması için temel oluşturuyor. Kalıtsal bir hastalık bulunmayan bireylerde omurga sağlığında beslenme alışkanlıkları belirleyici rol oynuyor. Bu nedenle bu yaş aralığında kalsiyumdan zengin beslenme ve yeterli D vitamini alımı, ilerleyen yaşlarda omurga rahatsızlıklarının görülme sıklığını azaltabiliyor.


Kadınlarda omurga rahatsızlıkları, erkeklere oranla daha sık görülüyor. Bu nedenle genç yaşlardan itibaren omurga sağlığına özen göstermek, ilerleyen yıllarda ağrısız ve sağlıklı bir omurga yapısı için önem taşıyor.



Ergenlikte hızlı büyüme duruş bozukluğuna yol açabilir


Bu konuda bilgi veren Memorial Antalya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, "Kadınların genç yaşlarda omurga sağlığına dikkat etmeleri, ileriki yaşlarda ağrısız ve sağlıklı bir omurga için önemlidir. Kız çocuklarında, erkek çocuklarından farklı olarak 9. ve 10. yaşlardan sonra hormonların etkisiyle kemikler uzamaya, kemik kitlesi artmaya ve kaslar kalınlaşmaya başlar. Bu hızlı büyüme dönemi ortalama 14-15 yaşına kadar devam eder ve bu süreçte eklem ve kemik ağrıları görülebilir. Özellikle geceleri ortaya çıkan sırt ve uzun kemik ağrıları nedeniyle kimi zaman ilaç kullanılması gerekebilir. Hızlı boy uzaması, duruş ve oturuş bozukluklarına ve bazen kalıcı şekil bozukluklarına neden olabilir. Düzenli yapılan spor, bu süreçte omurga sağlığını koruyucu rol oynar."


Göğüslerin büyümesi ve buna bağlı olarak utanma duygusu gelişen genç kızlarda, öne eğik oturma ve saklama eğilimi görülebildiğini belirten Uzm. Dr. Güçlü, bu durumda psikiyatrik destek alınmasının faydalı olacağını kaydetti. Ayrıca, omuz asimetrisi ya da duruş bozukluğu gibi belirtiler gözlemlendiğinde veya uzun süreli, inatçı omurga ağrıları yaşandığında radyolojik görüntüleme yapılmasının önem taşıdığını söyledi.



Masa başı çalışma boyun ve sırt ağrılarını artırıyor


Teknolojinin gelişimiyle birlikte daha az hareket eden toplumların ortaya çıktığını vurgulayan Uzm. Dr. Güçlü, "20’li yaşlarla birlikte birçok birey çalışma hayatına atılıyor ve uzun saatler masa başında vakit geçiriyor. Günün yaklaşık 8 saatini bu şekilde geçiren kadınlarda, zamanla hareketsizliğe bağlı boyun ve sırt ağrıları ortaya çıkıyor. Bunun çözümü ise sık sık kısa molalar vermek, masa başı egzersizleri yapmak, haftada en az 3-4 gün ortalama bir saat yürüyüş ya da yüzme gibi sporlar yapmaktır. Bu aktivitelerin düzenli ve uzun vadeli olması, omurga sağlığı üzerinde olumlu etki sağlar" diye konuştu.



Hamilelikte sırt ve bel ağrılarına dikkat


Kadınların bir kısmının ilk hamileliklerini 20’li yaşlarda yaşadığını hatırlatan Uzm. Dr. Güçlü, özellikle gebeliğin son üç ayında bel ve sırt ağrılarının arttığını belirtti. Güçlü, "Bu dönem, annenin tüm vücut sınırlarının zorlandığı ve metabolizmasının, hormonal ve ruhsal dengesinin tamamen değiştiği bir dönemdir. Bu süreçte annenin iç huzuru, düzenli fiziksel aktiviteler ve doğuma hazırlık açısından son derece önemlidir. Günlük bir saatlik yürüyüş, yüzme veya spor salonunda uygun egzersiz programları fayda sağlayacaktır" şeklinde konuştu.


Uzm. Dr. Güçlü, ayrıca yoğun çalışma hayatı olan annelerde ise emzirme ve bebek bakımı nedeniyle oluşan genel yorgunluk, uykusuzluk ve omurga ağrılarının daha sık görüldüğünü vurguladı.



30’lu yaşlardan itibaren kilo artışına bağlı sorunlar


30’lu yaşlarla birlikte daha durağan bir hayat tarzı, gebelikler ve beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak kilo artışının görülebildiğini dile getiren Uzm. Dr. Güçlü, şu değerlendirmeyi yaptı: "Kilo artışı ile birlikte eklemler, omurga ve kaslarda zorlanmalar yaşanabilir. Bu da çabuk yorulma ve kronik ağrılara yol açabilir. Ayrıca, hareketsizlik veya aşırı zorlanmış, yorgun bir vücut ve stres bel ve boyun fıtıklarının ortaya çıkmasına neden olabilir. Altı aydan uzun süren, aralıklı gelen ve bacaklara veya kollara vuran ağrılar, omurgada fıtığın habercisi olabilir. Bu tür durumların tespiti muayene ve gerekli ileri tetkiklerle yapılmalıdır."



40’lı yaşlardan itibaren dejeneratif süreçler hızlanıyor


Kırklı yaşlarla birlikte hormonal değişimler, geçirilmiş hastalıklar, kilo ve genetik faktörler gibi etkenlerle omurgada ve diğer eklemlerde dejeneratif süreçlerin öne çıktığını belirten Uzm. Dr. Güçlü, şunları söyledi: "Kilo kaynaklı sorunlar, omurgada daralma, fıtık ve dizlerde dejeneratif hastalıklar olarak kendini gösterebilir. Hormonal değişimle birlikte yıllık kemik yoğunluğu ölçümü ve gerektiğinde ilaç tedavisi uygulanması, ileri yaşlar için koruyucu rol oynar."



50 yaş ve sonrası


Uzm. Dr. Güçlü, sözlerini şöyle tamamladı: "50 yaş ve sonrası, vücudumuza önceki yıllarda ne kadar iyi baktığımızın karşılığını alacağımız dönemdir. Bu süreçte kişinin geçmişteki yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları, gebelik sayısı, kilo ve varsa sistemik hastalıkları belirleyici olur. Kemik erimesi ve dejeneratif hastalıklar bu yaşlarda daha belirginleşir. Bedensel ve zihinsel olarak kendine zaman ayıran, dengeli ve doğal beslenmeye özen gösteren, ideal kilosunu koruyan, aktif bir yaşam süren ve sigaradan uzak duran bireyler, sağlıklı bir vücuda sahip olmanın avantajını uzun yıllar sürdürebilir."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu TEM Otoyolu’nun Bolu geçişi Ankara istikametinde 3 tırın yolu kapatması sonucu ulaşım durdu TEM Otoyolu’nun Bolu geçişinde, Ankara istikametinde 3 tırın yolu kapatması sonucu ulaşım bir süre durdu. Karayolları ekiplerinin ters yönden ulaşarak yaptığı müdahale ile trafik akışı kısmen sağlanırken, bölgede uzun araç kuyrukları oluştu. TEM Otoyolu’nun ve D-100 karayolunun Bolu geçişinde yoğun kar yağışı devam ediyor. Kış lastiği veya zincir takmadan yola çıkan araçlar ulaşımın aksamasına neden oldu. TEM otoyolunun Ankara istikametinde Çaydurt bölgesinde 3 şeridi, 3 tırın tedbirsizliği sonucu kapandı. Tırların yolu kapatmasıyla birlikte Ankara istikametinde ulaşım tamamen kesildi ve bölgede kilometrelerce araç kuyruğu oluştu. Ekipler ters şeritten müdahale etti Konuyla ilgili olarak Karayolları Genel Müdürlüğü’nün yaptığı açıklamada, "Anadolu Otoyolu’nun Ankara yönünde, Çaydurt Otoyol Dinlenme Tesisi’nin yaklaşık 1 kilometre gerisinde saat 23.15’te, 3 şeridin tamamında, 3 adet tırın tedbirsizliği sonucu yolu kapatması nedeniyle ulaşım geçici olarak kesintiye uğramıştır. Karayolları ekiplerince ters yönden müdahale edilerek otoyolda trafik akışı kısmen sağlanmış olup, ulaşımın normale dönmesi için çalışmalara devam edilmektedir" denildi. Bolu geçişinde zor anlar Otoyolun Bolu geçişinde yoğunluk ve kış şartları nedeniyle trafik zaman zaman durma noktasına geldi. Güzergah üzerinde yolda kalan tırlar ve otomobiller nedeniyle ulaşımda aksamalar yaşanırken, sürücüler zor anlar yaşadı. Öte yandan D-100 karayolunda da ulaşımda güçlükler yaşandı. Yolda kalan bir tır, Karayolları ekiplerine ait greyderin halatla çekmesi sonucu bulunduğu yerden kurtarıldı. Ekiplerin, TEM Otoyolu’nda ulaşımı normale döndürmek ve yolda kalan araçları kurtarmak için başlattığı çalışmalar aralıksız sürüyor.